@happystrawberryy
|
Roesia'nın Gözünden "Roesiam" Kharoon dudaklarının arasından benim ismimi bu şekilde söyleyince yanındaki saçları sarıya dönüşmüş olan Luna onu hızla kendine çekip sallamaya başladı. "Kendine gel Ölümün Efendisi açılışı yapmalısın" dedi bozulmuş bir suratla. Biz de Metatron ile yavaşça ilerleyip onlara baş selamı verdik ve yan tarafta duran Jophiel'in yanına geçtik. Luna gerçekten farklı görünüyordu. Yüzü hala aynı Luna'ydı ama saçları aynı gerçeklik aynasında gördüğüm Carmente'ninkilere aitti. Onları bu şekilde yan yana gördükçe boğazım düğümleniyordu. Kharoon biraz öksürdükten sonra konuşmaya başladı, "Sevgili konuklar, bugün burada hepimiz Carmente'nin ortaya çıkış sebebi ile toplanmış bulunmaktayız. Ama aynı zamanda tüm diyarların ve şehirlerin kaynaşması, dostluk bağlarının gelişmesi için de bu Balo ve akabinde diğer günlerde yapacağımız yarışmalar aramızdaki buzları eritecektir. Şimdi huzurlarınızda sevgili Carmente ile açılış dansını yapacağız. Müzik lütfen" dedi ve Luna'nın elini tutup onu dans alanının ortasına doğru çekti. Luna siyah gösterişli bir balo elbisesi giymişti. Kolları güpürlü etek kısmı siyah taşlarla diziliydi. Kharoon'un siyah takımı onda jilet gibi duruyordu. Tek bir kusur bile göremiyordum. Luna bakışlarıyla resmen Kharoon'un içine düşecek gibiydi. Onları bu halde görmek içimi paramparça yapıyordu. Bir yanım bu Balodan hızla koşup ayrılmayı istese de bir yanım bana bu yaptığını ödetmek istiyordu. İstemeden de olsa elimi sıkıyordum. Ama o anda Metatron ben yanındayım dercesine elimi tutup geri çekti. Ona kısa bir an bakıp geri dans alanına baktım. Yerde danslarını yaparken bir anda ikisininde kanatları açıldı ve büyük, gökyüzüne kadar uzanan şeffaf tavanın en üstüne kadar çıkıp dönmeye başladılar. Bu jophiel'in dediği kanat dansı olmalıydı. Sonrasında tekrar yere doğru indiler. "Hadi ama onların bu sıkıcı, duygusuz danslarını izlemektense ben seni izlemeyi tercih ederim" diyerek Mars yanıma gelmişti. Ona gülümsedim " neden öyle diyorsun ki baksana Luna ne kadar mutlu. O Tanrılar Şehrindeyken bile Carmente olduğunu söylüyordu demekki içindeymiş her şey" deyip buruk bir gülümseme yaptım. Mars desteklercesine koluma dokundu ve gözlerimin içine bakarak "Roesia inan hepimiz şaşkına döndük" dedi. O anda Metatron, Mars'ın elini kolumdan çekti. "Hop hop ağır ol bakalım Düşmüş Melek ben onunla senden önce tanıştım bir kere tamam mı?" Deyip ona doğru alaycı bir gülüş yaptı. "Ama o benimle Savaş Tanrısı! Uzasan diyorum ne iyi olur?!" Diyerek Metatron onun üzerine doğru işaret parmağını koyup ittirdi. "Hadi ama sakinleşin lütfen kimse bir yere gitmek zorunda değil sadece konuşuyoruz Metatron rahat ol lütfen" dedim ona doğru bakarak. O da hızla geri çekildi ve kulağıma doğru fısıldadı, "Roesia sadece Tanrılardan pek haz etmiyorum" dedi. Ona doğru döndüm ve gözlerine kızgın bir şekilde baktım. "Ah peki peki" deyip elini kaldırdı ve masadaki içecekten bir yudum aldı. Bende tekrar Mars'a döndüm. "Mars nasıl oldu bu, yani bir anda nasıl ortaya çıktı Carmente olduğu?" Dedim merakla. "Hatırlarsan sana yakın zamanda yeni bir Yaşam Tanrıçası gelecekti demiştim. Tanrılar Şehrinde her Tanrının ve Tanrıçanın bir taşı vardır. O kişi eğer yaşıyorsa ışığı yanar değilse sönük olur. Biz baktığımızda Yaşam Tanrıçasının taşının ışığı yanıyordu ve yeni birisi de gelmemişti. Bunu test etmek için tek tek herkesi bu taşa dokundurduk. Luna dokunduğunda onun saçları bir anda sarıya döndü ve o hızla kafasını tuttu. Sonra anılarını hatırlamaya başladı ve Yaşam Tanrıçasının yapabileceği büyüleri yaptı. Anlayacağın bu sayede onun aslında Carmente olduğunu anladık" deyip dudaklarını büzdü. "Peki anlıyorum Mars teşekkür ederim açıklama yaptığın için. Ama ne komik değil mi Ölüm için saç baş kavga ettiğim kız şimdi Ölümün kollarının arasında ben ise köşeden onları izliyorum sadece" derken istemsizce gözlerim dolmuştu. Onlar yenice danslarını bitiriyorlardı ve yerlerine geçtiler. Arkasından biraz daha hareketli parçalar çalmaya başladı ve herkes bir bir dans alanına akın etti. Mars yavaşça kulağıma