Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19-Ejderha'ya Bakmak mı?

@happystrawberryy

Javed'le akşama kadar idman yapmıştık. Artık nefes nefese kalmış baya bir yorulmuştum. Kollarım çok güçlü değildi ama teknikleri hızla kavramıştım.

Şimdi de oturmuş zevkle yemek yiyorduk.

"Alexandra cidden çok yeteneklisin" dedi Javed.

Birbirimize artık isimlerimizle seslenip saygı ifadelerini bırakmaya karar vermiştik böylesi benim için de rahattı diğer türlü çok kasıntı geliyordu.

"Çok teşekkür ederim Javed ama sen de çok iyi bir eğitmensin tüm teknikleri bana yöntemleriyle birlikte anlatıp gösterdin" dedim ağzımı peçeteyle silip gülümseyerek.

"Ne demek Alexandra, bu arada senin için de uygunsa haftanın 3 günü geleyim bu sayede daha iyi geliştirirsin kendini" dedi o da bir yandan ağzını peçeteyle silmiş yemeğini bitirmişti.

"Tabiki olur Javed fakat sen bir düksün bu yüzden işlerini aksatacağından endişeleniyorum biraz" dedim.

"Merak etme Alexandra senin gibi özel bir insanı eğitmek benim için bir onurdur işlerim konusunda da yardımcılarım var aklın kalmasın" dedi içten bir gülümsemeyle.

Ben de ona minnetlerimi sundum ve yemek masasından kalktık. Akşam olmuştu artık ben de dışarıya çıkıp Javed'i uğurladım.

Sonra hızla odama çıktım. Büyü kitaplarını aldığımdan beri aklım oradaydı.

Kitapları elime alıp hızla kendimi yatağa atıp okumaya başladım.

Başlangıçta güçlü bir odaklanma ve dikkat istiyordu.

Gözlerimi kapattım ve en iyi şekilde odaklanmaya çalıştım.

İçinizdeki manayı gönül gözünüzle görün diyordu. Ama bunu nasıl yapacağım ki gönül gözü mü? Hımm.

Gözlerimi kapatıp manamı görmeye çalıştım. Ama olmuyordu.

Sonra Eldon'un dediklerini hatırladım. Mananı ortaya çıkarmadan büyü tekniklerini bilsen bile yapamazsın.

Ah peki ne yapacağım. Nasıl manamı ortaya çıkartabilirim ki.

Neyse bari büyü kitaplarını okuyayım neler varmış öğreneyim, manam çıktıktan sonra büyümü geliştirmem kolay olur ve vakit de kaybetmem.

Güneş ışınları gözüme gözüme giriyordu. Diğer tarafa dönmemle birlikte üzerimdeki kitaplar üstüme düşmüştü.

Ah olamaz uyuyakalmıştım. Ama nerdeyse bütün kitapları okuyup bitirmiştim.

Saat öğlene doğru gelmekteydi. Bu kızlar beni neden uyandırmadılar ki. Derken kapı çaldı.

"Leydim günaydın uykunuzu aldınız mı? Size bir mektup var krallıktan geldi" dedi Nomi.

"Beni özellikle uyandırmadığınız için teşekkür ederim Nomi uykumu aldım. Şimdi ver bakalım mektupta ne yazıyormuş bir okuyayım" dedim.

O da yürüyerek yatağımın yanında bana mektubu verdi sırtımı dikleştirdim ve okumaya başladım.

Bohem Krallığının Yüce Soyluları bu mektup Kral Harold Armstrong tarafından hazırlanmıştır.

Biliyorsunuz ki oğlum 2.Prens Drake ejderhalara sahiplik yapmaktadır. Fakat kendisi gizli bir göreve gidecektir. Ejderhalarının bakımını yapıp onlarla ilgilenmek isteyen soylular arasında bir seçim yapılacaktır.

Toplam 3 kişi seçilecektir. Seçilen kişiler hem ejderhalar hakkında bilgi sahibi olacak hem de krallıktan bir dilek dileme hakkına sahip olacaktır. Seçmeler 2 hafta sonra yapılacaktır. Seçmelere katılmayı isteyen soylular yeşil zarf göndersinler. Katılmayı istemeyip arenaya seçimleri izlemeye gelmek isteyenler de kırmızı zarf göndererek krallığa iletsinler.

Sevgiyle kalın sevgili halkım.

Şuan resmen aradığım fırsat ayağıma gelmişti. Ejderhalar hakkında bilgi sahibi olabilmeyi çok istiyordum ve krallığa yakın olmam gerekiyordu.

Çünkü 2-3 yıl sonra Bohem Krallığı diğer krallıklar tarafından fethedilecek. Bunu önleyebilmem için de kralın vereceği dilek hakkı büyük katkı sağlayacaktır.

Ama seçmelerde nasıl bir testten geçeceğim bunu bilmiyorum. Büyü gücümün olmaması da benim en büyük dezavantajlarımdan birisi.

2 haftaya kadar kılıçta ustalaşıp büyü gücümü en azından kullanabilmeliyim.

Benden ayakta cevap bekleyen Nomi'ye krallığa yeşil zarf göndermesini emrettim. O da hızla odadan ayrıldı.

Üstüme daha rahat bir alt üst takım giyip dışarıya çıktım. Bugün kılıç antrenmanı yoktu ama ok ve bıçak kullanarak atış tekniğimi geliştirebilirdim.

Aynı zamanda vücudumu biraz daha güçlendirmeliyim.

