Yeni Üyelik
3.
Bölüm

The Fox : Chapter One : Awakening

@harmonyseries

Yüzüme vuran güneşin sıcaklığıyla uyanmıştım. Yataktan kalktım ve aşağı kahvaltıya indim. Buz dolabının kapağını açtım ve bu sabah için krep yapmaya karar verip malzemeleri aldım. Güzel bir müzik eşliğinde hazırlanırken patır kütür bir ses işittim. Bu Luna'ydı (Ay'ın Kızı) bu kadar sese uyanmıştı haliyle. "Günaydın Luna," dedim koşarak yanıma geldi ve "Duydun mu V?" dedi , şaşkınca cevap verdim, "Tam olarak neyi duymam gerekiyor ki?" "Alpha geri döndü," Ne!? Alpha geri mi döndü? İşte bu hem güzel bir haberdi hem de tuhaf Alpha'yı görmeyeli yıllar olmuştu açıkçası. Alpha, Alvin, Luna ve ben çocukluğumuzdan beri bir arkadaş grubuyduk. Büyüdük ve birbirimizden uzak kaldık ama bu haberle belki de tekrar bir araya gelmemiz çok yakındı. "Bu muhteşem bir haber Luna, kahvaltıyı beraber yapalım o zaman." Luna gülümsedi ve Alvin'i aradı.

Bu ikili çocukluktan beri birbirlerine aşıktı. Benim çok sevgili dostum Luna da ne kadar inat etse de sonunda o da aşık oldu ve yıllardır süregelen muhteşem çocuksu bir ilişkileri oluştu. Hep onlar gibi olmak istemiştim. Alpha'yla abi-kardeş gibi bir kıskançlık vardı aramızda. Zaten Alpha hepimizden yaşça büyüktü. Bu yüzden bu tartışmalarımızı genellikle trollerdi , ve biz de onu, tabii sürekli didişip durdukça günün sonunda sarılıp sevgi yumağı oluyorduk.

Alvin kampüsün bahçesinde güzel bir kahvaltı yapmayı önerdi, biz de bir şeyler hazırlayıp yola koyulduk. Luna bana dönüp "Kendini nasıl hissediyorsun V?" diye sordu, ben de iyi hissettiğimi söyledim. Telefonu arabaya bağlayıp müzik eşliğinde kampüse giriş yaptık. Luna'nın en büyük eğlencesi buydu; yüksek sesle müziği açıp kampüs otoparkından içeri girince gözlerin üstüne toplanmasını seviyordu.

Güzel bir yere park ettikten sonra Alvin ve Alpha'nın yanına gittik. Özlem dolu gözlerle bakıyordu bize, yıllar ona iyi davranmıştı, belli ki. Boyu uzamış, açık kumral saçları parıl parıl ve sağlıklı, ela gözleri parlak ve o muhteşem gülümsemesi hep hatırladığım gibiydi. "İşte benim favori sihirbazım" dedi ve kollarını açtı. Ona doğru koşup kocaman sarıldım, tabii ki.

Bana sihirbaz diyordu çünkü yapmayı çok denesem de asla sihirbazlığı becerememiştim, ama o yine de her deneyişimde yapıyormuşum gibi gurur duyuyordu. Bu da benim hoşuma gidiyordu fazlasıyla. Bolca ağlamaklı kavuştuktan sonra onca yıllık makara sohbeti biriktirmiştik, kahvaltı ve sohbet eşliğinde saatlerce gülüşmüştük belki de.

Bir sessizlik anında Alpha'ya "Seni buraya getiren neydi?" diye bir soru yönelttim, ama sanki sormamam gereken bir şeymiş gibi herkesin suratı buz kesmişti. "Kaydımı buraya aldırdım, hem sizi çok özledim hem de yabancı bir ortama alışmak biraz zor geldi," dedi ve gülümsedi. Onun adına sevinmiştim, bizim yanımızda güvende hissediyor olmasaydı düzenini bozup buraya taşınmazdı. O yüzden rahat ve mutlu olması beni mutlu etmişti.

Ders vakti yaklaşıyordu ve "Benimle mi geliyorsun, V?" dedi Luna. "Hayır, Luna, bayadır psikoloji dersine girmiyorum" dedim. Alpha hemen araya girdi ve "Ne güzel bir tesadüf, benim de dersim psikoloji. Beraber gidebiliriz, hem bana kampüsü göstermiş olursun," dedi. "Tabii ki, hadi gidelim," dedim ve Luna'lar ile vedalaşıp amfilere dağıldık. İlk ders o kadar bunaltıcıydı ki hemen yemek arası gelse diye bekliyorduk. Neyse ki son dakikalara doğru erken bıraktı ve yemekhane de bizimkilerle buluştuk.

Alvin her zaman ki romantikliğini konuşturup Luna için gül almış ve tabağına koymuştu. Bunu gören Alpha bana döndü ve "Uğraşacağım bir dallama yoktur umarım ? bu yıl için farklı planlarım var," dedi gülerek. Anlamıştım zaten bu kadar sakinliğin altından böyle bir muziplik çıkacağını. Hiç beklemeden cevap verdim, "Ne o yoksa sen daha bulamadın mı?" dedim sırıtarak. Biraz makaranın ardından tekrar sınıfa çıktık ve derse girdik.

