Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@haticegnyp_9

Duyduğum şeyler ile şoktan, şoka girmiştim. Binbaşı mı demişti. Ne alaka ya.


"Bir dakika.. ne dedi sana" tam sorumu cevaplayacağında kapı çaldı. Gel konutunu duyunca girdi. Gelen mavi berelerden yunustu.


"Komutanım, albayım sizi harekat merkezine bekliyor" dedi. Ali deniz başını aşağı yukarı salladı.


"Tamam sen gidebilirsin yunus" dedi Ali deniz. Yunus çıktıktan sonra Ali deniz de arkasından çıktı.


Bende fazla durmadan çıktım odadan. Koridorda Derya ile karşılaşmak sinirimi iyice bozarken yanıma doğru geldiğini gördüm.


"Zöhrecim, nasılsın" dedi sinsi, sinsi.


Bir köşede boğalım gitsin. ne dersin.


"İyiyim siz nasılsınız" dedim. Gerçekten gördüğüm yerde boğazlıyasım geliyordu.


"Ne olsun. İş güç. Dikkat et kendine. Görüşürüz sonra."


"Görüşmeyelim. Mümkünse iş dışında ne benimle ne Ali denizle muhattap olma. İyi günler" deyip albayın odasına ilerledim.


Kabul etmeyecektir bu görevi.


Kapıyı çalıp içeri girdim.


"Albayım. Bir maruzatım olacaktı."


"Gel zöhre otur şöyle. Konu nedir" dedi. Konu operasyondu. Belki de hayatımda ilk defa bir operasyonu reddetmezdim ama bu başkaydı.


"Bu operasyona dahil olmak istemiyorum albayım." Kaşlarını yukarı kaldırdı. Böyle bir hakkım vardı çünkü regldim.


"Özel bir durum mu yoksa?"


"Evet albayım" alt çekmeceden bir dosya çıkartıp önüme koydu ve imzala dedi.


İmzaladım dosyayı. Çıkabileceğimi söyleyince dışarı çıkıp bir banka oturdum.


Burnum boktan çıkmıyordu.


Kışladan içeri giren timi gördüm. Büyük ihtimalle operasyona hazırlanacaklardı.

Derya'nın da girdiğini görünce derin bir nefes verdim.


Asıl biraz daha burada kalırsa o zaman burnumuz boktan çıkmayacak.


İlk defa sana katılıyorum.


Ali denizi karargahın ana binasından çıkarken gördüm.


Hala trip atıyor.


Nereden biliyorsun.


Bizi gördü. Ama bakmadı bile.


Sus artık.


Gerçekler bunlar cicim. Artık sevmiyor bizi.


Of suss.


İçimden derin bir ses duydum.


Sağ melek.


Bence aldatıyor.


Sol melek.


Ali deniz öyle bir şey yapmaz.


Sağ melek.


Erkolar hep aynı aşko. Kırar, param parça eder.


Siz kimsiniz be.


Kolay gelsin zöhre. Meleklerinde ortaya çıktığına göre, yakında Kadıköy'e yatarsın.


Kafam ne kadar karışa bilirki dedikten sonra ben.


Yanımda ki hareketlilik ile oraya döndüm.


Ali deniz gelmişti.


Önüme döndüm. Gerek yoktu tatsızlık çıkarmaya. Madem görmezden geliyordu. Bizde gelirdik.


Bir süre ikimizde sustuk. Konuşmadık.

Belkide birbirinizi kırmamak için en doğrusu buydu.


"Konuşmayacakmıyız." Sustum konuşmayacağım elbette.


Görmezden geldim.


"Benim sinienmem gereken yerde sen mi sinirleniyorsun" pardon.


Sağ melek.


Aldatıyor bakın görün.


Sol melek.


Sen susarmısın.


İçimdeki sesleri susturdum. Böyle bir şey yoktu zaten. Dün birlikteydik.


"Pardon ama sinirlenmesi gereken kişi sen değilsin benim."


"Öylemiymiş, peki bir şey soracağım" lafını bitirmesini beklemeden ayağa kalkıp arabaya ilerledim.


