Bir varmış bir yokmuş ya da bir zamanlar uzak diyarlarda yaşayan birileri varmış durun durun en iyisini sona sakladım eğer iyi birer çocuk olursanız şirinleri görebilirsiniz ama Gargamel'in çevirdiği dolapları çevirip kötüde olsanız şirinler sizi bulur bu da olası sayılır. Neyse böyle efsanevi bir giriş yapıp harika bir hikaye anlatmak isterdim ama bu kurtlarla alakalı bu sihirle alakalı bu aslında gücün ne olduğunu anlamamla alakalı..

Bir kaç çiçekle onu tavlamayı planlamıştım aslında çokta düşünerek aldığım onca çiçek belki de benim sihrimin bir parçası olabilirdi. Her geçen gün bir öncekinden daha karmaşık daha zor ve daha puzzle bir hale geliyordu. Bir gece avlanmak için eğitiyorsa başka bir gece sadece ormanda oturup meditasyon yapıyorduk ona bu dinlenmeler beni nasıl geliştirecek diye sorduğumda ise "Asıl amaçta bu seni geliştirmesi gerekmiyor aksine sakin kalıp ehlileşmen için yapıyorsun bunu" demişti..

Ehlileşmek mi? Dalga geçiyor olmalıydı sanırım. Olduğum şeyden uzaklaşıyor gibi hissediyordum. Ve bunun sorumlusu da o gibi gelmeye başlamıştı. Ne zaman bir çözüm önersem " Hayır Harley can yakmadan çözüm bulmalıyız , hayır Harley öyle olmaz , Harley yeter kendine gel onu öldüreceksin " gibi sitem ediyordu. Bir Karsaray ile alıştırma yaparken bile " Onu öldürmeyeceğiz ne kadar sessiz yaklaşabileceğini test ediyoruz " diyordu oysa ben boynuna kilitlenip avlamak istiyordum.

Bir öyle bir böyle bir şekilde alışmış ve bir kurttan çok bir tilki gibi yaşamayı öğrenmiştim. Abimle çok uzaklaşmaya başlamıştım onunla birlikte kurtlarla takılamıyor eskisi gibi kutlamalar yapamıyordum. Vaktimin çoğu bu avanak ile ormanda meditasyon yaparak geçiyordu zaten. Bir öğleden sonra ona Potentiam Sigillare topladım ve içlerinden en parlak olanı seçip eğitim yapacağımız yere giderken yanıma aldım.

Bu çiçeği çok seviyordum kokusu bana çocukluğumu annemle babamla olan anılarımı ve masum olduğum anları hatırlatıyordu. Artık o kadar da masum sayılmazdım. Yolda giderken etrafımda ki seslere odaklanmadan edemiyordum. Mesela bir serçenin sesini duyuyordum ama o sesin ne yükseklikte çıkacağına bir dişinin mi yoksa erkeğinin mi sesinin olacağına ben sadece düşünerek karar verebiliyordum. Dolayısıyla kafamda o an nasıl bir melodi oluştuysa ona göre sesleri manipüle ediyordum bazen gayet pozitif dolu bir melodi çalsa da bazen bir korku filminden farksız bir melodi çalıyordu.

Biraz ağır ağır yürüdükten sonra eski avcı kulübesinin oraya varmıştım. İçeriden dışarı doğru saçılan elektrik akımları ve bir takım sinirle bağıran seslerde yükselmişti. Merakımda iyice artında görüşümü değiştirdim ve bir ağacın arkasına saklanıp kulübenin içine odaklandım

O sırada içeride olan Merlin ;

M : Kahretsin ! Bu lanet oyuna nasıl kandım ! inanamıyorum.. (ağlamaya başlar)

Yerde oturmuş ağlamaya başlamıştı. Dayanamadım..

İçeri temkinli ve emin adımlarla girerek

H : Hey iyi misin?

M : Ah *şaşkın* sen mi geldin bugün eğitim yapacağımızı hatırlayamadım üzgünüm

H : Hey sakin ol eğitim yapmak zorunda değiliz konuşmak ister misin?

M : Sanmıyorum Harley bu konular senide beni de aşıyor

H : Beni artık çocuk gibi görmeyi kes! *sinirlenir*

M : Sakin ol kimse sana çocuk muamelesi yapmıyor.

H : Neden anlayamayacağımı düşünüyorsun o zaman sana bunu düşündüren ney ?

M : Konu hakkında fikrin olmadığı gibi bir de zihnimi mi okumaya çalışıyorsun sen?

H : Ş-şey ben eee *korkar*

M : Etkilendim bu geliştiğinin bir göstergesi en azından birimiz sevinebilir

Onu böyle görmeye alışık değilim sekiz haftadır onunla vakit geçiyordum ve hep çok zeki , espirili , biraz ukala sayılır ama iyi biriydi bu kadar üzüleceği ne yaşadı acaba diye düşünmeden edemedim ama bir yandan zihnini de kapatmıştı ne düşündüğünü bilemiyordum. Sessizce yanına oturdum ve elimdeki çiçeği ona uzattım.

H : Şey belki ne yaşadığını anlayamam ama bu çiçeği senin için almıştım bir önceki hoşuna gitmiş gibi duruyordu , tabii kabul edersen?

