@happystrawberryy
|
"Yani sen sen benden hiç mi vazgeçmedin?" "Hiç hem de hiç vazgeçmedim. Gitmene izin verdim çünkü yemini yok etmenin, kırdırmanın bir yolunu bulmalıydım" dedi. "Bunu beni göndermeden de yapamaz mıydın?! Hem sen nasıl güvendin! Ya Metatron bana zarar verseydi hiç mi düşünmedin bunları?" dedim gözlerim dolarak. "Sen yanımda kalsaydın seni tamamen kaybedebilirdim. Şuanda da görünmez olmamızın bir sebebi var Roesia. Ayrıca Metatron'u herkesten daha iyi tanıyorum. O sana asla zarar vermez. Ondan başkasına da güvenemezdim" dedi. "Peki ya ne oldu bulabildin mi yemini kırdırmanın yolunu? Ayrıca Carmente'yi öylece bırakacak mısın? Bulamadıysan hala sen-" lafımı devam ettirmeden sertçe konuştu. "Çok çok derin ve farklı olaylar oluyor. Karanlık bir şey hissediyorum hem de çok karanlık Roesia. Ayrıca evet buldum yolunu. Sen Carmente için merak etme o da sınanacak" Dediğinde nefes nefeseydi. "Kharoon korkutma beni. Ne gibi bir karanlık hissediyorsun. Hem sen nasıl buldun nasıl yok edeceksin o yemini? Carmente nasıl sınanacak? Bak ben insanım zihnim senin zihninle boy ölçüşemez farkındayım bunun ama beni lütfen biraz olsun aydınlat" dedim yüzüne bakarak. "İşte böyle" dedi ve bir anda suyun içerisinden çıktı. İnsani görüntüsü tamamen yok oldu. saçları da dahil tüm vücudunda tek bir et ve deri bile kalmadı sadece sert kas dokusu ve kemik vardı. "Ama ama sen hep böyle mi kalacaksın neler oluyor?" Dedim endişeyle. "Bana iyi bak Roesia. Ne düşünüyorsun bu bedenim hakkında?" Dedi ve derin bir soluk çekti içine. Ona doğru baktım ve yavaşça bende suyun içinden çıkıp onun yanına doğru geldim. Ay, bu korkutucu kemik ve kas yapısını yeniden pırlanta gibi parlatmaya başladı ve ondan gözlerimi alamadım. Onun bu halini özlemiştim. Ama gerçek duygularımı söylemeli miydim? Bilmiyordum. "Gerçek hislerini söyle?" Dedi bir anda. "Şey yani benim için fark etmiyor sen hangi bedende olursan ol benim için aynı Kharoon'sun" dedim zifiri karanlık gözlerinin içine bakarak. Memnun olmuş bir şekilde hafifçe gülümsedi. "Bu baloda Carmente'yi duyurmamın bir amacı vardı" "Nasıl yani nasıl bir amacı vardı bunun?" "O balodaki gördüğün varlıklar. Onlar zamanında beni ve Carmente'yi arzulayıp onun ruhunun ve güçlerinin alınıp başka yerlere taşınmasına benim de tüm evrendeki varlıklara atfedilen bedenim, duygularım, benliğimin alınmasına sebep oldular" dediğinde derin derin nefes alıyordu. "Ama şimdi tekrar bu bedenindesin" dedim bunun nedenini iyice merak ediyordum. "Çünkü av zamanı" deyip yüzündeki kemiksi ifadeyi bir anda yan bir sırıtış aldı. "Av mı?" "Evet ortaya çıkması gereken bedenleri avlayacağız. Bir anda Carmente'nin ortaya çıkışı. Metatron'un sana karşı olan duygu değişimleri. Ayrıca Metatron buz küplerini geri verdi fakat onlarda sanki güçlü bir büyünün varlığını hissediyorum. Çok çetin bir şey var ve bu şeyin amacı seni benden koparmak veya ikimize de zarar vermek" dedi. "Nasıl anladın bunu peki Kharoon?" dedim. "Ölümün Kalbi. Sence Metatron'un tüm görevlilerimi öldürdükten sonra orayı öyle başıboş mu bırakacaktım?" Deyip gözlerimin içine doğru hafifçe gülümsedi. Korkuyla sendeledim. "Ne yani? Sen her şeyi biliyor muydun? O gün Metatron'un benimle konuştuğunu da biliyordun. Ama neden neden?!" Dedim sesim titreyerek. "İlk başta yanına gelecektim. Fakat anlamaya çalıştım. Daha o zamandan anılarımı hatırlamaya başlamıştım" "Ama bana bilmiyormuşsun gibi davranmıştın hatta o zaman da bana hikayenin uydurma olduğunu söylemiştin" dedim. "Evet çünkü sana bunu inandırmak zorundaydım. Özür dilerim Roesia ama bunu gerçekten yaşamalıydın. Herkes benim senden biraz olsun uzaklaştığımı görmeliydi" dediğinde yavaş yavaş kafamda bir şeyler oturmaya başlıyordu. "İzleniyoruz derken bunu kastediyordun" dedim. "Evet. O karanlığın izlerine Ölümün Kalbinde'de rastladım bu bambaşka bir şeydi daha önce tanıklık etmediğim bir şey. Bizim peşimizdeydi. Ama sana belli edemezdim. Ben kendi hislerimi kendi düşüncelerimi kendi aklımı bile senin gittiğine ve çaresiz kaldığıma inandırdım. Seninle