Yeni Üyelik
25.
Bölüm

Episode : Could I be your beast?

@harmonyseries

Harley'in Gözünden

Alıştığımız ve süregelen durumlarda ne tepki veririz? Ya öğrenilmiş bilgiyi kullanırız yada başka bir yoldan gideriz değil mi? Bu durumda işler ya karmaşıklaşır yada çözüme bağlanır. Avlanırken de aynen bu ikilemi yaşıyordum ya avlanıp karnımı doyuracaktım yada yaşamasına izin verip başka bir av seçecektim. Sonuca bakacak olursak ikisine de izin vermiyorlardı bende geceleri avlanmaya karar verdim.

 Sonuca bakacak olursak ikisine de izin vermiyorlardı bende geceleri avlanmaya karar verdim

Dolunayda bir sürüye denk gelmiştim ve avlanmak için  yerimi alıyordum

Dolunayda bir sürüye denk gelmiştim ve avlanmak için yerimi alıyordum. Sürüyü otlanırken izlemek bana tuhaf duygular hissettiriyordu bir an dişlerimden akan salyayı hissediyordum bir an ise sadece vücutlarında dolaşan kanın tadını alabiliyordum. Kan kokusu bu , bir tilkiyi çılgına çevirir aynı bir vampirin kan ihtiyacını giderecek ziyafetin önünde durması gibi denebilir. Ama bir kurt kan istemez o daha çok etle ilgilenir ve av odaklı değildir. Biz tilkilerin en iyi tarafı acıma duygusu olmaması. O şey avsa avdır merhamet edilmez yaşanmasına izin verilmez yada dost edinilmez.

Ziyafetin tadını çıkarırken kafamda bazı sesler yankılandığını fark ettim. "Spiritus iam restituitur et renascens." ve "Surge parve lupus." bu sözler bir ruhun doğacak olan bir kurt yavrusuna geçme esasıydı. Kafamı kaldırdım ve karanlık ağaçların orada duran yavruya bakmaya gittim. Küçücük kanatları ve sevimli kuyruğuyla uyur haldeydi. Zihnine baktım ve geleceğini gördüm bir kurtarıcı oluyordu kocaman buzdan tüyleri ve kafatasının iki yanında bulunan geyik boynuzları onu çok heybetli gösteriyordu bu Amarok'tu son yüz yılın ardından yeni bir bedene geçmişti. Ve bu kadar küçük bir zihinde bir ejder görmek hayra alamet değildi zihnini izlemeyi bıraktım ve ona dikkatlice bakmaya başladım.

 Ve  bu kadar küçük bir zihinde bir ejder görmek hayra alamet değildi zihnini izlemeyi bıraktım ve ona dikkatlice bakmaya başladım

Bu bir yeni doğandı ve sürü yeni doğanları çabuk bulurdu. Konsey bir ruh bağışlandığında bunu ruh küresinde görür ve yeni yavruyu aramak için dağılırlardı hangi hane bulursa yavrunun bakımı ve büyütülmesinden o sorumlu olurdu. Ancak bu normal bir yavru olmadığından konsey onu kendi büyütecekti.

Ormanda dolaşan ayak seslerini , nefes alış veriş seslerini duymaya başlamıştım tam güzel bir avın ortasındayken buda neyin nesiydi şimdi

Ormanda dolaşan ayak seslerini , nefes alış veriş seslerini duymaya başlamıştım tam güzel bir avın ortasındayken buda neyin nesiydi şimdi. Kendimi gizledim ve bir ağacın yüksek bir dalına çıktım böylece onlar beni göremez ve duyamaz ama ben onları rahatça izleyebilirdim. Bir kaç dakika sonra sesler yükseldi ve adımlar çoğalmaya başladı biraz karanlığa doğru bakmaya başladığımda fark ettim ki bunlar abim , Alvin ve arkadaşlarıydı. Yakalanmamak için ses bile çıkarmadım. Etrafta yeni doğan yavruyu arıyorlardı. Ama onlardan önce başka bir grup çoktan bulmuş ve bağırmaya başlamıştı. Alvin oflayarak seslerin olduğu yöne doğru gitmeye başladı abimde hemen arkasından gidiyordu.

