Ankaraya dönmüştüm. Annemin zoru ile tabi. İki hafta olmuştu. Birde burada ki doktora görünmüştüm. Aynı şeyleri söylüyordu.

Anneme Ali denizin bana evlilik teklifi ettiğini söylediğimde çok mutlu olmuştu.

Ali deniz göreve gitmişti. Buraya geldiğimden haberi vardı.

Oturduğum yerden kalktım. Murat'ın gelmesini bekliyordum. İskender gömecektik. Ama benim canım hiç bir şey istemiyordu.

Ali denizşkoyu özledik.

Evet. Çok özledim.

Nerede bu adam.

Kim.

Ali deniz.

Görevde.

Allah Allah biz bilmiyorduk.

Telefonum çalınca açtım.

"Alo"

"Geldim ben" dedi murat. Ayağa kalkıp dışarı çıktım. Beni görünce kapattı telefonu.

"Biraz daha burada kalırsam intihar edeceğim." Dedim. Arabanın arka kapısını açtı. Çünkü cerende vardı.

Sevgili olmuşlardı baya. Gözümün önünde aşk yaşıyorlardı. Hain değilde neydi bunlar.

Ters, ters baktım ikisinede.

"Ne oldu be niye öyle bakıyorsun" dedi murat. Acaba niye öyle bakıyordum.

Ofladım.

"Hanımefendi ilk defa yol gözleyince garip oldu" dedi murat.

"Canın dayak istemesin murat" dedim. Arkama yasladım.

"Uğraşma kızla. Ee ne yapıyorsun" dedi ceren.

"Özlüyorum" dedim. İkisi de aynı anda kahkaha attı."siz ikiniz hiç iyi olmadınız. Oysa Ali Deniz ve ben öylemiyiz"

Geri kalan yolu benimle uğraşmaları geçmişti. Bir kafenin önünde durunca indik.

İner inmez telefonum çaldı. Arayan hasandı. Birine bir şey olursa yaz demiştim. Hemen açtık telefonu.

"Alo"

"Alo"

"Birine bir şey mi oldu"

"Şey Ali deniz komutanım vuruldu"

🫀

Bir an duyduğum şeyle kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu ama olay çok baskaydı. Kolunu sıyırmıştı. Şu an tim Ankara'daydı.

Bana gülen Ali Denize ters, ters baktım.

"Harbi çok mu endişelendin" dedi sırıtarak. Vitesi sert bir şekilde çektim.

"Yok kalkıp birazdan göbek atacağım" dedim. Kahkaha attı.

"Ya sabır"

"Cümlemize" dedi.

Bir eczanenin önünde durdum. İnip ilaçları alıp geri arabaya bindim.

Kısa bir süre sonra tekrar konuştum.

"Ne zaman gideceksiniz" dedim.

"Gitmemi ister gibi bir halin var"

"Saçmalama istersen."

"İki güne kadar döneriz" dedi. Ofladım.

"O kadar erken mi ya" dedim. Koltukta otururken arkasına yaslandı.

"Öyle emredildi" dedi. Eve gelince arabayı par edeceğim sırada uyuz komşunun yine yerime park ettiğini gördüm. Tam kriz çıkartmalıktı ama sustum.

Yönetim dışarıdan gelen bir arabanın park etmesini yasaklamış ayrı bir şekilde otopark vermişlerdi. İnatla ismimin yazdığı park yerine park etmesi sinirimi bozuyordu.

Arabayı park edip, park yerindeki ismimi onun park yerine taktım. Onun ismini ise benim park yerime taktığımda işlem tamamdı.

"Ne yapıyorsun" dedi Ali deniz.

"Gıcık bir komşuya haddini bildiriyorum o kadar" dedim. Anlamaz, anlamaz baktı yüzüme.

"Nasıl yani" dedi.

Kocişkomuz olaya Arap kaldı.

Senin değil benim kocişkom. Ayy ne diyorum ben.

"Yönetim dışarıdan gelen arabaların park etmesini yasaklamıştı ayrı bir şekilde otopark vermişti. Herkese bir park yeri verdiler ama herif zorla benim park yerime park ediyor. Bende kalıcı bir çözüm yolu buldum bu kadar"

Ters ters adamın arabasına baktı.

"Erkek mi bu" dedi. Valla bilmiyorum.

komşun ama.

komşum olması onun park yerimi işgal etmesi anlamına gelmiyor.

"Bilmiyorum" dedim. Sustuk ikimizde. Daireye girince içeri girip kendini koltuğa attı.

"Yerleşmişsin"

"Eşyalarım buradaydı zaten. Sadece kıyafetlerimi yerleştirdim." Mutfağa girip makarna suyu koydum.

Adama makarna mı yedirceksin.

Evet.

"Acıktımm" dedim. Gülüp kucağına çekti beni.

"Ben sana hep açım" dedi. Kollarını boynuna doladım. Biraz daha sokuldum vücuduna.

"Hmm öylemiymiş"

"Hı hı.. özledim çok özledim." Dedi. Başını boynuma gömüp nefesini verdi. Huylandığım için başımı çektim.

