Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. BÖLÜM

@havinkaybar

 

 

İyi okumalar.

:)

🦢

 

Gücü olmadığını farkettinde sesizleşir insan.

 

Hayata hep birşeyleri çok istiyorsun.

 

Daha sonra istediğin şeyden vazgeçiyorsun.

 

Daha doğrusu Vazgeçmek zorunda kaliyorsun.

 

Bir süre sonra istediğin şeyin ne olduğunu bile unutuyorsun.

 

Ve o zaman bişey oluyor.

 

O çok istediğin şey bir andan karşına çıkıp tüm hayatını altüst ediyordu.

 

Lisede 10. Sınıfta hoşlandığım çocuk Benden hoslanmmaıstı. Hoşlanmaya bırak insan yerine koymamıştı. Ben de platonik olarak kalmaya devam etmiştim.

 

Bir süre sonra da arkadaşım ile çıkmışlardı.

 

Sorun değil.

 

Lise bitti.

 

Daha sonra Üniversitede onu gördüm. Lisede deli gibi hoşlandığım çocuğu.

 

Bu sefer beni görmüştü. Hatta öyle ki gözlerini benden alamıyordu.

 

Ama bu defa de benim içimde bir boşluk vardi.

 

Önceden yüreğini hoplatan kişiye bakıp hiçbir şey hissetmemek korkunçtu.

 

O an anlamıştım değiştiğimi ve büyüdüğümü.

 

İlk başta konuştuk. Ona göre flört ediyorduk. Bana göre ise eski bir arkadaşımla sohbet ediyormuşum gibi geliyordu.

 

Daha sonra beni sevdiğini söyledi. İzmir'de kapıma kadar geldi. Çiçekler aldı, hediyeler aldı, arkadaşlarıyla bile konuşmayacağını söyledi.

 

Belki de yalandı.

 

Sorun şuydu ki hayat bir zamanlar çok istediğim o şeyi vermişti ama geç kalmıştı.

 

Bu yüzden karmaya hep inanırdim.

 

Kim ne yasatıysa yaşar sözü var bilir misiniz.

 

Eminim bir çoğunuz biliyordur bu sözü ne kadar klişe ve klasik geliyor kulağa değil mi?

 

Ama gerçekten de öyle oluyo.

 

Hayat siz neyi istiyorsanız veriyo ama önce istemediklerini daha sonra da istediklarinizi

 

Üniversitede lisedeki halimin tam tersiydim.

 

30 kilo vermiştim, ilaç kullanıp sivilcelerim yok etmiştim, gözlükerimi çıkartıp lens takmıştım, saçlarımı kestirmiş, sürekli bakım yapıyordum, tarzımı da değiştirmiştim.

 

Sonuç Aynadaki kişiyi tanımıyordum.

 

Kendime yabancıydım.

 

Üzülerek söylüyorum ki herşey dış görünüş.

 

Yatakta kafamın içinde kaybolmuş gibiydim.

 

Komidinin üzerindeki dijital saate baktım öğlen olmuştu. Mutfaktan hoş kokular geliyordu.

 

Bir an annemi özledim. O da sabah erkenden kalkar sofrayı hazirlardi.

 

Alena birşeyler hazırlamış olmalıydı.

 

Yatakta doğrulur pozisyona geldim. Başım ağrıyordu. Saçlarım dün gece kurutmadigim için hala islakti ve büyük bir hastalık beni bekliyordu.

 

Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp elimi yüzümü yıkadım.

 

Yüzümü yıkarken aynadaki yansimama baktım bir kaç saniye.

 

Yorgun kahevrengi gözler, dağınık siyah kısa saçlar, solgun bir ten, koyu gözaltlarım berbat bir haldeydim.

 

Aklıma dün geceyi getirmemeye çalışıyordum.

 

Belki kendi kafamda kurmuştum. Belkide asla o kadar yakın değildik.

 

Kendimi Evimden atılmış gibi hissediyordum.

 

Ne Ev ama.

 

Boşversene.

 

Aslında bu bir başkasının başına gelse bu kadar umursamazdı biliyorum.

 

Mesela Alena bir kaç ay önce telefondan konuşurken 1 yıllık sevgilisinin onu aldattığını söylüyordu.

 

Ben çok şaşırmış hatta Alena adına ağlayacak durumdaydım o ise aman iyiki aldattı da ayrilicak bir bahane buldum diyordu.

 

Bazı insanlar böyle yaşar.

 

Hatirliyorum da Alena lisede de böyleydi her hafta başka bir çocukla flört ediyordu.

