@happystrawberryy
|
*Hafif düzeyde smut! Dudaklarımın arasından akan sıvıyı istemsizce yutmuştum ama Kharoon dudaklarımı bırakmıyordu. Karşılık veremiyordum ama kendimi de ondan çekemiyordum çünkü o inanılmaz güçlüydü. Dudaklarımı son kez sulu bir şekilde öpüp emdikten sonra kendisini çekti. "Ne ne yaptın bana?" Dedim. O anda Metatron'un sesini duydum yine. "Roesia nereye gittin?" Diyordu ama o neredeyse önümüze kadar gelmişti ve şuanda bizi görmesi gerekirdi. Elimi dudaklarıma dokundurdum. "Bu bu sıvı, görünmezlik iksiri mi içirdin bana?" Deyip Kharoon'a baktım o da gülümseyip kafasını salladı. "Bu gece benimsin" dediğinde ne demek istediğini anlayamadan Noah koşarak geldi. "Melek Metatron, Roesia sarayındaki odasında istirahat edeceğini söyledi bende onu geçirdim dilerseniz boşuna aramayın onu" dedi ve Metatron hızla geri döndü. Kharoon "işte bu kadar" deyip ellerini açtı. "Ne bu kadar bırak beni gideceğim ben" dedim telaşla. "Seni o Metatron şerefsizine bırakacağımı sanıyorsan çok beklersin tamam mı?! Zaten sana dokunduğu her an her saniye onu öldürmemek için zor tuttum kendimi. Kesinlikle itiraz istemiyorum. Sen sadece benimsin anladın mı?! O binanın üzerindeyken de, acı çekerken de, mutluyken de sen hep benimdin" dedi. "Seninsem gitmeme izin vermeyecektin o zaman! Seninsem Carmente ile olmayacaktın o zaman! Beni ne hale getirdin farkında mısın sen ya?!" Diyerek gözlerim yaşlı bir şekilde ona baktım. "Neyi neden yaptığımı anlayacaksın ama şimdi benimle geliyorsun" diyerek beni kucağına aldı. "Kharoon yapma dedim sana bırak beni bırak" diyerek göğsüne vurdum. "Olmaz seni büyülü ormanın en güzel yerine götüreceğim" diyerek ilerledi. "Sana beni bırak dedim Kharoon indir beni hemen yere?" Dedim ona sinirli bir şekilde. "Sinirlenince daha tatlı oluyorsun" diyerek gülmeye başladı. O gülerken asıl daha tatlı oluyordu ve bu dikkatimi dağıtıyordu "gülme lütfen" dedim gözlerimi kaçırarak. "Neden daha mı tatlı oluyorum?" Dediğinde daha da keyifle güldü. Bu sefer gözlerimi ondan alamamıştım. Çünkü gece boyunca ilk kez bu kadar içten gülüyordu. "Eğer böyle bakmaya devam edersen seni sabaha kadar öpeceğim" dediğinde yüzüm kıpkırmızı olmuştu. "Kalbini öperken de böyle kıpkırmızıydın" dediğinde elimle göğsüne vurdum. "Sussan mı acaba?" Diyerek gözlerimi ona diktim. "Tamam tamam geldik zaten bak" dediğinde başımı beni getirdiği yere çevirdim. Ormanın içinde sığ tertemiz bir suyun yanına gelmiştik. Çok güzeldi.
