Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. BÖLÜM

@havinkaybar

Herkese merhaba!!

Veee

İyi okumalar

:)

🕯️

"Öyle işte hediyesini verdim. Çok beğendi tüm gece boyunca sarmaş dolaştık. Erna çok güzeldi keşke sen de gelseydin." Beyzanın konuşmasıyla kahvemden bir yudum aldım. Acı.

Acı.

"Dediğim gibi sınavlara az kaldı zaten kelime ezberi falan yapıyorum gün boyu" Aslında yalandı.

O benimle bodrum katında konuştuktan 10 dakika sonra kendime gelebilmiştim.

Sonra da lavaboya koşmuştum. Zil çaldıktan sonra da sınıfa girdim. Beyza sınıftaki kızlardan Melisa ve sılanın yanında oturuyordu bir kaç saniye bakıştık sonra da başımı sıraya koyup uyumuştum.

O günün akşamı ise Tugayın doğum günüydü ve ders çalışıyordum falan bahaneydi. Tüm gece ayakta kalmıştım.

Okuldaki kızların ve beyzanın storylerini sürekli kontrol ediyordum.

Belki O' nu bir kızla görür soğurum ve bu azap biter diye.

Ya da onu bir kızla ciddi görürüm- Sena ciddi değil takılıyorlar- ve ilişkisi olduğunu kabulenip peşini birkacağimi düşünüyordum.

Zavallı gibi.

Pardon!

Manyak bir takıntılı gibi.

Beyza sormadı neden gelmedin diye ya da tugay ya da bir başkası.

Cumartesi, pazar kelime ezberi yapmıştım.

İki gün boyunca ders çalıştım.

Kafamı dağıtmak için.

Yarın da okul vardı ve ben onu görmek istemiyordum.

O bakış.

O dokunuş.

O sözler.

O peşinden gelmeler falan.

Kafayı yedim tüm gün.

Şuan ise pazar akşamıydı ve beyzayla konuşuyorduk Beyzaya Arafı sormak istemiyordum çünkü kendimi biraz satılmış hissediyordum. Ayrıca..

Neyse boşver.

Bilmiyorum.

Bazen fazla alıngan olabiliyorum.

"Anlıyorum canım neyse benim uykum var iyi geceler" diye mırıldandı esneyerek "sanada" soğumuş kahveden bir yudum daha aldım.

Neden bu kadar acı?

​​​​​Sabbahatin Ali'nin kürk mantolu maddona kitabını elime alıp okumaya başladım.

🕯️

Yatakta oturur pozisyonda iken saate baktım. 6 buçuktu.

Kalkıp banyoya yöneldim. Zaten dün gece cilt bakımı yapmamıştım.

Canım onu bile istemiyordu.

Yüzümü yıkadım isteksizce.

Koyu renklerdeki formamı, siyah eşofmanımı giydim.

kulaklığımı ve montumu alıp evden çıktım.

Sonbahar ortalarındaydık ve yağmur yağıyordu hava da kapalıydı.

Gülümsedim.

Yağmuru seviyordum.

Yağmuru kim sevmez ki zaten.

Biraz yürüdükten sonra komşumuz olan ve benimle yaşıt ama farklı okularda olduğumuz Eylülü gördüm.

O da kapıdan çıkıyordu yağmuru sevmiyor olmalıydı bu mesafeden bile yağmura sövdügü belli oluyordu. Tebessüm ettim.

Yağmurdan kim neden nefret eder ki?

Eylül beni görünce gülümseyip el salladı ve yanıma doğru yürümeye başladı.

Yanımda gelince sarıldık.

Çocukluğumdan itibaren komşuyduk.

Küçükken her gün bereber oyunlar oynardık ama okullar açılınca ikimizde farklı okullara gitmiştik.

Şimdi düşünüyorum da ailelerimiz yakın arkadaş olduklarımızı da biliyorlardı neden küçüken aynı okula gitmemiştik ki?

Hatta aynı sınıf aynı sıra.

İlginç.

"Günaydın" dedi samimi bir şekilde "Günaydın" yan yana yürümeye başlamıştık.

