@havinkaybar
|
İyi okumalar. :) 🕯️ Sabah ezanının sesini duyunca irkildim. Ne zamandır bu kanepede oturuyordum bilmiyorum ama belim tutulmuştu. Sehpadaki kahve bardağına baktım buz gibi olmuştu. Camı kapatıp odama çıktım. Soğuktan Donuyordum. Telefonumu elime alıp anneme son attığım mesaja baktım. Kendimi kötü hissetigimi ve ne zaman geleceklerini söylemiştim. Annem görmüş ama cevap vermemişti. Zaten hep böylesin anne. Sende baba. Kendinizi düşünüyorsunuz sadece. Her neyse. Alışmıştım. Araf Asil. 8 yılımın katili Beyza 12 yıllık dostum. Sıla En zoru. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Beyza mesajımıı görmüş ama cevap vermemişti. Araf sılayı seviyordu. Acaba sılanın bundan haberi var mıydı? Bence yoktu çünkü Sıla Arafın ona baktığı gibi Arafa bakmıyordu. Araf ve Sıla. Erna ve Araf. Sıla ve Erna. Beyza ve Sıla. Bir Aşk üçgeni yaşamadığımız kalmıştı. Dün eve geldikten sonra duş alıp yatağa geçmiştim. Yaklaşık 4 saat uyuduktan sonra telefonu elime aldım. Instagram'da beyzanın story atığını gördüm. Hemen bastım. İki resim vardı. Birinde bahçede hepsi otururken çekmişlerdi altına da "Ekiple" diye yazmıştı. Diğerinde ise maçı kazanmış olmalıydılar ki kutlamak için bir bara gitmişlerdi. Bu barı biliyordum İstanbul'un en iyi barlarından biri olduğu kesindi Arafın storylerinde hep görüyordum. Zırh. Araf Asil tüm maçları kazanır zaten. Keşke ben de seni kazansam. Keşke beni kaybetmesen. Fazla belli ediyorsun. Şuan da cam kenarında oturmuş şarkı dinliyordum. Saat 4' e geliyordu. 2 saat sonra hazırlanıp okula gitmem gerekiyordu. Ama bilin bakalım kim okula gitmek istemiyor. Araf o şu bu değil de Beyzaya çok kırgındım. Neden bilmiyordum. Belki de biliyordum. Yaklaşık iki saati doldurduktan sonra hazırlanıp evden çıkmıştım. Bir yandan da annemi arıyordum. Telefondan bir anda' yurt dışına arama yapıyorsunuz' sesini duyunca şok geçirdim annemin yurtdışında ne işi vardı ben akraba ziyaretine gitti diye biliyordum. Bana yalan mı söylemişlerdi. Bu aralar neden bişeyler hep ters gitmek zorunda. Okula vardığımda Beyza yine yoktu. Ben de yerime geçip kitap okuyordum. Bir süre sonra ders başladı. İlk Ders bittikten sonra ise kapı çaldı ve ilk derse geç kalanlar içeri girmeye başladı. Beyzayı aradı gözlerim. Gördü de. Bu tarafa gelmesini bekledim. Ama Beyza beni saşırtarak sıla ve melisanın olduğu tarafa doğru gitti. Gülüşüp birşeyler konuşuyorlardı. Ben ağzıma açık bir şekilde Beyzaya bakıyordum Beyza Melisayayla konuşuyordu sıla da sessizce ikisini dinliyordu. Beyzanına yanıma gelemesini bekledim ama o bana selam bile vermeden o sıraya çantasını koyarak oturdu. Başımı sıraya koyup uyumaya çalıştım. 3. Ders zili çaldığında beyza ile gözgöze gelmeye çalışıyordum ama sanki bilerek gözgöze gelmiyordu. Yanlarına gitmeye karar verdim ben yanlarına gidince üçünün de bakışları bana döndü. Beyzaya "Biraz konuşabilirmiyiz" diye sordum. Ellerini kızıl saçlarından çekerken" Burda da konuşabilirsin" Derin bir nefes alıp "Günaydın Beyza"önce afaladı sanki bunu dememi beklemiyordu daha sonra toparladı kendini. Basını salladı melisa da aynı şekilde başını salladı sıla gülümseyerek "Günaydın Erna" dedi. İşte buna saşırdım. Sıla bana çok iyi davranıyordu. "Beyza neden böyle yapıyorsun dün yazdım sana ama görüldü atmışsın bir şey mi oldu" Önce bana baktı sanki bir düşmanına bakar gibi. Daha sonra derin bir nefes alıp"İstediğim zaman yazarım seni ilgilendirmez sürekli peşimde dolanmayı bırak" Kulakalrımı için bir ara hastaneye gitsem iyi olucaktı. Zira herşeyi yanlış duyuyorlardı. "Beyza sen iyi misin?" Bu sırada bir kaç kişi sınıfa girmişti ve herkes bize bakıyordu. Bana doğru dönüp "Bak ben arkadaşlığımız düşündüm ve yanlış olduğunu farkettim." 