@happystrawberryy
|
Bu yaşadıklarım gerçekten gerçek miydi?? Daha demin Eldon'la çırılçıplak banyo yaptığımıza inanamıyorum. Ah bunu düşünmemeliyim, düşünmemeliyim... Gözümü hafifçe araladığımda hiçbir şey göremedim. Çünkü şuan akşam olmuştu. Biraz dinlendikten sonra ejderha yuvasına geri dönecektim ama neredeyse gece yarısına kadar uyumuş kalmışım. Off umarım Eldon bir sorun çıkarmaz. Beni kimse görmeden gizlice ejderha yuvasına bir gideyim bakalım. Giderken üzerime de bir ceket geçirdim. Koridorda kimse gözükmüyordu. Herkes uyuyor olmalıydı. Ejderhaların yuvasına gelmiştim. Onlara girip baktım. Bebek ejderhaları narince öptüm onlarda uykularında kıkırdayıp uyumaya devam ettiler. Sağolsunlar Glenn ve Efendi Dean buradaki tüm işleri halletmişler. Gece yarısına kadar uykumu aldığım için uykum yoktu ve havada inanılmaz güzeldi. Bu yüzden biraz yürümek istedim. Sarayın arka cephesi orman tarafına doğru bakıyordu. Oranın yan tarafında da aydınlatılmış yürüme yolu vardı. Oraya doğru ilerledim. Fakat ormanın içinden belli belirsiz çığlık sesleri geliyordu. Göğsümdeki bıçağı çıkartıp hemen elime aldım. Yavaşça ormana doğru ilerledim. Ses ormanın gürleştiği yere doğru daha güçlü bir şekilde geliyordu. Sonra arkası dönük bir adam gördüm. Elinde kılıç tutuyordu. Sesler daha da anlaşılır olmaya başlamıştı. "Ahh sevgilim koy içime hahh huhh ~" Sesi duymamla birlikte bunun Elina'nın sesinin olduğunu anladım. Şuanda arkası dönük elinde kılıç tutup saldıraya geçecek olan kişi ise kesinlikle Eldon'dan başkası değildi. Hızla yaklaşıp onun kolunu tuttum. Bana bakarken yüzümü hayır anlamında salladım. "Alexandra karışma sen bu işe öldüreceğim o şerefsizi" dedi. Başımı Eldon'un daha deminki baktığı yere çevirdim ve Owen Elina'yı kucağına almış erkekliğini onun içine yerleştirmiş hızla içine girip çıkıyordu. "Tamam öldürmek istemeni anlıyorum ama Elina'yı hiç düşündün mü?" Dedim sessizce. "Elina unutacaktır birkaç güne bir şey olmaz" dedi. "Öylemi Eldon ama bana günlüğüne Owen'i çizdiği resimleri gösterdi ve bunu tam 3 yıldır çizdiğini söyledi" dedim. "Alexandra o zaman ne yapacağım kardeşimin zarar görmesini istemiyorum. Abinin seni sevdiğini o gün de anladık" dedi. "Bak Eldon ilk olarak abim beni sevmiyor ve ben abimden inan senin nefret ettiğin gibi hatta daha fazla nefret ediyorum ama Elina'yı da bir o kadar seviyorum eğer Owen ölürse Elina yıkılır" dedim. "Elina en fazla 1 yıl yas tutar sonra unutur" dedi sertçe. Onu ikna etmek zordu şuan aşırı sinirliydi. Aklıma gelen fikirle gözlerim parladı. "Hatırlıyor musun Eldon benden manamı istediğinde benim istediğim bir şeyi gerçekleştireceğini söylemiştin" dedim. "Ah hayır olamaz Alexandra bunu buna kullanma lütfen" dedi "Yapacak bir şey yok Elina'nın üzülmesini istemiyorum. Bu hakkımı ondan yana kullanıyorum" Dedim. Ve elimi uzatıp elindeki kılıcı aldım. O sırada Owen ve Elina'dan inleme sesleri iyice artmaya başladı. "Eldon onlara biraz izin verelim. Abimin bana olan takıntısının yalnızca cinsellik olduğunu düşünüyorum ama bu Elina ile oldukça geçecektir" dedim. Gözlerime inanamazcasına baktı "ne yani hiçbir şey olmamış gibi onların birlikte olmalarına izin mi vereceğiz?" Dedi kaşlarını çatarak. "Ben şuan karışmamızın doğru olduğunu düşünmüyorum. Açıkçası Owen'i hayatının tam zirve anında onu yere çakmayı istiyorum. Çünkü varlığı tadınca birisi yokluk ona daha ağır gelir. Elina için biraz zamana bırakıp görelim. O da zamanla anlayacaktır hem" deyip gülümsedim ve onun elini tutup ejderha yuvasına doğru götürmek için çektim. O da kuzu kuzu beni takip etti. Ejderha yuvasının dış tarafında durmuştuk. "Alexandra, neden abinin sana hissettiğinin cinsellik olduğunu söyledin?" Dedi Eldon. "Son işkencemden sonra banyoda vücuduma bakıyordum. O da odaya bir anda girdi beni öldü zannetmiş. Vücudumu görünce etkilendiğini ve kızardığını hatırlıyorum. Ama o an ben öyle şaşırmış öyle acı