@happystrawberryy
|
Ah harika güneş penceremden yatağıma sızıyordu. Bugün güzel bir gün olacaktı eminim. Küçüklüğümden beri kendi özel tarifimle yaptığım mis gibi pastam vardı Dük Javed gelmeden önce mutfağa inip hemen yapmaya indim. Mutfaktaki çalışanlardan malzemeleri istedim. Tüm malzemeleri topladıktan sonra yapmaya koyuldum. Aslında bir çilekli pastaydı benim yaptığım ama ben pastanın ortasını açıp içerisine çikolata şeker doldurup krem şantiyle kapatıyorum onun üstüne de limon koyuyordum. Benden başka hiçkimse böyle saçma bir şeyi yapamazdı eminim. Çünkü bu benim yetimhanedeyken diğer çocuklar için hazırladığım bir pastaydı. Pastanın ortasını üzerinde limon var diye istemezlerdi. Ama içini görür görmez hepsi o kısmı almak için can atardı. Aklıma gelince gülümsemeden edemedim. Nihayet pastamı hazırlayıp tezgahın üzerine koymuştum. Ben pastaya bakıp düşünürken içeriye önce Jayla ardından Nomi girdi. İkiside pastayı görür görmez mutlulukla çığlık attılar. "Leydiiimm bu pastayı yapmayalı uzun zaman oluyordu ah ben ortasını istiyorum" dedi sevinçle Nomi. Jayla da hemen arkasından konuştu "ama hayıır ortasının yarısı da benim o zaman Nomi o şekerlerin ağzımda dağılışı bana hep mutluluk veriyordu ah" deyip gözlerini yukarı kaldırıp bir şeyler hayal etmeye başladı. Ama ben tek bir kelime bile edemiyordum şuanda. Çünkü bu pastanın tarifi de her şeyi de bana özgüydü. Bu tarifte malzeme eksikliği bile vardı o zaman çocuklarla elimizde ne varsa onu kullanmıştık. "Hadi ama Leydim hepsini siz mi yiyeceksiniz yine nişasta yok değil mi tarifinizde?" Dedi Jayla kıkırdayarak. "Bir dakika bu benim özel tarifim siz bunu nasıl biliyorsunuz?" Dedim. "Unuttunuz mu Leydim daha önce de bize yaptınız dedik ya" dedi Jayla. Ardından Nomi konuştu "Hatta biz çilekli yerini istemiştik. Sonra siz ortasını gösterdiğinizde ikimiz de limonlu yeri almadığımız için pişman olmuştuk" diye eliyle ağzını kapatıp gülmeye başladı. Lan Alexandra benim tarifimi nasıl bilebilir ki ben kitabı küçüklüğümde de okumadım ki bırak okumayı kitapta böyle bir şey yazmıyordu bile. Neler oluyordu anlamıyordum. Hızla yukarı çıktım. Kızlar arkamdan seslendiler ama onları dinlemedim. Odaya geldiğimde aynanın karşısına geçtim direkt. Sonra kendime bakıp sesli bir şekilde "sen kimsin Alexandra? Ben neden buradayım? Seninle alışkanlıklarımız neden aynı?" Çünkü birkaç defa kızların benim neyi sevip neyi sevmediğimi bildiklerini öğrenince şaşırmıştım ve bu bir tesadüftür demiştim ama bu çok fazlaydı. Bu soruları sorarken birden gözlerim kapandı. Vücudum kendini yere bıraktı. Karşımda gerçek Alexandra vardı ve ben de şuan gerçek Darci'ydim. "Darci yeniden merhaba" dedi Alexandra. "Merhaba Alexandra neler oluyor söyler misin?" Dedim. Gözlerimin içine bakıyordu. Ben ise onu anlamaya çalışıyordum. Sonra bana bakarken gözlerinden bir damla yaş aktı. "Darci aslında bunu seninle ilk konuştuğumuzda söylemeyi istiyordum fakat söyleyemedim kıyamadım sana. İçimizdeki bu yalnızlık ve kimsesizlik duygusunun bir başkası tarafından giderildiğini bir kez de olsun hisset istemiştim" dedi. "Nasıl yani seni hala tam olarak anlayamıyorum Alexandra" dedim. "Sen aslında bensin ve ben de senim" dedi acı bir gülümsemeyle. "Ne bu nasıl mümkün olabilir ben sen olamam ben Darci'yim" dedim. "Ben Alexandra olarak öldüğümde Darci olarak yeniden reenkarne oldum. Ama zihnim her şeyi silmişti. Fakat intikam isteğim ve acım öyle büyüktü