Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@haqleah

Bulutların üstüne inşa edilmiş kadim Letrah Kulesi Arz'ın merkezine yakın, Ulunehir'in güneyinde havada süzülüyordu. Yekpare kayanın çekiçle oyularak yapılmış gibi görünen surları Gökada'nın etrafında bir tam daire çiziyordu. Rüzgarlar tarafından aşınması gereken taşlarda en ufak bir çizik bile yoktu. Surların içinden yükselen kule gökyüzüne çakılmış bir çiviyi andırıyordu.

Kral Gökada'nın kenarında yeryüzünü izlerken ağarmış uzun sakalları rüzgarla sallandı. Bulutların altında, geniş verimli İlkhan ovasında hareketlilik başlamıştı. Karınca sürülerini andıran düşman ordusu hızla ilerleyerek arkalarında etrafı çevreleyen bir toz bulutu bırakıyordu. Öldürmek, yok etmek ve ezmek için.

"İhanet büyük kayıplara neden oldu" dedi arkasından bir kadın sesi.

Kral döndü.

Gri savaş zırhına bürünmüş kadın yanına yaklaşırken Kral'ın az önce durduğu yerden manzaraya baktı.Beyaz saçları zırhın omuzlarına dökülüyordu. O saçların gece kadar siyah olduğunu hatırlıyordu Kral.

"Karakhurk ağlarını iyi örmüş. Gözümüzün önünde olanı fark edemedik Prenses Adlenaor."dedi Kral hüzünlü bir sesle.

"Hançer en yakınımızdan geldi. Kilazhe. Kim inanırdı onun saflarına geçeceğine." Adlenaor sessiz bir fısıltıyla konuşuyordu. Bakışlarını ovadaki karınca sürülerine dikerek onların hareketlerini izliyordu. Kral cevap vermedi.

"Kazanma umudumuz kalmadı artık. Bir krallığım yok. Onu var eden halkım da artık köleleşti." dedi Prenses. Gözlerinden akan yaşlar yanaklarına süzüldü. Oradan aşağıya, bulutların altındaki yeşil ovaya doğru düştüler.

Rüzgar sertçe esti. Prensesin saçları dalgalandı. Aşağıda ovada ateş patlamaları yükselmeye başlıyordu.

"Bir umudumuz var Adlenaor. "dedi Kral. Kadın hızla dönerek kızarmış gözlerle baktı ona. "Caraxibor! Zincirlerinden kurtulmuş."

"Nasıl?"

"Emin değilim. Sinrath'la iletişim kurmuş. Buraya geliyor."

"Nasıl?"dedi Prenses. " Karakhurk'un bağı koparılmaz Falar."

"Bir şekilde kurtulmuş olmalı. O Caraxibor Adlenaor. Neyin mümkün olduğunu bilemeyiz."dedi Kral Falar.

Prenses konuşmak için ağzını açtı ama sert esen bir rüzgarla sendeledi. Bulutlarn üzerinde bulunan bir kalenin en kötü yanı şiddetli rüzgarlardı. Ayağı kaydı ama Kral son anda belinden yakaladı.

Bir çığlık duydular. Kafalarını kaldırdıklarında onlara doğru gelen sarı renkli ejderhayı fark ettiler. Kanat sesi duyulmuyordu ama havayı dövdükçe yaklaşan ejderhanın her kalp atışı büyüdüğünü görmek, zihinlerinde kaybettikleri umudu, eski bir dostu görmenin getirdiği o tatlı heyecanı tekrar hatırlatıyordu.

Adlenaor toparladıktan sonra Kral Falar'a döndü.

"Kaybedecek bir şeyimiz yok. Sin bizi korusun. Hiç bir şeyimiz yok."

Ejderha nerede olduklarını biliyormuş gibi sakince yaklaşıyordu. Havada süzülürken birkaç kez yalpaladı. Ancak yüz metre arkalarına yavaşça inmek için alçalmaya başladı.

