Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Kalbimde ki Isırık

@hayal_crtk

İnstagram: hayal_crtk

 

Bölüm güzel okurum helinstn00 a ithaf edilmiştir. Söz ona aittir. 👇

 

Siyah neden gökkuşağına ait olmak istersin ki geceler ona aitken.

 

Hatırlatma

 

"Böö" elimdeki telefon korkup irkilince yere düştü ama ekranı net şekilde gözüküyordu. Ardı sırada titreyen telefonun ekrana düşen mesaj ölüm fermanımı imzalamakla eş değerdi.

 

Piç vampir: Ben geldim!

 

"Demek Piç vampir haaa" !!!

 

Eğilip telefonu yerden aldım.

 

Melis: Siktir...

 

Piç vampir: Korkma onuda yapacağım...

 

Merhumu nasıl bilirdiniz :(

 

🔥💫🔥💫🔥💫🔥💫🔥💫

 

"Odama nasıl girdin sen" karşımdaki gözleri maviye dönmüş vampir tüm ihtişamı ve tehlikesiyle bana bakarken aklıma takılan tek şey buydu. Sonrada kaçmanın bir yolunu bulacaktım.

 

"O telefonda neden piç vampir yazıyor" soruma soruyla karşılık veren vampir ne kadar baskın olduğunu gösteriyordu.

 

"Şey.. şey yüzünden" kurtulmak için düşünürken tekrar konuştum. "Telefonun otomatik düzeltmesi varda , yakışıklı yazmışım piç diye değiştirmiş" dedim gülümseyip ellerimi beceriksizce saçlarıma daldırıp.

 

"Hmm demek telefonunun düzeltmesi yakışıklı kelimesini piç diye düzeltiyor" azamızdaki az olan mesafeyi biraz daha azaltıp yüzüme eğildi. Gözleri dudaklarıma kaymıştı. "Ne kadar edepsiz bir telefonmuş bu böyle , yakışıklıyı böyle çevirmişse kim bilir sex kelimesini neyle değiştirir." Dedikleriyle yutkunup dudağımı dişledim , gözlerime baksana be adam dudağımdan ne istiyorsun.

 

"Dimi ne edepsiz bir telefon , ama ben o ismi değiştiririm ki." Son çırpınışlarımı yapıyordum. "Hatta senin yanında değiştiriyim" elimdeki telefonu kaldırıp Metehan'ın adını değiştirmeye çalıştım ama titreyen ellerim bana hiç yardımcı olmuyordu. Yapamayacağımı farkettiğimde kafamı kaldırıp Metehan'a baktım. Bu halimden oldukça keyif alan vampir keyifle sırıtıp benden bir adım uzaklaştı. Tam rahat bir nefes verecekken yavaşça arkama geçen adam daha ne olduğunu anlamadan kollarını belimin iki yanından sündürüp ellerimi tuttu. Kalbim bu aniden gelişen yakınlaşma yüzünden güm güm çarpmaya başlamıştı. Kafasını boyun boşluğumdan sündürüp yanağımın yanağına değmesini sağladıktan sonra ellerini tuttuğu ellerimle hareket ettirip elimdeki telefonu daha sıkı tutmamı sağladı , ben iki elimle telefonu tutarken oda ellerimin üzerindeki elleriyle telefonda bir şeyler yapmaya başladı açıkçası ne yaptığını hiç anlamamıştım çünkü bu yakınlık beni öldürüyordu resmen. Niye o kusursuz yüzü yüzüme değiyordu ki.

 

'"Piç vampir" adını "Yakışıklı vampirim" olarak değiştirdiniz'

 

"Gördünmü bir isim kaydetmek bu kadar zor değilmiş. Ellerin niye titredi ki" dediklerini umursamadım. Bir an önce çekilmeliydi artık. Ama o çekilmek yerine telefonumla tekrar uğraşıp bir yere girdi. "Gülümse sakar bu poz kaçmaz" avuçlarımız arasındaki telefona baktığımda kameranın açık olduğunu farekettim , bizimi çekiyordu. Anlık şaşkınlığımı fırsat bilip beni öyle çekmişti ve kendide gayet gıcık bir şekilde gülümsüyordu.

 

"Şaşkın bir sakar ha , hmm hoşuma gitti , bu sefer gülümse" nefesi yanaklarıma değerken istemsiz yutkundum.

 

"Bu.. bu ne saçmalık ben senle fotoğraf çekilmem" dedim zoraki konuşarak. Ne yapıyordu bu çocuk.

