@harmonyseries
|
Bu üçlünün ve başlarındaki kötü adamın kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmasa da Alpha'nın bakışlarından anlayabiliyordum. Hepimiz bu büyük kargaşadan sonra salonda oturmuş neler olduğunu anlamaya çalışıyorduk. M: Bu üç budala Victoria'dan yardım almış olmalı yoksa bariyeri geçmesi mümkün değil. Af: Belki de büyülerin o kadar da sağlam değildir, büyücü. Al: Alpha şu an hiç sırası değil dostum, herifler bizi mekanımızda bastı. L: O haklı Af: Burası artık güvenli değil, başka bir yere gitmemiz lazım. Al: Gidecek neresi var ki? M: Hem nereye gidersek gidelim, peşinizde olacaklar. V: Aslında benim bir fikrim var. L: Neymiş o? V: Alpha, Harley'i bunca zamandır ne kimse gördü, ne duydu, ne de yerini senden başkası biliyor, değil mi? Af: Evet, neden? M: Ben biliyorum, demek ki o kadar iyi saklayamamış. Af: Sen ne dedin? M: Sakin ol, kurt bozuntusu kardeşin sürekli görüler gördürdüğü için öğrenmiştim. Af: Bu iş bitince senin postunu yüzeceğim. L: Hey, yeter artık, birbirinizle kavga etmeyi kesin. Violet doğru söylüyor. Al: Bencede, gardiyanı aşamazlar, orda bir süre saklanabiliriz. Af: Emin değilim, ama tek çaremiz gibi gözüküyor. V: Bunu sana yaptırdığım için çok üzgünüm, dostum. Af: Hey hey, sakin ol. Bu sen yada başkası fark etmez, biz dostuz ve seni son nefesime kadar koruyacağım. M: Tabii Victor, senden önce onu alıp deney faresi yapmazsa. Af: Bunu bana evini koruyamayan rezil büyücü mü diyor? M: Asla tam güvenlikli bir sistem yoktur, ufak da olsa bir açık bulmuşlardır. Al: Konumuz bu değil, gece nöbetleşmeliyiz. Af: Aynen öyle, sırayla nöbet tutacağız. Ne yapacakları belli olmaz, bir de baskın yaparlarsa dağılırız. V: Ben sanırım atölyeye ineceğim, bu gece orada kalmak en iyisi, kimsenin aklına gelmez. M: İyi fikir, bende seninle geliyorum. Alpha tam ortaya atlayıp bir şey diyecek gibi olurken Alvin onun kolundan tutarak kafasını hayır şeklinde salladı. Al: Biz de etrafı toparlayalım. Tam kapıdan çıkarken Luna bana fısıldadı ve L: Biliyorum, hiç sırası değil, ama lütfen onun sana zarar vermesine izin verme. V: Sanırım onunla başa çıkabilirim Luna. Ve kapıdan çıkıp atölyeye indim. Merlin de hemen arkamdan bir sepet ve içinde küçük, büyük, farklı boyutlarda çeşitli şişelerle geliyordu. İçeri girdik ve Merlin'in bir elini şaklatmasıyla koca mahzen yatak odasına hatta ev gibi bir şeye dönüşmüştü. Bazen şaşkınlığı ve onun gücüne olan hayranlığımı gizlemekte çok zorlanıyorum, ama onun da zihnimde olduğunu ve neleri duyabildiğini, duymak isteyeceği şeyleri seçtiğimi öğrendim. Küçük mutfağımızda yemek hazırlarken, ben de pijamalarımı giyip yanına gittim. Nefis yemek kokusu tüm mahzeni sarmıştı ve eli de maharetliydi, anlaşılan bu benim ona karşı ilgimi daha da artırıyordu. Arkasından sessizce yaklaşıp gözlerini kapattım. V: Üç hakkın var, Houdini. M: Oz Büyücüsü? V: Dııt! Yanlış cevap, bir daha dene. M: Hmmm, o zaman sen yaşlı bayan Mcgonagall'sın. V: Bak, bu iyiydi, ama yine yanlış. Ellerimi gözünden çektim ve arkasına dönüp belimden tutup kendine çekti. Göz gözeydik ve ne