Yeni Üyelik
50.
Bölüm

50.Bölüm: İçimdeki Güller

@happystrawberryy

Ne yani onun için bir Balo mu düzenliyordu. Onu bulması şerefine mi?

En son giderken kalbim senin esirin demişti. Bu bir yalan mıydı?

Kapıyı açamadan yere çöktüm. Ben daha yeni gitmiştim hemen bunu mu düşündü biraz zaman geçmesini bile beklememiş.

Onu bulmanın mutluluğuyla bir eğlence düzenleyecekti demek.

Kalbimi sıkı sıkı tuttum.

Hıçkırıklarımı duyan hizmetliler hızla yanıma geldiler.

"Leydim iyi misiniz?! Neler oluyor?" Deyip koluma girdiler.

"Bırakın benii!! Bırakın çıkın dışarı! Kimseyi istemiyorum hiçkimse gelmesin hem de hiçkimse!"

Dediğimde korkup dışarı attılar kendilerini.

İçimdeki tüm kelimeler boğazıma yapışmıştı. Korku vücudumda bir parazit gibi geziyordu.

Acı ellerimi titretiyordu. Hırçınlığım öfkeye sebep oluyordu.

Ne yaptığımı bilmeden odadaki komodonin üzerindeki sürahiyi alıp yere fırlattım.

"Demek onun için sevindin!"

Sonra raflara dizilmiş şık bardakları dolaptan tek tek çıkartıp yere fırlattım.

"Demek onun için Balo düzenliyorsun!"

Daha da şiddetli bir şekilde bardakları duvara atıp parçalamaya başladım.

"Beni neden aldın o zaman ha! Söyle bana! Beni duyuyor musun Vanth?!"

"Sana diyorum sen sen çok acımasızsın Ölümün Efendisi"

Ellerim kıpkırmızıydı kanıyordu. Ama umursamadan raftaki tüm bardakları, tabakları fırlatmaya devam ettim.

Bazılarının cam kırıklıkları yüzüme çarpıyordu.

Hıçkırarak ağlayıp bağırıyordum.

"Beni unuttun mu?! Kharoon Vanth!!! Daha düne kadar kanatlarının arasına aldığın kadını. Evlilik vaadi verdiğin kadını ne çabuk unuttun! Duyuyor musun beni? Bana yaşattığın bu acıyı asla unutma! Çünkü sana yemin olsun ki ben bu yaptığını asla unutmayacağım"

Ardından dolabın tamamını arkadan ittirip yere devirdim, her yer paramparça olmuştu.

Saçlarımın arasından kanım akıyordu. Ama bunu önemsemeden kanlı ellerimle saçlarımı arkaya attım.

Odanın karşısındaki aynayı hızla elime aldım onu tam fırlatacağım esnada birisi hızla tuttu.

Metatron "bu kadar yeter, yapma, daha fazla yakma canını" deyip gözlerimin içerisine bakıyordu.

Biraz önceki cam kırıklıklıklarının sesi gitmişti.

Metatron'un arkasında birkaç kişi daha vardı hayretle bana bakıyorlardı.

Kısa bir an onlara bakıp geri Metatron'a baktım. Odanın içi bir anda sessizleşmişti. Gözümden hüzünlü bir damla yaş aktı.

Kaşlarımı çattım "ben daha yeni geldim buraya ama o ben gider gitmez kutlama düşünmüş Metatron" dedim ve aynayı çekmeye çalıştım.

O ise sertçe elimden aynayı çekip aldı. "Sana kim söyledi bunu?" Diye sordu.

"Bunun ne önemi var kimin ne söylediğinin ne önemi var?! Baksana değerim buymuş benim. Sen neden beni getirdin ki buraya baksana şu arkandaki bakışlara" deyip Metatron'un arkasında eliyle ağzını kapatmış diğer melekleri gösterdim.

O da onlara birkaç saniye bakıp bana doğru döndü.

"Ben artık yok olmak istiyorum. Artık bu kadar acı çok fazla ben yapamıyorum. Şuna bak her yerim yara bere içerisinde ama benim bir tek kalbim acıyor hemde çok acıyor söyleyinsenize neden neden? Çok acıyor ben nefes alamıyorum" kalbim şiddetli bir şekilde çarpıyordu.

Hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladım. Nefes alamıyordum vücudum acı çekiyordu. Yere yığıldım bir anda. Elimle her yerini kan yaptığım beyaz elbiseme dokundum.

O anda Metatron'da eğilip bana sarıldı.

"Sakin ol lütfen geçecek, yapma bunu kendine Roesia iyileşeceksin yapma" diyordu ama ben onu elimle ittirdim ve başımı arkada bizi izleyen Jophiel'e çevirdim ona acı bir şekilde gülümsedim.

"Birdahaki sefere bana kırmızı bir elbise verin. Bu sayede kanlarımı görmek zorunda kalmazsınız" deyip elimle gözyaşımı sildim fütursuzca.

O anda Jophiel eğilip bana sarıldı.

"Şişşt" deyip saçlarımı okşamaya başladı.

Onun bu hareketi içimin hıçkırıklarla dolmasına sebep oldu.

"İyi olacaksın, sana yardım edeceğiz kötü olay yaşamana izin vermeyeceğiz anladın mı?" dedi ve daha da sıkı sarıldı.

"Ahh ahhh canım çok yanıyor onu özlüyorum ama ona bir daha ulaşamayacağımı biliyorum. Beni mahvetti ikimizi de mahvetti. İçimdeki hevesle açan tüm güller tek bir günde soldu" diyerek hıçkırmaya başladım.

Sonrasında ise ne olduğunu anlamadığım bir şekilde gözlerim kapanmaya başladı.

.

.

.

 

"Benim güzelim, sevgilim, sonsuzum, yakma canını. Kıyamam sana, bu kalbim senden başkasına çiçek açmayacak. Şuan çölün ortasında kalmış çaresiz bir kimse gibiyim. Senin yüzünü görmek bir damla su içmek gibi ruhumu ve bedenimi iyileştirecek. Beni senden koparma..."

 

.

.

.

 

 

Eveet bölüm sonu 🌸

Neler hissediyorsunuz?

Roesia'nın hislerini aktardım o hissettiğin yoğun acı...

Peki ya sondaki duyduğu neydi?

Diğer bölümde görüşmek üzere ❤️

Loading...
0%