Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@haticegnyp_9

Kapının açılması ile ikimizde ayrıldık elinde çay ile bize bakan Sezai ve hasan.


"Komutanım biz çay getirmiş-" bir anda Ali Denizin bağırması ile yerimde sıçradım.


"Siktirin gidin lann" dedi.


"Komutanım vall-"


"Ne dedim lan ben size.. siktirin gidin lan" ikisi de arkasına bakmadan çıktılar odadan.


"Bari çayı alsaydık ya" dedim. Bana ters ters bakınca mecbur sustum.


"Keyif alıyor gibisin bu durumdan" dedi.


Saçmalıyorsun kocacım.


"Evet alıyorum" cilveli cilveli süzüldüm. "Ne de olsa telafi ediyoruz öyle değilmi"


Ellerim kol kaslarına gitti.


Sırıttı anında tabi.


"Öyle.. öyle tabi" arsız, arsız sırıtmaya devam etti.


Beni kendine çekip başını boynuma gömdü.


"Nerede kalmıştık biz" dedi. Bir basılma vakası daha yaşayamazdım.


"Hiç bir yerde kalmadık.. valla bir daha basılmak istemiyorum"


"Valla en sonunda sik-" parmağımı dudağına tuttum.


"Şhh küfür yok" dedim. Kendini yatağa bıraktı.


"Yüce rabbim.. kimin köpeğine hoşt dedim de yüzüm hiç gülmüyor" güldüm bu dediğine. Bana ters, ters bakınca sustum.


"Sen benim acılarımdan besleniyorsun valla bak" dedi. Kocam tam bir drama Queen.


"Saçmalama istersen, dram yapma" yattığı yerden bana baktı, 'bana acı' der gibi.


"Dram mı yapıyorum" dedi. Gerçekten drama Queendi.


"Hı hı.. yat şimdi haydi" ofladı, kafasında ki yastığı düzelttim.


"Hadi, hadi uyu" çekti beki kendine.


"Sen olmadan uyumam" yanağını yanağıma yapıştırdı. Kim derdi kos koca yüzbaşı Ali Deniz Atay şu an çocuk gibi davranacak.


"Delisin.. manyak" güldü. Az önce kızıyordu gülüyorum diye.


"Sana deliyim, sana manyağım" aklıma gelenle ayrıldım.


"Ne oldu"


"Derya'nın burada ne işi var Ali deniz" boku yedik der gibi baktı yüzüme.


"Şimdi şöyle ki güzelim"


"Sırnaşmadan anlat"


"Ne bileyim ben ne yavrum" dedi. İnanayım mı?


"İnanayım mı?"


"İnan" deyip tekrar sarıldı.


Telefonum çalınca sarılmayı bıraktım. Ofladı yine. Arayan annemdi. Telefonunu açıp kulağıma dayadım.


"Efendim anne"


"Savcı hanım gelmiş Ali Denizi ziyarete ama odayı bulamamış, gitte karşıla" ben onu çok güzel karşılayacaktım ben.


"Tamam anne" dedim. Kapattı telefonu. Ayağa kalkıp kapıya ilerledim.


"Nereye"


"Ders veremem gereken birileri var" dedim.


Artık haddini aşmıştı. Ben alttan aldıkça üste çıkmaya çalışıyordu.


Kapıyı kapatıp hastanenin girişine gittim.


Girişte beni bekliyordu, yanına gittim.


"Savcı hanım"


"Zöhre, bende seni bekliyordum" bana doğru gelmeye başladı, önünü kestim.


"Buraya gelme sebebiniz öğrene bilirmiyim" kaşları yukarı doğru kalktı.


"Ali den-"


"Ali denize sadece ben ve ailesi Ali deniz der" güldü pişkin, pişkin.


"Ali'yle bir geçmişimiz var ve birbirimize saygı duyarız. Eminim ki benim de başıma böyle bir şey gelse o da benim yanıma gelir"


"Geçmiş öyle mi"


"Aynen öyle"


"Sizin geçmişiniz sizi ilgilendirir elbette ama artık istemiyorum. seni Ali denizin çevresinde, etrafında görmek istemiyorum. ha görürsem, o zaman karşında merhametli zöhreyi bulamazsın" yüzü düştü. Elinde ki çiçeği ve çikolatayı gösterdi.


Kız istemeye gelmiş sanki.


Elinden aldım ikisini de, arkasına bakmadan giderken bende Ali denizin yanına gittim.


Kolidor da ilerlerken yaşlı bir kadına da çiçekleri verdim. Çikolatayı ben yiycektim.


Kapıyı açıp girdim içeri. Begüm abla içerdeydi.


"Eee derya nerede" Ali Deniz anlamaz, anlamaz baktı.


"Gönderdim. Durması gereken yeri bilmesi gerekiyordu."Begüm abla bir kahkaha patlattı. Ali deniz bir bana bir Begüm Ablaya baktı.


Yazık çocuma sizin yanınızda biraz mal kaldı.


