@happystrawberryy
|
Üstümü giyindikten sonra çantama yiyecek bir şeyler alıp ormana doğru yola koyuldum. Nereye gitmişti bu adam şimdi? İyice ilerledim ormanın derinliklerine doğru gitmeye başladım ve bir açık alan gördüm. O da oradaydı. Açık alanda bir sürü papatya vardı. Güneş ışınları parlayarak yere çarpıyordu. Havada hafif bir esinti saçlarımı mayhoş bir şekilde sallandırıyordu. Açık alanın tam ortasında Eldon vardı. Koca cüssesiyle durmuş beni bekliyordu. Sert bir görünüşü olmasına rağmen çocukça hareketler de sergileyebiliyordu. Onu anlamaya çalışıyordum. Üzerinde hiçbir zaman bir üniforma, takım gibi normal kıyafetler görmemiştim. Kendine özgü bir tarzı vardı. Giydiği kıyafetlerde önündeki belirgin kas çizgileri ortaya çıkıyordu. Kollarına zırha benzeyen takılar takıyordu. Gözleri bal rengindeydi. Güneş onun üzerine vururken Yunan tanrılarına benzediğini düşünmeden edemedim bir an. Öhöm öhöm. Onun yanına doğru yürüdüm. "Sonunda geldin Alexandra hadi bir an önce başlayalım" dedi. Ben de olur anlamında başımı sallayıp onun emir vermesini bekledim. "Öncelikle otur ve mananı hisset bu senin ilk dersin olduğu için iyi bir odaklanmaya ihtiyacın var bir süre sonra mananı aklından geçirdiğin an büyünü yapabileceksin bu yüzden biraz sabırlı olmalısın" dedi. Fakat ben odaklanmayı ve çalışmayı biraz yaptığım için ayaktayken odaklanıp düşündüğümde auram ortaya çıktı. Mana renklerimde mavi siyah, kırmızı ve beyaz olmasına rağmen şuanda sadece mavi siyah manayı kullanabiliyordum. "Demek alıştırma yaptın seni Cadı" dedi Eldon gülerek. "Ne sandın tabiki yaptım ama Eldon 3 farklı mana rengim vardı neden sadece mavi siyahı kullanabiliyorum?" Dedim. "Beyaz manaya ulaşabilmek kolay değildir Alexandra, Azize bile o beyaz manayı kullanabilmek için özenle yetiştirildi. Aynı zamanda manalar kişinin önemli dönüm noktalarında kişiye yardımcı olurlar. Şuan mavi siyah auranın güçlü olmasının elbet bir sebebi vardır" dedi Eldon. Kafamı anladım anlamında salladım. "Dük Javed bana mavi siyah aurayı sadece kadim yaratıklarda görüldüğünü daha önce bir insanda yani bende ilk defa gördüğünü söyledi" dedim. "Açıkçası ben de ilk defa görüyorum Alexandra ama bunun gözlerin ile bir bağlantısı olabileceğini düşünüyorum. Neyse bunları elbet öğreneceğiz şimdi vakit kaybetmeyelim istersen" dedi. "Peki olur Eldon" dedim gülümseyerek. . . . "Şuaaan resmen tüm yeri yardım Eldon ne yapacağızz!!??" Ormandaki açıklık alandaki tüm papatyalar yerin altına girmiş koca bir obruk oluşmuştu. Oysaki sadece zihnimle bıçağı havaya kaldırıp oradan papatyayı isabet ettirecektim. "Sakin ol Alexandra bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum hemen halledeceğim ama gözlerini kapatmalısın" dedi. "Ne Neden? Neden gözlerimi kapatmamı istiyorsun Eldon?" Dedim. "Çünkü sakinleşmen gerekiyor içindeki güç senin duygularının büyüklüğünü simgeliyor. Endişen bile bıçağın daha da ileri gitmesine ve obruğun genişlemesine sebep