"Yapmaa"

"Yapacağım"

"Gıdıklanıyorum ama"

"Banane. Özledim."

Öpüp ısırdı boynumu.

"Sen rahat durmayacaksın belli" dedim. Boynundaki dudaklarını hareket ettirip öpmeye devam etti.

"Ali d-eniz d-d-u-dur ne olur d-dur" aşırı gıdıklanıyordu.

"HAHAHAHAHAHA, dur be adam durr" dedim. Sonunda durunca kendime geldim. Bu seferde kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Koluna bir şey olmasın" dedim. Daha çok sarıldı.

"Olmaz" dedi. bir anda taşma sesi gelince gözlerimi kapadım. Ayağa kalkıp hemen altını kıstım.

"Ne olduu" diye bağırdı Ali deniz içeriden. İçeriye girdim.

"Su taştı"

"Farkında mısın sürekli tam diyorum ki azıcık seveyim hop şu taşıyor" dediği şeyle kahkaha attım.

"Öyle oluyor yapacak bir şey yok" deyip kucağına oturdum. Elleri hemen belimi buldu.

Başımı göğsüne yasladım. Elleri saçlarımı okşamaya başladı.

"Çok kortum. Hasan vuruldu deyince." Dedim.

"Hiçbir şey olmadı bana iyiyim" dedi. dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Karşılık vermeye başladı.

Kollarımı boynuna doladım. Ali denizin elleri kalçama gitti. Özlem doluyduk ikimiz de. İki hafta olmuştu. Dudaklarım tenini özlemişti.

Dudaklarımı emip ısırmaya başladı. Ağzımdan küçük bir inilti çıktı.

İniltimi duyunca geri çekildi. Dudağımın kızaran yerini görünce orayı öpmeye başladı.

Ellerin swetimin içine sızdırdı. Sütyenimi kopçalarından gevşetip çıkarttı. Swetimin içersinden belli oluyordu göğüslerim.

Ali deniz beni kucağına alıp odama ilerledi.

"Kolun yaralı"

"Siktir et kolumu" dedi. Odaya girince beni yatağa bırakıp kendi üzerini çıkarıp tekrar yanıma geldi.

"Dikişlerin patlarsa benden değil" dedim. Başını boynuma gömüp emmeye basladı kafasına yer açtım.

"Bakmaz mısın?"

"Bakarım. Her Zaman bakarım hemde." Dedim. Elleri sweatshirtümü buldu. Yukarı kaldırıp çıkarttı.

Göğüslerimi görünce dudaklarını ısırp sırıtarak bakmaya başladı. Başını göğüs arama koydu. Öpmeye başladı.

"Özledim. Çok ama çok özledim." Dedi. Elleri pantolonumun düğmesine gitti. Neden pantolon giydiysem sanki.

Pantolonumu çıkarıp iç çamaşırımın üstünden kadınlığımı okşadı. Parmağını köşesini iç çamaşırımın ince yerine takıp indirdi.

Dudakları bacak içinde gezindi. Giriş kısmına gelince durdu, dudaklarını sert bir şekilde kadınlığım ile buluşturunca dudaklarımdan kocaman bir inilti çıktı.

"AHHHH" diye bir inilti çıktı dudaklarımdan. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Üzerndeki boxeri çıkarıp tekrar yanıma geldi. Parmakları girişime girdi. İniltilerim büyüdükçe daha çok zevk alıyordu.

Onun için inlemeni seviyor.

"Ali denizz" diye inledim bir kez daha.

"Söyle güzelim. Şöyle bir tanem. Söyle yavrum söyle."

"Gir Artık" dedim. İçime bir anda girince ağzımdan büyük bir inilti çıktı. Bir kaç kez girip çıktı. Bir anda hızla çıkınca canım çok yandı.

Kafasını kaldırıp kapıya baktı.

"Kim bu?"

"Kim, kim" dedim.

"Kapı çaldı" dedi. Ben niye duymadım.

Zevkten hiç bir şey duymuyorsun da ondan akıllım.

Ayağa kalkıp üzerini giyip çıktı odadan.

Yazar anlatımı

T-shirtünü giyerek kapıya ilerledi Ali deniz. Sinirliydi. Eğer bu gelen hasansa silah arkadaşının katili olmak istemezdi.

Ama kapıyı açınca Hasan'ı görmeyi daha çok isterdi.

Kimdi bu herif.

"Kimsiniz" dedi Ali Deniz.

"Zöhre hanım yokmu" dedi. Ne yapacaktı zöhreyi.

"Ne yapacaksın zöhreyi" dedi Ali Deniz.

"Şey ben ertuğ-"

"Zöhre benim nişanlım ve senin kim olduğunla ilgilenmiyorum. Ayrıca nişanlımın park işgal edersen park edecek bir araban kalmaz. Ne için gelmiştin."

"Ben un alacak-"

"Tüh gördün mü kalmamış başka kapıya" dedi Ali Deniz. Kapıyı yüzüne kapatıp odaya gitti Ali deniz. Sınırlıydı bölünmek istedigi son şey bile değildi.

❤️‍🔥

Selamlarrrrr

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💚