Yeni Üyelik
22.
Bölüm

Episode : First Contact

@harmonyseries

Aequifervor 

Aequifervor

Bu çiçeği seçmek çok zordu çünkü aynı anlamı gibi bir denge taşıyordu içimde ve ilk izlenim olarak bu çiçeği ona vermeyi uygun görmüştüm. Öğlen bu çiçeği bulabilmek için Tiara dağının eteklerindeki kum mağaralarına inmiştim. Bu mağaranın en kuytu ve soğuk yerinde kumda alev ile yetişen bir çiçekti Ankalar için iyileştirici bir özelliği vardı bu çiçeğin çayını içerlerdi, ve anlamı da denge ve ateş arasında ki sıcak ilişkiyi temsil etmesiydi. Merlin ile aramda sıcak ve aynı bu çiçek gibi zor şartlarda bile yetişmeyi beceren güçlü bir ilişki kurmak istiyordum o yüzden sempatik bir fikir gibi gelmişti. Çiçeği aldım ve güzelce buz küresine koydum. Gece buluşma eğitim vaktimiz gelince ayın tilkisine doğru yola çıktım. Bir tilki gibi koşmak , havayı solumak , rüzgarı hissetmek , bu gece öğreneceğim şey ise avlanmaktı.. Tilki gibi avlanmak..

Yaklaştıkça Merlin'in düşüncelerini kafamın içinde duymaya başlıyordum "Nerede kaldı? , Yoksa beni ekti mi? Ne kadar da aptalım bir de ona güvendim" kendine kızmaya başlamıştı şimdiden.

H : Hey bu kadar ağlama istersen geldim

M : Hahaha tik tak geç kaldın avlanırken avın seni beklemez

H : Avım beni bekleyecek kadar uzun yaşamaz genelde

M : Tabii ki avlanmanın amacı bu zaten . Hadi artık başlayalım

H : Dur , önce sana bir barış çubuğu uzatmak istiyorum

M : Hangi konuda tam olarak?

H : Sağlam bir temel kurmak açısından

M : Neymiş o göster bakalım

Elimi havaya kaldırdım ve avucumu göğe çevirerek çiçeği elime aldım. Etkilenircesine gözlerini çiçeğe dikmişti.

M : Aequifervor , ama sen bunu nasıl aldın?

H : Sihirbazlar sırlarını açıklamazlar

M : Hahaha ukala öğrenci öğretmenlik taslıyor

H : Az konuşup çok avlanabiliriz ?

M : Görelim bakalım ne kadar iyi bir avcısın

Önümüzde otlayan Leporavisium sürüsünü gösteriyordu dışardan bakanlar bunu çok şirin bulabilirdi ama kimisi boynuzlu kimisi kanatlı bir tavşan türüydü bunlar ve size geçirdikleri boynuzlarıyla ağır yaralanabilir , kanatlı olanlar ise uçup gözlerinize pençe sokup sizi kör edebilirdi.

Önümüzde otlayan Leporavisium sürüsünü gösteriyordu dışardan bakanlar bunu çok şirin bulabilirdi ama kimisi boynuzlu kimisi kanatlı bir tavşan türüydü bunlar ve size geçirdikleri boynuzlarıyla ağır yaralanabilir , kanatlı olanlar ise uçup gözlerin...

H : Yani şaka yapıyor olmalısın herhalde 

H : Yani şaka yapıyor olmalısın herhalde

M : Hayır madem iyi bir avcısın bunu bana tek bir ürkütme olmadan göster de ziyafet çekelim

H : Sen aklını mı oynattın Merlin?! Yaralanabilirim farkında mısın ve bunun hesabını abime sen verirsin

M : Ne o korkmuş gibisin sözde iblis tilkisin birde *güler*

H : Aahh! Beni gerçekten gıcık ediyorsun !

M : Odaklan ve göster *ciddileşir*

M : Odaklan ve göster *ciddileşir*

*Harley'in Şeytan Tilki Formu*

Yerimi aldım çalıların arasına gizlendim. Merlin biraz daha geride bir kayanın üzerinde pusmuş beni dikkatle izliyordu onu hem şaşırtmak hem etkilemek istiyordum beni germesi ve üzerime gelerek gaza getirmesi beni heyecanlandırıyordu. Patilerimden tırnaklarımı çıkardım ve toprağa sapladım böylece her bir ayak hareketini sezip hissedebilecektim , ardından gözlerimin keskinliğini kullandım ve en av potansiyelini sahip olan Leporavisium'u aralarından seçmeye çalıştım işte orda kenarda tek başına otlayan olanı seçtim.

Önce zihin ve duyu kontrolünü kullanarak onun dışında kalanları sağırlaştırdım daha sonra onun zihnine girerek onu yönetmeye başladım ve aklından sadece otlanması gerektiğini geçirdim ardından bedenimi normal bir tilki formuna ve sağırlaştırdıklarım arasından görünmeden geçerek avımın tam yanına kadar geldim , dişlerimi boğazına geçirdim ve nefesi kesilene kadar bırakmadım.