12 yıl sonra mı yanlış olduğunu farkettin. Keşke sağır olsaydım da bunları duymasaydım. "Tamam" deyip yerime geçtim. Sınıfa girenlerin Araf, Tugay ve Milas olduğunu farkettim. Araf sılaya baktı önce, tugay da Beyzaya baktı. Araf sılaya baktıktan sonra benim olduğum tarafa baktı hissedebiliyordum. Bu ilk defa içimi kıpır kıpır etmedi. Aklım o an bamabaşka şeylerle doluydu. Beyzayla yaşadığımız herşey gözümün önünden bir bir geçiyordu. Daha sonra ders başladı ve bende kendimi derse verdim. Zordu. İçinde kıyametler koparken dışarıya birşey belli etmemek ne kadar da zordu. Arayabilecegim bir annem babam bile yoktu. Öğlen arasına kadar o sıradan hiç kalkamadım öğlen arasında herkes dışarı çıkmıştı ben de başımı sıraya koymuş bir şekilde düşüncelere dalmıştım. Bir süre sonra sınıfa biri girdi. Basımı kaldırıp gelenin kim olduğuna baktım. Sıla. Elinde iki kahve tutuyordu. Önce bana Gülümsedi daha sonra yanıma doğru geldi. Yanıma oturmak için izin istedi. Başımla onayladım. "Sana kahve getirdim bir kaç kitap hakkında sorularım var" Gülümsedim sıla gerçekten çok tatlıydı. Kahveyi aldım elinden. "Sağol " Bir kaç kitaptan bahsetti ben de fikir verdim. Sürekli sılaya bakmak istiyordum. Araf ondan hoşlanıyor diye. Kumral uzun saçları, ela gölzeri, beyaz teni, onun da çilleri vardı. Bir süre sonra konuşma o kadar samimileşmişti ki Arafı bile unutmuştum. Sıla boğazını temizleyip "Beyzayla ne zamandır tanışıyorsunuz" Bakışlarımı kahve bardağına eğdim"12 yıl olucak" Şaşırdı"Çocukluk arkadaşısınız yani" "Öyle de denebilir" "Bak Erna seni çok fazla tanımıyorum Ama 4 yıldır aynı sınıftayız ve Beyzayla sürekli tartıştığınıza şahit oluyorum." Bakışlarımı sılaya çevirdim. Beyzayla anılarımız canlandı kafamda. Sürekli ben arardım ya da mesaj atardım. Barlara ya da partilere gidince de beni çağırmazdi başka arkadaşlarıyla giderdi mesela. Şuan Tugayla sevgiliydi ama Tugayı sevmediğini biliyordum. Ben ise ona sadece bahaneydim. Derin bir nefes aldım"Olabilir" Sıla elini omzuma koydu sanki takma kafana geçer der gibiydi. Sıla neden bana iyi davranıyor? Acaba Arafla sevgililer mi? İyide Araf sarışınlardan hoşlanıyor ve sıla kumral benim gibi. Cesaretimi toplayıp gülerek "Siz galiba Arafla birliktesiniz" İlk bir kaç saniye boş boş baktı daha sonra gülümsedi buruk bir gülümsemeydi. "Aslında Arafa söyle belki cevabı sana o verir" Hayır yani cevabı hemen söylese olmazdı değil mi illaki zorlayacakti. Ayrıca Araf bana günahını bile vermezdi benden nefret ediyordu biliyordum. Sılayı daha fazla zorlamadım. "Anladım"diye mırıldandım. "Şuan ne okuyorsun" Ne okuyordum. Güzel soru. "Bilinmeyen bir kadının mektubu" Sılanın gözlerinin parladığına şahit oldum. Çocuk gibiydi. Sevimli. "Ben o kitabın sonunda hıçkıra hıçkıra ağladım desem inanır mısın?" Gümümsedim bu dediğine çünkü ben de üzülmüştüm. "İnanırım tabi ben iki gün kendime gelemedim" O da güldü. Kahvemden bir yudum aldığım sırada kapı açıldı Araf içeri girdi. Sevgilsi için gelmişti. Kalbim yine hızlanmaya basladı. Kömür karası gözleri bir