Gözlerimi sudan ayırmadan bakarken Kharoon beni yavaşça suyun içerisine doğru getirdi. "Beni suyun içerisine koymayacaksın değil mi?" Diyerek şaşkın bir şekilde ona baktım. "Evet tam olarak bunu yapacağım" dediğinde "dur elbisem" dedim. "Ne olmuş elbisene?" Dedi. "Onun ıslanmasını istemiyorum beni lütfen taşın üzerine koyar mısın?" Dedim. "Hadi ama benim de takımım ıslandı bunu şuan önemseme" dediğinde beni yavaşça suyun içerisine yerleştirdi. Suyun içerisinde oturur pozisyondaydım. Su öyle güzeldi ki beni dinginleştiriyordu. "Kıyafetlerimiz mahvoldu şuna bak" dediğimde o beni dinlemeden üzerini çıkarmaya başladı. "Ne yapıyorsun bir gören olacak" dedim endişeyle. "Beni sadece sen görebilirsin seni de sadece ben görebilirim. İkimiz tek iksiri dudaktan paylaştık hatırlarsan" deyip göz kırptı bana ve iç çamaşırı kalana kadar tüm kıyafetlerini çıkartıp kenardaki taşın üzerine koydu. O öyle eşsiz bir vücuda sahipti ki. Göğsündeki kaslar ahenkle sıralanmış büyük bedeni dünyadaki Yunan Tanrılarını kıskandıracak kadar muhteşemdi. Kanatları onu daha da ihtişamlı gösteriyordu. Korsemin üzerinden şişen göğsüm çarpıntıyla dolu bir şekilde atarken elimi üzerine koydum. O anda Kharoon tekrar suyun içerisine girdi ve eliyle çeneme dokunup açık kalan ağzımı kapattı. Kendimi düzelteceğim esnada fırsat vermeden göğsümün üzerindeki elimi öptü. Elimi hızla suya indirdim. "Yanlış yapıyoruz Kharoon bu olmamalı ben gidiyorum" deyip ayağa kalktım ve yan tarafa doğru ilerledim. Ama o kolumdan tutup beni kendine çekti. "Bu gece benimsin dedim sana" "Bu ne demek ol-" lafımı devam ettiremeden ellerini saçlarımın arasından geçirip dudaklarımı tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Kendimi çekmeye çalıştım ama sımsıkı tutuyordu beni. Öyle derin öpüyordu ki onun akışına kendimi kaptırmadan edemiyordum. Tutkuyla ellerini saçlarımın ve boynumun arasında gezdiriyor dudaklarımı soluksuzca öpüp emiyordu. Bende yavaşça karşılık vermeye başladım öpücüklerine. Bunu yaptığımı hissedince ellerini korsemin iplerine indirdi ve ipleri sertçe çekip çıkardı. Korse belimden hızla aşağıya kaydı. Kharoon anlık dudaklarını benden çekip korseyi alttan yakaladı ve yan taraftaki taşın üzerine doğru fırlattı. Ardından tekrar dudaklarıma yapıştı. Üstüm çırılçıplak kalmıştı altımda sadece eteğim vardı. Kharoon ellerini yavaşça çıplak belimde gezdirdi ve bedenini geri çekerek ellerini göğüslerimin üzerinde gezdirmeye başladı. Bu yaptığıyla birlikte ürperen göğüs uçlarım dimdik kalktı ve bu durum iyice utanmama sebep oldu. "Ahhh" dudaklarımdan, öpücüklerimizin arasında inlemelerim kaçıyordu ve vücut ısım tavan yapmıştı. Göğsüm hızla inip kalkıyordu ve kalktığında Kharoon'un damarlı büyük eline yoğun bir şekilde çarpıp baskı yapıyordu. Bu da beni heyecanlandırıyordu. Ah dur bir dakika ne yapıyorum ben? Beni başka bir kadına tercih eden adamla şuan birlikte mi oluyordum yani. Hem de her geceyi onunla geçiren bir kadın vardı. O zaman ben hangi konumda oluyordum ki? Carmente için verdiği Baloda onunla gizlice kimseye görünmeden sevişecek miydim? Yavaşça dudaklarımı ondan ayırdım ama Kharoon hızla dudaklarını göğüslerime getirdi ve ucunu tutkulu bir şekilde emmeye başladı. Diğer göğsümün ucunu ise baş parmağı ve işaret parmağının arasına almış