@happystrawberryy
|
Ben heyecandan bayılacak gibi olurken o gülümsüyordu ve bu istemsizce daha da heyecanlanmama sebep oluyordu. Yoksa şuanda zehir yüzüme mi yayılıyordu? "Alexandra odaklan ve izle" dedi. Neyi kastettiğini anlamamıştım ama sonra birden çevremdeki ışıkları farkettim. "Mavi siyah, kırmızı ve beyaz ilk defa güçlü renklerin bir arada bu kadar ahenkli olduğunu görüyorum" dedi hayranlıkla çıkan ışıkları izliyordu Eldon. Kızlar kapı da kilitlenince iyice meraklanmışlar. Kapıya vurup duruyorlardı. Üzerimdeki baskıdan ötürü sesimi iyice çıkartmaya çalışıp konuştum "kızlar bir şey yok gidebilirsiniz yarın görüşürüz" dedim. Sonra tekrar döndüm ve benden çıkan ışıklara baktım bu öyle güzeldi ki. Gülmeye başladım ve onlara dokunmaya çalıştım. Sanki bir sis bulutu gibiydiler. Eldon'da benim gibi gülüyordu. Ama o manama değil bana bakıyordu. Sonra üstümdeki ayıyı tekrar farkettim. "Manam çıktığına göre artık kalksan mı üstümden Eldon?" Dedim. O da anlamış gibi hemen kalktı. "Sakın şahsi algılama senin gibi bir cadıyı isteyerek öpmedim heyecanlan ve mananı çıkart diye yaptım ve işe de yaramış görünüyor" dedi sırıtarak. "Ne alakası var! Bunun öpücükle bir ilgisi yok Eldon senin gibi dağ ayısı üzerime çöküp beni öperek zehirlediğini düşünmüştüm yani ölüm korkusu yüzünden çıktı manam" dedim. "Tabi tabi öyledir, ama mana herkeste tek renk bulunur birkaç kişi de 2 mana rengini gördüm ama 3 manayı da taşıyabileni ilk kez görüyorum" dedi Eldon kafasını kaşıyarak. "Peki bu renkler neyi ifade ediyor ne olacak ki yani?" Dedim meraklanarak. "Mavi siyah manayı ilk defa görüyorum. Kırmızı mana intikamı öfkeyi temsil ederken beyaz mana saf ilahi bir gücü temsil eder beyaz mana yalnızca Azize'de var diye biliyorum. Fakat bu 3 manayı nasıl taşıyabiliyorsun onu anlayamıyorum" dedi Eldon iyice kafası karışmış bir şekilde. "Belki de sandığından daha güçlüyümdür Eldon ne dersin?" Dedim ona göz kırparak. O da bana gülümsedi. "Mavi siyah mananın nasıl bir etkisi olduğunu 2 gün sonra küçük büyülerde bir bakalım" dedi. Ben de onu onayladım. Daha sonra bana bakıp pencereden atlayıp ayrıldı odadan. Aklım karışmıştı. Manamın renkleri o kadar güzeldi ki onu kullanmak için sabırsızlanıyorum. Yarın kılıç eğitimi için Dük Javed gelecek bu yüzden şimdi uyusam iyi olur. Gün doğar doğmaz erkenden kalktım üstümü giyip aşağıya indim. Kahvaltıyı ufak geçiştirmelerle yaptım. Hemen kendimi Immortal (Kılıç) ile dışarı attım. Manam ortaya çıkmıştı. Bu yüzden dışarıda kitaptan öğrendiğim birkaç büyü taktiğini bıçakla uygulayacağım. Javed gelince de manamı kılıca nasıl aktaracağımı öğreneceğim. Yere oturdum. İlk olarak manamı gönül gözümle görüp hissedip onu ortaya çıkardım. Bağdaş kurmuş karşımdaki ahenkle küre şeklinde sallanan renkleri izledim. Sonra ilk olarak manamı hissedip yerdeki bıçağı hiç dokunmadan ağaca fırlatmaya çalıştım. Gözlerimi kapatıp iyice odaklandım ve zihnimden bıçağı ağaca fırlattığımı hayal ettim. Sonrasında bıçağın yanımdan hareket ettiğini hissettim ve bıçağın gitme sesini duydum. Gözlerim hala kapalıydı. "Hey hey heeeyyy!!! Ağaçtan ne istiyorsun Alexandra?" Diye bir bağırma sesi duydum bu ses Javed'e aitti. Gözümü açtığımda gönderdiğim bıçak ağaca öyle şiddetli saplanmış ki ağaç ortadan ikiye ayrılıp devrilmiş. "Ah Javed manam ortaya çıkınca onu kullanmak istedim. Sadece ağaca isabet ettirmek istemiştim amacım onu yıkmak değildi gerçekten" dedim. İkimizde ağacın yanına yürüdük. Bıçağın etrafında mavi siyah bir sis bulutu dönüyordu. "Alexandra inanamıyorum