Onlar yavruyu bulduğunda konseye götürmek için gittiklerinde bende etrafı kontrol edip bulunduğum yerden aşağı indim bu karmaşada sürü dağılmıştı ve dolayısıyla akşam yemeğimde kaçmış oldu. Eve gidip normal bir şeyler yesem mi diye düşünürken boynumda sıcak bir nefes hissettim ve ani bir hareketle arkamı dönüp yumruk attım.

Merlin : Daha sert vurabilirsin

Harley : Büyücü özür dilerim neden sinsice yaklaşıyorsun

Merlin : Sende yeni yavruyu görmek için geldin değil mi bende seni yukarıda görünce izlemek istedim

Harley : Ne zamandır beni izliyordun ?

Merlin : Alpha'yla buraya yavru için geldiğimizden beri

Harley : Ama sen onlarla mıydın?

Merlin : Seni görünce gizlendim ve yanına geldim sen niye gizleniyordun? *farkındalık yaşar* , Dur bir dakika

Harley : *endişelenir* Ne oldu?

Merlin : Sen neden burada saklanıyordun?

Harley : Avlanıyordum ama Alpha bunu bilmiyordu bende yavruyu çok merak ettim

Merlin : Peki o halde hadi gel seni eve bırakayım genç hanım

Eve gitmek değil avlanmak istiyordum ama Merlin beni bırakmayacak gibiydi bende aklına fikir yerleştirdim.

Merlin : Yada aç mısın?

Harley : Sanırım biraz açım *karnını gurultadır*

Merlin : Evet genç hanım gayet açız e hadi o zaman avlanmaya çıkalım

Harley : Bu ne güzel bir teklif sen kimsin ve Merlin'e ne yaptın *güler*

Merlin : Hahaha Ben Yüce Merlin yarı zamanlı tilki tam zamanlı kazanova olan

Harley : Demek bel altı vuruyorsun öylemi kazanova?

Merlin : Benim kalbime giren sensin değil mi? Sorgulamana gerek yok o zaman

Bazen bu söylediği güzel sözler hoşuma gidiyordu ama onu manipüle ettiğim için mi yoksa kendi kalbinde böyle hissettiği için mi bunları söylüyordu anlayamıyordum. Elimden tuttu ve avlanmak için ormanın derinliklerine gittik. Bu güzel ziyafetten sonra beni evime bırakıyordu.

Merlin : Hey Harley sana bir şey sormak istiyorum

Harley : Tabii ki sor bakalım

Merlin : Bana getirdiğin çiçekler var ya hani

Harley : Yoksa onları soldurdun mu *endişelenir*

Merlin : Hayır hayır merak etme hepsi gayet sağlıklı ve renkliler ama merak ediyordum da onları nereden buluyorsun

Harley : Haha sihirbazlar sırlarını açıklamaz

Merlin : Büyücünün ben olduğumu sanıyordum

Harley : Bunları kafana takma onlar özel çiçekler ve büyükannemin bana anlattığı efsaneleri gözden geçirirken bulmuştum ama benim için özel bir insansın o yüzden sana vermek istedim *manipüle eder*

Merlin : Demek ki özel bir insanım beni bu kadar çok mu seviyorsun * fikri değişmeye başlar*

Harley : *gözleri parlamaya başlar* Seni hayal edebileceğinden daha fazla seviyorum büyücü

Bana yaklaştı ve beni öperek uzaklaştı. Onun sevgisini hissetmek benim için her geçen gün daha da heyecan verici bir hale geliyordu. Ve en nihayetinde iddiayı kazanan ben olacaktım ilk yaklaşan o olmuştu. Ama bazen aklını karıştırdığım için iddiayı da unutuyordu.