 

Ben ise asla sevilmemiştim.

 

Sevildigimi sandığım yerden hep hayal kırıklığı ile ayrılıyordum.

 

Hiç ilişkim olmamıştı.

 

Belki de bu yüzdendir Hazara olan bağlılığım.

 

İlk defa sevildigimi hissetmiştim.

 

Daha doğrusu hissedememiştim.

 

Her Neyse birdaha olmaz.

 

Mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Sucuklu yumurta kokuyordu.

 

Tahmin ettiğim gibi Alena sofrayi hazırlamış çayı demliyordu. Arkasını dönüp beni görünce gülümseyip "Günaydın"dedi coşkulu bir sesle bana olan bakışları tuhaftı sanki birşey yapmışım da beni utandırmaya çalışıyormuş gibi.

 

Daha sonra dün geceyi hatırladım.

 

Alenaya söylediğim yalanları.

 

Oan birinin beni beklediğini ve bereber birşeyler yapabilecegimizden bahsetmiştim.

 

Ben bile unutmuştum söyledigim yalanı.

 

Sofraya oturduk birşey söylemedi dün gece hakkında Alena da biliyordu aslında neden hiçbirşeyimi kimseye anlatmadığımi.

 

Havadan sudan sohbet edip beraber kalktık Alena hazirlanip samsundaki arkadaşlarıyla takilacagini söyledi bana da gel diye ısrar etti ama burnum akıyordu ve kendimi çok yorgun hissediyordum.

 

Alena 1 saat sonra hazırlanıp çıkmıştı bende yarım bıraktığım bir filmi izliyordum.

 

Biraz sonra kapı çaldı. Alena bir şey unutmuştur diye düşündüm. Kapıyı açtığım zaman karşımda Alenayi değil Hazarın sürekli yanında olan sarışın kızı görmemle beynimden vurulmuşa döndüm. Bu kızın burda ne işi vardı?

 

Hemen arkasına baktım ama Hazar yoktu.

 

İlk defa bu kadar yakından inceliyordum onu sarı saçları, mavi gözleri, pembe montu, siyah çizmeleriyle çok tatlı görünüyordu.

 

O da beni inceliyordu bakışları tuhaf bir şekilde bakıyordu.

 

Sanki birşeyleri çözmeye çalışıyordu.

 

Bu kızın Hazarla ne ilgisi vardı ki.

 

Umarım sevgilisi değildir.

 

Boğazını temizleyip"Merhaba Hazar Ermanlının evi burası değil mi?"

 

Bir insan sevgilisinin evini bilmez mi?

 

Ayrıca onu Hazar'in evinden çıkarken görmüştüm. Acaba yalan mı söylüyordu.

 

Neden yalan söylesin ki.

 

Geldiği zaman hava karanlikti belki hatirlamiyordur.

 

Olabilir.

 

" Merhaba Hayır O hemen yan dairenin 5. Katında"

 

Kız hala beni süzüyordu.

 

Düsmanca değil ama sanki merak ediyormuş gibi bakıyordu.

 

Neyi merak ediyorsun ki.

 

"Anladım kusura bakmayın iyi günler"deyip arkasini dönüp gitti. İlk bir kaç saniye az önce ne yaşadığımı anlamaya çalıştım.

 

Kız çok güzeldi acaba adı neydi lanet olsun Hazar bu varken bana bakmamakta haklıydı.

 

Kız tam bir sarışın bomba.

 

Kapıyı kapatıp içeri geçtim.

 

Acaba takipleşiyorlar mi diye bilgisayardan Hazar'in profinine girip takip ettiklerine baktım.

 

Geçen gece Songül salduza bakmıştım ve aklıma sarışın kız asla gelmedi.

 

Pembe bir profili takip ediyordu bu olabilir miydi çünkü sarışın bir kiz profili yoktu.

 

Pembe profile tıkladım ve sarışın kızımızı buldum.

 

Damla Kaya .

 

516 bin takipçi mi!!

 

Kız modeldi galiba çünkü tüm fotoğrafları dergi kapağından fırlamış gibiydi.

 

Aradım ama Hazar yoktu.

 

İnsan sevgilisini paylaşmaz mi?

 

Ben de paylaşmazdım herhalde.

 

İçim mutlulukla doldu belki de sevgili değillerdir.

 

Kızın profilinden çıktıktan sonra tavana bakmaya başladım.

 

Hazar Instagram kulanmıyorum demişti ama kullanıyordu.

 

O sabah evime geldiği zaman bir açıklama yapmamıştı sadece kulanmıyorum demişti.