 

"Hemde öyle bir çekilirsin ki , 32 diş sırıtırsın kameraya. Ha illa yok dersen deminden beri anamı belleyen şeyi yaparım."

 

"Ne yaparsın" sesim tedirgin çıkmıştı.

 

"Seni tam çenemin altında atan şah damarından ısırırım güzelim. O yüzden gülümse bakalım"

 

Kamera tekrar havaya kalktığında avuçlarımız arasındaki telefona zoraki bir şekilde gülümsedim , burnunu boynuma götüren vampir nefesini her yere bırakıp fısıldadı.

"Düzgün gülümse Sakar" nefesi boynumu gıdıkladığı için bu sefer gerçekten gülümsedim ve Metehan fırsatı kaçırmadan o anı yakaladı. Ben kameraya gözlerim parlayarak gülümserken Metehan boynuma burnunu yaslamış ve gözlerini kapamış bir şekilde yan profilden çıkmıştı. Sanki kokumu içine çekiyormuş gibi duruyordu ve ne yalan konuşayım çok karizmatik gözüküyordu saçları dağınık olmasına rağmen, bile isteye böyle yapmaya çalışsa bu kadar güzel duramazdı. Ama bu resimde koca bir sorun vardı hemde çok koca.

 

"Sevgili gibi çıkmışız" dedim hayretler içerisinde bu çok berbat bir durumdu açıkçası bu pislikle sevgili olmak isteyeceğim son şey bile değildi.

 

"Cık ben yine tüm karizmamla ve yakışıklılığımla harika çıkmışım. Sense benim yanımda bağımlısı olduğu sanatçıyla zorla fotoraf çektiren hayran gibi durmuşsun" hiçte bile gayet iyi çıkmıştım ve onun yanında ondan sönük durmuyordum. Bide niye bu çocuk bırakmadı ki hala beni.

 

"Sen kendi tipine bak BEN harika gülümsemem ve bakışlarımla çok iyi çıkmışken sense benim yanımda uyuşturucu çekip uyuklayan dilenci gibi durmuşsun" dedim büyük bir alayla.

 

"Kedi uzanamadığı ciğere mındar dermiş... bu fotoğrafı biri görse asla sevgili olduğumuzu düşünmez , aradaki vizyon farkına bak" ne kadar sinirlensemde susup ondan kurtulmaya çalıştım ama Metehan bana engel olup avuçlarımızın içindeki telefondan bir şeyler yapmaya başladı. Hassss şaşkın şakın baktığım fotoyu ve Metehan'ın burnunu boynuma dayadığı fotoları kendine atıyordu.

 

"Napıyorsun dursana , sileceğim ben bu fotoları Metehan? , laftan anlamıyor musun be adam" ne kadar konuşsamda Metehan fotoları kendine atmıştı. En sonunda kollarını benden çeken adam uzaklaşmama olanak sağladı.

 

"Gelelim şimdi deminden beri bana diklendiğin mesajlara"

 

"Kuzenim atmış"

 

"Hiç konuşma sakar hanım , dudaklarına veda edecektin ama dua et bu fotoraflar beni baya eğlendirdi. O yüzden şimdilik yırttın bidaha olursa affetmem" dedi ve beni açık ağzımla baş başa bırakıp gitti. Şu benim kapıyı çivilemeliydim en iyisi yoksa bu çocuk kafasına göre girip çıkacaktı.

 

Yakışıklı vampirim: Yat zıbar hadi

 

'"Yakışıklı vampir" adını "Piç vampir" olarak değiştirdiniz'

 

Melis: Sanada iyi geceler

 

❌✴❌✴❌✴❌✴

 