"Bir sorunu var." diyerek hızla yürümeye başladı Kral. Adlenaor sessizce takip etti.

Ejderha inişe geçtiğin an kanatlarını kaldırdı. Kanatlarında bulunan büyük deliklerden geçen hava hafifçe ıslık çalıyordu. Dengesini koruyamadı ve yere büyük bir gürültüyle çarptı.

Gökada sarsıldı.

"Carax!"diye haykırdı Kral.

"İyiyim Falar, iyiyim. Zihnim bulanık sadece." Güçlü tok ses Falar'ın zihninde yankılandı.

Falar ayaklarının üzerinde doğrulan ejderhanın heybetinden şüphe duymuyordu. Kendi ejderhası olan Sinrath'ın üç katı büyüklüğünde muhteşem bir yaratık, aynı zamanda bir Kadimdi. Geçmişten bugüne yeryüzünün en kuvvetli Kadim Soylu. Altın sarısı rengi güneş ışığında parlıyor, dikenli boynunda ve vücudunda bulunan pullar nefes aldıkça ışığı yansıtıyordu.

"Öyle diyorsan eski dost , öyle olsun."dedi Falar.

Ejderha kanatlarını açarak üç kez çırptı.

"Eski dost. Evet? Sanırım. Bilmiyorum Falar. Zihnim karışık." dedi Caraxibor. Sesi şelaleden boşalan su gibiydi. Karşı konulamaz bir doğal akışkanlığa sahipti.

Falar ejderhanın kendinde olduğuna karar veremiyodu. Kilazhe'nin ihanetinin bedelini yalnızca kendileri ödememişti. Caraxibor'un acı çığlığı hala Arz'ın her karış toprağında hissediliyordu.

"Dönmen güzel ancak geç kaldın dostum. Bu savaş kaybedildi."diye fısıldadı Falar.

"Geç kaldım. Evet. Ama çok geç kalmadım Falar."diye konuştu Caraxibor. Başını kaldırdı ve Falar'ın arkasında dikilen Adlenaor'a baktı.

Falar arkasını döndüğünde parlamaya başlayan prensesin Caraxibor'a öfkeyle baktığını fark etti.

"Üzgünüm Prenses."dedi Caraxibor. "Kaybının yasını bende tutuyorum. "

Prenses ejderhaya yaklaştı. Parlayan vücudunun ışığı ejderhanın altın pullu derisinde dans etmeye başladı.

"Üzgün müsün? "diye konuştu sıkılı dişlerinin arasından Prenses Adlenaor. "Planını anlat Caraxibor. Yas tutacak zamanı kaybedeli çok oldu!"

Ejderha derin bir nefes aldı. Falar oluşan vakumdan dolayı ileri doğru hafifçe eğilmek zorunda kaldı. " Bağlantıyı koparmanın bir yolunu keşfetmiş olabilirim."

"Nasıl ?"diye atladı Kral Falar.

"Arz'ın hatlarıyla Kuzey hatları arasında bir tezatlık keşfettim. Sonuçlarını kestiremiyorum ama bu bize zaman kazandırabilir."diye belirtti Caraxibor.

"Hatları mı kıracaksın?"diye sordu Falar. Ağzı açık kalmıştı.

 

"Hayır eski dostum. Sadece bağlantıyı koparacağım."

"Güç."dedi Falar." Bu imkansız Carax. Gereken gücün muazzamlığı Arz'ı yok eder."

"Evet"dedi ejderha. " Henüz kazanamayacağımız bir savaş bu Falar. En azından kendi mağlubiyetimizi seçebiliriz. Kim bilir belki bu son mağlubiyetimiz bu olur"

Falar donakaldı.

"Sen delirmişsin!"diye bağırdı." Sen.."

Adlenaor elini kaldırarak kralın sözünü kesti.

