Yeni Üyelik
28.
Bölüm

28. Bölüm

@haticegnyp_9

Ali Denizin kitap boyunca zöhre hakkında düşündükleri...

 

🥹

 

3. Bölümden...

 

Çok çekmişti zöhre, belliydi. Babam ben 14 yaşındayken ölse bende toparlanamazdım. Eminim ki zöhre herşeyin altından kolayaca kalkmıştır ama benimle yüz yüze gelmek istemiyordu.

 

Belki haklı, belki haksız, çektiği acı her zaman en üst seviyedeydi.

 

Zöhre" dedim. Bana dönmesi bir oldu

 

"NE VAR" diye bağırdı, önüne geçtim.

 

"bağırma da konuşalım ha" dedim sakince. Gözleri çöktü. Bu çöküş belki de birçok tükenmişliğin çöküşüydü.

 

"Fazlaydı" dedim.

 

"Biliyorum... ALLAH KAHRETSİN Kİ BİLİYORUM" diye bağırdı sonlara doğru.

 

"Ne yaşadın ha... Beni göremek istemeyeceğin kadar ne oldu" dedim. Korktum o an. Beni hiç sevmemesinden korktum.

 

"Korktum"

 

"Neyden"

 

"Siz de ölürsünüz diye"

 

💗

 

Kitaptan alıntılar...

 

Ne o çok mu tanıdık geldi"

 

"Ne tanıdık geldi"

 

"Kağan yüzbaşı"

 

"Eski bir tanıdık"

 

"Eski sevgili diyemiyorsun da"

 

"Ne alaka yani şimdi bu"

 

"Çok alaka, herif seni en yakın arkadaşınla aldatıyor sen daha adamı yiyecekmiş gibi bakıyorsun"

 

...

 

Ali deniz: kuşlar bana beni özlediğini öttü

 

Bilmem öyle mi olmuş?

 

Ali Deniz; öyle olmuş dediler bana.

 

Doğru demiş o kuşlar.

 

Ali Deniz: ne yapıyorsun

 

Savcı peşinde dolaşıyorum

 

Ali deniz: oakajajajsj

 

Ne biçim random o

 

Ali Deniz: nesi varmış pardon

 

Çirkin bir random oldu

 

Neyse zamanla öğretirim ben sana

 

Ali Deniz: öğreniriz artık emir büyük yerden.

 

Başka şeylerde öğrete bilirim

 

Ali Deniz: kızım oruç oruç git Allah aşkına

 

İşime gelmedi demiyorsun da

 

Ali Deniz: sinirlendirme beni

 

Ali Deniz: oruç bozduracasın

 

Neden bozuluyormuş orucun😁

 

Ali deniz: bilmem

 

Bu konuşma hiç iyi yerlere gitmiyor

 

...

 

"Azgın herifin tekisin"

 

"Seni görünce otomatik olarak gelişiyor"

 

"Manyaksın"

 

"Sana manyağım"

 

"Şuradan bir çıkalım öpülmedik yerini bırakmayacağım"

 

"Ne olur yap bunu tamam mı?"

 

"Yaparım"

 

"hemde seve seve"

 

"Arsızsın diyorum inanmıyorsun"

 

"Öyle bir iddam olmadı, güzelim"

 

"Ne dedin ne"

 

"Güzelim dedim, bunda yanlış bir şey mi var?"

 

"Yok ta.. öyle diyince bir hoş oldum"

 

"Daha fazla hoş olmaya var mısın"

 

"Seninle herşeye varım"

 

...

 

"Ne dedim lan ben size.. siktirin gidin lan"

 

"Bari çayı alsaydık ya"

 

"Keyif alıyor gibisin bu durumdan"

 

"Evet alıyorum. Ne de olsa telafi ediyoruz öyle değilmi"

 

"Öyle.. öyle tabi"

 

"Nerede kalmıştık biz"

 

"Hiç bir yerde kalmadık.. valla bir daha basılmak istemiyorum"

 

"Valla en sonunda sik-"

 

"Şhh küfür yok"

 

"Yüce rabbim.. kimin köpeğine hoşt dedim de yüzüm hiç gülmüyor"

 

💗

 

Zamanın değerini geçince anlıyordu insan. Ne zaman ne çabuk büyüdüler hiç anlamamıştım. Önündeki üzerinde hem Elsa hemde Anna figürü olan pastaya baktım. Gerçekten şaka gibiydi.