Sabah uyandığımda yorgun olan vücudum dinlenmişti ve ben yeni bir güne hazırdım. Deniz ve diğer çocukların durumunu çok merak ediyordum , ah nasıl bu kadar canileşmiştimki , oysa ki o an yaptıklarım bana çok zevkli gelmişti. Daha fazla bu durumu düşünmeden yataktan çıkıp banyoya ilerledim ve dişlerimi fırçalayıp saçlarımı taradım , düm düz saçlarım kalçamın biraz üzerine geliyordu , her gün saçlarımı açık bıraktığım için bu gün değişiklik olsun diye saçlarımı at kuyruğu yapmıştım. Yüzüm tüm detaylarıyla net şekilde duruyordu , evet saçlarımı yüzümü saklaması için açık bırakıyordum. Gözlerim bu gün açık yeşil bir renkteydi ve içindeki sarı hareler resmen parlıyordu. Dolgun dudaklarım yine kırmızı rengindeydi , yüzüme daha dikkatli baktığımda tek farkettiğim güzel olduğumdu. Bunu ego olarak algılamayın ama ben bir insanın normalde olamayacağı kadar kusursuzdum , mesela yüzümde bu zamana kadar sivilce yada herhangi bir leke çıkmamıştı , yağlanmazdı , yara alsam çok olsa bir iki gün kalır sonrada geçerdi. Herhangi bir insandada bu özellikler var diyebilirsiniz ama eminim hiç bir insanın yanmış kirpikleri sabahına dahada uzun ve güzel bir şekilde büyümemiştir. Aynadaki aksime daha fazla bakmadan banyodan çıktım ve odama geçtim , giysi dolabımı açıp içine göz gezdirdim. Bu gün nedense biraz kendimi zorlayıp her gün giyindiğim sitilden uzaklaşmak istiyordum -pantolon ve tişört- dolabımı karıştırıp en sonunda ne giyeceğimi seçmiştim. Bol bir etek pantolon giymiştim , siyah etek patolon üzerimde gerçekten iyi durmuştı. Üzerinede yine siyah bir tişört geçirmiştim ama kısa kollu tişörtüm göbeğimi açıkta bırakmıştı ve dar bir şekilde üzerimde yerini almıştı. Boy aynasına baktığımda iyi göründüğümü farkettim ama böyle dışarı çıkabilirmiydim bilmiyordum. Tişört fazlamı cesurdu acaba. Derin bir nefes aldım ve telefonumu şarzdan çekip odamdan çıktım. Yatakhane kolidorunda kimse yoktu nedense , umursamadan bir alt kata indim ve kolidorda ilerlemeye başladım. Kolidorda beni gören vampirler baştan aşşağı beni süzsede benden hala tırstıkları için önlerine dönüyorlardı. Bu durum nedense hoşuma gitmişti , benden korktukları için bana bulaşamıyolardı ve güvende kalıyordum.

 

Sınıfa girdiğimde adımlarımı sırama yönelttim ve yerime geçtim , sınıfta nedense çok az kişi vardı olanlarda ben gelince yerlerinde dikleşmişlerdi. Bir süre telefonumla uğraştım ve Avukatım Fikret beyin bir kaç mesajına cevap verdim. Şirketlerle ilgili bilgilendirmede bulunmuştu bana. Şu liseyi bir bitirsem özel bir üniverstede şirketimdeki işlerle daha bilinçli ilgilenmek için eğitim alacaktım. Babamın mesleğini onun ruhunu yaşatmak için sürdürecektim elbette ve bunun için elbette moda ve işletme bilmeliydim. Sınıf bir süre sonra dolmaya başlayınca bende yerimde dikleşip gelen vampirleri süzmeye başladım. Ceren denen o kızıl s*rtük daha gelmemişti sınıfa , belkide ölüm tehlikesi yaşayan vampirler arasındadır. İçeri tekrar bir kaç vampirin girmesiyle gelenlerin kim olduğuna bakındım ve gördüğüm kişilerle yüzümde bir gülümseme oluştu. Deniz , Mert ve Batuhan tam karşımdalardı. Batuhan'a o kadar değil ama Mert ve Deniz'e bir şey olmamasına çok sevinmiştim. Hemen ayağa kalkıp Deniz'e doğru ilerledim ve boynuna kollarımı doladım. Sarılışıma hiç bir şekilde karşılık alamadığımı farkettiğimde çekimseyerek geri çekildim ve Deniz'in o güzelim mavi gözlerine baktım. Ama karşılaştığım öfkeli gözler beni afallatmıştı. Bana sinirliydi ve haklıydıda ama ben yaptıklarımı anlamlandıramadığım bir duyguyla yapmıştım.

 

"Deniz seni gördüğüme sevindim" dedim gülümsemeye çalışarak.