"En ufak ihtimal bile denemeye değer Falar. "

"Adlenaor."diye fısıldadı Falar. " Bu uçuk bir strateji. "

Prenses krala döndü. " Ölüm peşimizden koşuyor Falar. Bizi bulacak. Sadece zaman meselesi. Bizler her halükarda ölüyüz. Kalan halk için birşeyler yapmalıyız. "

Falar konuşamadı. Şok olmuştu.

"Hatların kesiştiği bir bağlantı biliyor musun Caraxibor? "diye sordu Adlenaor.

Ejderha kocaman başını salladı.

Adlenaor parlamayı kesti ve ejderhanın üzerine tırmanmak için kanatlarına yöneldi.

"Başarırsak seni affedeceğim Carax."diye belirtti Prenses.

"Başaracağız Adlenaor. Çünkü başka şansımız yok."dedi ejderha kanatlarını açarak ve Gökada'nın kenarına doğru koşarak aşağıya atladı. Adlenaor Caraxibor'un sırtında öne doğru eğilmiş küçük bir şekilden ibaretti.

Falar yerinden kımıldayamadı.

Önünde hava dalgalandı. Rüzgar sıcak bir şekilde esmeye başlıyorken karşısında saydam bir şekil oluşmaya başladı. Sonrasında mavi cüppesine sarınmış Bağbüyücüsü önünde belirdi.

"Başarabilecekler mi ?"diye sordu Kral Falar.

"O kadar güç bir insanın elinde toplanmamalıydı. Hatalarını telafi edecek fırsatları var. Gücün yozlaştırmasına karşı direndiler." Bağbüyücüsü gerindi. "Aşağı inmemiz gerekiyor."

"Evet, yozlaşmaya direndiler; ama kayıpları da çok fazla." Kral Falar, Bağbüyücüsü Onyele'ye bakmıyordu.

"Hah." Onyele omuzlarını silkti. "Planladığımız gibi. Halkımız için en doğrusu buydu. Tek çıkar yol. Bu yaştan sonra pişmanlık duyduğuna inanmamı bekleme Falar."

"Elbette "dedi Kral Falar. Zihninden ejderhasını çağırdı. Sinrath'ın öfkeyle bağırarak havalandığını hissetti.

Falar arkasını dönüp Letrah Kulesi'ne baktı. Kule güneş ışığı altında her kalp atışı farklı renklere bürünüyordu. Gülümsedi. Sonra koşarak kendini Gökada'nın kenarından aşağı bıraktı.

 

********************************************

 

Kralın atlamasından sonra büyük kırmızı ejderha hızla dalışa geçerek Falar'ın peşinden kayboldu. Bağbüyücüsü endişeliydi. Caraxibor'un cüreti karşısında hala tedirginlik hissediyordu. Hatları kırmak, diye düşündü adanın kenarına doğru yürürken. O kadar güçlü olabilir mi gerçekten?

"Flamerk'in soyu güçlüdür Onyele."dedi Phelgros. Her zamanki gibi ölümlü gözlerinden uzakta, ama yinede doğru açıdan bakıldığında görülebilir bir şekildeydi. "Ama konu yaşama tutunmak olduğunda biraz pervasız olabiliyorlar."

"Seçimleri engellenemez ne yazık ki! Heyhat. Kader bizleri sürekli ileri gitmeye zorluyor. Bakarsın belki bu sefer fikrini değiştirmiş olur." Onyele hafifçe gökadanın kenarından aşağı baktı. " Tomar'ın ordusu hala ayakta."

"Şimdilik!"diye fısıldadı Phelgros. Sesi Onyele'nin titremesine neden olmuştu. "Dahil olma zamanımız geliyor."

"Elbette. Falar'ın buradan atladıktan sonra neler hissettiğini merak etmiştim."dedi

bilgece yalan söyleyerek. Sesi gerginlikten çatlamış bir şekilde çıkmıştı. Gözlerini kapadı ve kendini gökyüzünden aşağı bıraktı.

 

Loading...
0%