@happystrawberryy
|
Elina'yla birlikte salonun balolarının ve özel kutlamalarının düzenlendiği büyük alana doğru ilerledik. Birlikte merdivenden inerken tüm gözler bizim üzerimizdeydi. Prenses Elina'nın da çok masum bir güzelliği vardı o da benim gibi cüretkar bir elbise giymişti. İkimiz birlikte kırmızı elbise giyelim demişti ve ben de onu kırmayıp kabul etmiştim. *Prenses Elina Armstrong https://pin.it/1t9FexwGh
Normalde kutlamalarda kızlara erkekler eşlik ederdi ama prenses söz konusu olunca tüm görüşler yıkılırdı. İkimiz usulca salonun ortasına doğru yürüdük Kral ve Kraliçeye selam verdikten sonra bir masaya doğru ilerleyip oturduk. Bu özel kutlamada sadece Kral ve Kraliçe ayrı koltuklarda oturuyorlardı. Prens ve Prenses soyluların arasına karışmıştı. 2.Prens Drake ise özel bir görevde olduğu için yoktu. Prensesle otururken yanımıza insanlar akmaya başladı. Elina benimle tanışmayan soylu ailelerin kızlarıyla tanıştırmış klasik sohbet ediyorduk. Karşımda ise Azize Lenora vardı. *Azize Lenora Bell https://pin.it/1phcWpR81
Onun ilahi bir güzelliği vardı. İster istemez dikkatleri üzerine çekiyordu. Birçok Baron, Kont onunla konuşmaya çalışıyordu. Fakat bir sebepten ötürü bana sürekli bakıp sinirlendiğini görebiliyordum. Bunda etkili olan şeyin şuan neredeyse davetteki çoğu erkeğin gelip bizim masamıza oturması ve bizimle sohbet etmesiydi. "Bu eşsiz güzelliğiniz aklımızı durduruyor Leydim" dedi Kont Lucas. "Teşekkür ediyorum Kont Lucas, bu arada seçmeleri kaybettiğiniz için üzgünüm" dedim. "Önemli değil Kontes Alexandra zaten öylesine şansımı denemeyi istemiştim" dedi. "Peki anlıyorum" deyip gülümsedim. "Karşımda her konuda yetenekli bir kadın oturuyor doğrusu. Hem yetenekleriyle hem de bu güzel görünümüyle dikkatleri kolayca üzerine çekiyor" dedi Dük Javed bana bakıp gülerek. "Hadi ama Dük Javed sende mi? Galiba bu kadar övgüden daralmaya başlıyorum şuanda" dedim gülerek ve masadakilerde bana eşlik ettiler. Pek sevgili olmayan ailem bizden daha ileride bir masada oturuyordu. Prenses Elina'nın gözünün sürekli orada olmasının sebebinin Owen olduğunu pek ala anlayabiliyordum. Müzik sesi daha da yükselirken herkes çılgınlar gibi dans etmeye başlamıştı. Birkaç kişi dans teklif etmişti ama şuan için biraz etrafı izlemek istiyordum. Yanımda da Prens Drew oturuyordu. Ona seçmeler için teşekkür etmiştim. O da beni yanında gördüğü için fazlasıyla mutlu olduğunu dile getirmişti. Şuan ise beni ve vücudumu o kadar övmüştü ki artık gına gelmişti. Sonra kulağıma doğru eğildi. "Bu gece benimle aşk odasına gelmek ister misin Alexandra?" Dedi. Aşk odası da neydi şimdi? "Anlamadım Drew aşk odasına neden gideceğiz ki biz aşık bile değiliz" dedim. Bunu söylememle birlikte gülmeye başladı. "Orada sadece güzel sohbetler edeceğiz aşk odası denmesinin sebebi tatlı duyguların yaşanması anlamına geliyor" dedi. Hımm anladım demekki bu odalar tanışma odaları gibi bir şeydi. Konuşup birbirlerine duygularını felan ifade ediyorlar. Ona hiçbir şey söylemeden başımı hayır anlamında salladım. Biraz zaman geçtikten sonra neredeyse herkes dans etmeye başlamıştı. Dük Javed bile önce bana teklif etmiş ben kabul etmeyince başka bir Baron'un kızını dansa kaldırmıştı. Azize Lenora'da tüm gururunu kırarak Prens Drew'e dans teklifi etmişti. Başta Drew beni gösterip kalkmayı istememişti ama ona kalkması için ısrar ettim bir Leydi'yi ayakta bırakmaması gerektiğini ona söyledim. Ve en sonunda masada tek kaldım. Bu durumdan da sıkılmaya başlıyordum. Tam kalkacaktım ki birinin elini uzattığını gördüm. Bu kişi Saray şövalyesi Glenn Wilson'du. Ama o Azize Lenora'ya aşık değil miydi? Ne oluyor şuanda? Kıskandırmak için kesin beni dansa kaldırıyor anladım. "Bu dansı bana lütfeder misiniz