Yeni Üyelik
1.
Bölüm

KALP SIZISI

@hatice.kubra

 

Yorgun bir şekilde eve gelmiştim. Kimseye görünmeden evimizin ikinci katındaki odama çıkmak için merdivenlere yönelmiştim ki '' Şirin kızım. Bu akşam misafirimiz var. Haberin olsun.'' diyen annemin sesiyle duraksadım. Misafirleri severdim ama yorgunsam bu tam tersine dönerdi. Çünkü misafir demek iş demekti. Fakat ben iş yapamayacak kadar yorgundum. Anneme dönerek '' Anne ben katılmasam olur mu?'' diye sordum. Annem '' Olmaz. Bugün baban için önemli bir gün o yüzden katılacaksın. Bir de biraz dinlen sonra gel bana yardım et.'' dedi. '' Ya anne. Gitmeden önce zaten iş yaptırdın. Senin yüzünden Meryem ile Kadriye beni 37 dakika 43 saniye boyunca bekledi. O sırada diğer kızların dışarıdaydı. Biraz da onlar yardımcı olsunlar sana.'' dediğimde yüzündeki ifade yumuşadı. Annemin yüz ifadesi ile rahatladım ve merivenlerden çıkmaya başladım. O sırada annem '' Kızlar aşağı gelip bana yardımcı olun.'' diye sesleniyordu. Hızlıca odama çıkıp içeri girdim. Kapıyı kapatıp derin bir nefes verdim. Kol çantamı asıp boy aynamın karşısına geçtim. Kendimi şöyle bir süzdüm. İri kemikli olduğum için kilolu gibi duruyordum. Bu yüzden fiziğimi hiç beğenmiyordum. Gözlerim yüzüme değince gülümsedim. Yüzümü çok seviyordum. Hafif dolgun dudaklarım, birinin ölünce gömülmek isteyeceği ve sığacağı kadar çukur gamzelerim, ela gözlerim, minik bir burnum, kalkık kirpiklerim,kahverengi saçlarım, biçimli kaşlarım ve biraz belirgin elmacık kemiklerim vardı. Yüzümdeki tek kusur, küçükken sıktığım sivilcelerin izleriydi. Yine aynanın karşısında çok oyalanmıştım. Dolabıma yürüyüp kapağını açtım. Acaba ne giyseydim? Buna en iyi cevabı annem verirdi. Hızlıca aşağı indim. Annemgil iş yapıyordu. '' Yardım edebileceğim bir şey var mı?'' diye sordum. Annem '' Hem de istemeyeceğin kadar çok.'' dedi.

 

Tüm işler bitmiş, yemekler ve içecekler hazırlanmıştı. Geriye sadece biz kalmıştık. Annem hepimizin giyeceği kıyafetleri hazırlamıştı. Hızlı bir şekilde duş aldım. Saçlarımı kuruttuktan sonra annemin verdiği yeşil elbiseyi giydim. Elbise diz kapağımın üzerinde bitiyordu ve çok güzeldi. Kendime aynadan bakarken ablam Aysima'' Şirin, misafirler geldiler.'' dedi. Koşarak aşağıya indiğimde babam kapıyı açıyordu. Babamın patronu Barış Bey babamla ortak olmak istiyordu. Bugün hem aileler tanışacak hem de anlaşma imzalayacaklardı. '' Hoş geldiniz.'' diyerek onları kaşıladık. İçeri geçtiğimizde babam '' Mustafa ve Eren damat yok mu?'' diye sordu. Barış Bey '' Eren bir iş için İstanbul'a gitti. Mustafa da Eyüp ile gelecekmiş'' dedi. Eyüp benim abimdi. 26 yaşında ve evliydi. Yengem Azra abla ile 18 yaşından beri sevgililerdi. Barış Bey'in ailesi oturup sohbet ettik. Barış Bey, eşi Gizem Hanım, büyük oğulları Samet abi ve en büyük çocukları olan Büşra abla çok iyi ve tatlı insanlardı. Annemin bize yaptığı kaş göz işaretleri ile mutfağa geçtik. O sırada kapı çaldı. '' Ben açarım.'' dedim. Kapıyı açtığımda abim ve Azra ablam karşımdalardı. Abim içeri geçerken Azra ablama '' Azra abla şu iş meselesi de olmasa bize geldiğin yok.'' dedim. Gülerek '' Neredeyse sizde kalıyorum. Ne gelmemesi kız?'' diyerek içeri geçti. O sırada Mustafa diye bahsedilen kişi girdi. Elindeki çiçekleri bana doğru uzattı. Kalbim bir anda deliler gibi atmaya başladı. '' Teşekkürler.'' dedim. '' Nereye geçiyoruz?'' diye sorunca salonu gösterdim. O içeri geçerken ben de kapıyı kapattım. Kalbim biraz daha hızlı çarparken bana ne olduğunu anlamıyordum. İlk defa gördüğüm birine aşık olamazdım. Banyoya girip yüzüme su çarptım. Boynumu ıslattım. Fakat bir faydası olmadı.

 

El birliğiyle sofrayı kurmuştuk. Yüksel ailesi durmadan yemekleri övüyorlardı. '' Bu limonatayı nereden aldınız? Tadı çok güzel.'' dedi Mustafa. Annem '' Onu Şirin yaptı.'' dediğinde Büşra abla '' Ellerine sağlık. Hazırlar bunun yanından bile geçemez.'' dediğinde utanarak teşekkür ettim. Yemek çok güzel geçmişti. Sonunda babam ve Barış Bey anlaşmayı imzalayacaklardı. Gözlerim herkesin üzerinde tek tek gezindi. En son Mustafa'ya değdi gözlerim. Siyah saçları, yeşil gözleri, üçgene benzeyen burnu, kırmızı dudakları ve pürüssüz bir teni vardı. Benden en az 15 cm uzundu. Ben onu incelemeye devam ederken bir anda başını kaldırdı. Yeşil gözleri gözlerime değdiği anda utanarak gözllerimi kaçırdım. O sırada telefonum çaldı. Arayan Ecrin'di. Odama çıktım ve kapıyı kapattım. '' Efendim Ecrin, ne oldu? Ne söyleyeceksen hızlı söyle aşağıda misafir var'' dedim telefonu açtığımda. Kesin yine patronu olan Atlas'tan bahsedecekti. '' Hatice sana bir haberim var.'' dedi. ''Ne oldu? Yoksa Atlas evlenme teklifi mi etti?'' '' Yok daha değil. Ben Kayseri'ye geldim.'' dedi. '' Gerçekten mi? Ne zaman? Hangi ara geldin? Bana neden haber vermedin?'' diye sorularımı sıraladım. Ecrin'' Daha yeni geldim. Sana da sürpriz yapmak istedim.'' dedi. Bir anda kalbim daha fazla sıkıştı. Nefes alamıyordum. Ağzımı açıp nefes almaya çalıştım ama olmuyordu. Telefon ellerimden sıyrılıp yere düştü. Başım dönüyordu. Bir anda yere yapıştım. O sırada kapı açıldı ve içeriye Mustafa girdi. Gözlerim kapanmadan önce gördüğüm tek şey onun sırıtışı oldu.

Loading...
0%