Merlin'in Gözünden

Harley'i eve bıraktıktan sonra eve döndüm ve yeni iksirlerimi hazırlamaya başladım atölye darmadağındı ve ortalığı toparlayıp yeni öğrendiğim büyüleri denemek istiyordum. Ama başım dönmeye ve ağzımda su birikmeye başladı. O sıra yığılıp kalmışım ne olduğunu tam hatırlamıyorum ama çok ağır bir baş ağrısıyla uyandım. Uyanmakta denmez sarsılmıştım ve yerde hareketsizdim ayılmaya çalışıyordum hareketlerim o kadar yavaş ve ağırdı ki sanki üç yüz kiloluk bir fil üzerimde yatıyor gibiydi. Bu yorgunluğu aşabilmek için hemen yanımda duran masanın üzerinde ki iksir şişeme uzanmaya çalıştım. "Ad me veni." ve şişe bana yönelerek elime geldi. Hızlıca kapağını açarak içtim.

Şimdi daha iyiydim bir an zihnim dalgalanmaya başladı ve hatıralar gözümde canlandı. Bunu kaçıncı defa yapıyordum? Zihnime bir mesaj yerleştirmiş gibi görünüyordum. Yoksa ? Hayır bu mümkün olamazdı inanmak istemiyordum ama doğru mu değil mi öğrenmem şarttı. Aynamın önüne geçtim ve 1 hafta öncesine kulübedeki ana geri sardım her şeyi ve izlemeye başladım.

Bu saçmalıkta neyin nesiydi !? Gördüklerim karşısında nutkum tutulmuştu ellerim sinirden titriyor ve her yere kıvılcım saçıyordum

Bu saçmalıkta neyin nesiydi !? Gördüklerim karşısında nutkum tutulmuştu ellerim sinirden titriyor ve her yere kıvılcım saçıyordum. Kalbimdeki sevgi merhamet ve aşkın tutkunun yerini öfke nefret kin ve türevleri almaya başlamıştı çoktan. Ben artık bu içimdeki sevginin varlığından bile şüphe ediyordum. Meğer bunca zaman manipüle ediliyormuşum , bir şeyler hissettiğimi sanmıştım oysa kandırılmışım ve bunca zamandır bir kuklayı oynuyormuşum. Bunun farkındalığı ile gelen siniri hayal bile edemezsiniz..

Elime ilk geçen şeyi atıp parçaladım sonra başka bir şeyi başka , başka derken kendimi cam kırıklarının arasında otururken buldum. Sinirden titreyen vücudum soğumuş ve öfkeden gözlerim kıpkırmızı kesilmişti. O sırada açılan kapının gıcırtısını duymamla kafamı kapıya doğru çevirdim.

Alvin : Merlin ? Burada mısın? He-yy-y *şaşırır*

Merlin : Ortalık biraz dağınık

Alvin : Biraz mı?! Bu biraz mı? Ne oldu burada hangi dağda Gryffin öldü de bu hale geldin

Merlin : Bu çok karmaşık ama bu zamazingo bu karmaşada bozulduğuna göre bunu sana kendim göstermem gerek

Alvin : O ne demek oluyor ?

Merlin : Güven bana dostum seni dinlemeyi çok istemiştim ama gözümü kör eden bu aşk meğer bir aldatmacaymış

Ellerimi Alvin'in şakaklarına yerleştirdim ve zihninde anılarımı görebileceği bir perde oluşturdum bu biraz canını yakan bir işlem zihinsel olarak bir insanın felç geçirmesine sebep olacak kadar yoğun bir enerji ile karşımdaki varlığın zihnine girerek anılarımı izletebiliyordum bu bir yetenekti her tilki yapamazdı ama o an ki kendimi aklama ve sinir halinde bu hareketim doğrultusunda anlık olarak başarabilmiştim.

Alvin : Hadi sen haklıydın de , haklıydın Alvin ben bi aptallık yaptım de hadi

Merlin : HAKLIYDIN ! *sesini yükseltir* Haklıydın Alvin ama bir heiliant sevince aşk kafasını kör edebiliyor

Alvin : Sence bu bize özel bir şey mi? Aşık olan her canlı aşkından kör olur ama bu çok farklı bir durum Harley'in yaptığı bu iğrençliği o farklı şekilde anlatmadan Alpha'ya sen anlatmalısın yoksa o senden önce aynı sana yaptığını gibi bir tuzak kurar

Merlin : Bunu yapamam yani yapabileceğimden emin değilim , Aynamda her şey kayıtlıydı ama sinirden onu bile paramparça yaptım ve sana yaptığım ise anlık bir güç patlamasıydı

Alvin : Yani?

