Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@haticegnyp_9

2 ay sonra.

 

Güneşin doğuşu da batışı da birdi. İnsanlar doğar, evlenir, çocuk sahibi olabilirse olur, yaşayacağı kaderi yaşar ve öldürdü.

 

Biz hangi evredeydik. Doğduk, sevdik, sayıldık. Şimdi ise evleniyorduk. Evet biz evleniyorduk. 3 gün sonra nikahımız vardı.

 

Bu gün isteme yarın kına onda sonra ki gün ise düğün olacaktı. Hızlı değildik. Ali denize kafe işini söylediğimde karşı gelmemişti.

 

Gelemezdi de zaten.

 

Elimdeki far paletinde gezdirdim fırçayı. Göz kapağıma ve pınarlarıma sürdüm. Sırasıyla hepsini yaptıktan sonra en son eyeliner çekmem lazımdı ama çekme özürlüsü olduğum için çekmek yerine far ile yapmıştım.

 

Elbisem de makyajım da tamamdı. kırmızı bir elbise beyaz bir stletto giymiştim. Aynadan son kez kendime baktım. Kapı açılınca bakışlarımı aynadan çektim.

 

Gelen annemdi. Beni görünce gözleri doldu.

 

"Çok güzel olmuşsun" dedi. Sıkı sıkı Sarıldık birbirimize.

 

"Eee kimin kızıyız" dedim. Annem dudaklarını başıma bastırdı.

 

"Keşke baban da burada olsaydı. Belki biraz mırın kırın yapardı ama seni kırmaz mutlu ol diye her şeyi yapardı" dedi annem sesinde durgunluk ve burukluk vardı.

 

Gözlerimin dolmaması için elimden gelen her şeyi yaptım. Başarılı oldum da.

 

"Ahyy yeter bu kadar duygusallık." Dedim. Ellerimi annemin yanaklarına koydum.

 

"Kızın evleniyor şeyma sultan" dedim. Güldü hemen.

 

"O yüzden duygusalım ya zaten" dedi. Kapının çalması ile kendimize geldik ve salona çıktık.

 

"Kapı açılmıyor desem ne olur ki" dedi murat.

 

"Katılıyorum" dedi ege. Kapıya ilerleyip delikten baktım. Gelen cerendi. Kahvenin yetmeyeceğini söyleyip kahve almaya gitmişti.

 

Kapıyı açtım. Elinde 2 poşet dolusu kahve ile karşımızda duruyordu.

 

"Ne kadar kahve varsa kapıp geldim" dedi. Elindeki poşetleri gösterirken.

 

"İyi hoşta bizim bu kadar fincanımız varmı ki" dedim anneme bakarken.

 

"Aldım ben aynısından 3 takım" dedi annemde.

 

"Bu adamlar dokuz kişi anca varlar" dedim. Annem cerenin elindeki poşetleri alıp mutfağa koydu.

 

"Ayşen dediki bir kaç kuzeni ve teyzesi gelecek dedi" dedi annem. Ali Deniz bundan bahsetmemişti. Elimde telefonu alıp yazdım.

 

Ceren resmen 2 poşet dolusu kahve almış.

 

Kocam olmaya aday bey: ne yapacaksınız o kadar kahveyi.

 

Kalabalık olurmuş.

 

Teyzemler falan gelecekmiş.

 

Annem yeni söyledi seninkiler falan da gelecekmiş.

 

Kocam olmaya aday bey: ciddi misin?

 

Çok ciddiyim.

 

10 dakika sonra

 

GELİN ARTIKK

 

Kocam olmaya aday bey: çok ama çok az kaldı.

 

Heyecandan Elim ayağım titriyor.

 

Kocam olamaya aday bey: aynı durumdayız ama sakin ol.

 

Sakin ol ve kocam olmanı bekle.

 

Çabuk geliniz o zaman kocam olmaya aday bey.

 

Nasıl ama seni böyle kaydettim.

 

Kocam olmaya aday bey: ciddi misin?

 

Bu soruyu çok sordun bu gün. evet ciddiyim ama artık gel yoksa seni beklemeden sana kaçarım.

 

1 saat sonra..

 

Ali denizler gelmişti. Bizde kahve yapıyorduk. Cerenin elindeki baharat dolu çay tabalasını görene kadar gayet sakindim.

 

"Ne yapıyorsun" dedim. Elindeki baharatları gösterdi.

 

"Kahvesine atacağız" dedi. Hemen cezveyi kaptım.

 

"Olmaz" dedim. Ellerini beline koydu.

 

"Nedenmiş o" dedi. Kahveyi ocağa koyup karıştırmaya devam ettim.

 

"Kıyamam" dedim. Ne var canım. Bir tanecik kocam olmaya aday beyimiz vardı. Onu da kaçırırsam artık annem tarafından tescillenmiş evde kalmış olacaktım.

 

"Gerçekten mi ya?" Dedi ceren. Başımı aşağı yukarı salladım.

 

"Atarsanız da sorun olmaz gibi duruyor" dedi geldiğinden beri ilk defa sessizliğini bozan Simay.

 

"Olmaz" dedim tekrardan.

 

"Yav adam bordo bere. İçer bir şey olmaz ona" dedi ceren. Ters bakışlarımı görünce sustu.

 

Tezgahın üzerindeki balı ve bir çorba kaşığı toz şekeri alıp kahveye kattım.

 

Kocamız olmaya aday bey şeker komasına girmese bari.

 

Tövbe de.

 

Tövbe.