"Hayat nası gidiyor Erna" düşündüm.

"Gitmiyor galiba" dedim gülerek.

Gülerek!

Gülerek!!!!!

GÜLEREKK!!!!

​​​​​​"Kimin gidyor ki Erna " dedi mırıldanarak yere bakarken.

Yağmur hafif hafif atıştırıyordu.

Sorun değil.

Yine güldüm.

Bugün ne çok gülüyorum böyle hayırlısı

Kesin bugün yarın ağlayacağım.

Hadi bakalım.

Annem babam eve 2 gündür gelmiyordu. En son akrabalarla yemeğe çıkacaklarını söylemişlerdi arıyorum annem hep şuan meşgulüm, işim var gibi bahaneler üretiyordu.

Önce bunu Eylüle anlatmayı düşündüm.

Yere bakıyordu.

Kumral saçları, çerçeveli kırmızı gözlüğü, bej rengindeki botları, pembe montu mavi maskara..

Eylülün tarzı hep tuhaftı çocukken de şuan da

Ve anlatmamaya karar verdim.

Gerek yok.

Belki Beyzaya.

Yada hayır ona da anlatmak istemiyorum.

🕯️

"Hadi seninle saklambaç oynayalım. Yüreğime saklanırsan eğer, seni bulmak zor olmaz. Ancak kendi kabuğunun ardına gizlenirsen, seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz"

Kendi kabuğunun ardına gizlenirsen, seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz.

"Evet bu da Halil Cibranın Ermiş kitabından çok sevdiğim bir alıntı zile 2 dakika var serbestsiniz ayrıca bir sonraki ders karşı okul ile basketbol maçı var bahçeye çıkabilirsiniz. Ders işlenmeyecek." Edebiyat hocası olan Nurdan hocaya baktım. Bu kadın sürekli anlamlı cümleler kuruyordu ve aklıma onu getiriyordu.

Ayrıca ne demişti o basketbol maçı mı?

Yan tarafıma baktım.

Beyza hala yoktu. Çantamdan telefonumu çıkarıp sıranın altından mesaj attım.

Siz: gelmiyo musun?

Çift tik oldu.

Ama mavi olmadı büyük ihtimalle yine geç kalmıştı.

Ama şuana kadar çoktan gelmiş olması gerekiyordu.

Zil çalınca sınıftan çıkıp çıkmamak arasında kararsız kaldım. Beyzayı bulmam lazımdı.

Ama Arafı görmek istemiyordum.

Saçma biliyorum ama ona kırgındım.

Aslında ben ona kırgın değil paramparçayım.

Bir anda gelip dengelerimi altüst etmesi.

Sarışınlardan hoşlanması.

Beni sevmemesi.

Bana bakmaması.

Her hareketine kırgınım.

Biliyorum ama umrunda bile değilim.

O bodrum katındaki sözünü o kadar düşündüm ki akşam rüyama girdi.

Fazla belli ediyorsun

Neyi belli ediyorum. Mesela seni sevdiğimi mi, 8 yıldır senden hoslandiğimi mi, her gece seni stalkladığımı mı?

Ya da sana olan kırgınlığımı mı?

Boşversene.

Aşağı inip Beyzanın gelip gelmediğini kontrol edecektim.

Belki de yanlış bir karardı.

Aşağı inince beyzayı hiçbiryerde bulamadım

Kantinde, kütüphanede, spor salonunda, lavabolarda yoktu.

Aslında tugayın sınıfına da bakabilirdim orda olabilirdi sonuçta sevgilisiydi ve ilk iki dersi ekip Tugayla beraber olabilirdi.

Ama tugay ve Araf aynı sınıftalardı ve bu demek oluyor ki o sınıfa giremem.

Bende sınıfa çıktım.

Sınıfta bir kız kitap okuyordu sadece.

İsmi sılaydı sanırım.

Sessizdi fazlasıyla

Benden bile sessizdi.

Diğerleri de büyük ihtimale basketbol maçını izlemek için bahçeye çıkmışlardı.