Kendimi hazırladım saçımı da sıkı bir at kuyruğu yapıp dışarıya çıktım.

Kontluğun evrak işleri daha duruyordu ve açıkçası aşırı sıkıcıydı. Bu yüzden bu işlerden anlayan birisini yardımcı almayı planlıyordum ve şansıma Domuzun bir kız kardeşi olduğunu öğrendim. 30-32 yaşlarında bekar bir Leydiydi.

Kadın kendisini işlere adamıştı. Ailesiyle birlikte yaşıyormuş Dominic Kont olduktan sonra onlardan ayrılıp kendi evini inşa ettirmiş.

Tatum Larson yani domuzun kardeşi de ailesine bakıyormuş fakat kısa süre önce onlar vefat etmiş babası Marki'nin de ciddi borçları olduğu için kadın evi bile satmış.

Ama şerefsiz Dominic beş kuruş göndermeyip kadını eve bile almamış. Bu yüzden o da Dominic'in cenazesine gelmemişti. Ben de o kadının benimle yaşamasını ve işlerimde bana yardımcı olmasını istedim.

Bugün geliyordu kendisi o gelmeden ben de biraz dışarıda atış yapacağım.

Kontluğun ilerisinde ok atışları için bir alan bulunuyordu. Daha önce hiç ok kullanmadığım için pek bir deneyimim yoktu ama silahla ve bıçakla nişan alma konusunda çok iyiydim.

Ok ve yayı aldım elime ve hedef tahtasını gözüme kestirip hızla oku bıraktım. Ama ok hedefin dışında bir yerde süzülmeye başladı.

.

.

.

.

"Ah lanet olsun yarım saattir hedef tahtasını bile vuramadım!" Diye kendi kendime söylenerek bağırdım.

"Belki de tutuş tekniğiniz yanlıştır Leydim" diye bir erkek sesi geldi.

Bu kimdi şimdi? Bana doğru gelen kişiyi galiba mezarlıktayken görmüştüm ama kim olduğunu hatırlayamamıştım.

"Özür dilerim ama kimsiniz?" Dedim.

"Tanıştığıma memnun oldum Leydim, ben Kont Lucas Stern" dedi karşımdaki adam.

 

*Kont Lucas Stern

(Görsel ekleyeceğim)

 

 

*Görseller temsilidir. Karakterlerin özelliklerini iyi betimlendiğinden ekliyorum.

"Ben de tanıştığıma memnun oldum Kont Lucas be-" dememe kalmadan o cümlemi tamamladı.

"Siz de o herkesin dilindeki kırmızı gözlü Kontes Alexandra olmalısınız" dedi.

"Herkesin dilinde mi?" Dedim.

"Evet benzersiz güzelliğiniz tüm krallıkta yankı uyandırdı Leydim" dedi.

"İltifat ediyorsunuz Kont Lucas" dedim utanmış bir şekilde.

"Gerçekleri söylüyorum Leydim" deyip gülümsedi ardından elimdeki yay ve oku aldı.

Daha sonra yayı iyice gerdirip bıraktı ve hedefin tam ortasından vurdu.

"Ooo siz gerçekten bu konuda çok iyisiniz Kont Lucas" dedim.

"Sen de denemek ister misin?" Deyip yayı bana geri verdi.

Ben de kaldırdım tam oku çekecektim ki Lucas arkama geçip oku tuttuğum elimin yönünü hafif değiştirip omzumu da ileri doğru sabitledi ve başını yanağıma doğru eğdi.

"Şimdi bırak" demesiyle oku bırakmamla hedefin tam ortasına yerleşmesi bir oldu.

"Yaşasıın sonunda vurdum şu hedefi be" diye sevinmeye başladım. O sırada Lucas beni izleyip gülüyordu.

Şimdi kesin içinden tabi tabi sen attın benim sayemde vurdun hedefi diyordur. Bu yüzden duraksadım.

"Yaani sizin sayenizde oldu Kont Lucas teşekkür ederim" dedim.

"Hayır siz gerçekten hedef alma konusunda çok iyisiniz sadece biraz duruş ve tutuş değişmesi gerekti o da değişince hedef emrinize amade oldu" dedi gülümseyerek.

Sonra ben birkaç kere daha onun beni ayarladığı şekilde durup tekrar attım bu sefer de hedefi vurmuştum ama tam ortasından değil de bir katman dışından vurmuştum.

Birkaç kere daha Kont Lucas ile birlikte ok attıktan sonra dinlenmek için onu çaya davet ettim.

Buradaki önemli konumda olanlarla aramı iyi tutmam işime yarayabilirdi. Evet çok fırsatçı gibi görünebilirim ama şuanda bir intikam sürecinin içerisindeyim ve krallığın yıkılmasına 2-3 yıl var. Bu yüzden hazırlıklarımı tamamlamalıyım.

Kont Lucas ile birlikte evin bahçesine geçip oraya oturduk hizmetçilerden bize çay hazırlamasını rica ettim.

"Leydim bu hazırlığınızın sebebi yoksa ejderhalara bakmak için mi?" Dedi Kont Lucas.

 

.

.

.

.

.

.

 

Bir bölüm sonu dahaa.

Neler düşünüyorsunuz?

Kont Lucas nasıl birisine benziyor peki?

Oylarınızı ve yorumlarınızı unutmayınn 🫶🏻

Sizleri çokça öpüyorumm😽😽😽

Loading...
0%