Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Bölüm - Geçmiş

@hasrett_007

 

 

 

 

 

 

 

BÖLÜMÜN ŞARKISI

Buray - Kış Bahçeleri

 

İtalik yazılan kısımlar karakterin düşünceleridir.

 

Kimsenin umrunda değil... benim ne düşündüğüm, onun umrunda değil... kimim ki ben? Sadece Yağmur. Her karşımıza çıktığında hep aynı şey, hep aynı şey. Ama artık...

 

"OOOF, YETTİ ARTIK!" diye bağırdım, birden gözlerimi açarak.

Herkes bana baktı, artık kimse gülmüyordu.

"HEP AYNI ŞEYLER!"

Yüzümdeki öfkeye şaşkınlıkla bakıyorlardı. Mert Ege'ye döndüm.

"Her şeyi sen başlattın işte! Bir kere olsun bizi rahat bırakmadın! Sana ne zararımız vardı?! Sana ne yaptık?! Br cevabın var mı? HAYIR!"

Mert Ege, yüzünde suçluluk duygusuyla başını önüne eğdi.

"Tabii, öylece kalırsın işte!"

İşte bööyle susar kalırsınız!

Kimseden çıt çıkmadı. En sonunda Firuze sessizliği bozdu.

"Şey... biraz-" dedi Firuze bana bakarak. "-abartmadın mı?"

"ABARTMADIM!" dedim Firuze'ye dönerek.

"Ama.. yaptığı o kadar da büyük bir şey değildi." dedi Emir.

"DEĞİL miydi?! Ha, tabii, siz HİÇBİR ŞEY bilmiyorsunuz! HİÇBİR ŞEY!" diye bağırdım, sesimi biraz daha yükselterek.

"Şşşt, sakin ol biraz!" dedi Pınar, kısık bir sesle.

 

Sakin olmak mı?

 

"Nasıl sakin olabilirim ki?! O ÇOCUK-" dedim Mert Ege'yi göstererek. "-BANA VE KUZENLERİME ZORBALIK YAPTI!"

 

Şimdi bazılarınız diyorsunuzdur, "Bu kız hem Mert Ege'yi seviyor hem de böyle yapıyor" diye, çok da haklısınız ama siz de olsanız kızmaz mıydınız? Siz de olsanız korumaz mıydınız sevdiklerinizi?

"Ne?" dedi Zehra, Mert Ege'ye bakarak.

"Bunu bize hiç söylememişti..." dedi Firuze.

"Bunu beklemiyorduk!" dedi Emre, ve kamelyalarına gidip bisikletini kamelyanın yanından kaldırdı. Bisiklete bindi ve hızla uzaklaştı. Mert Ege ise utançla yere bakıyordu.

"Bunu senden beklemezdik!" dedi Zehra. Firuze ve ikisi de okulun oraya giden yoldan gittiler.

O sırada ablamın telefonu çaldı.

"Alo, anne?" dedi ablam, telefonu açıp. "Tamam, geliyoruz."

Ablam telefonu kapattı ve bize döndü. "Annem çağırıyor, Gülşah teyzemler gelmiş."

"Tamam, gidelim o zaman." dedim ve Mert Ege'ye son bir öfkeli bakış attım. Ve o sırada, o da benim gözlerime baktı. Gerçekten pişman olmuşa benziyordu, ama yine de bize yaptığı onca şeyi unutacak değildim...

Ve onun bir zamanlar bana yaptığı gibi, ben de onu umursamadan geçtim gittim...

***

Bahçeye girdiğimizde, Gülşah teyzemin kızı Ezel bizi karşıladı.

"Neredeydiniz? Teyzeme sordum, gelirler şimdi dedi." dedi Ezel.

"İki dakika bir yere gidip gelmiştik de." dedim.

Sonra beşimiz de içeri geçtik. Teyzemlere hoşgeldin dedikten sonra misafir odasına geçtik. Ablam bir köşede kendi halinde oturuyordu. Ben kolumu cama dayamış, caddeyi izliyordum. Ezel telefona bakıyordu, Pınar da beni izliyordu.

Biz öylece otururken, birden kapı açıldı.

"Misafir gelecek yemeğe, odayı toplayın!" dedi annemin sesi.

Başımı camdan ayırdım ve anneme baktım. "Ne? Kim geliyor?"

"Şeyda yengeler"

Derin bir iç çektim ve koltuktan kalktım. Annem odadan çıktıktan sonra biz de arkasından çıktık. Odaya geçtik ve topladık. O sırada annemler balkona çıktı, Şeyda teyzeler gelmişti. Gözlerimi kapattım ve derin bir iç çektim.

Ezel yanıma geldi ve omzuma dokunup beni teselli etti. "Sakin ol, ne olabilir ki?"

"Tekrar tartışma çıkacak, ve yine aynı şeyler..." dedim.

Sonra biz de balkona çıktık, Şeyda teyzelere hoşgeldiniz dedik. Mert Ege de gelmişti, ama yüzüne bile bakmadım.

"Odaya geçelim mi?" diye fısıldadım, iki yanımda duran Ezel ve Pınar'a.

"Bence de, burası çok kalabalık hem." dedi Pınar, ve üçümüz de odaya geçtik. Yere oturduk.

"Ben yokken ne oldu?" dedi Ezel, Pınar ve bana bakarak.

"Önemli değil ya." dedim, önemsemiyormuş gibi davranarak. Ama aynı zamanda da dokunsan ağlayacakmış gibiydim.

"Önemli olmasa böyle üzülmezdin herhalde." dedi Ezel.

 

O sırada odanın kapısı açıldı.

"Kızlar, balkona gelin çay içecekseniz." dedi annem.

Üçümüz de birbirimize bakık ve gitmeye karar verdik. Kalktık ve balkona gittik. Sadece Mert Egeler değil, Zehralar da gelmişti.

Biz de balkonun öbür ucuna geçtik ve üç sandalye çekip oturduk. Çaylarımızı yudumlarken aynı zamanda da sürekli Mert Ege'ye ve Zehra'ya öfke dolu bakışlar fırlatıyorduk. Çayımız biter bitmez tekrar odaya geçtik. Odanın kapısını kapatır kapatmaz derin bir nefes aldım.

"En son, ne oldu diye sormuştum" dedi Ezel, koltuğa oturup. Pınar da onun yanına oturdu.

"Başka bir zaman anlatsam?" dedim, ben de onların yanına, koltuğa otururken.

"Eğer şu an anlatmak istemiyorsan, zorlamam." dedi Ezel.

"Yarın anlatırım." dedim ve başımı önüme eğip tekrar düşüncelere daldım.

 

Biz öyle dalmış bakarken, kapı açıldı. Üçümüz de kapıya baktık. Gelenler, Zehra ve Mert Ege'ydi. Başımı tekrardan önüme eğdim ve boş boş düşünmeye devam ettim...

Yine mi bunlar. Sıkılmaya başladım ama!

 

Bu bölüm nasıldı?

Sizce diğer bölümde ne olacak?

"Bölümün Şarkısı" kısmını hepiniz fark etmişsinizdir. Bu fikir yeni aklıma geldi, bundan sonra da hep böyle yapacağım. O kısımda önerdiğim şarkılar, o bölümü okurken dinlenebilecek şarkılar. Ki ben de bölümü yazarken o şarkıları dinleyerek yazıyorum, size de tavsiye ederim.

Yorumlara davetlisinizz ♥♥

Loading...
0%