@havinkaybar
|
Öncelikle lütfen okuyunnnn Bakın ben bu uygulamayı kullanmayı bilmiyorummmm Gerçekten bilmiyorum Bu sene Wattpat ile 7. Yıllımız olucak ama orda daha kolaydı ben bu kitappad şeyinden hiç bişey anlamıyorummmm. Helppp! Neyse sus Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın unutursanız da canınız sağolsun boşverin. İyi okumalar. :) 🕯️ Neden? Mesela bir kere bana baksa ne olurdu ki? Ama hayır o senaya, merveye, Aleynaya baksın. Kolumdaki saate baktım. Gece yarısını geçiyordu. Kolumun altında test kitabım. Üstünde ise başım vardı 2 saatir bu masanın üzerine ingilizce kelime ezberi yapıyordum. Beynim durmuştu artık. 10 dakikadır da onu düşünüyordum. Esneyerek kalktım belimi bir kaç kez çıtlatım. Kalkıp mutfağa dogru gittim bir kahve iyi gelebilirdi. Bir yandan da elimdeki telefonda Arafın Instagram hesabına bakıyordum her gece olduğu gibi. 350 bin takipcisi vardı. Ne zaman bu sayıyı görsem özgüvenim düşüyordu. Çünkü benim sadece 156 takipçim vardı. Tabi orijinal hesabımdan bakmıyordum. Fake hesaptan bakıyordum. Aslında o hiç farketmiyo ama Bir umut işte.. Profilindeki renkli halkayı görünce story atığını gördüm. Ve hemen bastım o renkli halkaya. Bir asansör pozuydu. Asansöre yaslanmış elinde siyah iPhone son model bir telefon tutuyordu. Ellerine baktım. Parmaklarındaki gümüş yüzüklere, ellerindeki siyah bilekliğe siyah dağınık saclarına, uzun boyuna O çok güzeldi Benim olmayacak kadar güzel. Postlarına baktım. Genlede aynadan çekiyordu. Gittiği yerleri, içtiği içecekleri, köpekleri, Arkadaslarını paylaşıyordu daha çok. Daha fazla bakmayıp telefonu cebime yerleştirdim. Mutfağa girip kendime sütlü bir kahve yaptıktan sonra odama doğru yürüdüm. Annem ve babam Akrabalarımızla yemeğe çıkmıştı geç geleceklerdi muhtelemelen. Kahvemden bir yudum aldım. Çalışma masamı toplayıp makyaj masama geçtim. Cilt bakımımı yaptıktan sonra üzerime pamuklu pijamalarımı geçirip yatağıma uzandım. Yarın tugayın doğum günüydü. Beyza muhtemelen gelme diyecekti çünkü biliyordu üzüleceğimi. Tugay ise beni davet edicekti adım gibi emindim. Peki ben gitse miydim? Bilmiyorum. Komidinin üzerindeki kitabımı açıp okumaya basladım. Güzel bir melodi duyuyorum. Nerden geliyor bu ses diye düsünürken alarm sesi olduğunu farkettim. Gözlerimi açtım etrafa baktım. Yan taraftaki kitaba, son olarak saate baktım. 6 buçuktu esneyerek uyandım. Banyo işlerini ve kıyafetlerimi giydikten sonra makyaj masama geçtim. Tabikide makyaj yapmayacaktım. Cilt bakımı yapıcaktım. Aynaya baktım. Yorgun ela gözler, kumral, kısa, küt kesim saçlar, burnumun üstündeki çiller. Aslında bakıyorum da hiçbir zaman kendimi çirkin özgüvensiz hissetmemistim ama o bana bakmadıkca kendimi dünayanın en çirkin kızıymışım gibi hissediyorum. Şeytan diyor Sarışın ol ve saçlarını uzat Aslaa! Yüzüme güneş kremini iyice yedirtikten sonra saclarımı gelisigüzel bir şekilde tarayıp açık bıraktım. Daha sonra aşağı indim. Annem babam uyuyor olmalıydılar ki ev sessizdi. Cantamı kabanımı ve Convers'lerimi alıp evden çıktım. 