Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Episode : Concussion

@harmonyseries

Eve doğru yol alırken hem Luna'ya olanları anlatıyordum hem de o anı kafamda yaşamış gibi hissediyordum, defalarca tekrar ediyordu her bir hücrem yaşadığım deneyimi. Bana inanmadığını, o korkmuş ve büyük gözlerinden anlayabiliyordum. Her ne kadar bir travma geçirdin, böyle bir şey mümkün olamaz dese de beni teselli etmek için çok çabalıyordu.

L: Peki, her şey tamam ama neden milkshake'imi üzerine boca ettin? En sevdiğim aromalıydı bir de.

V: Ama o kadar ukalaca konuşuyordu ki, dayanamadım kıkırdar.

L: Pekala, bu gece bizde pijama partisi yapıyoruz o zaman?

V: Bunun üzerine stres atmak mı? Tabii ki evet!!

Ve önce markete uğrayarak poşetler dolusu abur cubur aldık. Daha sonra benim evime uğradık ve birkaç parça eşya almam gerekiyordu. Yukarı çıktım ve Luna'ya beklemesini hemen geleceğimi söyledim.

Sırt çantama gerekli eşyaları koyduktan sonra merdivenlerden indim. Bir an duraksadım, kulağım inanılmaz çınlamaya başlamıştı. Sağa sola savruluyor, dengemi kaybediyordum. Luna'nın korna sesini duydum ve hızlıca aşağıya indim. "Hazırım, gidebiliriz" dedim ve yola koyulduk.

Eve vardığımızda etrafta hafif bir meyve kokusu fark ettim ve Luna'ya sordum, "Bu koku da nedir?" "Sakinleşmek için eve bir buhar makinesi aldım, aromalı buhar veriyor her saat" dedi. "Çok ferah sevdim" diye yanıtladım ve kokulara karşı hassas olduğumu fark ettim. Evdeyken de kokuları çok keskin algılayabiliyordum. Burada da aynen öyle bir şey olmuştu. Çerezlerimizi hazırladıktan sonra bir film seçtik ve her şeyi kurup film izledik. Her sahnede sohbet etmemiz ve en korkunç sahnede bile makara yapabildiğimiz için film izlemek çok keyifli geçiyordu.

Luna'nın telefonu çalıyor

Arayan Alvin'di. Luna hemen telefonu açtı ve önemli bir şey mi olduğunu sordu. Daha sonra gülerek geleceğini söyledi ve telefonu kapattıktan sonra bana döndü.

L: Hey V, Alvin arka bahçede. Seni biraz eksem kırılmazsın, değil mi? sevimli bir bakış

V: Tabii ki, hayır. Dostlar bugünler için varlar ve söyle o Romeo'ya gece yarısı olmadan Juliet'i eve bıraksın. gülüş

L: Sırıtarak Emredersiniz, hanımım.

Etrafı toplamaya başladım ve yorgunluğumu hissettiğim için duşa girmeye karar verdim. Arka bahçenin kapısını aralık bıraktım, böylece Luna eğer uyuyup kalırsam girebilirdi. Duşa girdim ve sonrasında yatağa uzanıp kitap okumaya karar verdim.

Luna'nın gözünden;

İç ses Bu saate kadar neden geldi? Bu çocuk hiç akıllanmıyor. Her şeyi mahvedecek. İç ses

Dışarı çıktım ve endişeli bir şekilde Alvin'e yaklaşıp önce sarıldım, sonra sordum:

L: Bu saate kadar bura da ne işin var?

A: Ayın kızını görmeye geldim, bir mahsuru var mı hanımefendi?

L: Öyle mi? Kurtçuk, dolunayda ulumuyor muydun?

A: Biraz daha bağırırsan, Violet her şeyi öğrenip anafilaktik şoka girecek.

L: Sahi mi? Neden buradasın sen?

A: Alpha, onu buradan götürmemizi söylüyor. Yakında o biz söylemeden öğrenecek ve bu hiç hoş olmayacak.

L: Haklısın, ama bırak kendisini ,Beni bile öğrendiğinde bu onun için bir travma olacak. Daha hazır değil. Zamana ihtiyacımız var.

A: Üzgünüm, ama Victor onu bizden önce yakalarsa ve o üç aptala yaptığını yaparsa hiç iyi şeyler olmaz.

L: Ne yapacağız o zaman?

A: Ona kendini göster. Böyle bir dünyada yaşıyoruz de , Vaktimiz yok.

L: Tamam, anlaşıldı. Bu onun iyiliği için yani sanırım.

A: Zaten Merlin'e götüreceğiz onu. O daha iyi öğretir en azından öğrenebileceği bir çok şey var

L: Merlin mi? Kafayı mı yediniz topluca? Hayır, kesinlikle olmaz.

A: Biliyorum, korkuyorsun, ama bana güven. Gerçekleri bana gösterdiği gibi sana da gösterebilir.

