Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@haticegnyp_9

Ali Deniz gittikten on dakika sonra kapı sert bir şekilde çarptı. Galiba gelen hasan'dı. Başka açıklaması olamaz çünkü.

 

Kapı açılınca oraya baktım. Ali Deniz gelmişti.

 

Başka kim gelecekti ki.

 

"Kim gelmiş" dedim. Üzerindeki eşofmanı ve t-shirtü çıkarıp yanıma uzandı.

 

"Puştun biri" dedi. İyi de puştun biri kim.

 

Gülüp kolunun altına girdim. Bana ters ters baktı. Başımı kaldırıp ona baktım.

 

"Kim bu Ertuğrul." O kim be.

 

"Ne bileyim ben" dedim. Ofladı.

 

"Elinde tabak ile un istemeye gelmiş puşt. Bilmiyordum sanki niyetini." Dedi.

 

"Kimin geldiğini söyleyecek misin?"

 

"Şu otoparktaki adam yok mu o" dedi. Gür bi kahkaha attım. Ben gülmeye devam ederken bana garip, garip baktı.

 

"Ayhh çok güldüm" dedim. gülemeye devam ederken.

 

"Neye gülüyorsun şu an" dedi. Ben hala gülüyordum. Ellerim yanaklarına gitti.

 

"Çen beni kıskandın mı çen" dedim. Bir kahkaha daha patlattım.

 

"Gülme"

 

"Gerçekten kıskandın mı?" Dedim tatlı, tatlı.

 

"Ne alakası var" dedi.

 

"Hı hı kesin. Bak şu an inandım" dedim. Ters, ters bakmaya devam edince sustum. Başımı omzuna dayadım.

 

Gözlerim kapanmaya başlayınca Ali denizin beni kucağına alması ile bir anda gözlerimi açtım.

 

"Ne oluyor ya" dedim. Sesim uyukulu çıkmıştı.

 

"Duş almadan mı uyuyacaksın." Dedi. Yanağımı omzuna dayadım.

 

Banyoya girince beni lavabonun üzerne bıraktı beni. Suyu ayarlayıp tekrar küvetin içine bıraktı.

 

Ali deniz de girip eline duş Jelini ve lifi alıp üzerime sürtmeye başladı.

 

"Bu birlikte alma fikri hiç iyi olmdı" dedi. Ali denize döndüm.

 

"Neden ki" dedim. Elindeki life duş jeli sıkıp belime narin bir şekilde sürtmeye basladı.

 

"Her an seni yiyebilirim çünkü" dedi. Vücudumu ona dayadım. Ama bir anda aklıma gelenle yüzüne baktım.

 

"Dikişlerin var. Çık hadi sen ben yaparım" dedim. Vücudumu geri yasladı.

 

"Sorun yok" dedi. Tekrar kalkmaya yeltenince kolunu vücuduma sardı. Omzunu ısırınca bir çığlık koptu dudağımdan.

 

"Canımı yaktın köpek" dedim. Isırdığı yeri öptü.

 

"Özür dilerim yavrum" dedi. Eridik bittik tabi. Ne omuz acısı ne de başka bir şey kaldı içimizde.

 

"Sorun değil" dedim. Eli saç bakım ürünlerine gidince hangisini aldığına baktım.

 

"Saç kremi o" dedim. Bu seferde saç bakım yağını aldı eline. "Sevgilim yağ o" bana ters, ters baktı.

 

"Yağın ne işi var burada. Neden mutfakta değil." Dedi. Tabi ben güle güle altıma işemeye kadar varmıştım ki kasıklarımın ağrısı ile durdum.

 

"Ay ay, saç bakım yağı o" Dedim gülmeye devam ederken.

 

"Öyle desene be güzelim" dedi ve nihayet şampuanı buldu. Eline sıkıp saçıma nazikçe bir şekilde uygulamaya başladı.

 

Biraz da orada cilveleşip çıkmıştık.

 

Sevişmek o.

 

Sevişmek mi diyeyim Yani.

 

Ali deniz saçımı kurutmuştu. Şimdi ise kafam göğsünde onun elleri saçlarımdaydı. Uykum gelmişti Ali deniz saçım ile oynadığı için.

 

"Uykum geldi" dedim. Dudaklarını başıma bastırdı.

 

"Uyutayım ben seni" dedi. Kucağına dik bir şekilde oturup başımı boynuna gömdüm.

 

"Lütfen" dedim. Komidini açıp kıskaçlı tokamı alıp taktı saçıma. Elleri boynuma gitti.

 

"Şerefsiz Alparslan yapmıştı demi bunu" dedi. Boynumdaki yaradan bahsediyordu. Başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Evet. Bizde onun oturduğu sıraya tutkal dökmüştük, sonra kameradan müdür bizim yaptığımızı görünce annemleri aramıştı. Hem disiplinlik olmuş hem dayak yemiştik" dedim. Çocukluğumdaki nadir kötü anlardan biriydi.

 

"Boşuna şerefiz demiyoruz" dedi ve dudakları izi çok az belli olan yarayı öptü.

 

"Ama pantolonundan arkası gözüküyordu. Yol boyu bununla dalga geçmiştin" dedim.

 

"Harbi komikti ama"

 

"Hiç bir şeye gülmezdin" dedim.

 

"Başından ciddi adamdık kızım biz" dedi.

Yüzümu ekşittim.

 

"Ne oldu" dedi.

 

"Ciddi adamdı ama tek bir kusuru vardı. Tavşan kardeşler tiyatro gösterisinde oynadı" dedim.