mavi siyah bir aura. Dikkat etmelisin sen inanılmaz güçlüsün bu zamana kadar hiç kimse ilk büyüsünde tek bir bıçakla bir ağacı deviremez" dedi tüm ciddiyetiyle Javed. "Javed sen mavi siyah manayı biliyor musun?" Dedim meraklanarak. "Bildiğim tek şey bu mana renginin sadece kadim yaratıklarda olduğu ve hiçbir insanda görülmediğidir" dedi Javed. Kadim yaratıklardan kastı Ejderha gibi varlıklar mı acaba. "Fakat bu nasıl mümkün olabilir ki anlayamıyorum" dedim. "Bunu ben de bilemem Alexandra Büyücü Kulesinin Efendisi Dean'dan öğrenebiliriz detayları istersen" dedi Javed. Büyücü Kulesi Efendisi yasaklı büyü için Kral Harold'a yardım edecekti ama 2. Prensin büyü gücü çok fazla olduğu için onu engellemek istiyorlardı. Eğer benim de auramı öğrenirlerse beni de engellemek isteyebilirler bunun olmasına izin veremem. "Javed senden bir isteğim var, bunu aramızda sır olarak saklayalım olur mu? Aslında manamı kılıcıma aktarmayı çok istiyordum ama böylesine güçlü bir manayı bir süre saklamak doğru olacaktır. Uygun zaman gelince ben Büyücü Kulesinin Efendisi Dean ile görüşürüm" dedim. "Peki Alexandra sen nasıl istersen. Ama bir şeye ihtiyacın olursa sana her zaman yardımcı olacağımı bilmeni isterim" dedi tüm samimiyetiyle. "Aslında istediğim bir şey var" dedim gülümseyerek. O da anlamış gibi "Seni Ejderha bakıcılığı seçmelerine hazırlamam değil mi?" Dedi bana göz kırparak. Ben de "Bingo" dedim. Javed ile bugün neredeyse durmadan kılıç salladık. Hatta bir kere onu ben nakavt ettim. "Alexandra benim hareketlerimi sanki önceden görüyor gibisin daha iki günde bu kadar hızlı ilerlemen beni etkiliyor açıkçası" dedi Javed. "Teşekkür ediyorum Javed eğitmenim sayesinde" dedim ben de gülerek. Akşama doğru Dük Javed'i evine uğurladım sonra duş aldım ve yemekten sonra odama çekildim. Bugün çok yorgun olduğum için erkenden uyumaya karar verdim. Güneşin ışığı göz kapaklarıma vuruyordu ama yüzümü gıdıklayan bir şey vardı. Tüy gibi ve çok sinir bozucuydu. Huylanıp onu elimle ittirmek istedikçe daha da fazla geliyordu. En sonunda gözümü açtım ve karşımda bir adet dağ ayısı vardı. "Sabah sabah ne işin var odamda acaba Eldon?" Dedim sinirlenerek. "Bugün büyü öğreneceksin Alexandra öğleden sonra işlerim var o yüzden hızlı ol vakit kaybetme" dedi. Yorganın altında hala uzanıyordum ve bu koca dağ ayısı başımda dikiliyordu. Kollarım ağrıyordu. Kılıç tutmak bu kassız kollarıma acı veriyordu. İstemeden de olsa yorganı bacağımla bir hışımla açıp ofladım. Kalkıp elbise dolabına yöneldim. Ama üzerimde hala geceliğim olduğunu unutmuştum. Eldon'a baktığımda onun bana baktığını ve yüzünün kızardığını gördüm. "Evet bir kızın odasına böyle dalmaman gerektiğini anladığını düşünüyorum. Böyle girersen karşılaşacağın manzara da bu olur" dedim ve kendime kıyafet seçmeye başladım. Eldon arkamda kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. "Hep bu manzarayla karşılaşacaksam her gün gelsem çok iyi olur" gibi bir sesler duydum. "Ne dedin? Ne dedinn?" Dedim duymamış gibi yaparak. "Hadi hızlı ol Alexandra ben ormana geçiyorum seni bekliyorum, geçen her dakika aleyhine işliyor haberin olsun" dedi. "Neden orma-" dememe kalmadan pencereden atlayıp gitti. Bu gerçekten çok tuhaf bir çocuk...
. . .
Bir bölüm sonu dahaaa Bölüm hakkında düşüncelerinizi alayımm Peki Alexandra'nın manası hakkında ne düşünüyorsunuz?? Kadim yaratıklarda olan bir mana nasıl bir insana geçmiş olabilir?? Oylarınızı ve yorumlarınızı lütfen esirgemeyin birlikte büyüyelim🌼 Sizi çokça öpüyor ve seviyorummm🫶🏻🫶🏻🫶🏻 |
0% |