L: Ne demek şimdi bu? Siz ne zaman görüştünüz?

A: Güzelim, çok fazla soru soruyorsun, yeri burası değil. Önceliğimiz Violet.

L: Bunu daha sonra konuşacağız, şimdi gidiyorum.

A: Ay'ım, bugün çok parlak. Ulumanın tam vakti. sırıtır

L: Gryffin gazabından kork, genç kurt. gülümser

Alvin gittikten sonra eve girdim ve tedirgin bir şekilde ona nasıl açıklayacağımı düşündüm. Aslında dünyanın düz olmadığını ve yuvarlak olduğunu bir insana nasıl anlatırsanız, bu da öyle bir şey. Önce düzgünce konuşup daha sonra ona gösterebilirim, belki eğer korkmazsa işe yarar. Ama korkar ve paniklerse, işte o zaman Tanrı bizi korusun.

Violet'ın gözünden;

Kitap okurken uyuya kalmıştım bir dürtüyle uyandım, Luna başımda dikilmiş korkmuş gözlerle bana bakıyordu. "İyimisin, ne oldu?" diye sordum. "V, ayılman lazım, bir şey konuşmamız gerek," dedi. Elleri titriyordu. Uyandım ve elimi yüzümü yıkadım. "Saat sabahın dördü, umarım kötü bir haber yoktur," dedim. "Hayır, sadece beni dinle, sana bir şey açıklamak istiyorum," dedi. Ürkmüştüm o kadar korkarak konuşuyordu ki bana korkunç bir șey yaptığından bahsedecek diye korkmuştum.

L: Bu sıralar kendini her şeye karşı daha duyarlı hissediyor musun?

V: Her zaman olduğundan biraz fazla neden ki?

L: Bunun inanması zor bir sebebi var ve sana bunu açıklamakta zorlanıyorum.

V: Beni korkutuyorsun, sakin ol ve yavaş yavaş anlat.

L: Büyükbaba Frank Riotta'yı hatırlıyor musun? Yani neden ortadan kayıp olduğunu?

V: Evet, ortadan kayboldu ve öyle kabul ettik yıllarca.

L: Aslında onu ortadan kaybeden adamla , kardeşi Victoria.

V: Bunu nereden biliyorsun?

L: Biliyorum çünkü dedenin peşinde olmalarının aynı sebepten senin de peşindeler.

V: Neymiş o, dedeme ne yaptılar?

L: Bak V, sandığın gibi bir dünyada yaşamıyoruz. Bu halklar ile ilgili bu ah biraz karmaşık

V: Artık düzgünce açıklar mısın? sinirlenir

L: Tamam, tamam, sakin ol. Heiliant, bizim gibi varlıklara verilen isim, yani ruhsuz, ruhları çalınmış demek. Bize görünüşte insan diyebilirsin, ama beş krallıktan birine mensubuz.

V: Krallıkları açıkla benim bunlarla ne ilgim var aklım almıyor

L: Raposa, Lupo, Sparrow, Phoenix ve anılması yasak olan beşinci krallık Ryu beni dinlersen açıklaması daha kolay olur

V: Bunların anlamları ne ?

L: Dört elementi temsil ediyorlar. Ateş, Su, Hava ve Toprak. Genlerinde var, bu tilki, kurt, grifin ve anka kuşu birde ejderhalar. Seninle alakasına gelirsek, deden bunlardan biriydi, Violet.

V: Yo-yo yo, bu bir saçmalık. Benim dedem kayboldu ve öldü, saçma bir tarikatın bozuntularıyla değil.

L: Bu bir tarikat değil V bana izin ver sana göstereyim

V: Ne demek göstereyim? Sen yoksa?

L: Bana güveniyor musun?

V: Güveniyorum, ama şuan ürkütüyorsun beni

L: Sadece görmeni istiyorum daha sonrasında sana her şeyi açıklayacağım

V: Pekala..

Korkan gözlerle ona bakıyordum. Cildi kırmızıya ve turuncuya dönüyordu, yüzü bir hayvan suratına bürünüyordu. Gördüklerime inanmakta zorlanıyordum. Büyük bir sıcaklık ve ışık patlaması hissettim. Ve hafızamda kalan son hislerde bunlardı.

Merhaba, bölüm nasıldı, beğendin mi?
- Luna, Alvin veya Alpha'dan daha fazlasını görmek ister misiniz ?
- Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın, fikirleriniz benim için çok değerlidir ❤ 🥰
- Sence Alvin'in şakaları komik mi?
- Alpha ve Merlin diyaloglarını sever misiniz?
- Kötü karakterlerimizin nasıl olduğunu düşünüyorsun? Onları seviyor musun?

Serinin Tam Hali ;

Harmony : The Fox
Harmony : The Wolf
Harmony : The Griffin
Harmony : The Anka
Harmony : The Legend Of Ryu

Dr.Quinlan'ın Kapanı I-II

 

Loading...
0%