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra nihayet okula varabilmiştim. Gözüm hemen basketbol sahasına kaydı tabi Oyucam gözlerimi Ama yoktu hemen instagrama girdim. Belki story atmıstır diye ama atmamıştı. Bende bir banka oturup Beyzaya mesaj attım. Ben: Nerdesin? Besa: simit alıyorum bize 10 dakikaya ordayım. Salak ya bu kız yerim yerimm 10 dakika geçmişti ki Onun arbasını gördüm.Siyah bir BMW Ardından tugayın motosikleti geldi diğerleri yoktu galiba Araf okula geç baslamıstı çünkü ben 17 o ise 20 yasındaydı ve ehliyeti vardı. Tugay ise.. Banane tugaydan Demiştim ki Araf arbadan tugay ise motosikletinden inip kaskını çıkardı. Arafa baktım. Yine siyah giyinmişti kulağında beyaz Bluetooth kulaklık vardı. Tugayla yan yana benim olduğum tarafa doğru yürümeye başladılar bir an kalbim yerinden çıkıcak sandım. Tugay bana bakıp el salladı Araf ise kuzeninin kime el salladıgını görmek için benim olduğum tarafa baktı. Şuan ölmek istiyorum. Baktı baktı o 3 sanıye bana 3 yıl gibi geldi ben bu şoku atlatamazken hala bana doğru geliyorlardı. Allahım hazır değilim şuan olmaz lütfen derken Tugay " Günaydın Erna " dedi gerçekten de günüm aydı şuan önce Tugaya sonra yanındaki şahsa baktım tabi o telefonuyla ilgileniyordu "Günaydın tugay Beyza birazdan burda olur " dedim. Arafın olduğu tarafa bakarak o sırada Arafın telefonu çaldı " Efendim Sena" dedi. Yemin ederim sanki biri gögüs kafesimi parçlara ayırıyor sandım. Ama yine gıkım çıkmadı. Araf Sena aradıktan sonra yanımızdan ayrılmıştı tugay ise yanıma oturdu biseyler söylüyordu ama duymuyordum aklım fikrim kalbim gözlerim bir metre uzaklığında olan Şahsın üzerindeydi. Ayrıldılar sanıyordum. Doğrusu hep yan yanaydılar ama ben arkadaş kalabileceklerini düşünmüştüm. Yanılmışım. Telefon numaralarını bile silmediklerine göre yine barışmışlar galiba. Tugay bana bakıyordu. Baktı baktı gözlerimi takip etti. Galiba farketti ama umrumda olmadı. O an tek isteğim bir an önce yalnız kalabileceğim bir yer bulmaktı. Bende çantamı alıp hızlı adımlarla okula girdim. Lavaboya kendimi attığımda gözyaşlarım kendiliğinden akıyordu Yemin ederim ki ben değil kalbim ağlıyordu. Yemin ederim.. Bir süre sonra zilin sesini duydum. Yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım. Kapıda beyzayı görüne bir kaç saniye saşırdım. Daha sonra bana sarılınca ben daha sıkı sarıldım. Ayrıldık beni kolunun altına aldı. Beyza benden uzundu. Burnumu çekip" Nasıl anladın burda olduğumu" dedim yan yana yürürken " tugay söyledi seni bu geceki teras partisine davet etmiş. Sende bişey demeyip koşarak okula girmişsin" dedi saçlarımı bı öpücük kondururken bu sırada sınıfa girmiştik. En arkaya geçip oturduk ne o bişey söyledi ne ben Dayanamayıp" Hani ayrılmışlardı"dedim. Bişey söylemedi zaten o sırada ingilizce hocamız gelmişti. Bende kafamı sıraya koyup uyumaya calıştım. Bir zil sesi duyunca esneyerek uyandım Beyzaya baktım. Elindeki aynaya bakıp saçlarını düzeltiyordu. Tugay beyfendi için. Beyza basını kaldırıp bana baktı güldüm güldü. "Kantine inelim sonra da bahçeye çıkarız zaten basketbol maçı var tugaylar oynuyor." Dedi mutlulukla başımı salladım. " Olur" dedim beraber kantine indik ben bir kahve aldım. Beyza ise sıcak çikolata almıştı. Basketbol sahasına giderken gerildim ama heyecan yoktu Araf bey sağolsun bırakmadı. Basketbol sahasına yaklaşırken Sena ve nazlıyı gördüm Arafın yanında Sena sarı saclarını eliyle arkaya doğru savurup bir şeyler anlatıp gülümsüyordu Araf, nazlı, milas ve tugay da onu dinliyorlardı. Beyza El salllayıp "Tugay" diye bağırınca hemen başımı önüme eğdim hepsi bu tafrafa bakıyordu hissediyordum. Tugay gülerek "gelsenize buraya" dedi. Beyza bana bakıp onay istedi basımla sorun yok dedim. Ve kol kola onların