bana bir de yanımdaki sılaya kaydı. Sılayla aralarında tuhaf bir bakışma geçti. Daha sonra ikiside bana bakmaya başladı. Neden böyle bakıyorlar ki? Gerildim. Üzerinde Siyah boğazlı bir kazak, altına siyha kot pantolon giymişti, saçları ise beni benden alıyordu zaten. Saçları hep dağınıktı. En sevdiğim şekilde. Araf bize doğru geldi bana bir bakış atıp sılaya döndü. Başımı önüme eğdim. Bakmayacaktım. Konuşmadılar sanki bakışlarıyla anlaşıyorlardı. Kafamı eğdiğim için göremedim zaten. Araf bir süre sonra dışarı çıktı çıkamadan önce de bana bir bakış atmıştı. Sılaya baktım o zaten bana bakıyordu. "Çıkışta bize gelsene beraber birşeyler yapariz" Ne? Ben Sıla Araf yok artık. "Sıla bilmem ki bu doğru olmaz bence hem Beyza da orda olucak size rahatsızlık vermeyeyim" Sıla gülümseyip" Saçmalama istersen ne rahatsızlığı ayrıca Beyza gelmeyecek ben Araf ve sen olacaksın. Zaten ben ve Araf aynı evde kalıyoruz asla sorun olmaz." Yutkunamadım. Aynı evde kalıyorlarmış. Bu kadar yakınsınız demek. Sevgilermiş. Yine kaybettin Erna Aksoy. Peki öyleyse neden hiç yanyana görmüyordum. Belki de yeni sevgili olmuşlardır. Kolumun biri tarafından dürtülmesiyle kafamın içinden çıktım. "Geliyosun itiraz istemiyorum Arafı sorun ediyorsan o da senin gelmeni istiyor." İkinci bir yutkunamayış. Sıla sanki beni bugün öldürmeye yemin etmiş gibi sözler söylüyordu. Ayrıca Araf ve benim gelememi istemesi imkansız. Bakışlarımı kaçırdım "Sanmıyorum bana beni öldürmek istiyormuş gibi bakıyor." "Hayır aslında öyle biri değil" bir kaç saniye durduktan sonra gülümseyip devam etti"Sadece biraz tuhaf" Tebessüm ettim. Tuhaf. Sıla sanki bir arkadaşından bahsediyormuş gibi konuşuyordu. Keşke. 🦢 İçimi bir heyecan kaplamıştı çünkü birazdan okulun bittiğini haber veren zil sesi duyulucaktı ve ben kararımı çoktan vermiştim sılayla gidicektim. Hem zaten en fazla ne olur ki? Biliyorum sılayla daha bugün samimileştik ama sanki yıllardır tanıyomuşum gibi geliyordu. Belki de kendimi kandiriyordum. Araf daha yakın olmak için gidiyordum. 8 yıl boyunca hep uzaktan izlemiştim onu. Kimseye söylememiştim. İçimde tutmuştum Utanıyordum çünkü. Duvardaki saate baktım yarım saatir iki dakika kalmıştı yada bana öyle geliyordu. İngilizce dersi anlatan Tuğba hocamıza baktım. Çok tatlıydı. En sevdiğim hoca olabilir kendisi. Toparlanmamiza izin verdi. Çantama kitaplarımı koymuş sılaya yardım ediyordum. Evet sıla yanımda oturmaya karar vermişti. Neden bilmiyorum. Bir kaç saniye sonra sınıfta göz gezdiriken beyzayla gözgöze geldik bir bana bir yanımdaki sılaya baktı daha sonra göz devirip önüne döndü Allahım benim 12 yıldır tanıdığım en yakın arkadaşım bu muydu? Bu bakışlar, bu üslup nasıl farketmemişim bunca zaman. Kendimi aptal gibi hissediyordum. Bundan sonra asla konuşmadım beyzayla Hayır asla asla deme. Tamam. Sonunda zil çaldı ben elimi kalbime koyup sakinleşmeyi bekledim. Allahım sanki ilk defa görücektim. Bir yandan da içim buruktu sılayla sevgili mi değil mi anlayamıyorum ki. Arafın sılaya olan bakışlarını unutamıyorum. Sıla da bunu Arafa sor demişti. Sanki konuşuyoruz da. Sıla koluma girdi birdenbire şaşırdım ama belli etmemeye çalıştım. Okul kapısına doğru ilerledik dışarı çıktığımız sıra bahçede onları gördüm. Tugay ve Beyza sanki birbirlerini hiç görmemiş gibi arabanın içinde öpüşüyorlardi Milas, Alper, Nazlı Melis ise kendi aralarinda bankta oturmuş