oynuyordu. Bunu yaparken alttan gözlerimin içine bakıyordu. Ona bakarken iyice sarhoş oluyordum. "Ahhhh Vanth dur" dedim inleyerek. Öyle çok zevk veriyordu ki bu bana ama ondan uzak durmalıydım. Karşı koymalıydım. Yavaşça dudağını göğüs ucumdan ayırıp "neden" dedi ve içeriden dilini sulu bir şekilde gezdirdi ardından diğer eliyle büyük göğüslerimi yoğurup tutkuyla sıkmaya başladı. "Ahh ahh" deyip onun geniş omuzlarından sıkıca tutup ittirdim ve hızla kolumla göğüslerimi kapattım. "Ne oldu Roesia? Sevmedin mi bunu?" Dedi bana kafası karışmış bir şekilde bakarak. "Aa hayır oh şey ondan değil ben ben gitmeliyim" dedim. Anın etkisiyle iyice afallamıştım. "Neden gitmek istiyorsun? Seninle birlikte yanmak istiyorum" Deyip hafifçe gülümsedi. "Bu ateş ikimizi de yakar Vanth" dedim. "Yakmasın mı?" Deyip biraz daha bana yakınlaştı. "Kafamı karıştırıyorsun yapma bunu bana" dedim nefes nefese. "Ya kendimi durduramıyorsam?" Deyip gözlerimin içine baktı ve sıcak nefesi yüzüme çarptı. Bu sefer kendimi iyice toparlayıp dudaklarımı ısırdım ve ona baktım. "Ben senin metresin olmayacağım tamam mı?!" Dedim sertçe. "Ne?!!" Dedi hayretle. "Evet duydun 10 gün boyunca her geceyi Carmente ile geçirip burada nasıl benimle birlikte olabilirsin sen?!" Dedim öfkeyle. Ardından hızla taşın üzerinden korsemi alıp belime koydum ve iplerini rastgele üzerinden doladım. Kharoon "bu ne saçmalık?!" Diye hiddetlendiğinde yüzüne bir anda eski kemik görünümü gelip geçti. "Saçmalık mı? Ama o böyle söylemiyor, Carmente böyle söylemiyor o sana Kharoon'um deyip her gece okşuyormuş seni. Tabi doğru ya sende ona Carmente hep bana aitti sonsuza kadar bana ait olacak demiştin. Birbirinizi buldunuz o zaman neden benimlesin Ölümün Efendisi?!" Derken sertçe onun göğsüne vurdum. Bakışları bir anda değişmeye başlamıştı. Göğsü sertçe inip kalkıyordu. "Neden ha neden" diyerek tekrar tekrar vurdum. "Neden benim canımı bu kadar yakıyorsun?! Neler hissettiğimi göremiyor musun ha söyle bana?" Diye tekrar vurup gözyaşları içerisinde yüzüne karşı haykırdım. Sureti değişip duruyordu en son eski kemik sureti geri yüzüne yerleşmişti ama saçları ve belli kısımları hala vardı. Şimdi o ilk anlarımızdaki gibi zifiri karanlık olan gözleri yerine gelmiş bana bakıyordu. "Neler oluyor?" Dedim titreyerek. "Ne mi oluyor? Anlamıyor musun Roesia! Bu Kutsal Ebedi Ölüm senin için deli oluyor! Sen iste tüm ruhumu senin ayaklarının altına sererim ben anladın mı?!" Deyip eliyle kemikli kaslı göğsüne sertçe vurdu. Sonra derin bir nefes alıp tekrar devam etti, "Sana sadece bana güven dedim. Bu saçmalıkları Luna mı söyledi bilmiyorum ama ben sen yokken her gece sonsuzluk vadisine gittim senin üzerine örttüğüm o beyaz örtüye sarılıp yaşadığımız anları düşündüm. Gündüzleri ise senin için, seni görmek için hazırladığım bu balo ile ilgilendim" Deyip üzerime doğru gelmişti. Soğuk nefesi yüzüme çarpıyordu. Kalbim korkuyla karışık onun bana olan bu bağlılığının verdiği derin hissiyatla çarpıyordu. "Yani sen sen benden hiç mi vazgeçmedin?"
. . .
Eveett bölüm sonuuu❤️🎬 Eveet tutkulu bir sahne de oldu... Huhhh uzun bölüm oldu sizce nasıldı? Derin bir yüzleşme geliyor hazır olalım🫠 Birbirlerine derin bir aşk ve tutkuyla bağlılar bakalım neler olacakkk 🧚🏻♀️💋 Diğer bölümde görüşmek üzereeee🦋 |
0% |