gerçekten yaşadım o anları Roesia. Ama şimdi 4 günlük zamanımız kaldı. Artık sende öğrenmeye başladın. Senden yapmanı isteyeceğim şeyler olacak" diyerek omuzlarımı tutup gözlerimin içine baktı. "Kharoon dur bir dakika idrak etmeme izin ver lütfen tüm süreci. Şimdi Ölümün Kalbindeyken sen beni ve Metatron'u gördün. Her şeyi aslında biliyordun ve Metatron odamıza gelip gerçeklik aynasında her şeyi gösterirken aslında rol yapıyordun yani Carmente hep bana aitti ve sonsuza dek bana ait olacak diyerek özellikle dedin çünkü kafa karışıklığını gösterip beni kendinden uzaklaştırman gerekiyordu" "Aynen öyle ama sen gittiğinde senin peşinden gideceğim sırada Metatron beni oyaladı. Ama hesapta senin" deyip elini yüzüme koydu. "Senin uçurumdan atlayacağın aklımın ucundan bile geçmemişti güzelim. Kendi bedenim soluklaştığında bunu Metatron'da farketti ve o an çok fazla endişelendi. İsterse benim oradaki güçsüz halimden faydalanıp beni binlerce yıl uyutabilirdi. Ama o bunu yapmak yerine sana koştu. Onu uzun zamandır tanırım kolay kolay bir şey için endişe etmez. Bu yüzden ona güvenmekten başka çarem yoktu. İstemesem de, mahvolsam da senin gitmene izin verdim" dediğinde göğüs kafesi hızla inip kalkıyordu. "Peki ya Carmente onun olayı ne? Onu neden yanına getirdin?" Dedim. "Gerçeklik aynasında yansıyan her şey doğruydu. Fakat orada söylediğim şey Metatron için. Gerçeklik aynasını kimse alamaz derken şaka yapmıyordum Roesia. Cennetten bir şey getirmek, bir şey almak sandığın kadar kolay değildir. Hatırlarsan anneni getirdiğimde bile kısa süreliğine sadece getirebildim ve bunun bedeli olarak 10.000 enerji topu ödedim. Bu enerji topları benim yüzyıllık birikimimden geliyor. Metatron eğer o aynayı böyle alabiliyorsa ki zamanında kendisi yine kullanmış. Bu kadar kolay alabiliyorsa onun almasını isteyen biri veya birileri vardır" dedi ve kafasını kaldırıp etrafı hızla süzüp geri bana baktı. Ardından devam etti "Carmente göstermelik yanımda olmalıydı. Onu çağırmasaydım hala senden vazgeçmediğimi düşüneceklerdi" dedi. "Peki ya hiç mi bir şey hissetmiyorsun onun için? Bilemiyorum kendimi onun yerine koyuyorum istemsizce seninle çok güzel anılar yaşadım bir anda beni senden alsalar geri geldiğimde seninle olabilmek için her şeyi yapardım ben" deyip ona kaçamak bir bakış attım. "Ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum Roesia. Onu sevmeyi bile düşünmedim. Seni yarı yolda bırakacak kadar alçalmadım. Fakat Carmente beni sevdiğinde benim yüzüm, bedenim, benliğim vardı. Luna ise benim gücüme ve konumuma hayranlık duyuyordu. Tüm halkım bana saygıyla tapınıp, arzuluyordu fakat asıl arzulayıp sevdikleri şey gücüm ve Büyük Tanrının bana vermiş olduğu kudretimdi. Ama sen beni bu ruhsuz, benliğimin olmadığı, acı içindeki kas ve kemikten oluşan bir yaratığı sevdin" dediğinde eliyle vücudunu işaret etti. "Yani sen herkesin içindeki gerçek hissiyatları en başından beri görebiliyordun" dedim. "Ben Ölümün Efendisiyim. Tüm varlıkların hisleri, duyguları bir renk olarak onun vücudunda belirir. Evrendeki diğer mahlukatlardan çok daha farklı görü yetilerim var. Ama çoğunu ifşa etmem yasak hatta sana bile" deyip tekrar o karanlık gözlerini üzerimde gezdirdi. "Peki ya şuanda ne hissettiğimi görebiliyor musun Ölümün Efendisi" derken kalbim hızlı bir şekilde çarpıyordu. "Hıhı" dedi kafasını sallayarak. "Çok utanıyorum" dedim.
. . .
Eveett bölümün sonuna gelmiş bulunuyoruz🤍 (Arkadaşlar bunu Kitappad için belirtmek durumunda kaldım. Yorumlar için evet özgür bırakıyorum ama lütfen bazı konularda biraz daha seviyeli olunmasını rica ediyorum) Çok çok merak ediyorum gerçekten neler hissediyorsunuz? Şeyyy sizce Roesia ne hissediyor olabilir🥹 Aslında hepimiz bir illüzyondan geçtik🧚🏻♀️ Kharoon gerçekten inanılmaz zeki birisi. Zaten Ölümün Kalbindeki endişesi de Metatron değil o karanlık enerjiydi çünkü daha önce hiç bilmediği bir şey ile karşı karşıya kaldı. Bu onun için dönüm noktası diyebilirim. ☺️ Ki o Roesia'nın farkettiği Kharoon'un gözlerinin sürekli dalgınlaşması bundan geliyordu... |
0% |