eğildi ve "Roesia teklifim hala geçerli ne zaman istersen, eğer olurda bu yanındaki de sana zarar verir o zaman seni istediğin yere kaçırırım" deyip güldü. Bende ona bakıp gülümsedim. "Kaybolmuş gibiyim Mars, artık ne yapacağımı bilmiyorum oradan oraya sürükleniyorum sadece" dedim iç çekerek. "Hımm ama ben şimdi sana neyin iyi geleceğini biliyorum" dediğinde beni elimden tutup hızla dans alanına çekti. "Ahh hayırr dur Mars ne yapıyorsun? Ben sadece ana danslara çalıştım dans edemem burada" "Hayır edersin edersin Silvanus, Anna'yı da al siz de gelin hadi" diyerek onları da yanımıza çağırdı. Anna ben sorgu sürecindeyken Aequitas'ın önünde Silvanus ile birlikte bana merhamet etmesi için eğilen kızdı. Kısa açık kahve tonlarında saçlara sahipti ve yüzünde bebeksi bir ifade vardı. Onlar da yanımıza katıldığında yavaşça kendimi şarkının ritmine bırakıp dans etmeye çalıştım. Mars da bana eşlik edip elimden tutarak beni döndürüp gülüyordu. Bende gülümseyerek ona uyum sağlıyordum. "Nasıl ama biraz olsun keyfin yerine geldi değil mi?" Diyerek gülüyordu. "Yaaa tabi tabi nasıl da keyiflendim ama böyle dans eden bir tek ben varımdır" diyerek kendimi gösterince daha da güçlü bir kahkaha attı. "İnan ki Roesia sen her şeyinle kendine özgüsün ve bence gayet güzel uyum sağladın" diyerek gülüp beni tekrar döndürüp elimi tutuyordu. O esnada birisi elini omzuma attı. "Kızım sen bu erkekleri deli mi edeceksin?" Jophiel bana imalı bir şekilde bakarken ona kaşlarımı çatıp "anlamadım" dedim. O da eliyle önce Metatron'u ardından Kharoon'u gösterdi. İkisi de bir ellerini ceplerine koymuş diğer ellerini de yumruk yapmış bir bana bir Mars'a bakıyorlardı. "Galiba onları önemsememeliyim değil mi?" Deyip kızarmış bir şekilde Jophiel'e baktım. "Aaa tabi tabi 1 adet kızgın Ölümün Efendisi ve 1 adet Meleklerin En Ulusundan kime ne zarar gelir ki! Amaan salla dans etmene bak sen" dediğinde ona güldüm. Ardından sağ elimi tutup beni biraz daha ortalara doğru çekti. Mars "hey o benim dans eşimdi onu nereye götürüyorsun Melek?!" Diye arkamızdan seslendiğinde ikimizde gülmüştük. "Metatron beni ondan almanı söyledi değil mi?" Diye imalı bir şekilde gülmüştüm ona. O da kafasını sallayıp göz kırptı. "Hadi ama Jophiel balo boyunca bana bakıcılık mı yapacaksın. Şuna bak daha deminden beri çaresizce sana el sallayan kişileri görüyorum" dedim ve tekrar ileri taraflara doğru baktım. Jophiel'in çevresi gerçekten genişti buradaki herkes onu tanıyor olmalıydı. "Sanırım birazcık haklısın Roesia. Şu ısrarla beni çağıran yakışıklı Elfin yanına gidip konuşup hemencecik dönerim tamam mı? Sen dansa devam et" deyip gülerek benden uzaklaşıp gösterdiği elfin yanına gitti. Ortada tek başıma kalmıştım ben de o gelene kadar kendi kendime dans etmeye başladım. Ve şuanda bana doğru yaklaşan birisi vardı. Kanatları ateş gibiydi üzeri de ona uyumlu siyah, sarı, turuncu ve kırmızı tonları hakimdi. Sert yüz hatlarına sahipti. Omuzlarında belirgin bir çıkıntı vardı kas dokusu gibi. Geriye çekilmeye çalıştığım esnada beni hızla belimden tutup çekti "geldiğinden beri seni izliyorum bu nasıl bir ışık böyle? Gözlerimi alamıyorum senden" deyip beni iyice sıkmaya başladı. "Bırakın beni lütfen!" Diyerek kendimi çekmeye çalıştım ama başaramadım. "Bu evrene çok yakışmışsın insan. Bu gece seninle dans edip uzun vakitler geçirmeyi istiyorum. Peki ya sen?" Deyip üzerime doğru eğiliyordu ve ateş gibi gözlerini ayırmadan gözümün içine bakıyordu. "Hayır tabiki seninle vakit felan geçirmek istemiyorum hatta sana bakmak bile istemiyorum" deyip gözlerimi kapattım ve ellerimi onun üzerine koyarak bedenini ittirdim ve kendimi iyice geriye çektim. Ama bir anda elim boşlukta kaldı ve bu kişinin belimdeki elleri yok oldu. Müzik sesi kesilmişti. Gözlerimi hızla açtığımda bir yanımda Kharoon diğer yanımda Metatron vardı ikisi de elini kollarıma koymuştu ve yanıma yaklaşan adam yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu...
. . .
Ayyy bölüm sonuuu🐥 Heyecanlııı şeylere yaşıyoruz ayoll😻 Ayyy bakalım neler olacak bende merak ettim şimdik 😽 Diğer bölümde görüşmek üzereee 🧚🏻♀️ |
0% |