 

Ben de mal gibi madem kullanmıyordun bu ne diyemedim.

 

Dilim tutulmuştu o an.

 

Kendi kendime kafamda kurduğumu farkettim.

 

Başım ağrıyınca filmi bosverip uyumaya karar verdim.

 

Uyumadan önce onu düşündüm. Yeşil gözlerini, dağınık siyah saçlarını. Sarışın kız damla esmer kız Songül.

 

Acaba bu kizlarin hazarla ne gibi bir bağlantısı olabilirdi.

 

Balkona çıkmıyordum. Onu görmek istemiyordum. İnsanın düşmanı bile ona selam verince kafa sallanır o hiç birşey yapmamisti.

 

Kırgındım işte.

 

Semra hanımdan 1 hafta izin almıştım ama bu bir hafta şimdiden zehir olmuştu asla tadını çıkaramiyordum.

 

Annemi ve babamı iyice unutmuştum.

 

Annem geçen gün aramıştı ve ben geri dönüş yapmamıştım.

 

Rusça çalışmam gerekiyordu ama çalismiyordum.

 

Ev için birşeyler almam gerekiyordu onu da yapamiyordum.

 

Yaşasın üşengeçlik.

 

Cilt bakımımi da yapmıyordum. Hazar da beni hiç aramiyordu zaten.

 

Kesin kafamda kurdum.

 

Çocuk hiç ümit bile vermemişti. Ben aptal gibi bir yerlerde oturalım mı yok şu yok bu o da ayıp olmasın diye kabul ediyordu.

 

Acınacak haldeyim.

 

Of Of.

 

Elektrik faturası ve kira aklıma geldi.

 

Daha da üzüldüm.

 

Staj paramı ayın birinde yatiyordu. Aralık ayına giriyorduk artık havalar iyice soğumuştu kaloriferi de açmak gerkiyordu şimdi.

 

Daha çok Off

 

Hazar.

Offf

 

Keşke kafasındaki düşünceleri okuyabilseydim.

 

Benim onun için ne ifade ettiğimi çok merak ediyordum.

 

Songül ve Damla kimdi.

 

Damla denen o kızın bakışları neden bu kadar tuhaftı

 

Ayrıca bunlar ünlü gibi birşeydi

 

Hepsiniz binlerce takipçisi vardı.

 

Kimdi bunlar?

 

Başım ağrıyor düşünmekten.

 

Sonuç uyuyamamıştım.

 

Kalkıp biraz ders çalışsam fena olmazdı güya başım ağrıyor diye uyuyacaktim şuan daha çok ağrıyor.

 

Yatakta da beynimizi rahatsız etme moduna alsak keşke.

 

Sütlü bir kahve yapıp ders başına geçtim yarım saat ya geçti ya geçmedi telefonumun titredigini gördüm.

 

Biri arıyordu.

 

Telefona bakınca Atlas abinin aradığını görünce gerildim.

 

Neden arıyor ki bu şimdi.

 

Aramayı cevaplayıp "Efendim atlas abi"

 

"Bakıyorum da evden ayrılınca unutun bizi" sesi sitemliydi.

 

Boğazımı temizleyip" Olur mu öyle şey atlas abi vakit bulamıyorum sadece"Kekelemediğime şükretmek lazim.

 

Ne zaman Atlas abiyle konuşsam geriliyordum.

 

Bazen duymamazlıktan ya da görmezden gelmeye çalışıyordum.

 

O da derin bir nefes aldı"Öyle olsun"

 

Bir kaç saniye sesizlik olunca gerildim.

 

Sessizliği bozmak adına "Bir şey mi oldu?"

 

"Hayır sadece seni özledim"

 

Utandım. Kızardığımı hissedebiliyordum.

 

Hazar dese ölürdüm herhalde.

 

Normalde bu kadar açık konuşmazdı acaba sarhoş falan miydi sesi de bir tuhaf geliyordu.

 

Telefonumdan WhatsApp mesaj bildirimi geldi.

 

"Müsaitsen seni almaya gelicem"

 

WhatsApp'a girdim çünkü mesaj Hazardandı

 

Kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı hızlı atmaya başladı

 

En son lisedeyken böyle atiyordu.

 

Atlas abiye Müsait değilim ders çalışıyorum deyip kapatim.

 

Kapatmadan önce biseyler mırıldaniyordu ama üzerine kapatmıştım.

 

Şuan tek odak noktam Hazarın bana atığı mesajdi.

 

Hazar ERMANLI: Evde misin?