 

Benim sözlerimi umursamayan kız beni omuzlarımdan tutup yavaşça geriye itekledi ve hemen yanındaki Mert'in elini tutup yanımdan geçip önümdeki sıraya oturdu. "Bir süre konuşmayalım" demişti yanımdan geçerkende. Haketmiştim , hemde bu durumu fazlasıyla haketmiştim. Ben Hayal Melis ATEŞ , yanlızların kızı. Sesimi çıkarmadan yerime oturdum ve kafamı sıraya doğru eğip telefonla uğraşıyormuş gibi yaptım ama aklım berbat durumdaydı. Bir süre sonra bir anda kolumdan tutulup çekilmemle neye uğradığımı şaşırdım , Metehan beni kolumdan tutup zorla çekerek sıramdan kaldırmış ve bir arkadaki sıraya fırlatmıştı , ağzımdan bir kaç çığlık kaçsada bir yerim kırılmamıştı.

 

"Seni ukala ne yaptığını sanıyorsun sen" dedim sinirle. Sınıftaki herkes bize bakıyordu.

 

"Sıramıza geçiyoruz sakar , bir sorunmu vardı" dedi tek kaşını kaldırarak. Yüzü öyle sert bakıyordu ki istemsiz yutkundum.

 

"Bir yerim kırılmadığına göre şimdilik sorun yok"

 

"Şimdilik yok!!!"

 

Metehan da yanıma oturduğunda bu durumdan rahatsız olduğum için en köşeye kadar kaydım , ama burası duvar kenarıydı ve kaçacak fazla yerim yoktu. Geldiğini farmetmediğim Meriç eski yerime yani ön sıraya geçerken çantamıda bana uzatmayı unutmamıştı. Ona teşekkür ettiğimde ise gözlerini kısıp anlamayan bakışlarla bana bakmıştı. Ne o Meriç bey aklımı okuyamamak çokmu can sıkıcı. Ne kadar sırıtmak istesemde kendime engel olmuştum. Bir süre sonra ders başladığında herkes hocaya odaklanmıştı bende dahil.

 

Dersin ortalarına doğru kulağımın dibindeki nefesle kas katı kesildim ve ardı sırada kulağıma fısıldanan sözler yutkunmamı sağladı. "Güzelim , üzerindeki şu tişörtü parçalayıp teninin daha fazlasını görmemem için bana tek bir neden söyle" ne diyordu bu çocuk böyle. Kafayımı yemişti yoksa.

 

"Ne.. ne diyorsun sen kafayımı yedin" dedim fısıldayarak.

 

"Sanırım yemek üzereyim , o ince belini niye gözler önüne serdin ki" dedi kızmışmıydı bu.

 

"Seni ne ilgilendirir , işine bak"

 

"Gözümün önünde sergilediğin şeylere dikkat etmelisin. Helede o dar tişörtün..." yutkunuşunu duydum "siktir" sıradan kalkan çocuk elimi tutup benide yerimden kaldırdı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Peşi sıra benide sürüklüyordu , tüm sınıf ağzı açık bize bakıyordu. acaba nereye götürüyordu beni. Metehan beni sürükleyip sınıftan çıkardı ve kolidorda ilerlemeye başladık , dilim en sonunda çözüldüğünde sinirle söylendim "Metehan nereye götürüyorsun beni , sana diyorum bıraksana elimi , hayvan herif , camış , zorba, pislik..." ben böyle çemkirip bağırırken Metehan çoktan merdivenleri çıkıp benide yanında zorla çıkarmıştı.

 

"Allah'ım ne yaptım ben yine , sana diyorum ukala nereye götürüyorsun beni" içimde koca bir korku oluşurken bir odanın önüne gelmem ve içeri fırlatılmam bir oldu. Dengemi son anda sağlayıp ayakta durmayı başarmıştım. Gözlerim odaya giren Metehan'ı bulduğunda korkuyla içime derin bir nefes aldım. Gözleri kızıla dönmüştü halbuki daha demin siyahtı. Odaya giren adam kapıyı kapattı ve anahtarlarla kilitledi , anahtarı delikten alan adam cebine koydu ve bakışlarını bana yönlendirdi. Korkudan ve deminki çekiştirilmem yüzünden nefes nefese kalmıştım , kızıl gözleri inip inip kalkan göğüslerimi bulduğunda bir küfür savurduğunu içittim.

 

"Beni niye odana getirdin Yakar" dedim cesaretimi toplayıp. Bir adım bana yaklaşan çocukla bende bir adım geriye gittim.

 

"Bir düşüneyim.. hah canım istedi" verdiği pişkin cevapla içimden ona binlerce küfür ettim.

 

"Canının her istediğini yaparmısın" sesim sert çıkmıştı. Bir adım daha yaklaşan çocuk benim tekrar geriye bir adım gitmeme sebep olmuştu.