yanına doğru gittik. Beyza "Merhaba" dedi coşkulu bir sesle ben ise utançtan başımı kaldıramıyordum normalde böyle değildi ama konu o olunca herşey degişiyordu Hersey.. Sena cadısı hemen " Ay merhaba canım ne kadar da yakısıyosunuz Tugayla " dedi gülerek. Tugay beyzayı yanına çekip dudaklarına bir öpücük bırakırken Basımı çevirdim. Ve o an Arafın da bana baktığını hissetim. Bir kaç saniye bakıstık sonra hemen gözlerimi kaçırdım. O nasıl bir bakıstır öyle Heyecandan ölücem galiba Beyza nihayet tugaydan ayrılıp beni gösterdi "En yakın arkadaşım Erna" dedi Sena memnuniyetsiz bir bakısla bana baktı Milas gülümseyip elini uzattı "Milas bende memnun oldum " dedi. Ben aslında hepinizi tanıyorum Diyemedim. Arafa baktığımda ise bana bakıyordu Ne düsündüğünü yüzünden anlayamıyordum fazla hissizdi. Ne elini uzattı ne merhaba dedi. Bende bişey demedim. Gözlerimi kaçırdım Ama o ısrarla bana bakmaya devam ediyordu öyle ki Sena bile farkedip bana bir kaç saniye baktı. Ama ben onlara bakmadım tabiki. Beyza ve Tugayla konuşmaya çalışıyordum ama aklım senanın elinin altındaki kolun Arafa ait olmasıydı. Bakmıyordum ama hissediyordum. Sena bidaha bana bakıp kısık sesle "Ne oluyor" dedi Arafa Araf ise omuz silkip "Kısık sesle konuşmana gerek yok muhtemelen şuan bizi duyuyor ve farkında" Dedi. Ben şok olmuş bir şekilde Arafın oldugu tarafa baktım. O zaten bana bakıyordu. Benim ona baktığımı farkedince Dudağının bir köşesi yukarı kıvrıldı. Sena bir bana bir arafa bakıyordu. Aklıma aslında 8 yıl boyunca beni bir kere olsun bile görmeyisi geldi kafamı çevirdim ve gerçekten Beyza ve Tugayı dinledim. Tugay bana bakıp" Geliyosun Erna " dedi kaşlarını çatarak "hıhım evet gelirim" dedim sonra ayaklandım. "Benim bir isim var daha sonra uğrarım" dedim. Çünkü hala bana bakıyordu ve bu bakışlar hiç iyi niyet bakışı gibi değildi ellerim terlemisti, gerilmistim. Hızla arkamı döndüm ve hızlı hızlı yürümeye başladım Beyza biseyler dedi ama duymadım. Birinin daha kalktığını hissetim. Göz ucuyla arkama baktım Kalkan Araftı. Aman allahım Tamam artık gerçekten korkmaya basladım. Okula gidim. Hala peşimde elleri cebinde gayet rahat ama bir o kadar da tehliklei bir şekilde yürüyordu. O an ne yapsam nereye gitsem diye düşünürken bodurm katına inmeye başladım beni daha kolay bir şekilde öldürsün diye hıhı aynen Herhalde gelmedi diye düsünürken arkama bi daha baktım ve onun göğüs kafesiyle bakışmam bir oldu. Baktı o karanlık bodrum katında bana sadece baktı. O an dilim tutuldu sanki verebileceğim bir sürü cevap vardı ne yapıyorsun, git burdan, beni mi takip ediyorsun? Ama sustum göğüs kafesim yerinden çıkmak üzereydi ve ben sustum. Baktı baktı baktı zaten kısa olan saçlarımın bir tutamını eline alıp kulağımın arkasına götürdü eli hafifçe yanağıma temas etti tüylerim ürperdi. Dilim damağım kurumuş bir şekilde başımı kaldırmış gözlerine bakarken kulağıma yaklaşıp " Çok fazla belli ediyosun" diye fısıldadı Amber. Amber kokusu çok güzeldi. Daha sonra uzaklasıp gitti Beni soru işaretleriyle o soğuk rutubetli karanlık bodrum katında bırakıp gitti. Zaten hep gidiyorlar. 🕯️ Ve bitti! Az önce bölüm yayınladığımı düşünüyordum. Ta ki biri 2. Bölümü neden sildin diyene kadar. Diyorum ki bilmiyorummmm Bu ne biçim bir uygulama ya Neyse boşverin Aslında bilen birileri bana birkaç öneri ve ipucu yazabilir özelden Şimdiden teşekkür ediyorummmmm. See you
|
0% |