 

2 dakikadır bu mesjala bakışıyorduk.

 

Ne yazmam gerektigini bilmiyordum. Evet veya hayır değil mesele.

 

Beni görmezden gelemesi, istediği zaman hayatıma girip çıkması, hiçbir açıklama yapmaması ben onun oyuncağı değildim ki.

 

Bir yanim da ara konuş eskisi gibi olun o da senden hoşlanıyor diyordu.

 

Off Hazar keşke biraz açık sözlü olsan biraz konuşan.

 

Kafamda kurmama gerek kalmazdı o zaman.

 

Sonunda biraz düşündukten sonra yazmaya karar verdim.

 

Yüzsuz gibi.

 

Seni ilgilendirmez.

 

Siz: Evet birşey mi oldu.

 

Acaba buraya mı gelicek?

 

Geriliyordum. Tırnaklarimi yemeye başlamıştım bile.

 

Bir dakika geçti görmedi.

 

Ayağa kalkıp salonda yürümeye başladım bir sağa bir sola.

 

2 dakika geçti hala görmemişti.

 

Pencereden o tarafa baktım.

 

2 gündür kendime söz vermiştim o tarafa bakmıyordum.

 

Tabi Benden Sera DOMAÇLI 'dan bahsediyoruz herkese verdiği sözleri tutar ama kendine verdiği sözleri asla tutmaz.

 

Sözleri Tutmayı bırak kendini insan yerine bile koymaz.

 

Her neyse.

 

Nihayet 3. Dakikanın sonunda mavi tik oldu hemen sohbeten çıktım. Mesajını bekledigimi falan düşünür şimdi asla öyle birşey yapmıyorum çünkü.

 

Yaziyordu Allahım kalbim neden bu kadar hızlı atıyor. Biraz daha böyle atarsa hastaneye gidicem.

 

Derin bir nefes aldım.

 

Sonunda mesaj sesini duyunca 5 saniye bekleyip sohbete girdim.

 

Zamanlama önemli tabi.

 

O 3 dakika sonunda bakar ben 5. Saniyede.

 

İllahi adalet.

 

Hazar ERMANLI: Bugün sarışın bir kız sana geldi mi?

 

Sanane ki sarışın kızdan!!

 

Sarışın kız gelmişti ama neden soruyordu ki acaba sevgilisini kıskanmışmıydı.

 

Allahım nolur sevgilisi olmasın.

 

İyide kız yanlış geldim demişti

 

Yalan mıydı?

 

Kim doğruyu söylüyor?

 

Siz: Evet geldi seni sordu daha sonra ben senin karşı dairede oturduğunu söyleyince yanlış geldiğini söyleyip gitti.

 

Bu sefer beklemedim.

 

Sohbeteydi çünkü.

 

1 dakika geçtikten sonra çevrimdışı yazısıyla bakıştık bir süre o bana görüldü mu atmıştı insan bir tamam falan yazar.

 

Dayanamayıp ben yazdım.

 

Yüzsüz gibi.

 

Seni ilgilendirmez.

 

Siz: O sarışın kız kim ki?

 

Evet bilerek sonuna "ki" ekini koymuştumki hesap sorduğumu anlamsın bence ki eki soruya masumluk anlamı katmıştı.

 

Yaklaşık 2 dakika geçtikten sonra cevap verdi.

 

Hep geç yaziyordu

 

Zaten bundan önce de biz WhatsApptan konuşurken hep o geç yazardı ben neden geç yaziyosun diyince de işlerim var meşgulum falan diyordu.

 

Hiç bana umut vermemiş.

 

Sen beni o zaman da sevmemişsin ben hep kafamda kurmuşum.

 

Manyak gibi.

 

Hazar ERMANLI: Neden bu kadar merak ediyorsun Kİ?

 

"Kİ " ekini büyük yazmıştı gönderme yapıyordu.

 

Gülümsedim.

 

Hatta manyak gibi sırıtıyordum telefona bakarken.

 

Hayır bir dakika heme erimek yok.

 

Siz : Etmeyeyim mi?

 

Sohbeteydi ve bu beni aşırı mutlu ediyordu.

 

Utanmasam kahkaha atıcaktım.

 

Hazar ERMANLI: Etme.

 

Yutkundum.

 

Gülüşüm soldu hep böyle oluyordu zaten önce gülmeme sebep olup daha sonra o gülüşü çalıyordu.

 

Daha fazla içimde tutamadım. Yazmaya karar verdim.