içindeydim ki çıplak oluşum en son düşüneceğim şeydi" dedim. "Nasıl yani son işkencem derken?" Dedi bir anda meraklanmış bir şekilde bana bakıyordu. Sesimi çıkarmadım bir süre. "O gün bu yüzden mı ağlıyordun?" Dedi. Alexandra olduğum günü soruyordu. O gün neden ağladığımı üstelememişti. Ama merak ettiği de çok belliydi. Bir yanım ona anlatmak istiyordu ama bir yanım bana nasıl davrandığını hatırlatıyordu. İstemediğim bir şekilde gözlerim doluyordu. Elimi kaldırıp kolumla gözyaşlarımı sildim. O anda Eldon bileğimi tuttu. "Özür dilerim isteyerek yapmadım bunları sana" dedi. Kastettiği şey bileğimdeki morluklardı. Beni sıkıştırdığında farkında olmadan öyle bir sıkmıştı ki narin bileklerim mosmor olmuştu. Konuyu dağıtmak istiyordum. Bu yüzden onun dikkatini başka bir yere çekeceğim. "Eldon bana karşı öfkeli olduğunu biliyorum. Ama benim sana sormam gereken önemli şeyler var" dedim. "Öfkeli olduğumu biliyorsan neden üsteliyorsun Alexandra" dedi. "Çünkü merak ediyorum Eldon, neden bana 2. Prens olduğunu söylemedin?" Dedim. "Çünkü seni anlamak istedim Alexandra, balolarda, davetlerde çok fazla soylu ile karşılaştım. Hepsi nezaketlerinin arkasından oyunlar döndürüyor. Seni sen olarak tanımak istedim" dedi. "Bu yüzden de Kraliyet mensubu değilde halktan biri gibi gösterdin bana kendini" dedim. O da bana bakıp başını salladı. "Benden manamı istediğin vakit yasaklı büyü üzerine tesir mi etmişti?" Diye sordum merakla. "Evet babam güçlerimden korkuyor ve bu krallığa zarar verebileceğimi düşünüyor ama senin manan sayesinde büyüyü kırdırabildim" dedi. Benim manam yasaklı bir büyüyü kıracak kadar güçlü müydü ki? "Peki anlıyorum. Bu arada Eldon sence biz neden kırmızı gözlü doğduk. Yani bilmiyorum belki sana Kral Harold bununla ilgili bir şey söylemiştir" dedim. "Alexandra bu konu hakkında hiçkimsenin net bir bilgisi yok. Sadece bu göz renklerinin yüzyıllar öncesinde 2 kişide görüldüğü onların da tüm dünyayı yıkıma sürüklediği bu sebeple onları bağlayıp işkenceler edip yakarak Tanrı'ya adadıkları söyleniyor" dedi. "Peki sen ne düşünüyorsun?" Diye sordum. "Hepsinin birer saçmalık olduğunu düşünüyorum" dedi bıkkınlıkla. "Ama ejderhaları bir tek biz anlayabiliyoruz ve buradaki diğer insanlardan daha güçlüyüz" dedim. "Evet bu doğru ama dünyayı yıkıma sürükleyeceğimize inanılan kısım saçmalık" dedi. Bir an için düşündüm. Okuduğum kitap Büyük Yıkım'dı eğer tarihte böyle bir durum olduysa o zaman şuanda tarih tekerrür mü edecek? Kitapta bu dünyayı yıkıma sürükleyen kişi şuan karşımda yıkım kısmına saçmalık diyen Drake Eldon Armstrong'tan başkası değildi. Ona Azize Lenora'nın ihanetini söylemeli miyim? Ama kitapta şeytana dönüştüğünde bile yanında sadece Azize vardı ve ona resmen tapacak kadar aşıktı. Herkes bu yıkımın çiçeğine deli gibi aşıktı. Kız da sürekli ağlayıp duruyordu ah düşüncesi bile baydı şuan. O yüzden ona bunu söylememe kararı aldım. Büyük ihtimalle Eldon, Azize Lenora'ya aşıktı söylersem onun ne yapacağı belli olmaz. Onun söylediğine karşı bir şey söylemedim. "Sanırım gitsek iyi olur Eldon, malum sabah bebek ejderhalara aç karnınaaa gün doğmadan hava aldırıp güneşin doğuşunu izlettireceğim" dedim. "Doğru görevini düzgün yaparsan iyi olur" dedi kaşlarını çatıp güldü. Ona bir şey söylemeden saraya doğru yürüdüm. 3. Kata çıkıp odama doğru yöneldiğimde arkamdan Eldon seslendi. "İyi uykular Alexandra" dedi. Şuanda duyduğum dağ ayısı mıydı bunu söyleyen. Arkamı döndüm. "Bana iyi uykular dilemene gerek yok Prens Eldon ben yalnızca buraya görevini yapmaya gelmiş dul kadından başkası değilim" dedim ve odaya girdim. Ona hiçbir şey söyleme fırsatı vermedim. Ne olursa olsun ben dul olsam bile çalışma hakkına sahibim beni nasıl aşağılamaya cüret eder. Şimdi uyuyayım güzelce... . . . Evett bir bölüm sonu dahaa Nasıldı bölümm 😉 Elina ve Owen çiftine ne diyorsunuzz?? Oyları ve yorumları unutmayalım 😘😘 Sizleri çokça öpüyorum ❤️❤️❤️ |
0% |