@harmonyseries
|
*Penny ve onun Nesli* Babamın hüküm sürdüğü yıllar sona ermiş ve yeni nesil için taht sırası gelmişti. Ben ve kardeşlerim her birimiz krallıkta birer görev üstleniyorduk. Babamın cenazesinden sonra her birimiz biraz sarsılmış biraz umutsuzca görevlerimize devam ediyorduk. Ondan yıllar önce ölen annemiz ise bize sadece güçlerimizi miras bıraksa da babamın ardında bize ve torunlarına bıraktığı bir krallık vardı. Aslında tek krallık sayılmazdık ama hasat ettiğimiz bir bitki sayesinde en verimli kraliyete sahibiz diyebilirdik. Gökyüzünde bir şey yetişmezmiş gibi görünse de bulutlar ve içlerinde barınan nem sayesinde yeteneklerimizi verimle kullanarak bir çok türde meyve ve sebzeyi yetiştirebiliyorduk. Krallıklar demişken Gryffin krallıkları çok özeldir toplamda yedi adet krallık vardı. Her birinin kendine özgü yansımaları bulunurken bazıları birbirine düşman sayılırdı. Çünkü ilk Gryffin olan büyük büyük büyük atamız Isaac ilk krallıkları kurarken bir çok taht kavgası olduğunu Yasalar kitabına yazmıştı. Bu kitap bizim dönemimiz için çok önemliydi ilk atalarımızdan kalan öğretilerin üzerine gelecek nesle kalacak olan bir önem taşıyordu. İçerisinde geleneklerimizden , kanunlarımızdan , eğitimlerimize kadar her bir püf nokta bulunuyordu hatta öyle ki büyüklerimizin dediğine göre bu kitabın içindeki bilgilere dayanarak Anka kara büyüsüyle yaratılmış bir karşıt kitap vardı bu kitabın içinde her bir ırkın halkın her bir özellikteki canlının en zayıf noktası ve onları yok etmenin yöntemleri vardı. Kara kitabı kullananlar lanetlenmiş kabul edilir ve isyan çıkmasına karşın ya zindanlarda ölüme terk edilir yada sürgün edilirlerdi. Bunlar bir yana krallıkların hikayeleri beni hep etkilemişti. Bizim daha evlenmediğimiz ve her birimiz genç olduğu yıllarda bir çok macera yaşamış ve bunlar sayesinde öğretileri torunlarımıza aktarabilmiştik. Mesela bir akşam Dilivium'a doğru ben , Randall ve Astrid yola çıkmıştık. Babam bize bir teslim görevi vermişti her yıl hasat dönemi verilerini her bir krallık diğeriyle paylaşıyordu böylece dengeli ve verimli bir yıl geçirmelerinde her biri diğerine yardım ediyordu. Randall içimizde biraz daha sert ve mantıklı olandı , ideallerine sadık kalır ve düzeni severdi. Nitekim her bir şeyi muazzam derecede sinir bozan bir mükemmeliyete bağlıydı. Her gün aynı saatte kalkar geceden kalan projeleri bitirir yoksa yeni projelerin planlarını çizer o sırada mutlaka sütle kaynatılmış Emotiflora içerdi. Bunlar dışında kişilik olarak tam bir Omega ve iyi bir mimar mühendisti işini gerçekten iyi yapardı bazen diğer krallıklardan ona o kadar çok iş gelirdi ki maketleri yapmasında hepimiz yardım ederdik. Genellikle kraliyete uygun bir üniformayla dolaşır ve siyah tercih ederek kişiliğiyle uyumlu o ciddiyeti yakalardı. Astrid'e gelecek olursam o tam bir Gamma kişiliğine sahip denebilirdi. Babamın baskın özellikleri ile annemin uyumlu özellikleri arasında bir denge kurmuş ve ikisinin muhteşem bir melezi gibiydi. Kendine güvenen, ancak liderlik peşinde koşmayan biridir. Genellikle pragmatik ve daha az görünür olmayı tercih ediyordu. Onun rutin denebilecek işleri yoktu genellikle kendi doğrusu vardı evrensel olarak doğru olduğu bilenen herhangi bir şey konusunda asla doğrulamaya ihtiyaç duymaz ve risk almaktan korkmazdı. Giyiniş tarzı sabitti