konuşuyorlardı. Araf arabasının kaputuna yaslanmış elindeki telefonla ilgileniyordu Sena da dibindeydi resmen. Sılaya baktım gözucuyla herşey normalmiş gibi bakıyordu. Ben kıskançlıktan kuduruyordum. Gülümsedim. Sevgili değiller değiller değiller. Heskes ben ve sılayı bekliyordu anlaşılan bizi görünce ayağa kalktılar. Milas" Kızlar gelemseydiniz ya biz sizi sıradan kaldırmaya geliyoruduk zahmet oldu" dedi gülerek. Alper ve naz da onlara katıldı. Güldüm ister istemez o sırada Arafın bana baktığını fakettim. Bir kaç saniye gülüşüme baktı daha sonra da umursamaz bir tavırla hatta yüzünü buruşturmuş bir şekilde telefonuna bakmaya devam etti. Yutkundum. Olsun. Canı sağolsun. Sena ve Araf aynı arabaya bindiler Araf Senayı eve bırakıcaktı. Tugay da beyzayla arabadaki yiyişmelerine bir son verip motoruna bindi arkasına da beyzayı bindirip son sürat gittiler. Ben, sıla, nazlı, Milas ise alperin arabasina binmiş bir şekilde gidiyorduk zor sığmıştık. Milas komikti ciddi anlamda. Dışarıdan hiç öyle görünmüyor olsada. Önce nazlı daha sonra ise melisi evine bıraktık. Şimdi de Alper ben ve sılayı sılanın evine bırakmıştı. Alper ve Milas bize el salayip evlerine gittiler. Sılaya baktım anahtarı sokmaya çalışıyordu. İçeri girdik, sıla bana duş alımayi isteyip istemediğini söyledi kabul ettim. Bayoda bir 15 dakaika kaldıktan sonra sılanın benim için hazırladığı siyah pijamaları giydim zaten bedenlerimiz hemen hemen aynıydı. Banyodan dışarı çıkınca evden çok güzel yemek kokuları geliyordu. Evi incelemeye başladım. Sade bir şekilde dizayn edilmişti. Apartmanın 12 katıydı manzarası da fena değildi. Sıla yemek yaparken onu izledim bir süre ve nihayet aklimdan geçen soruyu sordum. "Arafla bereber mi kaliyorsunuz bu evde" Sıla hiç şaşıradı hatta tebessüm ederek "Evet 5 ay kadar oldu alıştık" Yutkundum 5 Ay. Yüzümü buruşturdum iyiki sılanın arkası bana dönüktü de yüzümü göremiyordu. "Sıla daha önce de söyledim ama sevgili misiniz bu zor bir soru değil evet ya da hayir" Cesaretimi toplayıp sorduğum sorudan sonra arkası dönük bir şekilde bir kaç saniye bekledi. Daha sonra bana dönüp yüzünü buruşturdu. " Saçmalama Araf benim abim gibidir o zaman Arafa sor dedim çünkü bunun daha doğru olacağını hissetim." Acaba abi dedigi kişinin ona nasıl baktığından haberi var mıydı. Mırıldanarak "Anladım"dedim. Dönüp yemeği yapmaya devam etti bu sefe konu kitaplara gelmişti bir o anlatıyordu bir ben. Çok tatlıydı. Sıla bana ve kendisine mantarlı makarna yapmıştı. Geldiğimizden bu yana 1 saat geçmişti ama Araf hala gelmemişti. Sofradayken çekinerek sordum. "Araf gelemyecek mi" Elini ağzına götürüp "Onun işleri varmış ya biz kız kıza takiliriz hem daha iyi olur" Tüm hevesimin gittiğini hisetim. Başım ağrımaya başladı bile. "Anladım evet haklısın daha iyi olur" Daha sonra bereber bir film izledik bulaşıkları makinaya dizdik, abur cubur yedik Sıla bana kitapligini gösterdi muthiş bir zevki vardı. Bir süre sonra herşeyi unutmuş sılayla sürükleyici bir sohbete dalmıştık. Bir yandan da kahkahalarla gülüyorduk. Kelime ezberi yaptık 10 dakika ama telefuzumuz kötü olduğundan birbirimize gülüyorduk. Saatin 11' e geldiğini farkedince sıladan izin aldım. O da ısrar etmedi zaten yarın okulda görüşürüz deyip öptü beni. Bende kocaman sarıldım. Sarildigimiz esnada Sıla"Hadi benden bir itiraf 9. sınıfa geldiğim ilk gün elinde bir kitap vardı Zülfü