düşündüğümü kontrol etmek o an için imkansızdı. Heyecanlıydım, titriyordum ve onun o parlak mavi gözlerine bakmak beni benden alıyordu. İç ses: Beni öpecek, beni öpecek, aman Tanrım, beni kesin öpecek! İç ses M: Bu kadar sesli düşünmemen gerektiğini sana söylemiştim. Kıpkırmızı olmuştum o an. Heyecanımın yerini koca bir utanç almıştı, dona kalmıştım, ağzımdan sadece: V: Özür dilerim, düşünmek istediğim bu değildi. Lütfen bana öyle bakma. M: Hey, sakin ol, bir şey demedim veya kızmadım. Aksine, bana karşı hislerine anlam vermediğinde çok sevimli oluyorsun, bu da hoşuma gidiyor, açıkçası. V: Yoksa bu yüce Merlin'in bir itirafı mıydı? Sırıtır M: Aslında bu senden hoşlanan Merlin'in itirafıydı. Duyduklarım, gördüklerim, şaşkınlığım bütün bedenimi sarmıştı. Sadece sarılıp ona bu cesareti için teşekkür etmek istiyordum, ve öyle de oldu zaten. Ben düşüncelere dalmışken o bana sımsıkı sarılıp: M: Lütfen, bu sadece aramızda bir sır olsun. V: Bana açıklaman gereken ve benim de kafamda bir ordu oluşturmuş çok fazla soru işareti var, Merlin. M: Yemekten sonra istediğin hangi soru olursa olsun, bütün sorularını dürüstlükle cevaplayacağım. V: Bütün sorularımı mı? M: Evet, bütün sorularını. Anlaştık ve masayı kurup yemek yedik. O kadar güzel şeyler hazırlamıştı ki iştahsız birinin bile iştahını açacak cinstendi. Bol flört dolu yemeğimizin ardından bize bir yatak hazırlamıştı. V: Nasıl yani, beraber mi? M: Korkma, ısırmam. Sırıtır V: Hayır, Kazanova, bu asla olmayacak. M: Ben yerde yatacağım, Violet, korkma bu kadar. V: Aa, öyle mi? Tüh! M: Ne demek "tüh"? V: Ben de, bana bir iki numara gösterirsin diye düşünmüştüm. M: Neden olmasın? Sahte esneme V: Haha, yakaladım! Biliyordum. Güler M: Bu çok kötü bir tuzaktı, ama haksızlık etme. V: Oyunu kuralına göre oynuyorum, büyücü. M: Evet, işte hazırım. V: Artık konuşabiliriz, o zaman? M: Seni dinliyorum, tamamen. V: Bana önce peşimdeki adamlardan bahset, benden tam olarak ne istiyorlar? M: Güzel soru. Bunun sana nasıl açıklasam ki? Bak, güzelim, şöyle ki, peşindekiler Victor ve kötülük konusunda yarışan kız kardeşi Victoria. V: İsimlere bak ya, çok aramışlar anlaşılan. M: Keşke o kadar salak olsalar, tamam, belki biraz salaklar ama bugün kovduklarımızı dönüştürecek kadar zekiler. V: Yani, basit bir düşmanla karşı karşıya değiliz. M: Aynen öyle, senin peşindeler çünkü dilek taşı Rein Orka'ya götürebileceğine inanıyorlar V: Neden benim bende olan ne? M: Deden V o tilki halkını kurtaran dileği diledi ve Rein Orka bir alırsa bir veriyor yani güçleri şuan sende belirdi onun dileği halkını kurtarıp güçlerinin sana aktarılması olmalı, sen bir safkansın, yani bu demek oluyor ki bir şeytan olabilirsin ve bu iyi olduğu kadar kötü de sonuçlanabilir. O yüzden seni koruyoruz. V: Peki ya bir şeytansam, o zaman benden korkar mıydın? M: Ben daha önce de bir şeytanın oyunuyla başa çıktım, V. Yüzü düşer Artık yatalım mı? V: Yanlış bir şey mi sordum? M: Hayır, sadece herkesin beni suçlamasından bıktım. V: O zaman son bir soru ve yalan yok, gizlemek yok, kartlar açık mı? M: Son bir soru, V. V: Harley ile aranda ne geçti de Alpha ve diğerleri beni senin hakkında bu kadar uyarıyor? M: Eninde sonunda açıklamam gerekecek zaten V: Ne oldu? M: Ben onu gerçekten çok sevdim, V Harley'i. Bunun yanlış anlama, ya da sana olan sevgimle kıyaslama. Sadece o dönemde onunla tanıştığım zaman, Alpha'yla çok iyi anlaşan iki dosttuk. Sonra Harley ile aramızda bir kıvılcım oluştu, ve bir iddiaya girdik , Ta ki onun bir şeytan olduğunu öğrenene kadar, çünkü öğrendiğimde beni manipüle etmiş ve ona kendi isteğim dışında bağlandığımı fark ettim. Aslında, çok büyük bir kavga etmiştik, bunun yüzünden ben çekip gitmeye kalkışınca Harley gurur yaptı ve benim zihnimden bu anıları silip kusursuz bir çift gibi anı yerleştirdi. V: Peki, sonradan bunun farkına nasıl vardın ve düzeldin? M: Biliyorsun ki en yakın dostun Luna bir griffin bir insanın özündeki benliğini ayırt edebilir. Onun fark etmesi ve beni uyarması üzerine bir kaç şeyi kontrol ettim Harley'in bana verdiği bitkilerin bazı sihirleri vardı onları araştırmak istedim ve öğrendiklerim sonrasında Harley ile yüzleştim. Ama o, bunu kullanıp herkesin ona inanacağı bir hikaye uydurdu. Ona zarar verdiğimi ve ondan ayrıldığım yalanını ortaya attı. Alvin'e bunun gerçek olmadığını zihnimdekini görüntü halinde izleterek kanıtlamıştım, ama Luna ve Alpha buna hiç izin vermedi. Alpha en sonunda Harley'i benden uzak bir zindana kapattı. V: Bir tutsak gibi mi yaşıyor? Alpha bunu nasıl yapabildi? M: Hayır, tutsak değil, sadece benden uzak tutuluyor ve yaşamına Alpha'nın yapay dünyasında devam ediyor. V: O ne demek? Bunu nasıl yaptığını anlayabilir mi? M: Hayır, ama onun bir ejderha dostu var, can borcu meselesi var, aralarında konuya çok hakim değilim. Ona sorabilirsin, ama bunun için Alpha'ya öyle bir iyilik yaptılar. V: Şimdi anlıyorum, ama şunu bilmelisin ki sana gerçekten güveniyorum, M: Bunu biliyorum, kalbinde hissedebiliyorum bu duyguyu. V: Sanırım benim de itiraf etmem gerekirse sana karşı hislerimin bir adı var, bu aşk da olabilir. Güvenmemden kaynaklı hoşlanma da buna zaman karar verecek. Yanıma oturdu ve ellerimi tutup gözümün içine bakarak: M: Biz sihir veya sihirsiz birbirimize aitiz. V: Sanırım bunu biliyorum. Yaklaştı ve öptü. Aman tanrım! Ne oluyordu böyle? Daha fazla karşı koymak saçma geliyordu bana, o yüzden karşılık verdim. Ben karşılık verdikçe onun da bana eşlik etmesi beni daha da cesaretlendiriyordu. Bir süre böyle devam ettikten sonra durdu, geri çekildi ve: M: Bunu yapmaktan emin misin? Seni bir şeye zorlamak ya da zorunlu tutmak istemiyorum. Sözünü bitirmeden bu sefer de ben dudağına yapışmıştım. V: Kimsenin zorlandığı yok, Houdini. Sus ve bu anın tadını çıkar. Yarın uğraşmamız gereken kötü adamlar olacak. M: Ve biz hepsini beraber yeneceğiz. V: Çok romantiksin. Gece boyu devam eden bu ten uyumu hem onu hem de beni tatmin etmişti. En son sadece yorgunluktan yatağa bayıldığımızı ve yüzümüze vuran güneş ışığının sıcaklığında gülüştüğümüzü hatırlıyorum. Merhaba, bölüm nasıldı, beğendin mi? Serinin Tam Hali ; Harmony : The Fox Dr.Quinlan'ın Kapanı I-II
|
0% |