kraliyette giymek için elli çeşit farklı tonda karma elbiseler kullanır geri kalan zamanında halka karışır ve onlar gibi giyinirdi. Ailemizde ilk rünleri kullanmayı öğrenen oydu ve vücuduna bile bir çok rün'ü kazımıştı. O kadar bizlerden bahsedip kendimi tanıtmazsam çok yazık olurdu ben ailenin Beta'sıyım. Yani - uyumlu, destekleyici ve işbirliğine açık biriyimdir. Babamın aksine, baskın olma yerine, aile içinde yer almayı ve liderlere destek olmayı tercih ederim. Liderlik etmeleri gerektiğinde başarılı olan biriyimdir ama genellikle gölgede kalmayı tercih ederim. Daha sakin, sabırlı ve genellikle diğer heiliantlarla iyi geçinirim. Duygusal zekam ailenin geri kalanına göre daha yüksektir ve heiliant ilişkilerinde anlayışlıyımdır. Bazen pasif ya da kendi isteklerimi ifade etmede zorlanıyorum, ama bu maceraya atılmama engel olmuyor. Ailemizde beyaz saçlı nadir bulunduğundan bunun kutsal olduğuna inanırız Ay'ın bizi kutsadığına ve yeteneklerini bahşettiğine inancımız sosuzdur. Ben daha çok meteoroloji ile ilgilendiğimden tarot,burçlar,aylar ,döngüler ve diğer şeyler benim alanımdı. Mesela insan dünyasında on iki ay varken bizim dünyamız Sirenia'da yedi ay bulunuyordu bunun sebebi Sirenia galaksisinde iki güneşimiz ve bir ayımız olmasıydı. Güneşlerin temsil ettiği şeyler bulunuyordu mesela büyük olan Yaratım Güneşi Vithar yaratım, doğum, yaşam enerjisini temsil ediyordu. İnsanların güneşinin aksine 14 saatten fazla gökyüzünde kalır, bitkiler hızla büyür, heiliantlar ve büyülü varlıklar yaratıcı güçlerini en yoğun şekilde hissederlerdi. Bu güneşi en verimli kullandığımız ay Solanir ayı (1. Ay), tüm yaratım süreçleri hızlanırdı. Diğeri küçük olan ise Yıkım Güneşi Morak yıkım, son, kaosu temsil ediyordu. Vithar'a göre 10-12 saat gökyüzünde kalır, daha yoğun ancak tahrip edici etkiler taşır. Doğa yavaşlar, büyüler güçsüzleşirdi. En verimli olduğu ay Veloras ayı (6. Ay), yıkıcı enerjiler artar, savaşlar ve güç mücadeleleri çoğalırdı. Ve gelelim Ay'a Seluna Denge, arınma ve dinginliği temsil ediyordu. Etkisi Ayın döngüsü boyunca değişir, gece boyunca gökyüzünde denge sağlardı. Yaratım ve yıkım arasındaki dengeyi sağlar. Büyüler ve astral enerjiler dengede kalır. Özellikle Zephyra ayında (4. Ay), iki gücün dengelendiği dönemlerde Seluna'nın etkisi en güçlü olurdu. Bunlar dışında yedi ay da doğan gryffinlerin bazılarında güçler ortaya çıkmıştı bunu araştırmalarımda kanıtlamış ve yasalar kitabına geçirmiştim. Her bir ayın bir verim ve alım zamanı vardı. Her bir ay kırk beş gün sürüyordu. 1. Ay: Solanir | Başlangıç ve Doğuş | **Yaratım Güneşi (Vithar)**: Gücünün zirvesinde. Bitkiler büyür ve yaşam enerjisi artar. 2. Ay: Eldros | Bilgelik ve Öğrenme | **Yaratım Güneşi (Vithar)**: Hala güçlü, ancak azalmaya başlar. Bilgi ve öğrenme artar. 3. Ay: Ravikon | Savaş ve Güç | **Yıkım Güneşi (Morak)**: İlk kez ortaya çıkar, zayıf etki gösterir. Güçlü hissetme dönemi. 4. Ay: Zephyra | Rüzgar ve Değişim | **İki Güneş Dengede**: Hem Yıkım hem Yaratım etkileri dengelenir. Yılın en verimli günü bu ayın 22. günüdür. 5. Ay: Xyrelia | Gölgeler ve Gizem | **Yıkım Güneşi (Morak)**: Gücü artar. Büyü güçleri karanlıklaşır ve zayıflar. 6. Ay: Veloras| Düşüş ve Yeniden Doğuş | **Yıkım Güneşi (Morak)**: En güçlü olduğu zamandır. Yaratıcı güçler azalır. 