"Ne oluyor burada" Begüm abla ayağa kalktı.


"Valla gider annemlerin dedikodusunu dinlerim daha iyidir" deyip gitti.


"Ne oluyor dedim" dedi Ali Deniz.


"Bir şey olduğu yok, deryacına durması gereken yeri gösterip geldim." Kaşları kalktı ve sırıtmaya başladı.


"Sen beni mi kıskandın"


Evet kıskandık.


"Ne alakası var sinirlendirdi, bende durması gereken yeri gösterip yolladım."


"Allah, Allah. Bak ya" diyip kendine çekti. Sarıldı sarmaladı.


"Öpeyim mi?"


"Cık"


"Offf"


🫀


2 ay sonra..


Ali deniz iyileşmiş, annemler de İstanbul'a dönmüştü. Yeni görev yerim bilin bakalım neresi çıktı.


Doğru bildiniz. Hakkâri.


Son zamanlarda göreve çağrılmıyordum. Garip bir sesizlik vardı.


Bende fırsattan istifade evi dip bucak temizlemiştim.


Şimdi duşumu almış kahvemi içiyordum. Kapı çalınca mecbur kalkıp açtım.


Ali Deniz gelmişti.


Her gün burada yatıp kalkıyordu zaten.


Biliyormusunuz, hiç basılmadık. Büyük başarı doğrusu.


"Hoş geldin" deyip sarıldım. Anında kucağıma aldı tabi.


"Hiç hoş bulmadım"


"Neden"


"Anlatayım" deyip kucağında salona ilerledi.


"Eee noldu" dedim. Başını boynuma gömdü.


"Yeni bi herif geldi, binbaşı. Herif iki dakika rahat durmuyor. Nefesi götümüzden alıyoruz resmen" güldüm bu dediklerine.


"Rahatlatayım ben seni" arsız, arsız sırıtmaya başladı.


"Buna ihtiyacım var" başı boynumda olduğundan boğuk, boğuk çıkmıştı.


Kafasını boynumdan kaldırıp yüzüne baktım. Kucağına dik bir şekilde oturdum.


Yanaklarını avuçlarımın arasına alıp dudaklarını dudaklarıma bastırdım.


Güldü dudakları dudaklarımın üstündeyken. Karşılık vermeye başladı.


Bir anda kendimi altında bulunca dumura uğradım ama uzun sürmedi.


Elleri rahat durmuyor sütyenimi çıkarmaya başladı.


Sonunda sütyeni çekip attı.


Sıra swetime gelice durdurdum.


"Dur" dedim. Ne olduğunu anlamaya çalıştı.


"Ne oldu ya ne güzel seviş-"


"Olmaz"


"Neden"


"Reglim çünkü"


Ali Deniz şoka girmiş gibi bakıyordu yüzüme.


İki dürt. adam gitti.


"Ali deniz" elimi iki tarafa salladım, sonunda bana bakınca rahat bir nefes verdim.


"Ciddi misin?" Diye sordu. Başımı aşağı yukarı salladım. Kendini koltuğa bıraktı.


"Offf.. valla of"


"Sakin mi olsak.. ha" bana baktı. Bu bakış sus artık bakışıydı.


"Sakin makin olamam ben.. ne hayallerle geldim buraya"


"Ya illa öpüşüp koklaşmamızmı lazım.. biraz film izleriz belki" yattığı yerden üstüne yattım. Kollarımı boynuna doladım.


"Hiç öyle şirin falan davranma bana"


"Niye sinirledin ki sen"


Niye mi? Adamı yarım bıraktın.


Orası öyle tabi ama doğanın kanunu bu canısı. Üremek ve bir çok şey için regl olmamız gerekir.


"Niye mi.. benim şu yüzüm ne zaman gülecek" eee hemen öyle olmaz biraz naz yapmamız lazım.


"Sevgilim.. ne dedim ben az önce.. illa öyle şeyler yapmamıza gerek yok.. sevgili olan insanlar birlikte vakit geçirir. Film izler" dedim. Derin bir nefes verdi. Bunun sebebi tam şu an dudaklarım dudağının kenarında olduğu içindi.


"Bilerek mi yapıyorsun bunu" gülümsemeye başladım.


"Neyi" kaşları yukarı doğru kalktı.


"Kaşınıyorsun ha" gür bir kahkaha attım. Sonra dönüp kedinin ciğere baktığı gibi baktım yüzüne.


"İyi tamam, bakma şöyle" yanaklarını öpmeye başladım. Hala altındayken kollarımı boynuna doladım


"Bir tanesin sen" kollarını belimde birleştirip üzerine çıkmamı sağladı.


"Ne yapayım şimdi ben sana" düşünür gibi yaptım.


"Hmm.. öpebilirsin mesela" sözcükler ağzımdan çıkar çıkmaz altına alıp dudaklarımı öpmeye başladı.


Sert. Severiz.


Karşılık vermeye başladım. Sabırsız bir şekilde öpüyordu. Bana karşı zaten hep bir sabırsızlığı vardı.