 

Herşey tamam olunca ben Ali denizin kahvesini kızlar da diğerlerinin kahvesini alıp içeri geçtik.

 

Kahveyi Ali Denizin önünde koyunca herkes ona bakmaya başladı.

 

"Korkmalı mıyım?" Dedi Ali Deniz. Omuzlarımı indirip kaldırdım. Herkes gülmeye başladı.

 

"Korkmayın komutanım ilk içince içince bir şey oluyor ama sonra geçiyor" dedi Sezai.

 

"Deneyimli" dedi mert. Simayın bakışları ona döndü. Aralarında neler vardı bilmiyorum ama bir ara ali Deniz'den öğrenirdim.

 

Ali deniz fincanı alıp içti. Sonrasında da yüzünde bir tebessüm oluştu.

 

Sessizce "kahveler karışmış olabilirmi" dedi.

 

"Hayır." Dedim bende aynı sessizlikte.

 

"Eee bir şey olmadı" dedi hasan.

 

"Şoka girmiş olabilirmi" dedi Sezai.

 

"Kesin acıdan konuşmayı unuttu" dedi mert.

Simay onlara dönüp.

 

"Hiç bir şey katmadı çünkü. Üstüne birde bal falan koydu" dedi Simay. Bunu duyan herkes gülmeye başladı.

 

Foyamız ortaya çıktı kaç.

 

Ali deniz ise hala gülüyordu.

 

"Demek bal koydun ha" dedi sırıtarak ve sessiz bir şekilde.

 

"Hı hı. Kıyamadım." Dedim. Fırat amcanın konuşması ile herkes sustu.

 

"Hasan ile 9 yıl cephede çatışmışlığımız var" dedi dedeme dönüp. "Burada olsaydı eminim hem mutlu olur hem 40 defa kapınıza getirirdi bizi. Keşke öyle olsaydı amma kaderin önüne geçemeyiz. Zöhre ve ege bana silah arkadaşım Hasan'ın emaneti. Eğer evet derseniz emanetini Ali Denize emanet etmek isterim" dedi. Anneme baktım gözleri dolmuştu.

 

Ali denize baktığımda bana bakıyordu.

 

"Şu an kimsenin emaneti falan değilim kendi kendimi korurum diyor olman lazımdı" dedi Ali deniz sessizce.

 

"Değilim zaten. Kendi başımın çaresine bakarım ama şu an ortam çok duygusal bozmak istemem" dedim.

 

"Allah'ın emri peygamberin kalbi ile kızınız zöhreyi oğulum Ali denize istiyoruz" dedi.

 

Haydi Bismillah.

 

"Dede" dedi ege.

 

"Efendim" dedi dedemde.

 

"Biz bence biraz düşünelim" dedi ege. Ne diyor bu asalak.

 

"Bence-" diyecekler sözünü annem kesti.

 

"Düşünmeye gerek yok baba. Zöhre bir kere evet demiş." Dedi. Aslan annem be.

 

Bana döndü bakışları.

 

"Annem haklı dedecim. Eğer emin olmasaydım evet demezdim" dedim. Annemin dudaklarında bir gülücük oluştu.

 

"E bize de diyecek bir şey kalmıyor. Birbirlerini görmüşler ki bu geçmişe dayanıyor, bize de evet demek düşüyor" dedi dedem.

 

Herkes ayağa kalktı. Biz yan yana durduk dedem de önümüze geldi. Elini Ali denizin omzuna attı.

 

"Biricik kızmı üzersen ki bu imkansız sana fırsat bile vermez diyelim ki oldu asker masker dinlemem vururum seni" dedi. Herkes gülmeye başladı.

 

Tam kurdeleyi kesecek zaman ege bağırdı.

 

"Makas kesmiyor Ali Deniz abeyy" dedi ege. Gülmesini kesmeyenler tekrar gülmeye başladı gülmeye başladı. Ali denizin eli arka cebine gitti. 3 tane iki yüzlülük çıkardı.

 

"Yeter mi?" Dedi Ali deniz paraları birbirine sürterek.

 

"Artar bile" deyip paraları aldı ege. Dedem nihayet kurdeleleri kesip bize mutluluklar dileyip yerine oturdu.

 

Sırayla büyüklerin elini öpüp timin tebriklerini almıştık. Şimdi ise balkonda Ali deniz ile oturuyorduk.

 

"Demek kahveme bal koydun ha" dedi bel kıvrımıma dokunarak.

 

"Evet ceren ısrar etti ama olmaz dedim kıyamam çünki" dedim. Kollarını belime doladı.

 

"Kıyamazsın, öyle mi?"

 

"Hı hı"

 

"Güzelim" dedi. Güzeli olduğumu belli eden bir mırıltı çıktı dudaklarımdan.

 

"Özledim" dedi. Bende özlemiştim ama düğüne kadar dayanması gerekti.

 

"Bende ama biraz daha beklemen lazım." Dedim.

 

"Bu gün de çok güzel olduğunu söylemiş miydim?" Dedi. Başımı salladım.

 

"Evet söyledin"

 

"Sen elbise giyme biri bakar sonra katil olurum" dedi.

 

"İstediğimi giyerim" dedim.

 

"İstediğini giyersin" dedi. Başı

mı salladım aşağı yukarı.

 

🫀

 

Hello bebeklerrr.

 

Ben geldim.

 

Kızçeler evlendirdik yavrularımıııı.

 

Bir tebrikinizi alırım.

 

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız 💚💕

 

Loading...
0%