7. Ay: Nivara | Sonbahar ve Kapanış | **Yıkım Güneşi (Morak)**: Yavaşça etkisini kaybeder, yılın en verimsiz günü bu ayın 15. günüdür. Benim krallıkta ki işim biraz bu bilgilere dayalı olarak düzenli bir rapor oluşturmaktı. Diğer kardeşlerimin güçleri sayesinde ne zaman kaos olacak yada en verimli zamanı ne zaman geçireceğiz bunu hesaplıyordum. O gecede tam olarak R37.R03.6820 tarihiydi ve bu yıkım güneşinin etkilerinin zayıf olduğu aydı dolayısıyla diğer krallıklara seyahat etmek bizler için daha kolaydı. Ve evet diğer krallıklara belirli zamanlarda gidebiliyor belirli süreçlerde görüşüyorduk. Gryffinlerin bir çoğu güneşe bağışıktır ama kardeşim Lorenzo ; bir hastalık ile doğdu güneş kanatlarını ve derisini yaralar ile kaplamış yakmıştı. Dolayısıyla kendimize dikkat etmek için böyle çözümler bulmuştuk. Yola çıktık ve oraya vardığımızda ilk ilgimizi çeken şey saray ve halkın kutlama yapmasıydı kralın bir torunu olmuştu ve bunu kutluyorlardı. Krallığın ihtişamı o kadar göz alıcı ve güzeldi ki Randall : Ah tanrım yine her yeri ışıklandırmışlar Astrid : Çok ilginç halk ticaret açlığıyla boğuşuyor ama kutlama yapabiliyorlar Penny : Benim zeki kardeşim bu halkın onlarla beraber desteklemesi için yapılan bir kutlama halka et, ekmek, un, pirinç, ve giyecek giysiler dağıtılıyor Randall : Buda gelen varisin bollukla gelmesini temsil ediyor yani biraz tarih kitabı kurcalamayı dene istersen Astrid : Haha ha çok komiksin Rani bir sonraki mahkememde seni görmeyi çok isterim ukala şey Penny : Siz ikiniz ne zaman büyüyeceksiniz Randall : İşin demokratik kısmını halleden benim ama yine de memnun olamıyorsunuz Astrid : Dedi bu sabah kedi kovalayan adam Penny : Hahaha cidden mi? Randall : Ona bir ev yapmam için önce yakalamam gerekiyordu Penny Astrid : Elbette , *kafasını diğer yöne çevirir* Ah oraya da bir bakın ! Penny : Bu da ne böyle , Randall?? Randall : Ah tanrım siz ikiniz hiç şu lanet tarih kitabını okumadınız mı? Astrid : Senin kadar boş vaktimiz yok demek ki Penny : Bir dakikalığına sadece bilgilensek? Randall : Astrid egosunu okşamayı keserse devam ederim Penny : Astrid?? Astrid : Aman ya devam et pekala Randall : Burası Sağanak Yağmurun Krallığı yani Isaac'i onurlandırmak için her gün aynı saatte bu alanda avuçlarını iç içe bakacak şekilde birleştirip göğe uzatarak yere diz çöküp kendilerini yağmur ile arındırıyorlar Penny : Ama burada her gün yağmur yağıyor zaten Astrid : Ayın etkileri var değil mi? Randall : Aynen öyle , hadi şunu krala verelim ve dönelim geç olmadan yola çıkmak istiyorum Astrid : Birileri Maria'yı özlüyor gibi Penny : Randall onun ile görüşmediğini söylemiştin Randall : Sen (Astrid) küçük hanım çeneni biraz daha kapalı tutamaz mıydın? Astrid : Ups! Ağzımdan kaçıverdi *muzip gülüş* Penny : Randall?? Randall : Ah tanrım sadece hoşuma gidiyor bana annelik taslamasan Penny : O kızı hiç gözüm tutmuyor ama Randall : Kalbimin hiç umurunda değil ne yazık ki Astrid : Vaov amma da büyük bir kapıymış *şaşırır* Penny : Kral gösterişi seviyor olmalı Randall : İkinizde sadece sessiz olun ve onu selamlayın Astrid : Babam dışında hiç bir krala diz çökmem ben Penny&Randall : Astrid!! Randal : Ah tanrım sadece uyumlu ol Astrid : O gerçek kral bile değil Penny : Hayır seni şapşal bu krallığın kralı o yani saygı duymak zorundayız Randall : Güzel anlaşıldıysa sakın babamı rezil edecek bir şey yapmayın Kapıyı