oluyor" dedi. "Tamam tamam hemen kapatıyorum lütfen durdur şunu" dedim. Gözlerimi kapatıp kendimi sakinleştirip Eldon'u bekledim. "Tamam açabilirsin şimdi" dedi. Gözümü geri açtığımda obruk düzelmiş. Toprak eski yerine gelmişti ama papatyalar toprakla birlikte karışmıştı. "Galiba büyü çalışmayı burada bitirsek iyi olur Alexandra. Bir sonraki ders bu manayı nasıl kontrol edeceğin olmalı. Yoksa bütün krallığı yok etmen büyük olasılık taşıyor. Ayrıca böyle bir gücün olduğunu kimseye söylememelisin" dedi endişeyle. "Tamam Eldon kimseye söylemedim sadece Javed biliyor. Ona da kimseye söylememesi için söz verdirdim" dedim. "Tamamdır ben şimdi gitmeliyim Alexandra hoşçakal. Bir süre gelemeyebilirim haberin olsun biraz işim olacak" dedi Eldon. "Tamam olur ben de biraz kılıç, ok ve bıçak atmada ustalaşsam iyi olur" dedim. Sonra Eldon ormanın diğer tarafına doğru yürüdü ve gözden kayboldu. Ben de eve geçtim. Büyü gücünü saklamam gerekiyordu. Bu yüzden Ejderha bakıcısı seçmelerinde kullanamazdım. Yeteneklerimle baş başa kalmıştım. Tatum'a kontluğun işlerinin bir çoğunu yıkmıştım. Onun yanına ofise gittim. "Leydi Tatum nasılsınız? Umarım size çok fazla yük olmuyordur bu işler dilerseniz yanınıza bir yardımcı alabilirim?" Diye bir öneride bulundum. "Alexandra teşekkür ediyorum canım ben çok iyiyim. İş yapmayı ve dosyalarla ilgilenmeyi çok seviyorum. Boş vakit geçirmektense işler ile odaklanmak benim için çok daha iyi oluyor" dedi. "Buna gerçekten sevindim Leydi Tatum"dedim. "Bu arada aileniz sizden para talep ediyor gönderecek misiniz?" Dedi. Onları tamamen unutmuşum bir an için. "Onlara dükalığın sahip olduğu topraklardan güzel bir konumda olanı iste ve onu vermesi karşılığında talep ettikleri parayı ödeyeceğimizi söyleyin lütfen Leydi Tatum" dedim. Karşılıksız onlara bir kuruş dahi koklatmayacağım. Onlar öyle bir hale gelecekler ki ayaklarıma kapanıp yalvaracaklar. Bunun olması için ne gerekiyorsa yapacağım. Aklıma takılan bir şey vardı. Bu Azize ülkeye ihanet ediyordu ve planlarına da çoktan başlamıştı. Ama Krala ait belgeleri nasıl aldı acaba. Azize Lenora'nın bizzat kendisinin alması çok dikkat çekecektir. Bu yüzden sarayda ajanı olmalı. Onu yakalatmayı istiyorum ama eğer büyüyle kontrol ediyorsa adamlar yakalansa bile onları öldürebilir. Bu savaşı önlemeyi istiyorum. Fakat bunun için öncelikle Kraliyet ailesine yakın olmalıyım. Eğer saraydaki bu ejderha bakıcılığı işine girersem Azize Lenora'nın da adamlarını saptamam kolay olur. Şimdi seçmeler için hazırlanmaya odaklanmalıyım. Zaferi elde etmek için döktüğüm her alın teri bana bir gün yol, su, toprak olarak dönecek. O zaman Darci ve Alexandra ne kadar güçlü gösterelim şu dünyaya... . . . .
Bir bölümün daha sonuna geldikk⭐️ Bundan sonraki bölümde zaman atlaması olacak seçmelere doğru gidiyoruzzz💃🏻 Bölüm hakkında düşüncelerinizi alayımm? Peki ya Alexandra'nın gücü hakkında ne düşünüyorsunuz? 🤨 Altında bir gizem yatıyor mu acaba??? |
0% |