 

"Bunu eğer timin yanında söylersen bozuşuruz" dedim. Omuzlarımı bilemem dercesine kaldırdım.

 

"Eğer sen onu söylersen onlara eskiden pon pon kız olmak istediğini söylerim" dedi. Yüzümü tekrar ekşittim.

 

"Bunu yapamazsın." Dedim. Bu sefer o omuzunu indirip kaldırdı.

 

"Gıcıksın" dedim başımı omzuna yaslarken.

 

"Sana yapınca daha bir keyifli oluyor" dedi. Telefon çalınca alıp açtı.

 

"Komutanım.. evet.. emredersiniz.. tabiki.. iyi geceler." Dedi ve kapattı. Merakla bakarken konuştu.

 

"Albay çağırıyor, seninde gelmeni istiyor" dedi. Ben ne alakaydı anlamadım ama çokta sorgulamadım. Uykum geldiği için gözlerim yavaşça kapandı.

 

Huzurlu bir uykuya kapadım gözlerimi.

 

🫀

 

Sabah ÖKK gelmiş albay ile konuşmuştum. Bana bir teklifleri vardı. Bir kafe açılacaktı. Kafenin alt kısmında polisin gizli timleri olacaktı.

 

Kabul etmiştim ama neler olacak bilmiyordum. Devlet işi varsa vardım hele ki gizle bir şeyse yemede yanında yatılırdı.

 

Ne Ali Denize ne de murta hiçbir şey söylemeyecektim. Gizlediğim o kadar şey vardı ki bu hiçbir şeydi.

 

🫀

 

Elindeki çiçekleri sıkıca kavradı hasan. Sevdiğine gidiyordu. 3 saatlik bir izni vardı. Bu üç saatin 1 saati yola gidiyordu ama olsun. Değerdi ilaydaya.

 

Her zaman buluştukları parka geldi. Haberi yoktu İlaydanın. Süpriz yapacaktı.

 

Asıl sürprizin kendine yapılacağını bilmeden..

 

Beklemeye devam etti hasan. Her gün gelirdi ilayda buraya. Bir on dakika sonra İlayda gelip bir banka oturdu. Hasan tam kendini hazırlamış sevdiğinin yanına gidiyordu ki bir adam gelio oturdu yanına.

 

Sarıldılar.

 

İçinden geçirdi hasan. Kuzenidir. Sonra İlayda adamın yanaklarını öptü. Ne olacak ki. Kuzenler yanaklarını öpebilirler.

 

Hasan'ın içinden bir ses şöyle söyledi.

 

Sen kız kuzenleri yanaklarından mı öpüyorsun. Dedi içindeki ses.

 

İnanmadı Hasan. Sonra canını binlerce parçaya ayıran o şey oldu.

 

Öpüştüler. Hasan'ın gözünün içine baka baka öpüştüler.

 

İlayda Hasan'ı görür görmez çekildi. Hemen yanına geldi.

 

"H-hasan b-bak bildiğ-" sözünü kesti İlaydanın.

 

"Beni aldattın. Benim için bittin. Ben Seni görebilmek için onca yolu yarım saate gelirken sen beni aldattın" dedi hasan sağ gözünden bir damla yaş düşerken. Yineledi hasan.

 

"Benim için bittin. Benim sevdam senin için bitmedi ama sen benim için bittin İlayda"

 

"Zor. Anlıyor musun beni. Aylarca beklemek çok zor. Hem o hep burada" dedi İlayda.

 

"Mesleği ne? Bak ben sana söyleyeyim ya polistir ya jandarma falan. Sen böylesin işte. İnsanları üniforması için kulanan bir zavallı."

 

💚

 

Elindeki sigara paketinden bir dal çıkarttı Simay. Herkes ona Simay derdi ama ikinci bir adı daha vardı.

 

Simay Ayyüce Barlas, 8.8.1996 doğumluydu. Belkide şu hayatta yaptığı tek hata mert ile evlenme kararı almaktı.

 

Oysa ki annesi ve babası onu defalarca kez uyarmış bu evliliğin fazla sürmeyeceğini söylemişlerdi.

 

Ana, baba sözü önemliydi ama anlayana tabi.

 

Yanında ki hareketlilik ile daldığı düşüncelerden çıktı Simay. Gelen hasandı. Yüzünde bir bilinmezlik vardı. En son sevgilisinin yanına gitmişti.

 

"Nerelere daldın öyle" dedi. Düşündüğü çok şey vardı ama dile getirdiği şeyler azdı simayın.

 

"Düşüncelerimi görsen altında ezilir kalırsın" dedi Simay. Bir iç çekti hasan.

 

"Ne zor değil mi" dedi hasan. Simayın kaşları yukarı doğru kalktı. Ne demek istiyordu ki.

 

"Zor olmayan ne var ki şu hayatta" dedi Simay. Bir kez daha iç çekti hasan.

 

"Nasıl dayanıyorsun?" Dedi hasan. Bakışları duraksadı simayın.

 

"Dayandığımı nereden biliyorsun" dedi Simay da. İkisinin de bakışları karşı tarafta kadın subaylar ile konuşan merte düştü.

 

"Cibiliyetini sikeyim bu herifin ben" dedi hasan. "Katılıyorum" dedi Simay da.

 

"Hangisi zor, aldatılmak mı terk edilmek mi?" Dedi hasan. Sigarasını yakıp hasan uzattı ve kendisine yeninisi yaktı.

 

"Hangisi zor bilmem ama. Acısı hala yerli yerinde"

 

🥺

 

Loading...
0%