Merlin : Yani şöyle ki B planına geçiyorum ve direkt ondan ayrılıyorum bu onu ister üzsün ister yıksın ister harap etsin ona verdiğim sevgiyi hak etmiyor ve bunu kötüye kullanıyor demek ki istediği de bu

Alvin : Yanlış bir karar vermeden önce ince ayrıntılı olarak otur ve düşün ne sonuca varırsan var arkandayım

Merlin : Sağ ol dostum *sarılır*

Alvin gittikten sonra etrafı eski haline geri çevirdim. Çalışacak mı diye aynamı tekrar denedim ama sihirli zımbırtılar öyle kolay tamir olmuyor hele ki böyle ince ustalık gerektiren teknolojiyse imkansız bile denir. Yatağıma geçtim ve yarın ki akşam yemeği planımızı iptal edip onu çayırlığa götürmeyi ve en az zararla ondan ayrılmayı iyice kafama yerleştirdim.

Kafam dağılsın diye elime kitabı almış bana verdiği bitkilere bakıyordum son verdikleri çok ilginçti ve birine kitapta rastlamıştım.

 Kafam dağılsın diye elime kitabı almış bana verdiği bitkilere bakıyordum son verdikleri çok ilginçti ve birine kitapta rastlamıştım

"Germibulus" Mini yetişen tomurcuklu ağaçtır. Tomurcuklarından atmosferik ve hava ortamına dağılır dağılan parçacıklar tene(deriye), ciğerlere , kalbe ve tırnaklara yerleşerek istenilen kişiyi kolay manipüle edilebilmesini sağlar ve zihnini dışarıya kapatır.

Okuduklarımdan sonra başka bir şok geçirmiştim. Diğerlerini de büyü ve rün kullanarak bulmaya çalıştım. Bulduklarım arasında ilginç bir ağaç türünde yetişen sümüksü bir yapısı olan bir bitkide bulunuyordu

"Adhaerofila" Yapışan Sarmaşık mühürleneceği kişiye bağlılık , bağımlılık , takıntı , benimseme gibi hisler çağırıştırır ve zihnine yerleştirir havadan soluyan kişi bunlara maruz kalır , çayını içen içiren kişiye karşı derin duygular içine girer v...

"Adhaerofila" Yapışan Sarmaşık mühürleneceği kişiye bağlılık , bağımlılık , takıntı , benimseme gibi hisler çağırıştırır ve zihnine yerleştirir havadan soluyan kişi bunlara maruz kalır , çayını içen içiren kişiye karşı derin duygular içine girer ve son olarak buharında kalan kişi sevgi boyutunu aşarak tek bir kişiye bağlı kalır.

Bunca zamandır beni sevdiğini düşünmüştüm ,değerli olduğumu söylediği zamanlarda beni sadece kendine bağlı bir manyak yapmak için çabalıyormuş. Ne kadar alçakça bir hareket bu nasıl bunca zaman buna maruz kaldım ve uyanamadım inanamıyorum gerçekten ama içlerinden birine alerjim olmasaydı ve bayılmasaydım daha çok bu şekilde kalacaktım ve iddayı kazanmak için bunu kullanıyordu Ah tanrım ne kadar da aptalım onu sevdiğimi görmesi için bu kadar saçmalığa gerek bile yoktu kalbiyle baksaydı görebilirdi lanet kadın. Bu fark ettiklerim bana ders oldu ve hemen mahzene inip birer panzehir geliştirmek için uğraştım en azından ayrılış anımda bana bir etkisi olsun ve kararımı değiştirmesine engel olsun ki bu sayede açık bir zihinle bu işi bitirebileyim......

 

Loading...
0%