Ben mi? tabikide o maçı izlemeyecektim.

Banane ki!!

Kulaklığımı takıp başımı sıraya koydum.

5 dakika geçip geçmedi belki.

Biri kualklığımı çıkardı. Beyza

Başimi kaldirıp Beyzaya bakmayı düşünüyordum.

Beyza değil Arafin görünce dondum.

Rüya falan görüyorum sandım başta.

Sıramin yanında ayakta dikiliyordu.

Bakıştık.

Ne o birşey dedi ne de ben

Elindeki kulaklığımı kulağına taktı. Hala bana bakıyordu. Sanki böyle bir müzik zevkimin olması onu şaşırtmamış gibi bir yüz ifadesi vardı.

Kulaklığı çıkarırken yüzünü buruşturmuştu.

Baktım sadece.

O da bana boş gözlerle bakıyordu.

Elini siyah dağınık saçlarından geçirip daha da dagitti "Aşağıda maç var ve sen burda müzik mi dinliyosun." Bir aptala bir şey anlatıyormuş gibi çıkmıştı sesi.

Ses tonu çok güzeldi.

Kokusu da öyle.

Herşeyi çok güzeldi.

Herşeyi..

Boğazımı temizleyip " Canım izlemek istemiyor" dedim omuz silkerek

Aklıma gelenle " Beyza Tugayla mi birlikte" başımı kaldırmış bir halde gözlerine bakarken.

Baktı baktı baktı.

Hayır bak sen böyle bakarsan ben benden hoşlandığını falan sanarim.

Bu imaknsız.

Yapma.

Öyle bir şey olmayacağını ikimizde biliyoruz

Lütfen

"Evet Tugayla birlikte" hala bakıyordu gözünü bile kırpmadan.

Yüzümü incelediğini fakettim.

Çillerimin olduğu yerlere daha çok baktı saçlarıma, burnuma, alnıma, boynumdaki kuğulu kolyeye.

Şuan büyük bir utanç yaşıyorum.

Hala inceliyo. Sabır.

Evet adımı utançtanböldü diye tarihe yazabiliriz.

Kendimi toparlayıp" Sen neden geldin" evet bu sorunun cevabı çok önemliydi.

"Sıla gidelim mi" arkama bakarak konuşması üzerine şok olmus gibi sılaya baktım.

Çantasına kitabını yerleslştiriyordu.

Araf bana cevap vermeden cevap vererek sılanın sırasına doğru gitti.

Ben de benim için geldin sanmıştım.

Yanılmışım.

Sen bunu nerden bileceksin ki?

Sıla çantasını toplayıp "Senin oynadığını unutmuşum" dedi utanmış gibi.

Arafın dudağının bir köşesi kıvrıldı" Farkettim" daha sonra sıla önden Araf arkadan çıktılar.

İkiside bir kere olsun benim olduğum tarafa bakmadı.

Sıla ve Araf.

Şaka herhalde.

Allahım sıla sarışın bile değil ki!!

Yoksa kuzeni falan mı.

Ya da kız kardeşi.

Aynen erna.​​​

Bir kaç saniye tahtayla bakıştık.

Beyza gelmişti. Ve beni görmeden tugayın yanına gitmişti.

Tamam çok normal.

Telefonumu açıp baktım. Beyzaya attığım mesaj mavi tik olmuştu yani görmüş ama cevap vermemişti.

Bu kadar meşgul olduğunu bilmiyordum Beyza

Meraktan çatlayacağımı bildiğim için sınıftan çıkıp basketbol sahasina bakan bir sınıfa girdim. Tahmin ettiğim gibi bir kaç tane 9. Sınıf çocuk akilli tahtadan oyun oynuyorlardı. Bana bir bakış atıp oyunlarına döndüler.

Cama yaklaşıp aşağı baktım. Biraz aradıktan sonra hepsini gördüm.

Bir ağacın altında oturmuşlardı. Milas, Alper, tugay, Beyza ,sıla, nazlı, Sena yeşiliklerde oturmuş kahve içiyorlardı.

Biri hariç.

