Yeni Üyelik
49.
Bölüm

49.Bölüm: Melekler Diyarı

@happystrawberryy

Roesia'nın Gözünden

Kalbim acıyla yoğrulurken dikkatimi Metatron'a verdim.

"Anlayamıyorum Metatron"

"Neyi anlayamıyorsun?"

"Sen bunca zamandır Carmente'yi aradın. Hep onunla olmak istedin. Ama şimdi onu kendi elinle Kharoon'a teslim ettin. Onun için herşeyim demiştin bana. Neden beni ona tercih ettin?" Dedim merakla.

"Evet bu zamana kadar Carmente'yi aradığım doğru Roesia ama aynı zamanda Kharoon'dan intikam almayı öyle çok arzuluyordum ki..." dediğinde lafını devam ettirmeden araya girdim.

"Ne yani beni sırf bir intikam uğruna mı aldın ondan?" Dedim.

"Hayır öyle değil Roesia, ben sizi en başından beri izliyordum"

"Yani bundan ne anlamam gerekiyor?" Dedim.

"Sen çok farklısın yani bilmiyorum. İzlerken istemsizce seni daha çok görmeyi istedim. Çoğu zaman bunu yaptığım için kendimden nefret ettim. Ama şunu farkettim bu evrende birbirinden çeşit kadın var ve hepsine sorsan sana binlerce istek listesi yapar ama sen sen sadece sevgi istiyorsun, içinde büyük bir saf enerji var. Bunu tüm güç sahipleri görüyor. Öyle eşsiz birisin ki dikkatleri hemen üzerine çekiyorsun ama sen bunun farkında değilsin" dedi ve gözlerimin içine doğru baktı.

Bakışlarımı ondan çekip ellerime baktım. Hala gökyüzünde seyahat ediyorduk. Konuyu değiştirmek istiyordum.

"Şimdi ne olacak? Nereye gidiyoruz?" Dedim.

"İstediğin bir yer varsa oraya gidebiliriz" dedi.

"Sanırım hiç gitmediğim bir yere gitmeyi istiyorum ve mümkün mertebe çevremde az kişi olsun bir süre halim olmayacak gibi" dediğimde Metatron başını anlayışla salladı ve kırmızı kanatlarını daha güçlü bir şekilde çırpmaya başladı.

Yarım saat kadar daha ilerledikten sonra gözleri parıldamaya başladı.

"İşte Melekler Diyarına geldik, nasıl ama" dediğinde başımı çevirip gösterdiği yere baktım.

Bulutların üzerinde konumlanmış saraya benzeyen yapılar vardı.

Metatron'a cevap vermedim. O da bu bulutların arasına doğru ilerlemeye başladı.

Beyaz kanatları olan ilahi bir şekilde parlayan melekler ikimize doğru bakıyordu.

"Jophiel şuna bak Metatron dönmüş hem de Ölümün Efendisinin getirdiği insan kızla birlikte!!!" Diyen bir melek çocuk heyecanlı gözlerle bizi izliyordu.

Jophiel dediği kişi bir kadındı çocuğun elini yavaşça indirip bize doğru yaklaştı.

Kahve tonlarında saçları özenle yapılmış elmacık kemikleri belirgin güzel gergin bir yüze sahipti. Ela gözleri ışıldıyordu, bembeyaz kanatları nur gibi parlıyordu.

"Metatron, Carmente'yi getireceğini beklerden bu insan kızın ne işi var burada?" dedi kadın sesini yükselterek.

"Carmente, Ölüm ile birlikte, Roesia ise benimle Jophiel ona saygı göstermenizi istiyorum" dedi Metatron.

"Biliyorsun ki biz melekler insanların dostuyuz. Fakat bu kız gittiği her yerde kaosu peşinden sürüklüyor. Bu huzurlu diyarımızın bozguna uğramasını istemeyiz değil mi? Seni bile zor kabul etti bu topluluk düşmüş melek" deyip iğneleyici bir şekilde Metatron'a baktı.