Bunu yaptıktan sonra bir tane ile doyamayacağımızı fark ettim ve orda olan bütün sürüyü avladım. Bulunduğu yerden kalkıp yanıma kadar gelen Merlin hayret ve ilginç gözlerle üzeri kanla boyanmış beni seyrediyordu.

M : Vaov bu gerçekten etkileyici önce sağırlaştırdın daha sonra zihnine girdin açık konuşmak gerekirse bu kadar profesyonel çalışabileceğini düşünmemiştim

H : Haklısın bir çömezim sonuçta ne kadar iyi olabilirim değil mi? *sırıtır*

M : Hahaha hayır ben öyle demedim ama güzel bir akşam yemeği oldu bu bizim için

H : Ozaman Bon appétit *gülümser*

İkimizde yemeğe yumulmuştuk. Dışarıdan bakan bunu bir vahşet olarak nitelendirirdi ama nihayetinde belgesellerde izlediğiniz ceylanı avlayan aslandan tek farkımız efsanevi yaratıklar oluşumuzdu. Tam iştahla yerken arkamdan bir ses yükseldi.

Diego : Vay vay vay , Harley sonunda kendin olarak avlanabilmişsin yoksa dur dur belki de bir ejdersindir

Merlin : Diego git ve başka yerde avlan , ne o yoksa yediğin dayak sana yetmedi mi illa işkence mi görmek istiyorsun?

Harley : Sanmıyorum hayatım bence kıskançlığından yapıyor

Bu kelimeyi sırf beni kıskansın diye kullanmıştım ve Merlin'in bana düşüncelerinde " Ne demek hayatım? Bunu sonra konuşacağız" dediğini duyuyordum ama ortalığı biraz karıştırmakta geliyordu içimden.

Diego : Ben mi? Seni mi kıskanacağım ? Hahaha güldürme beni senin gibi bir yalancıyı kim niye kıskansın

Merlin : Sözlerine dikkat etmen gerektiği konusunda seni uyarmıştım fazla cesaretlisin ama karşında ki benim Diego uzaklaş buradan bir daha ikaz etmeyeceğim

Diego : Yanında onun gibi bir kızı tutarak kendi adını lekeliyorsun Merlin , sen buralarda saygı duyulan bir isimsin sana bunu yakıştıramadım

Merlin : Senide dürüst ve iyi biri sanıyordum ama sapkın ve rezilsin, seni yanında tutanlar ne kadar yakıştırıyor bunu ?

Harley : Bana isteğim dışında dokunmaya kalkıştın seni adi herif! *bağırır*

Diego : O geceyi iyi hatırla Harley gelip altıma yatan sendin

Merlin bu sözden sonra dayanamamış ve ona yumruk atarken dönüşüp üzerinde onu patisinin altına almıştı.

Merlin : Şimdi kim kimin altında Diego?! *sinirle söyler*

Diego : O lanet patini üzerimden çek Merlin yoksa kurallara karşı mı geliyorsun?

Merlin : Sana bu ilk ve son ikazım Diego , Postunu yüzmemi istemiyorsan uslu bir kurt yavrusu olacaksın ve bundan sonra kime neye laf ettiğine dikkat edeceksin

Kulağına eğildi ve birkaç kelime daha söyledi ama onları tam duyamamıştım . Ne söylediyse Diego'nun gözleri fal taşı gibi açılmış ve gözünden yaş gelmişti. Merlin üzerinden çekildi ve Diego hızla kalkıp yanımızdan uzaklaştı. Merlin bana döndü ve

Merlin : O lafta neydi öyle?

Harley : Önemli bir şey değil Diego'nun yaptığından sonra kıskanmasını istemiştim

Merlin : Kıskanması için beni kullandın yani?

Harley : Bir hoşuna gitti sanki ? *merakla sorar*

Geldi ve belimden tutup kendine çekti gözlerime ay ışığının altında o kadar güzel bakıyordu ki aşık olmamak mümkün değildi

Merlin : Gitmesini istemiyor muydun?

Harley : Bu bir tuzak soru mu?

Gülümsedi ve önce bana yaklaştı sonra geri çekilerek

Merlin : Bu elbet ki bir tuzak soru kural bir aynı avı avladığın hiçbir tilkiye güvenme bu ben olsam bile yoksa aç kalırsın

Arka bir döndüm yarım kalan yemeğim gitmişti

Harley : Hey ama bu oyunbozanlık dikkatim dağılmıştı

Merlin : Eğitimin amacı da bu zaten Hayatım *sırıtır ve uzaklaşır*

Harley : Seni ukala *bağırır*

Bu nasıl bir geceydi böyle , birçok duyguyu bir arada yaşamanın böylesi ilginçti. O ormanın içinde kaybolurken bende evin yolunu tutmuştum güneş neredeyse doğacaktı ve uykusuzluktan ayakta duramıyordum. Sessizce eve girdim abime bir baktım hala uyuyordu , sakince odama çıktım ve yatağıma o yorgunlukla devriliverdim. Bir yandan yorgunlukla uyumaya çalışıyordum bir yandan hayatıma giren bu yabancının içimde uyandırdığı kelebeklerin heyecanını tekrar ediyordum. O saçlar.. O gözler.. O gülümseme...

 

Loading...
0%