 

"Anne artık yiyelim pastayı noğlur." Dedi Eylül.

 

"Daha değil annecim, biraz daha sabret birtanem" dedim. Oflaya oflaya Ali denizin yanına gitti. Babasına birşeyler anlatıp yüzünü astı.

 

Ali deniz eylülün yanaklarını öpüp içeri yolladı. Oflayıp poflayarak içeri girdi. Masayı hazırlayıp Ali denizin yanına gittim.

 

"Yapamadın mı daha?" Dedim. Led ışık takmaya çalışıyordu. Bana dönüp anlımı öptü.

 

"Beş dakikaya hazır." Dedi. Sabahtan beri beş dakikaya hazırdı Bir ucunu alıp taktım. Diğer tarafını da kocam takınca tamamdı.

 

"Ya bırak ben takacağım." Dedi Eylül. Yine kavga ediyorlardı.

 

"HAYIR BEN!" Diye bağırdı Sare. Ali deniz bıkmış bir yüzle kızlara doğru ilerledi. Onlar sorunu çözerken bende masayı hazırladım.

 

Bir kaç dakika sonra ikisinin da kafasında aynı toka vardı.

 

Sare koşarak bana doğru geldi.

 

"Anne olmuş mu?" Dedi. Yanaklarını sıkıp öptüm.

 

"Çok güzel olmuş birtanem." Dedim. Eylül hep Ali denize sorardı birşeyleri. Ama Sare ikimize de danışırdı. Galiba Eylül bir tık babacı bir çocuktu.

 

"Ben nasıl olmuşum anne." Dedi Eylül. Onu da öpüp güzel olmuşsun dedim, sareye ters bir bakış atıp odasına gitti.

 

"Acıktım ben." Dedi Sare. Yemek hazırdı zaten. Kapının çalması ile kapıya koştu ikisi birden.

 

 

Bizde arkalarından ilerledik, annemler gelmişti.

 

"Dayım gelmişş." Dedi Eylül ve kucağına atladı Ege'nin.

 

"Prensesim."

 

"Ne zaman geldin hı hı, bize uçak oyuncak getirdin mi?" Dedi Eylül. Ege üniversite 1. Sınıf pilotaj bölümü okuyordu.

 

Nasıl becerdi bizde anlamadık ama kazandı işte.

 

"Getirdim tabi."

 

"Sessiz olun da girin içeri Gökalp uyanacak şimdi." Dedim. Hemen sözümü dinleyip içeri girdiler.

 

"Hemen uyuttun mu be abla." Dedi ege. Kafasına vurup içeri gönderdim.

 

Arkamdan belime sarılan kolları hissedince gülümsedim.

 

Üç çocuk, tam üç çocuk doğurmuştum, ama gram sevgisi azalmamıştı aşkımızdan.

 

"Özledim."

 

"Bende."

 

"Bence kızları annemlere gönderebiliriz." Dedi. Başımı salladım.

 

"Odalarında uyumalarına ne dersin kocacım." Dedim. Anında dudaklarını büzdü.

 

"Çok çabuk büyüyorlar, ne yapayım. Korkuyorum onlara bir şey olacak diye, saçlarının teline zarar gelecek diye çok korkuyorum. Ya büyüdüklerinde hayatlarına biri girer ve alt üst edip giderse diye."

 

"Elbette hayatlarında başarısızlık olacak, düşe kalka öğrenecekler herşeyi." Dedim. Başını daha çok gömdü boynuma.

 

"Anlıyorsun dimi beni." Dedim. Başını salladı.

 

"Hı hı." Diye mırıldandı.

 

"Şimdi gidip kızlarımızın doğum gününü kutlayalım hadi bakalım." Dedim. Ben kızların yanına giderken Ali Deniz de Gökalpin yanına gitti.

 

Uyanmıştı.

 

Gökalp tam 7 aylıktı, olması gereken kilonun biraz altındaydı. Kendimden şüphe ediyordum, acaba sütüm mü yetmiyor diye.

 

Ama doktorumuz bunun genetik olduğunu söylemişti.

 

Bir anda kilo almasındansa yavaş yavaş alması daha sağlıklı demişti.

 

İçeri girdiğimde timin de geldiğini gördüm.

 

"Hoş geldiniz." Dedim hepsine tek tek, turan ile sareye takıldı gözüm. Çok iyi anlaşıyorlardı.