Zaten işim yoktu. Daha fazla durmaya gerek yoktu.


"Dinliyor musun sen beni." Dedi. Dinlememeyi tercih ederdim.


"Daha çok götümle dinlemeyi tercih ederim ama böyle bir şey mümkün olmadığından dinlemek durumunda kalıyorum" yüzünü sıvazladı. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu ama sonra vaz geçti.


Benim arabaya doğru ilerlediğimi görümce arkamdan gelip kolumdan tuttu.


"Nereye gidiyorsun" dedi.


"Cehennemin dibine gelecekmisin" dedim. Sakin kalmaya çalışıyordu.


"Güzelim.. gel konuşalım ha" dedi. Yoktu öyle bir şey. Beni görmezden gelip kimin yanına gittiyse oraya gidebilirdi.


"Beni görmezden gelip kimin yanına gittiysen oraya git Ali Deniz" deyip arabaya binip eve sürdüm.


Adama yazık.


Değil yazık mazık. Yazıksa kazık.


Ne belli birinin yanına gittiği.


Kafam çok karışıktı.


Ya tarih yazıcağız yada tarih olacagız.


🙄


Ellerini önüde birleştirdi hasan. Sevdiği kızın ailesi ile tanışacaktı. fazla bir şeyi yoktu Hasan'ın. Anası, babası, canından çok sevdiği sevdası ve kardeş bildiği timi.


"Annen, baban neler yapıyor" dedi İlaydanın babası, Ercüment bey.


Fazla katı ve ciddi bir adamdı. Emekli komando yarbaydı Ercüment bey.


"Köydeler efendim, yılın bu zamanları köye giderler." Dedi hasan. Korkuyordu hasan. Ya kabul etmezlerse onu. İçindeki sesleri susturamamıştı hasan.


"Ne iş yapıyorlar peki" dedi İlaydanın annesi sevim hanım. Emekli ingilizce öğretmeniydi.


"Annem resim öğretmeni, babam emekli polis" dedi hasan. Annesi gülfem, babası İsmail Hakkı sönmez.


Anası be babası burnunda tütüyordu. Gülümsedi sevim hanım. Sevmişti hasanı.


"Hangi birlikte göreb yapıyorsun" dedi Ercüment bey. Döndü kaldı hasan. Güldü Ercüment bey.


"Anladım, anladım" dedi gülerek. Hasan da gülümsedi. Telefonu çalınca mecbur baktı. Ali Deniz komutanı arıyordu.


"Buna bakmam lazım. Kusura bakmayın." Dedi hasan. Başını eğdi Ercüment bey. Ayağa kalkıp balkona geçip telefonu açtı hasan.


"Hasan, görev var gelmen lazım" dedi Ali Deniz. Emir demiri keser eğer emre itaatsizlik yaparsa Ali deniz komutanı da onu keserdi.


"Emrederseniz komutanım" dedi hasan. İçeri girip durumunizah etti. Ercüment bey halden anlayan bir adam olduğu için anlayışlı bir şekilde Karşılamıştı.


Kapıya ilerleyip ilaydayı bekledi hasan. Kısa süreli bir görüşmeydi ama ona yeterdi. Azla yetinmeyi bilen bir adamdı hasan.


"Hemen gitmenmi gerek" dedi İlayda. Özlüyordu sevdiği adamı. Elbette sevdiği adamın yolunu gözlerdi ama sevdaydı işte. Özlem olunca gözlerin arıyordu aşkını.


"Gitmezsem birde onun için 800 tur koşarım güzelim." Dedi hasan. Az çekmemişti Ali Deniz komutanından.


"Adamı sevgilisiyle öpüşürken basmak ne demek hasan ama" dedi İlayda. Güldü hasan. Sevgilisi bu konuda hasastı.


"Bilerek olan bir şey değildi. Şu içecektim" dedi hasan. Bir su başına ne kadar bela olabilirse oluyordu. Gözlerini devirdi İlayda.


"Kendine iyi bak ve rica ederim şu okul çabuk bitsin" dedi hasan. İlayda kapıyı kapattı. Zira babasına yakalanmak istemezdi. Ellerini sevdiğinin boynunu dolayıp sarıldı.