ki Tanrı benim sesimi duydu ve acı içinde ölen bedenime Darci'nin tüm zihniyle birlikte girebildim" dedi. "Eğer biz birsek şuan nasıl ayrı konuşabiliyoruz?" Dedim. "Sen öğrendiğin an ben kaybolacağım çünkü hem Darci hem de Alexandra asıl benliğinde birleşti. Reenkarne olduğun bu hayat senin gerçek hayatın Darci yani Alexandra" dedi. Düşüncelerimdeki bütün boşluklar yerini doldurmaya başlıyordu. Öbür dünyadaki güçlü nefretim, acımasız ve soğukkanlı oluşum. Aslında hepsini eğitime atfediyordum ama öyle değildi. Şuan Alexandra'nın yani kendi intikamımı alıyordum ben ve bana sarılan ilk ve tek kişi de yine kendim olmuştum. Beni benden başka teselli edecek kimsem yoktu. Acı acı gülümserken gözlerimden yaşlar akıyordu. Onlar bana işkence etmişlerdi, beni aşağılamışlardı, beni çırılçıplak soyup soğuk odaya terk etmişlerdi, aç bırakmışlardı, vücudumu yakmışlardı, yaralarıma tuz basmışlardı ve bunları yapan benim kendi ailemdi. Kendi ailem beni kabul etmemişti. Darci'yken yetimhanedeyken bile aile hasreti çekmiştim. Ama sonunda tüm beklentilerimi yitirip ruhsuz soğukkanlı bir şeytana dönüşmüştüm. Her şeyin anlam kazandığı andaydım ve içime acı haykırışlar oturuyordu. Hiç hissetmediğim duygular beni çepeçevre sarıyordu. Ben acımasız Darci şuanda hayatımda ilk defa kendime gardımı düşürerek, "Bana lütfen kaybolmadan önce son kez sarılır mısın?" Boğazım düğümlenmiş sesim zar zor çıkmıştı. Bir çocuk gibi karşımdaki kendimden bana son kez sarılması için yalvarıyordum. O da bana baktı ve koşup sımsıkı sarıldı. Birbirimize kollarımızı dolayıp sarıldık. Kendimi kendimle avutuyordum. Bir insan daha ne kadar çaresiz olabilirse işte şuan o kadar çaresizdim. Hıçkıra hıçkıra kendi bedenimin omuzlarında ağladım. Sonra o yavaş yavaş kollarımdan kaybolmaya başladı. Artık ben kendimle tek vücut olmuştum. Ama onun varlığını kaybetmek kalbimde bir uhte bırakmıştı. En sonunda tamamen kayboldu. Gözlerimi açtığımda yerde sırtüstü uzanmış bir şekilde tavanı izledim. Ellerim hala kendi bedenime sarılıydı. Sessizdim gözlerimden yaşlar akıyordu. Birinin varlığını hissediyordum. Ama kafamı çevirip de ona bakmayı istemiyordum. Gözlerimi tavandan ayırmadan sessizce ağlıyordum. Sessiz ağlayışlarım içime batıyordu. Beni bu dünyaya sığdıramamışlardı. Küçükken hissettiğim o utanç, acı duygular tüm benliğimi tekrar kaplamıştı. Artık sessiz olan hıçkırıklarım sesli hıçkırıklara dönüştü. Zar zor nefes ala ala içimdeki tüm acıyı gözyaşlarımla birlikte bırakmaya başladım. Vücudum uyuşmuş bir şekilde yerde kalmıştı. Ellerimle yüzümü kapattım ağladım ağladım ağladım... Sonra büyük bir el beni yerden kucaklayıp kaldırarak yere oturdu ve beni kendi bedeninin üzerine koyup sımsıkı sarıldı. Ellerimi onun göğsüne koydum. Bu sıcak hissiyatla birlikte daha da ağladım. Ben ağlarken o saçlarımı okşadı. Belimi geçti dercesine sıvazladı. Bu kimdi bilmiyordum gözlerim kapalıydı ama bu sıcaklık sonsuza kadar çaresizce düşlediğim bir şeydi ve ben buna kapılmadan edemiyordum...
. . . . .
Eveeett bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayızz. Darci'nin aslında Alexandra olması pekiii?? Bunu bekliyor muydunuz?? Darci'nin acı duyguları size geçti mi??🥺 Bu benim için gerçekten önemli çünkü ben yazarken ağladım karakterlerimle gerçek bir bağ kuruyorum🥹 Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn ❤️❤️ Sizi çook seviyorummm🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻 |
0% |