 

Siz: Bak Neden böyle yapıyosun anlamıyorum kötü bir şey mi yaptım ki bana böyle davranıyorsun. Eskiden böyle degildin gerçekten yoruldum ve seni anlamıyorum.

 

Bekledim tırnaklarımı yiyerek.

 

Elim titriyordu.

 

Başım ağrıyordu.

 

Bir ara hastaneye gitsem fena olmazdı.

 

Uzun zamandır gitmiyordum zaten.

 

1 dakika sonra gördü.

 

Hazar ERMANLI: Anlamanı bekemiyorum.

 

Siz: Anlatsan anlarım belki.

 

Hazar ERMANLI: Sera.

 

Siz:Efendim.

 

Hazar ERMANLI: Numaramı sil.

 

Siz: Tamam.

 

Bu kadardı.

 

Daha fazla yüzsüzlük etemyecektim. Aptal gibi sürekli peşinden koşmayacaktim.

 

Dengesiz.

 

Kendimden nefret ediyorum.

 

Gözyaşlarımin akmaması için kendimi zor tutuyordum.

 

Sinirenmiştim.

 

Başım şuan çok daha fena ağrıyordu

 

Alena mesaj atmisti bu gece arkadaşlarında kalcağına dair.

 

Lisedeki yaşadığım hayal kırıklıklarıdan sonra asla birdaha birini sevmem, sevsem bile asla güvenmem diyordum.

 

Asla Asla demiştim.

 

Asla Asla.

 

Şuan anlıyorum asla asla dememem gerekiyordu.

 

Hazar çok yakışıklıydı zaten bana bakması mucize olurdu.

 

Boşu boşuna kendi kendime kurmuştum işte.

 

Aptal gibi yok beni seviyor yok şöyle yok böyle

Offff

 

Başım dönüyordu.

 

Şuan özgüvenim eksilerdeydi.

 

Zaten hayatım boyunca hep içime kapanık biri olmuştum.

 

Uyumak istiyordum.

 

Annemi görmek istiyordum.

 

Emreyle konuşmak istiyordum.

 

Ama bir yandan da istemiyordum.

 

Bir süre sonra hasta olduğumu farkettim bir bu eksikti zaten.

 

Kafamı dağıtmam gerekiyordu.

 

Evde Abur cubur bitmişti bende sipariş verdim. Mutfak dolaplarını temizledim kıyafetleri Çamaşir makinasına attım salonu süpürdum banyoyu temizledim.

 

Hep derim temizlik eşittir terapi.

 

Ben temizlik yaparken Bu sırada abur cuburlar gelmişti.

 

Mutfağa girip yerleştirdim iki poşeti.

 

Kendime birseyler hazirlayip bilgisayar başına geçtim.

 

Bilgisayardan uçurtma avcısını izleyecektim.

 

Kitabını okumuştum ama filmini hiç izlememiştim.

 

İzledikten sonra yarım saat ağladığımı hatırlıyorum daha sonra da koltukta uyumuştum.

 

Mutlu son.

 

Gece 2' de bir daha uyandığımı hatırlıyorum yediğim şeylerden ağzım kurumuştu su içmem gerekiyordu.

 

Suyu içtikten sonra koltuğa oturacağım sıra pencereden Hazar'in evini önündeki 11 siyah araba dikkatimi çekti.

 

Bu arabalari daha önce hiç görmedigime eminim.

 

1 veya 2 araba olsa herneyse ama 11 araba ne alaka acaba birşey mi olmuştu ya da oluyordu.

 

Biraz daha izlemeye başladım. Rüzgar ve gök gürültüsunu duyuyordum ama yağmura dair en ufak bir şey yoktu.

 

Hazar'in dairesine baktım. Salon diye tahmin ettiğim yerin ışığı açıktı ve pencerenin önünde perde vardı birseyler görmem imkansızdı.

 

Bugün söyledikleri aklıma Gelince birdaha uyudum.

 

Uyumam biraz zor olmuştu ama ASMR dinleyince daha çabuk uyumuştum.

 

Umrumda değilsin Hazar ERMANLI

 

Yalan.

 

Ne halin varsa görebilirsin.

 

Yalan.

 

Seni sevmiyorum.

 

Bak bu en büyüğü.

 

Yarım saat sonra uyumuştum.

 

.................................................................................

🦢

 

Ve bittti!!!!!!!

 

Annem dışında herkese sövebilirsiniz.

 

Bir sonraki bölüm 3 ya da 4 gün sonra gelir.

 

Şuan bir önceki kurgum olan NEFHA üzerinde yoğunlaşıcam.

 

Yorumlarınızı okuyor olacağım fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%