Öperdi ama babası vardı malûm. Sonraya bıraktı öpmeyi. "Daha 4 ay var ama. Sen beni kaçırsan mı?" Dedi İlayda. Canına minnetti Hasan'ın.


"Hemen şu an yapalım bunu" dedi hasan. El mecbur ayrıldılar. Hasan kendi yoluna ilerledi, İlayda kendi yoluna.


🫀💚


Hep beraber sezailerde oturuyorduk. Ama bilin bakalım kim burada.


Derya.


Sinirden ortadan ikiye çatlamasam iyiydi. Ama artık çok geçti. Ali deniz geldi ve tek boş yer Derya'nın yanıydı. Yanımda mert oturuyordu.


Sinyali almış gibi hemen kalkıp mutfağa gitti. Şu içecekmiş. Bahanen düzgün olsun bari.


Ali deniz yanıma gelince kıçımı ondan tarafa döndüm. Bir kez daha olay çıksın istemiyorum çünkü.


Herkes koyu bir sohbetin içindeyken belimde bir el hissettim. Yapma onu. Onu yapma zafım var. Yapma.


"Zöhre.. güzelim.. yavrumm.. sevgilimm" dedi. Zıkkımın dibi Ali deniz zıkkımın dibi.


"Şuradan çıkalım. Konuşuruz." Derya'nın bize baktığını görünce kollarımı Ali denizin koluna dolayıp başımı omzuna koydum.


"Tamam ama konuşacağız tamam mı" dedi. Ben sabahtan beri ne anlatıyorum hayır ne anlatıyorum ben.


"Konuşucağız tamam mı şimdi sus. Başım ağrıyor senin yüzünden" dedim. Benim ne suçum var der gibi baktı bana.


"Konuşma. Tek kelime etme. Canımı sıkma" dedim. Tamam dedi ve belimdeki eli oynamaya başladı. Seviyordum bunu yapmasını.


Bilerek yapıyordu zaten. Ben seviyorum diye.


Konuşma devam etti. Sohbet ettik. Hasan İlaydadan bahsetti. Sezainin bir çocuğu olacağını öğrendik. Mert hemşire bir kız tavlamış. Adı Zeynepmiş. Ama Hasan'ın anlattığına göre pek tavlamış sayılmazdı.


Kızdan azar işitmiş. Zaten böyle olması gerekiyor. Mert timin pezosuydu.


Biraz daha oturduktan sonra kaltık. Tabi arkamdan geldi. Kucağına almaya kalktı ama yemezler. Ofladı.


"Zöhree" dedi Ali Deniz. Biraz daha sürün lütfen.


Go grils


Sağ melek.


Affetme.


Sol melek.


Affet pişman.


İkisini de dinlemedim. Arkamı döndüğümde bana baktığını gördüm.


"Affetmeyecek misin?" Dedi. gözlerine baktım. Pisman duruyordu.


"Beni görmezden geldin. Hiç bir suçum yokken bana kadın gibi trip attın" dedim. Gözlerindeki pişmanlığı görebiliyordum.


"Yemin ederim pişmanım. Ayrıca sana yemin ederim gözüm senden Başkasını görmüyor. Deryaymış oymuş buymuş. Sadece sen varsın. Sadece senin için varım" dedi. Allah kahretsin ki ağzı iyi laf yapıyordu.


Sarıldım. Kollarımı sıkı sıkı doladım beline. Karşılık verdi. Saçlarımı öptü. Sağ yanağını saçıma yasladı.


"Öldüm, öldüm bittim" dedi.


"Galiba yanımda durmaya devam edersen 30 yaşında saçlarına ak düşecek"


"Razıyım. Yeter ki benim yanımda ol. Yeter ki benim ol" biraz düşündü.


"Ya da dur bu yine çok kabaca oldu. Birlikte olalım bir olalım. Sen hep beni sev. Sen benim ol, ben senin olayım"


🫀


Hellooo!


Nasılsınız.


Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💚

Loading...
0%