Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@haticegnyp_9

Herkese helloooo!

 

Bu gün karşınıza Hasan'a özel bölümle geldim.

 

Böyle özel bölümler karakterlere ara bölümlerde gelecek

 

Şarkılar

Tuğba yurt: inceden, inceden

Pinhani: aşk bir mevsim

 

 

Keyifli okumalar..

 

Doğunun çorak topraklarında, Kars'ta doğmuştu hasan, pek afilli bir hayatı yoktu da zaten, öğretmen bir anne, emekli bir polisin oğluydu.

 

Tercihini askerlikten yana kullanmış özel kuvvetler askeri olmuştu, aslına bakılırsa berenin rengi önemli değildi, vatana, millete, bayrağına toprağına hizmet eden herkes kıymetliydi bu topraklarda.

 

Kendini şanslı sayıyordu hasan çünkü vatanına ihanet eden o kadar insan vardı ki, aslında onlara insan demek bile hakaretti köpekler sadık hayvanlardır, köpek desen bile olmuyordu.

 

Her şeye bir iç çekiş buluyordu da uğradığı ihanete bulamamıştı, yüreğine o yangın bir kere düşüyordu.

 

Görevden yenidi ve zöhre onları kafesine yemeğe çağırmıştı, ne kadar gelmeyeceğim dediyse ısrar etmişti zöhre.

 

İlayda ile ayrıldıklarını duyduktan sonra aklına gelmişti böyle bir şey, toparlama bilirdi hasan ama acısının geçeceğini hiç sanmıyordu.

 

İlk günkü gibi değildi elbette, Simay ile

Konuşmuş, dertleşmişti.

 

Daldığı düşüncelerden çalan telefon ile sıyrılıp açtü telefonu.

 

Arayan simaydı.

 

"Aşağıda bekliyoruz seni çabuk ol, on dakikan var." Deyip kapattı telefonu Simay. Üzerine bir deri ceket aldı hasan, her yeri kontrol edip çıktı evden.

 

Aşağıya indiğinde arabada sadece 3 kişi vardı. Sezai, eşi ve Simay.

 

Arabanın arka kapısını açıp bindi hasan, eda ile selamlaşıp önüne döndü. Diğerlerine gerek yoktu, her saat birliktelerdi zaten.

 

Araba kafeye doğru yola çıkmıştı bile, havadan sudan konuşuyorlardı.

 

Araba durdu, hepsi dışarı çıkıp kafeye ilerlediler.

 

Mert herkesten önce gelip kurulmuştu bile masaya, hemen yanında kurtuluş onun karşısında da Ecem vardı.

 

Masadaki herkes ile selamlaşınca oturdular, Hasan'ın gözleri etrafta dolaşmaya başladı.

 

Tek bir noktada durdu.

 

İlayda..

 

Ne işi vardı onun burada, hemen masadakilere döndü, zaten onlar da Hasan'a bakıyorlardı.

 

"Haberiniz varmıydı burada olduğundan." Dedi Sezai'ye bakarken. Başını olumsuz anlamda salladı Sezai, Hasan'ın bakışları tekrardan İlaydaya düştü.

 

Zöhrenin ifadesiz bakışları Ali denize döndü, ne oluyor dedi bakışları ile, Ali deniz diğerlerinin duymayacağı bir sessizlikte anlattı herşeyi.

 

Zöhre kırdığı pottan dolayı sessiz kalmayı tercih etti.

 

Rahat bir pozisyona geçti hasan, gerilmeye gerek yoktu.

 

Yakın zamanda kafeye işçi alınmıştı, bunlardan biride İlaydaydı, okulu bırakmıştı, sebebi ise çok karmaşıktı.

 

Yeni sevgilisi istemişti, evleneceklerdi.

 

Oysa hasan ilaydayı her koşulda, her şartta beklemişti.

 

Zöhre kalkıp İlaydanın yanına gitti, İlaydanın bakışları masaya dönünce derin bir şekilde yutkundu.

 

Zöhre ne söyledi de önlüğünü çıkartıp eşyalarını toplayıp çıktı bilmedi kimse, zöhre geldiğinde nereye gittiğini sordular.

 

Sevgilisi ile dışarı çıkacaklarını ondan izin istediğini ama yoğun olacağı için izin vermemişti bu seferlik zöhre, ama tadları kaçsın istemiyordu zöhre.

 

Herkes anlamış gibi başını salladı, dışarı kaydı bakışları, yağmur yağıyordu. İlayda yağmurda otobüs durağında bekliyordu.

 

Umursamadan İlaydaya bakmaya devam etti.

 

Ellerini önünde bağlayıp, gülümsemeye başladı hasan.

 

Yaklaşık yarım saat sonra lüks bir araba durdu durağın önünde, İlayda arabaya binip uzaklaştılar gözden.

 

Hasan aklına gelen anılar ile gülümsedi, İlayda onu haketmemimişti.

 

Bunun pekala farkındaydı.

 

Geçmiş...

 

Soğuktu, yağmur ve fırtına vardı, her an kara dönebilirdi, soğuktan kıpkırmızı olan ellerini ısıtmak için dudaklarından çıkan sıcak buhara götürdü hasan.

 

Nice zaman böyle fırtınalarda, böyle yağmurlu havalarda silah başında beklemişti, sevdiğini bekliyordu çok mu?

 

Belki de çoktu, kim bilir.

 

Sevgi çoktu da, kıymet bilen yoktu.

 

Ellerini tekrar montunun içersine koydu, apartmanın girişinde gördüğü İlayda ile dudaklarında küçücük ama içten bur gülümseme oluştu.

 

"Hasan, buradamı mı bekledin onca saat. Apartana girseydin ya." Dedi. İlayda dışarı çıkmak için yağmurun dinmesini bekliyordu.

 

Yağmur dinmişti de zaten.

 

"Beni boşver, niye böyle incecik kıyafetlerle dışarı çıktın sen." Dedi hasan İlaydanın rüzgarda yüzüne dolan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken.

 

"Sorun yok, üşümüyorum asıl sen neden bu soğukta burada bekliyorsun." Dedi İlayda. Hasan; üzerindeki hırkayı çıkarıp İlaydaya giydirdi.

 

Küçük bedenini Hasan'ın koca cüssesine yasladı. Burnunu göğsüne koyup kokusunu içine çekti.

 

"Çok, çok ama çok özledim." Dedi hasan. Dudakları İlaydanın saçlarına dokundu. İçindeki özlem tarifi olmayan bir özlemdi.

 

Hasan'ın yüzü soğuktan kızarmıştı lakin İlayda da henüz bir kızarma yoktu, hasan sevdiğinin vücudunda ısınmayı tercih etti.

 

"Hep bu mu olacak?"

 

"Ne mi olacak?"

 

"Hep bu kadar geç mi geleceksin?''

 

💚

 

İlaydaya bu sefer ben bile sövdüm size serbest.

 

Bol bol vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💚

 

Loading...
0%