Livaneli serenad o zaman dedim ki bu kızla acilen arkadaş olmam lazım diye" Güldüm ama hatırlıyordum " Şapşal mısın ya kitapla ne alakası var" Sıla tebessüm edip ayrıldı "Çok alakası var insanın çevresindeki kişiler kitap okumaktan yoksunsa çok alakası var Erna" "Araf okumuyor mu geçen elinde bir kitap gördüm." Bravo Erna konuyu yine ona getirdin. "O da okuyor da onun okuduğu kitaplar çok ağır benlik degil yani" Başımı salladim kapıyı açtım tam çıkmak üzereydim ki kapıda Arafı gördük. Saçları ıslanmıştı dışarıda yağmur yağıyor olmalıydı Bana bir bakış atıp sılaya döndü. "Ben bırakırım sen içeri gir" Sıla bana eliyle öpücük atıp içeri girdi. O kadar şok olmustum ki zahmet olur kendim giderim bile diyememiştim. Sıla içeri girdikten sonra Araf arkasını dönüp yürümeye başladı asansörlere doğru gidiyordu. Asansör açılınca içeri girdi bende girince düğmeye basıp arkasını yaşlandı. Ben ne mi yapıyordum donmuş bir şekilde yere bakıyordum o da telefonuna baktı gözucuyla ne yaptığına baktım. WhatsApp ta biriyle mesajladiyordu. Kim? Asansör kapısı açılınca önden ilerlemeye devam etti. Neden hiç konuşmuyorsun benimle? Ne yaptım ki ben sana yüzüme bile bakmiyorsun bakınca da iğrenirmiş gibi bakıyorsun. Keşke bunları dışarıdan söylecek cesaretim de olsaydı. Otoparka indik. Arabasını hemen tanıdım O daha sonra gördü. Hala konuşmuyordu bırak konuşmayı yüzüme bile bakmıyordu. Bişey olmaz ki ben bakarım onun yerine de. Aynen. Arabaya bindikten sonra bana bir titreme geldi zaten duş alip bu yağmurlu havada dışarı çıkmıştım. Umarım ölmem. Kalbimin hızlı atması vardı bide. Çıkacaktı sanki yerinden. Üstümdeki kiyafetin kollarını parmak uçlarıma kadar çektim. Donuyordum. Daha sonra şaşıracağım bişey yaptı. Bana bir bakış atıp klimayı açtı. Sesizce başımı önüme eğip bu anın tadını çıkardım. Ne o konuşuyordu ne de ben. Bu sesizlik 10 dakika boyunca devam etti. Birşeyler demesini bekledim. Demedi. Zaten 10 dakika sonra Evimin önüne gelmiştik. Bir kaç saniye bekledim. Belki birsey der diye en azından iyi geceler demesini bekledim. Mesafeliydi bana karşı ve sadece bana karşı. Derin bir nefes alıp" Bıraktığın için sağol iyi geceler" Başını salladı ağır bir hareketle. Sanki konuşsa benimle ne olucaktı ki. Arabanin kapisini açtım. Bana bakıyordu bir eli direksiyondaydi bir elini de cam kenarina yaslamıştı. Koşar adım apartmana girdim. Sırtımı kapıya yasladım. Derin derin nefesler almaya başladım. Hala kapıdaydi çünkü motor sesi gelmiyordu. Neden gitmiyordu ki. Kapıyı hafif açarak dışarıya baktım. Gitmemişti başını direksiyona yaslamış bir şekilde duruyordu. İçim burkuldu acaba ne olmuştu da böyle derin derin düşünüyordu. Bu tarafa bakınca hemen kendimi geri çektim. Yemin ederim 1 dakika boyunca kapıya baktı. Neden bakıyordu bilmiyordum. Daha sonra kafasını olumsuz anlamda sallayıp gaza bastı. Bende asansörü es geçip merdivenlere yöneldim zaten 3. Kattı. Dengesiz herif. Bir iyi davranıp bir kötü davranamassın. Bu haksızlık. Ben seni 8 yıldır seviyorken senin beni 8 yıldır görmeyişin de haksızlık mesela. Ama boşver nerden bileceksin ki. Dalgın dalgın merdivenleri çıkarken moralim çok bozuktu hemen gidip uyumak istiyordum. Ama moralimin bozukluğu çabuk geçti. Neden mi? Instagram hesabima gelen bildirim beni havalara uçurmaya yetmişti çünkü. Araf Asil sizi takip etmeye başladı. 🕯️ Ve bitti!! Yorumlarınızı alabilirmiyim?
|
0% |