Dersin ortasında bir anda çığlık koptu, kafamı kaldırıp baktım. Profesör Dunken, Elliot 'a kızıyordu. Onu tahtaya çıkarttı ve soruyu detaylıca açıklayıp çözmesini söyledi bağırarak. Elliot korka korka tahtaya çıkmıştı, sınıfta çıt sesi bile yoktu. Alpha bana dönüp "Biraz eğlenmeye ne dersin?" deyip sinsice bir gülüş attı, bende "Neden olmasın, ortak göster kendini," dedim, merakta ediyordum, büyük ihtimalle Elliot 'ı kurtarmak için dersi kaynatacaktı, o yüzden mani olmak istemedim ve ne yapacağını izlemeye karar verdim. Alpha kitlenmiş bir şekilde Profesör Dunken 'a bakıyordu, bu çok korkutucuydu. Biraz zaman geçti ve bir fısıltı duydum, Alpha "mürekkebi aç ve dök" diye mırıldandı, alçak bir sesle. Tam o sırada bütün sınıftan bir iç çekiş sesi duymamla kafamı çevirdim. Elliot kalemin mürekkebini açmış ve Profesör 'ün üzerine boşaltmıştı.

Şok içinde kalmıştım, bir Alpha'ya bakıyordum, bir de Elliot 'a ne olduğunu kavramaya çalışıyordum. Elliot 'ın Alpha'yı o mesafeden ve o kadar alçak bir sesten duymasının yüzde bir bile ihtimali yoktu. Alpha tekrar fısıldamaya başladı, "Sen profesör kendini çok bilmiş , acaba sen bu problemi çözebilir misin?" demişti, bunu söylerken Elliot 'tan da aynı cümleyi yüksek sesle duymak tansiyonumu oynattı. Bir anda Elliot 'ın kollarını iki yana açıp "İşte bu, seni lanet herif, dersi bırakıyorum," dedikten sonra profesörün üzerine masada duran kahvesini dökerken, canın cehenneme umarım bir şeyler öğrenirsin" deyip sınıftan çıkmasıyla herkesin şok geçirip gülmesi bir oldu.

Alpha'nın bu sıra da Elliot 'ın yaptığı bütün hareketlerinin sözlü bir şekilde söylemesine şahit olmak beni çok gerip korkutmuştu. Dona kalmıştım. Bana döndü ve gülerek "Eğlendin mi fıstık?" dedi, sesim çatallaşmıştı, ona bayılmadan önce diyebildiğim tek şey "S-sen inanamıyorum bu nasıl olur sen nesin?" olmuştu. O da bana yaklaşıp kulağıma kendinden emin bir şekilde "Neyin nasıl olduğu önemli değil bu benim" dedi. Etraf bulanıklaşıp karardı.

Başımda hissettiğim ağrıyla uyanır gibi olurken Luna ve Alvin 'in sesini duyar gibi oldum, "V, hadi uyan, iyi misin? Hey, kendine gel," dediklerini işitmiştim. Gözlerimi hafif araladım ve panikle doğruldum. "S-sen!" diye bağırmıştım, o sırada Alvin "Ben mi?" diye sordu, bende hayır dedim ve Alpha'yı gösterdim. "Ben mi? Ne oluyor Violet?" dedi Alpha, "Ne demek, ne oluyor, kimsin sen Alpha'ya ne yaptın? Bütün o kukla gösterisi de neyin nesiydi?" dedim. Luna "Sakin ol, V, neler oluyor, iyi misin, çok kötü bayıldın," dedi, ama şaşırdım. Onlar benim bayıldığımı, aynı derste olmadan nasıl görmüşlerdi ki? "Nasıl yani, siz de mi sınıftaydınız?" diye sordum, Alvin "Hayır, V, yemekhanedeyiz, tansiyonun düştü birden," dedi

Şöyle bir etrafıma bakındım ve gerçekten de hala yemekhanedeydik. Ne yani, rüyamı görmüştüm? Ama hayır, rüya olamazdı, hissediyordum beş duyu organımda algılayabiliyordu. Kafamı Alpha'ya şokla çevirdim ve bana "Korkunç bir kabus görmüş gibisin" dedi. Sinirle ona "Sen çok iyi bir oyuncusun" dedim, bağırarak. Luna sakin olmam için beni tutuyordu. Alpha, "Bu yüzden 'Nesin değil, Kimsin?' demeliydin" dedi. Dayanamadım ve sordum, "Kimsin?"

Herkese merhaba, bu hikayeyi 7-8 kez sildim ve tekrar yazdım, sonunda bu versiyona karar verdim.

İlk yazdığımda çok tatlı bir okuyucu kitlemiz vardı, ama onu sildiğimden ve tekrar yazdığımdan beri, eski izleyici kitlem kadar okuyucusu yok , ama umarım hikayeyi seversiniz.

Yazım yanlıșları, kelime hataları olabilir onları görmezden gelin , Hikaye tamamlandığında bu sorunu çözeceğim. Şimdi hikayeye odaklanın ve keyfini çıkarın ❤🥰🥺

Serinin Tam Hali ;

Harmony : The Fox
Harmony : The Wolf
Harmony : The Griffin
Harmony : The Anka
Harmony : The Legend Of Ryu

Dr.Quinlan'ın Kapanı I-II

 

 

Loading...
0%