 

"Canımın daha neler istediğini bir bilsen , kaçacak delik ararsın" dedi ve tekrar bir adım attı. Korkuya yine geriye kaçtım.

 

"Ne yapacaksın ki bana"

 

"Bilmek istiğine eminmisin" tekrar üzerime geldi yine geriye adımladım.

 

"Evet"

 

"Sanırım dün akşam dediğim şeyi yapacağım"

 

"Neyi"

 

"Dudaklarını koparacağım" ve üzerime tekrar gelmesiyle yine geriye kaçmaya çalıştım ama bu sefer ayağıma takılan şeyle kendimi sırt üstü yatakta bulmuştum. Korkuyla yatakta geriye kaçmaya çalışırken bir anda üzerime çıkan Metehan tüm devrelerimi yakmıştı. "Hiç oldumu Ateş daha yeni geldin odama" üzerimdeki vampir ellerini başımın iki yanına koyup bana yaklaşmaya başladı ve yüzlerimiz arasındaki mesafeyi santimlere indirdi. Korkuyla irkilip onu iteklemeye çalıştım ama yaptığım hiç bir işe yaramıyordu.

 

"Kaçış yok güzelim" diye fısıldadı ve gözlerini yumup aradaki mesafeyi sıfıra indirdi. Neyseki kafamı çevirdiğim için dudaklarımı öpememişti ama bu dudaklarının yanağımda olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

 

"Bırak artık beni" sesim feryat eder gibi çıkmıştı. Yanağımdaki dudaklarını yavaşça hareket ettiren çocuk minik öpücükler bırakıp yavaşça çeneme indi. Kalbim maraton koşmuş gibi çarparken var gücümle onu itmeye çalışıyordum. Kendimden iğreniyordum , Metehan dan iğreniyordum , her şeyden iğreniyordum. "Çekil" boğuk sesim fısıltı gibi çıkmıştı.

 

"Şşhhhh" fısıldayan adam çenemdeki dudaklarını hareket ettirip boynuma indi ve boyun boşluğuma öpücüklerini bırakmaya başladı. İstekli öpücükleri vücudumu kasım kasım kasıyordu , boynumda hissettiğim acıyla ağzımdan büyük bir inleme kaçtı. Boynuma küçük ısırıklar bırakmıştı , inşallah dişleri daha derine inmek istemez. İnlememi duymasıyla duraklayan vampir daha büyük bir istekle boynumu öpme işlemine geri döndü , arada bıraktığı ısırıklarla inlememek için kendimi zor tutuyordum. İçimi saran korku büyürken tüm gücümle Metehan'ı ittim. Ama iki eliminde birleştirilip kafamın üstüne yatağa bastırılmasıyla neye uğradığımı şaşırdım. Metehan tek eliyle iki elimide bileklerinden kavrayıp beni savunmasız bırakmıştı. Diğer eli hala serbestti ancak bacağımın üzerinde hissettiğim el işlerin boka sardığını gösteriyordu. Bacağımdaki el yavaşça etek pantolonumu yukarı sıvadı ve çıplak bacağımı okşadı. "Me.. metehan dur" dedim korkuyla. Ancak beni duymayan çocuk boynuma öpücüklerini bırakmaya devam etti. "Yeter bırak beni" boynumu acıtacak şekilde ısırdı ve bacağımı biraz daha okşadı. Böyle olmamalıydı , koruduğum şeyler bir andan benden böyle gitmemeliydi. Ellerimi Metehan'ın avucundan kurtarmaya çalıştım ama olmuyordu. Vücudunu bana bastıran çocuk inlememi sağladı. Kafasını boynumdan çeken Metehan kızıl gözlerini gözlerime kilitledi ve bacağımdaki elini çekti. Ben üzerimden çekileceğini umarken o elini yanaklarıma götürdü kafamı oynatamayacağım şekilde sıkıca tuttu. Hasss napıyordu bu. Ve bir anda dudaklarıma kapanan dudaklarla kal gelmiş gibi kaldım. Metehan beni öpüyordu. Dudaklarımı sertçe öpen çocuk elini gevşetip dahada hızlı öpmeye başladı. Benmi kal gelmiş gibi duruyordum. Debelenmekmi? vücudum hareket etse onuda yapacaktım. Dudaklarımı tutkuyla öpen çocuk bir anda alt dudağımı ısırınca ağzımdan bir inleme kaçtı. İnlememi duyan çocuk dahada açlıkla öpmeye başladı dudaklarımı. Nefesim kalmamıştı artık. Kafamı çevirmeye çalışınca izin vermeyip elini sıkılaştıran çocuk üzerime dahada eğilip dudaklarımı ısırıp öpücüklere boğdu. En sonunda çekilen çocuk parlayan kızıl gözleriyle hala dudaklarıma bakıyordu. "Senden nefret ediyorum" dedim göz yaşlarım bir bir dökülüyordu , nefes nefeseydim. "Bırak artık beni Metehan" ve dudaklarıma tekrar yapıştı.