M : Oh benim acımasız ama düşünceli tilkim

H : Ukala şey hiç iltifat etmeden duramıyorsun

M : Neden etmem seni rahatsız mı ediyor? Oysa verdiğin çiçeğin anlamı mühürlemeyi temsil etmesi benden hoşlandığını düşünmemi sağlamıştı. *sırıtır*

H : *ayağa kalkar* Ahahaha ukala olduğun kadar da komik birisin Merlin senden hoşlanmam için bu kadar kolay mı oynarsın genelde?

M : Zeki kız , neden benden hoşlanman için özellikle çabalayayım ki? *güler ve oda ayağa kalkıp yaklaşır*

H : Zeki çocuk , neden benden hoşlanmak seni korkutuyor mu yoksa? *güler*

M : Elbette hayır her türlü iddiaya ve mücadeleye hazırım kurallar ve şartlar başla *emin ve kararlı bakış*

H : Öyle mi *sevinir* O zaman kural bir sürünün yanı hariç her yerde sınırları zorlayabilirsin

M : Kabul , kural iki benden hep on santim uzak durmak zorundasın *gezinmeye başlar*

H : Basit kabul , kural üç her verdiğim çiçeği kabul etmek ve onlara özenle bakmak zorundasın

M : Ama bu haksızlık senin böyle bir sorumluluğun yok

H : Bana henüz öyle bir centilmenlik yapmadığın için olabilir mi sence?

M : Mantıklı ayarlarız onu kurallar bittiyse kazanana gelelim mi?

H : Önden buyur

M : Kazanırsam bana aşık olduğunu kabul edip meydanda açıklarsın

H : Ya ben kazanırsam?

M : İsteyeceğin hiç bir şey beni alt edemez serbestsin

H : Bu çok eğlenceli bir challange olacak o zaman ben kazanınca söylemeyi tercih ediyorum gerilim lazım biraz

M : Tabii ki an itibariyle başlamıştır *elini yukarı kaldırıp şıklatarak Harley'i on santim uzağa atar*

H : Hahaha gerçekten mi? Madem öyle bu kadar mesafeden bile seni tavlayabileceğime gayet eminim

M : İlk hamle senin olsun o zaman

H : *bir küçük adım atar* Ellerini uzat

M : Güçlerini kullanmak yok son kuralımız olsun bana güçle bir şey yaptırırsan bir anlamı kalmaz

H : O kadar korktun demek ? *sırıtır*

M : Hayır. Gerçek bir şeyler hissetmesi daha güzel diye düşünüyorum

H : Peki istediğin olsun şimdi bana ellerini ver ve sana hissettireceğim şeye odaklan

M : O ne ki tam olarak ?

H : Buraya geldiğimde sinirli ve mutsuzdun ama artık değilsin bende sana mutluluğu hissettirmek istiyorum ellerini ver

Merlin bana ellerini uzattı ve bende sıkıca tutup enerjimi ona yönlendirmeye başladım. Ben ne hissedersem oda hissediyordu. Bunu şöyle düşünebilirsiniz ben gıdıklandığımı ve bunun sonucunda güldüğümü imajine ediyorsam oda oda bu tepkiyi beni hissettiğim şekilde hissediyor ve gülüyordu. İlk başta güldürüyordum daha sonra biraz sakinlik ve huzur hissettirip bir şömine başında ki sıcaklığı onun önünde sıcak çikolata il otururken ki mutluluğu ona yaşatıyordum. Elleri ısınıyor yüzünde yarım bir gülümseme bana ufak adımlarla yaklaşıyordu

H : Bu sıcaklığı hatırlıyor musun? Ortaya yaktığımız kocaman ateş ve etrafında toplanan kurt ulusu , ellerindeki sıcak çikolata ve efsaneleri anlatan yaşlı kurtlar *elleri Merlin'in yanaklarına usul usul yaklaştırır*

M : *Harley'in ellerini tutarak avucunun içini öper* Ben o ortamı hep uzaktan izlerdim aslında daha çok Alvin ve Alpha ile yapardık bunu ve çocukluk anılarımızdan bahsederdik. O zamanlar güzeldi ve bana bu güzel anıları hatırlattığın için sana minnettarım

H : Rica ederim mutlu olduğunu görmek beni heyecanlandırıyor

M : Hayır o benim karizmamdan geliyor canım , *elindeki saate bakar* Saat gece yarısına geliyor hadi seni eve bırakalım

H : Ya sen ? Sen ne yapacaksın?

M : O kadar merak ediyorsan bir gece bende kalırsın ve izlersin

H : İuuv bu çok iğrenç , seni yaramaz büyücü

M : Hahaha demek ki korkan ben değilmişim , ve bu arada çiçek için teşekkür ederim bir gece misafirim olursan onları nereye koyduğumu gösteririm

H : *gülümser* Anlaştık Kazanova

Elini omzuma attı ve beni kendine çekerek anlımdan öptü mutlu olmuştum ve heyecandan ellerim titriyordu , ormanın içinde sessiz sakin yürüyerek beni eve kadar getirmişti. Vedalaştık ve eve girdim.

2 Hafta Sonra

Çiçek ver , jest yap , alttan al , her dediğine uy , ses çıkartma , iyi ol ve karşılığında hala seni ufak bir kız çocuğu olarak görmeye devam etsin yeter artık. Sırf bu iddiayı kazanmak için bile olsa güçlerimi kullanıp bunu kanıtlayacağım ! Artık onun emrinde olmaktan çok sıkıldım !..