Leydim?" Diye sordu gözlerimin içine bakarak. Ben de sıkıldığım için kabul ettim. Normalde dans etmeyi bilmiyordum ama küçükken ailem zorla eğitim aldırmıştı. Beni birisine satma durumunda başkalarından eksik olmamam gerektiğini söylemişlerdi. Bunları şimdi aklımdan çıkarıp biraz eğlensem iyi olacaktı. Dans başladığında ellerimiz birleşti ve dikkatli adımlar atarak birlikte ahenkle dans ediyorduk. Beni salonun ortasında döndürüyor çeviriyor her yeri sanki dans ederek geziyorduk. "Kontes Alexandra seçmelerdeki gösterdiğiniz bıçak atma performansınız gerçekten çok iyiydi. Bu zamana kadar beni geçeni hiç görmemiştim. Buralardayken bir ara bana bıçak atma konusunda birkaç teknik öğretir misiniz?" Dedi. "Bunu bana bir saray şövalyesi mi diyor" deyip güldüm. "Bu şövalye karşılığında ne isterseniz yapacaktır" dedi muzip bir gülümsemeyle. "Peki o zaman siz de bana farklı kılıç teknikleri öğretebilirsiniz, Dük Javed yardımcı oldu 2 hafta baya bir öğrendim ama farklı teknikler beni uzmanlaştıracaktır" dedim. O da bana bakıp gülümseyerek "Tabiki zevkle öğretirim Leydim" dedi. Dans ederken dışarıdaki pencereden bir şeyin bana dokunduğunu hissettim. Bir el bana işaret veriyordu. "Şövalye Glenn bana biraz izin verir misiniz?" Deyip ondan ayrıldım. O da başını sallayıp diğer tarafa doğru ilerledi. Ardından pencerede kimin bana işaret verdiğini görmeye çalıştım. Ama göremeden bir el hızla beni kendine çekti. Şuanda güçlü kolların arasına sarılmış bir şekilde duruyordum. Bu kollar, beni bir halatla yukarıya çıkarıyordu. Birlikte yukarı kattaki odalardan birisine gelmiştik. "Lanet olsun Eldon ne yapmaya çalışıyorsun!" Dedim. Evet beni oradan alan kişi bu dağ ayısıydı. "Sakin olur musun Alexandra seni o yamyamların elinden kurtardığım için aksine mutlu olmalısın" dedi. "Sen kaç kere böyle kutlamalara katıldın ki nereden bileceksin?" Dedim. "Katılıp katılmamam o kutlamada neler olduğunu bilmediğim anlamına gelmez. Ki görüyorum ki elbisen de pek bir davetkâr" dedi elbisemin alt kısmını göstererek. "Sana benim hayatıma karışma yetkisini kim veriyor? Ayrıca beni neden çıkardın burada ne işin var? Geçen sefer az kalsın yakalanacaktın?" Dedim. "Sana karışmıyordum sadece seni koruyordum Alexandra. Ama sen anlamazsın zaten. Her neyse buraya gelmemin sebebi senin güçlerine ihtiyacım var biraz" dedi. "Ne? Neden benim güçlerime ihtiyacın var ki? Sen de çok güçlüsün" dedim şaşırarak. Bu ne işler çeviriyordu böyle. Belki de savaştan haberi vardı ve hazırlık yapıyordu. Ona bu konuyu açsam mı acaba? "Şuanda güçlerim biraz yetersiz geliyor Alexandra, prensin odasındaki aldığım sihirli aleti hatırlıyor musun?" Dedi. "Evet hatırlıyorum ne yapacaksın o sihirli küreyle?" Dedim. "Ne! Onun bir küre olduğunu nereden öğrendin?" Dedi şaşırmış bir şekilde. "Sana beni hafife almamanı söylemiştim Eldon" dedim. "Tamam bu kürey-" Eldon lafını tamamlayamadan odanın dışından sesler gelmeye başladı. "Dur bir dakika bu sesler yoksa?" Dedim. "Evet öpüşme sesleri ve şuanda bulunduğumuz odanın kapısının önündeler" dedi ve pencereden aşağıya baktı. Ben de hızla pencereden aşağıya baktım ama bahçede 6-7 kişi vardı şuanda. Ona kısık sesle "ne yapacağız şimdi Eldon, ışınla bizi yoksa yakalanacaksın yine" dedim. "Güçlerimi çok fazla kullandım Alexandra ışınlayamam bizi" dedi o da kısık sesle. O anda kapı açılmaya başladı. Ve biz yine dolaba girdik... İkimizde başımızı dolabın deliğine koyup kimin geldiğini görmeye çalıştık. Ama bir dakika bu beyaz gri saç o, O Prenses Elina mıı??? Peki ya öpüştüğü kişi kimmm???
. . . Bir Eveet bir bölüm sonu dahaaa;))) Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Hazırlanın +18 bir bölüm geliyor🙈 Peki ya karakterlerin görünüşleri nasıl sizce? |
0% |