tıklattı ve bizde kendimize ciddi bir ifade takınarak peşinden içeri girdik. İçerisi diğer saraylar gibi ihtişamlı bir taht odasıydı Kral Orion tahtında büyük bir ihtişam ile oturuyordu neredeyse nefes kesiciydi orta yaşlarda bir kral olmasına rağmen. Randall : Kral Orion , Ben Niubis Krallığından Randall Moon Kral Mark'ın oğluyum. Orion : Seni görmek ne güzel Randall , ne için geldiniz ? Randall : Teşekkürlerimi sunuyorum , Buraya iki kardeşim ile birlikte geldim Astrid ve Penny , Krallık raporlarını size sunmak için görevlendirildik Orion : Ah Mark her zaman ki gibi diplomatik çalışıyor demek Penny&Astrid : Kral Orion yeni varisinizi içtenlikle kutluyoruz Orion : Teşekkürler hanımlar , hediyelerinizi yan taraftaki odaya bıraktırabilirsiniz. Astrid'e hızlıca bir bakış attım ve fısıldayarak Penny : Kahretsin bunu unutmuş olamayız ! Astrid : Umarım Randall bizden daha sorumlu davranmıştır Penny : Hiç zannetmiyorum ama Lorenzo'ya mesaj yollamam gerekiyor acilen Astrid : Ben hallederim Astrid boğazını temizlercesine öksürdü ve Kral Orion'dan izin alarak odadan çıktık, o sırada Randall ile zihnimizden konuşuyorduk ve ona oyalaması gerektiğini söylemiştim bu sırada biz de Lorenzo ile iletişime geçip buraya hediye ile gelmesini haber verecektik. Penny : Kolay kısmını hallettik şimdi iyi düşün nasıl o mankafaya ulaşacağız Astrid : Bulutlarla rün yollamak konusunda ne kadar iyisin? Penny : Ah tanrım ciddi olamazsın Astrid : Denemeye değer en azından Bu fikre bayılmasam da dışarı kalenin taşlıklarına çıktık ve sağanak yağmurun altında hızlıca işlemeye koyulduk. Astrid eline bir rün çizdi ve tokalaşır şekilde el ele tutuştuk Astrid sözleri söylüyor ben bir bulut oluşturuyordum ve o sözleri söylerken iletmek istediğimiz mesaj buluttaki yağmur tanelerine yazılıyordu. Özel güçlerle doğmanın yanı sıra gryffinler olarak heiliantlar içinde sessiz avlanabilen bir türdük istediğimiz her işi sessizce yapabilirdik kendi çapımızda elbette. Ve bulut Lorenzo'ya doğru yola çıkmıştı. Penny : Sence işe yarayacak mı? Astrid : Eğer kardeşimiz birazcık meşgul değilse evet bu kesinlikle işe yarayacaktır. Penny : Geriye hızlıca reaksiyon vermesi kalıyor Astrid : Aynen öyle Lorenzo çapkın, komik, zeki ve sinsi bir tiplemeydi ailemiz de ki Delta oydu , genellikle içe dönük ve çekingen sayılırdı. Eskiden Babam veya Annem gibi daha baskın bir kişiliği olsa da büyüdükçe sessiz, çekingen, gözlemci olmayı tercih etti. Güçlü gözlem yeteneği ve derin duygusal anlayışı vardı. Lorenzo mesajımızı almış ve hızlıca gelip yedi krallığı temsil eden yedi kılıç getirmişti baktığınızda şuan bebek için bir değeri olmasa da ileride bu kılıçlar sayesinde yedi kral da ona saygı duyacaktı. Lorenzo : Ben olmasam siz kızlar ne yapardınız? Astrid : Hahaha bahse varım çapkınlık peşindeydin Penny : Ben iki katı bahsine varım tamda işin ortasındaydı Randall : Onu rahat bırakın kızlar , Merhaba abi Lorenzo : Küçük diplomat iş üzerinde demek işte bu az rastlanır bir durum Penny : Gayet iyi iş çıkardı aslında Astrid : Ne demezsin yarım saat önce patlıyorduk Lorenzo : Sayemde kurtuldunuz , soğuk bir şeylere ne dersiniz? Randall : Hiç sormayacaksın sandım Astrid : Gidelim buradan artık Penny : İlk varan bütün tatlıları kapar Lorenzo : Oh hayır bunu söylemedin! Randall : Yarış ? Astrid : 3.. 2.. Penny : Görüşürüz ezikler. |
0% |