Metatron ise "O kaosa sebep olan Adalet Tanrısının kendi hırslarıydı. Orada bende vardım. Hepinize de gösterdim. Roesia sadece masum hepiniz görmüyor musunuz ondaki saf enerjiyi?" Dediğinde birkaç kişi daha gelip bana doğru bakıyordu.

"Evet Jophiel şuna bak onun içinde altın gibi saf bir enerji var" dedi çocuk sevinçle.

Jophiel de biraz bekledikten sonra elini üzerimde gezdirdi o anda vücudumdan sarı bir ışık hızla yayıldı ve söndü. "Tamam geçebilirsiniz o sadece bir masum ama kız çok solgun görünüyor ona bir oda ayarlattır ve hizmetlilere söyle temizleyip güzel kıyafetler giydirsinler" deyip beyaz elbisesinin eteğini kendine doğru çekti ve arkasını dönüp gitti.

Çocuk "o seni çok sevdi insan" diyerek gülmeye başladı.

Çocuğun gülüşü içimi ısıtmıştı "peki ya sen?" Dedim ona.

"Ohooo ben seni daha gelirken sevdim" dedi ve gülümsedi.

Metatron "Ona biraz izin ver Cedric onun dinlenmeye ihtiyacı var" dedi ve beni hızla büyük yapıların arasına doğru soktu.

Cedric gülümseyip başını sallamıştı sadece.

Melekler diyarında herkes bir işle meşgul gibi görünüyordu. Baya farklı bir yerdi ama ben sebepsizce Kemikler Şehrini özlüyordum. Galiba orada daha fazla vakit geçirmeyi istemiştim. Sanırım içimde uhte kaldı her şey.

Metatron beni diyarın en büyük yerlerinden olan bir sarayın içerisine getirmişti.

Sarayın en üst katındaki pencereden direkt içeriye girmiştik. Beni orada yere indirdi ve sağımızda kalan kapıyı açtı.

İçerisi beyaz, pudra, sarı daha çok pastel ve açık tonların hakim olduğu ferah bir odaydı.

"Burası senin odan" deyip gülümsedi.

"Aslında Carmente içindi değil mi?" Deyip acı bir şekilde gülümsedim.

Yüzü bir anda değişti "bir şey söylemene gerek yok anlıyorum" deyip odaya doğru ilerledim.

"Birazdan hizmetliler gelecek, ben bir süre aşağıda olacağım bir şeye ihtiyacın olursa hizmetlilere söyleyebilirsin onlar bana iletirler" dedi.

"Aslında belli bir süre kimsenin beni rahatsız etmesini istemiyorum Metatron biraz kendimi toparlamaya ihtiyacım var" deyip yavaşça yatağın üzerine oturdum.

Metatron "Tabi Roesia sen nasıl istersen" deyip odadan çıktı.

O çıktıktan 10 dakika kadar sonra hizmetliler ellerinde malzemelerle odaya girdi.

"Leydim biz hemen suyunuzu hazırlıyoruz isterseniz üzerinizi çıkaralım" deyip bana doğru gelmeye başladılar o anda Ölümün beni sarayına getirdiği gün aklıma geldi.

"Hayır durun! Ben banyoda üzerimi çıkartıp yıkanırım siz sadece malzemeleri verin" deyip ellerindeki kıyafetleri ve yıkanmak için verdikleri ürünleri aldım.

Hızla banyomu yapıp üzerimi giyindim. Kapıyı açıp tam çıkacağım esnada hizmetlilerin konuşma ve gülüşme seslerini duydum.

"Ne?! Ölümün Efendisi Carmente için bir Balo mu düzenliyormuş!"

"Buna inanamıyorum çok görkemli olacak desenize. Acaba biz de gidebilir miyiz? Ah çok isterdim bir baloya gitmeyi"

"Susun kızlar daha demin efendimiz tembihledi bu kızın bunu duymaması gerekiyor sonra konuşuruz"

 

.

.

.

 

Evet bölüm sonuna geldik🌟

Ne düşünüyorsunuz bakalım? Sizce neler olacak?

Roesia Baloyu öğrendi 🥲

Hımmm geliyor gelmekte olan...

Diğer bölümde görüşmek üzere ☺️♥️

Loading...
0%