 

"Hoş bulduk yengem." Dedi mert.

 

"Eeee bizim minik kurt nerede." Dedi kurtuluş. Doğduğundan beri böyle sesleniyorlardı.

 

"Uyuyor." Dedi Eylül. Sare ve Eylül doğduğunda hepsi göreve gitmedikleri günlerde neredeyse hep buradaydılar.

 

Gökalp Doğunca onları unuttuklarını sanmışlardı.

 

Sohbet ederken Gökalpin ağlama sesi ile ayağa kalkıp odasına girdim.

 

Ali deniz kucağına almıştı ama nafile, kızlar bebekken hep Ali denizin kucağında uyuyorlardı, Gökalp için aynı şeyi söyleyemem ama, sadece benim kucağında uyuyordu.

 

"Bu hep böyle mi olacak."

 

"Ne ne olacak."

 

"Sürekli senin kucağında mı uyuyacak."

 

"Karma yaşıyorsun kocacım."

 

"Farkındayım."

 

"Bunu bilmen hoş."

 

"Kıskanıyorum ama."

 

"Yapacak bir şeyim yok."

 

5 yıl sonra...

 

Zamanın geçip gitmesi olasıydı, ama bu kadar hızlı geçeceğini kimse tahmin edememişti. Kızlar 9 Gökalp 4 yaşındayıdı.

 

Sabahları Gökalpin üstüme atlaması ile uyanmak isterdim ama nafile.

 

"Anne suu." Diyordu her sabah yanıma gelip. Ali deniz bıkkınlıkla kalkıp Gökalpe şu içirip geri gelmişti yanıma.

 

Gökalp doğduktan sonra birlikteliklerkmiz azalmıştı, daha doğrusu eskisi kadar olmuyordu. Yeni bir bebeğe hazır değildim.

 

"Anne, burada uyuyabilir miyim?" Dedi Gökalp. Böyleydi, bensiz uyuyamıyordu.

 

"Gel annecim." Dedim. Yanıma gelip bana sıkı sıkı sarıldı.

 

"Babam gelmiyor mu daha." Dedi. Ah bende bir bilsem.

 

"Bilmiyorum birtanem." Dedim. Kapının açılma sesi gelince yataktan kalkıp salona indim dikkatlice. Işığı açtığımda kimse yoktu.

 

Arkamdan belime dolanan kollar ile yüzümde gülümseme oluştu.

 

"Güzelim." Dedi. İki ay olmuştu. Bir şeyleri alttan almaya çalışıyordum ama olmuyordu. Sesini, kendisini, bedenini her şeyini özlemiştim.

 

"Hoş geldin." Dedim soğuk bir sesle.

 

"Bir problem mi var." Dedi. Başımı salladım iki yana.

 

"Hayır yok." Dedim. Pek inanmışa benzemiyordu.

 

"Var bir sorun, anlat bana." Dedi.

 

"Yoruldum bugün biraz o kadar, sorun yok."

 

"Yoruldum derken." .

 

"Kızların peşinde dolaştım bütün gün. Biraz yorgunluk var üzerimde." Dedim.

 

"Özür dilerim."

 

"Sen niye özür diliyorsun."

 

"Yanında olamıyorum, ama bundan sonra hep buradayım."

 

"Nasıl yani."

 

"Kağıt geldi."

 

"Eeeee"

 

"Sağlıksal nedenlerden mesleğime devam edemezmişim." Dedi. Ali deniz bundan birkaç ay önce sağ bacağından kurşun yemişti.

 

"Üzüleceksin ama."

 

"Sizin yanınızdayken ben üzülmem, herşeye sil baştan başlamak ne kadar kolay olacak bilmiyorum ama, sizin yanınızda olmuş olmam beni mutlu edecek."

 

 

❤️‍🩹

 

Herşey huzurlu ve mutluydu, onların hikayesi mutlu bitmişti.

 

Tek bir şey hariç

 

Yanımızda olmayan babam...

 

Vatan uğruna canını feda eden babam ve Sezai..

 

🪖

 

Kısa ve öz olsun istedim.

 

Biliyorum fazla kısa oldu ama aklınızda kurguladığınız şeyler bazen yolunda gitmez.

 

Bizimkisi de o hesap.

 

Sizi özleyeceğim.

 

💗🪖

 

Loading...
0%