Dudaklarımı öyle bir öpüyordu ki, morarması an meseleydi.


Ali Deniz duracak gibi değildi. Onun yerine dudaklarımı ben çektim. Bana yapma bunu der gibi bakmıştı.


"Hadi kalk üstümden de film izliyelim" ofladı. El mecbur kalkmıştı. O film seçerken, bende mısır patlatıp kola doldurdum.


Canım sevgilim kola sevmediği için ona çay koydum.


Elimde tepsi ile içeri girdim.


"Seçtin mii?" Dedim. Bana dönüp elimdeki tepsiyi alıp orta sehpaya koydu.


Hanımcı erko. Severiz.


"Seçtim gel"


"Physical: 100'mü" dedim. Hiç duymamıştım.


(Bu arada film kültürüm yoktur öyle yeni filmler yazdım çıktı)


"İzleyelim bakalım" deyip yanına oturdum. Yok beyefendi öyle kabul edermi hemen kucağına aldı.


Filmi izlemeye başladık. Bazen yarı çıplak adam görünce gözümü kapattı.


Adamlar öpüşünce, 'gel bizde öpüşelim" deyip öptü.


Bir şeyi fark etmeme sebep oldu.


Ben uzun zamandır böyle gülmemiştim.


💐


Sabah erkenden kalkmıştık çünkü görev beklemezdi.


Şimdi karargaha gelmiş, albayın gelmesini bekliyorduk.


Ali deniz benden önce gelmiş işinin basındaydı. Albay postasını görünce ayağa kalktım. Albay odasında özel konuşmak istiyormuş.


Gizli görev en sevdiğim.


Umarım uzun süreli değildir.


Odaya gelince kapıyı çaldım. Gir komutunu görünce açıp girdim.


Savcı, yeni gelen binbaşı ve albay vardı.


Kocamız nerede.


Galiba yok.


"Gel zöhre otur şöyle" dediği gibi oturdum. Bir yanda binbaşı bir yanda da savcı vardı. Bende karşısına oturdum.


"Beni emretmişsiniz albayım" başını aşağı yukarı salladı albay.


"Ali Deniz gelsin başlarız" kaşlarım yukarı doğru kalktı. Aynı saniyelerde kapı çaldı. Gerek yoktu bakmama Ali deniz gelmişti.


"Beni çağırmışsınız albayım" Ali deniz direk yanıma gelip oturdu.


"Görev var.. zöhre ve binbaşı şahin ile birlikte bir görev olacak" kaşlarım yukarı kalktı.


Pardon.


Biz kocamızdan başka kimseyle göreve gitmeyiz.


"Bunu bana neden söylüyorsunuz"


"Derya aranızda bir şeyler olduğunu söyledi. Senin için soru-"


"Benim için sorun yok komutanım. Bu operasyonda bir görevim olacak mı" dedi Ali deniz.


Neden öyle dedi.


"Timin ile orada olmanı istiyorum" dedi albay. "Savcı hanımın isteği"


Savcı hanım bir gün elimde kalacak.


Dövücem bu karıyı artık.


"Siz nasıl isterseni öyle olsun" dedi Ali Deniz. Sinirlense bile belli etmezdi.


Operasyonun tam detaylarını öğrendikten sonra çıktık. Ali Deniz yüzüme bakmadan odasına gitti.


Bizim ne suçumuz var şimdi.


Bilmiyorum.


Timin dinlenme odasına girdim.


"Komutanımı gördünüz mü?" Başımı sağa sola salladım.


"Allah Allah nereye gitti acaba" oturdum boş bir yere. Simayın yanıydı. Dalgın gözüküyordu.


"Neyin var" dedim. Omuzlarını indirip kaldırdım.


"Bir şeyim yok" dedi. Ama buna kendi bile inanmıyordu.


"Emin miyiz?"


"Eminiz.. eminim yani"


"Anladım" ayağa kalkıp Ali Denizin odasına gittim.


"Bakalım karın ağrınız ne Ali deniz bey" deyip kapıyı çaldım.


"Gell" kapıyı açıp içeri girdim.


"Ben geldim" sesimi duyunca derin bir nefes aldı.


"Ya da gelebilir miyim?"


"Gel" içeri girip sandalyeya oturdum.


"Ne oldu"


"Ne, ne oldu" dedi Ali Deniz. İçli bir nefes verdim.


"Neden bir anda yüzüme bile bakmadan buraya geldin" dedim tane tane.


"Sinirliydim çünkü"


"Bana mı?"


"Hayır" neye sinirlenmiş ki bu kadar.


"Neye sinirlendin o zaman" dedim. Bu sefer o nefes verdi.


''adam gözümün içine baka, baka dediği her şeyi harfi, harfine uyguluyor da ondan"


🫀


Hello bebeklerrr


Biliyorum anı oldu ama yazmaya başladığım başka bir kurgu var.


Ayrıca dünkü bölüm kısa olduğu için attım.


Onu da deyim.


Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💚


Loading...
0%