Araf.

O sigara içiyordu. Etrafa baktım hocalar nasıl görmüyordu yasak degil mi?

Tugay ve Beyza yanyana sarılmış bir şekilde ortamı dinliyorlardı Milas bişeyler anlatıyordu daha sonra hepsi birden gülmeye başladı.

Hepsi gülünce ben hemen Arafa baktım tebessüm etmişti sadece ve o da sılaya bakıyordu.

Ben ona o sılaya.

Dondum.

Elim ayağım birdenbire buz kesti.

Tüylerim ürperdi.

Çünkü bu bakışlar ne bir kuzene ne bir arkadaşa ne kız kardeşe yapılan bakışlardandı.

Bu bakışı tanıyordum.

Ben arafa nasıl bakıyorsam Araf da sılaya öyle bakıyordu.

Kafamda hemen sılayı düşündüm. Daha önce bir kaç kere kitaplar hakkında konuşmuştuk fazla samimi degildik ama kötü bir insan olduğunu düşünmüyordum.

Daha önce hiç sılayı o grupla görmemiştim.

Sanki hepsi çok yakındı da ben dışlanmışım gibi hissetim.

Arafın senayla çıktığını düşünüyordum.

Yine mi yanılmıştım.

Bu hikayedeki esas kız sıla mıydı?

Peki ben..

Ben neyim bu hikayede.

Bir kaç dakika sonra amigo kızların gösterisi bitti ve basketbol maçındaki oyuncular kıyafetlerini değiştirmek üzere soyunma odalarına girdiler.

10 dakika sonra da maç için ısınma hareketleri başlamıştı. Arafı gördüm.

Hep onu görüyordum zaten.

Sıla ve Beyza bir şey konuşuyorlardı.

Tugay beyzanın yanından ayrılmıştı.

O da oynuyordu.

Senanin Arafa baktığını farkettim daha sonra sılaya baktı baktı sanki o da benim gibi düşünüyordu.

Sena.

Sılaya baktım kumral uzun saçları kahverengi gölzeri, gri oversize hırkası, siyah eşofmanı..

Beyza bişeyler anlatıyor o da tebessüm ediyordu.

Arafa baktım. Baktım. Baktım.

Daha fazla bakamayacaktım.

Yeter.

Daha ben hariç kaç kızı böyle sevecekti.

Ben onun ilgisizliğinde boğulurken?

Hiç mi görmez ya bir insan bir insanı.

Hiç mi?

Ona verdiğim sevgiyi bir duvara verseydin duvar şimdi çiçek açmıştı.

Yemin ederim ya.

Arkamı dönüp sınıfıma girdim çantamı toplayıp eve gidicektim.

Yalnız kalmam gerekiyordu.

Çantamı toplayıp okuldan çıktım maç başlamış olmalıydı ki tezahüratlar başlamıştı okuldan çıkıp yürümeye başladım.

Bu sırada annemi arıyordum. Konuşmam gerkeiyordu. Kendimi çok kötü hissediyordum.

Ne zaman geliceklerdi ki.

Çaldı çaldı çaldı annem cevap vermedi.

Babamı aradım bu sefer.

Babamin meşgul çalıyordu.

Durdum. WhatsApp ' a girdim. Belki Beyza mesajıma cevap vermiştir diye

Yoktu hiç bişey yazmamişti ve çevirimiçiydi.

Bekledim belki bana yazicak diye

Yağmur yagiyordu bekledim

Bekledim.

Yazmadı.

Zaten hep ilk mesajı ben Beyzaya atarım.

Her zaman ilk ben ararım.

Benim ondan başka arkadaşım yok ama onun çok arkadaşı var.

Umarım regl olurum ve boşu boşuna triplere girdiğimi düşünürüm.

Beyzayı seviyorum.

Peki ya o?

O da beni sever bazen

Kapuşonumu takıp eve doğru yürümeye başladım.

Evet 

Erna aksoy bugünde yalnız yaşasın yalnızlık.

🕯️

Ve bitti!!

Yorumlarınızı alabilirmiyimmmmm

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%