 

"Bırak" dedim ve irkilerek yataktan doğruldum odam kapkaranlıktı ve aman Allah'ım her şey rüyaydı. Şükürler olsun her şey rüyaydı. Yatakta doğrulup dikleştim ve yatak çekmeceme uzanıp üzerindeki ışığın düğmesine bastım. Ve o an çekmecemin dibindeki duvara yaslanmış Metehan'ı gördüm. Kızıl gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Korkuyla çığlık atıp derin nefesler aldım bunun ne işi vardı odamda.

 

"Se.. sen ne arıyorsun odamda. Gece gece"

 

"Güzelim.." duvara yasladığı sırtını çekti ve yatağıma oturdu. "Çığlıkların tüm okulu inletiyordu bende gelip bir bakayım dedim" kafasını bana çevirip hafif kıvrılmış dudaklarıyla çok yakışıklı duruyordu. "Ne diye bağırıyordun biliyormusun" kafamı olumsuz anlamda salladım.

 

"Ne diyordum" dedim yatakta ona yaklaşıp. Oda yönünü tamamen bana döndü ve konuştu. Yakındık

 

"Metehan.. , Metehan.. , Metehan..." ve şaşkınlıkla aralanan dudaklarıma dudaklarını yapıştırdı.

 

"S*ktir" yataktan sıçrayarak uyandım. Vücudumu ter basmıştı. Rüya içinde rüya görmüştüm resmen. Terden ıslanmış saçlarımı geriye itekleyip yataktan çıktım. Hava aydınlanmıştı ve ders saatleride yaklaşıyordu. Hemen banyoya girip kısa bir duş aldım ve tekrar odama geçtim. Üzerime rüyadaki gibi bir faciya yaşamamak için bol bir tişört ve kolayca sıyrılamayacak dar bir pantolon geçirmiştim. Saçlarımıda tarayıp salık bıraktım ve telefonumu alıp odadan çıktım. Yatakhane kolidoru rüyamdaki gibi pek kalabalık değildi yinede umursamayıp aşşağı kata indim ve üzerimdeki bakışları takmadan sınıfıma geçtim. Rüyadan dolayı kendimi çok garip hissediyordum. Nerdeyse boş olan sınıfta kendi sırama doğru ilerledim ama son anda fikrimi değiştirip orta sıradaki en arka sıraya geçtim. En azında burası duvar dibi olmadığı için kaçabilme ihtimalim yüksekti. Evet hala rüyamı düşünüyordum. Bir süre telefonumla uğraşıtım , o sırada da sınıf yavaştan dolmaya başlıyordu. Kısa sürede sınıf iyice kalabalıklaştığında gözüme kapıdan giren Deniz ve Mert takıldı , yanlarında Batuhan filan yoktu. Hemen yerimden kalkıp yavaşça onlara ilerledim ve Deniz'in mavi gözlerine bakındım bir süre. Oda ban bakıyordu ama gözlerinden ne düşündüğünü bir türlü anlayamıyordum. En sonunda sessizliği bozup konuştum.

 

"Şey... seni özledim Deniz , yani bayıldığımdan beri ne oldu bilmiyorum ama seni özledim." Saçma sapan bir cümle kurup umutla onun gözlerine baktım , bana anlamadığım bir şekilde bakıyordu. En sonunda konuşmayacağını anladığımda kafamı eğip arkamı döndüm ve sırama ilerlemeye başladım. Bir anda arkadan belime sarılan kollar ve boynuma gömülen sarı saçlı kızla neye uğradığımı şaşırdım.

 

"Bende seni özledim Melis , sakın bir daha gitme" Deniz kollarından kurtulup ona döndüm ve kollarımla onu sıkıca sarıldım. Bana küsmemişti , hala arkadaştık , bu sarı kız benimleydi. Bir süre sonra ayrıldığımızda Deniz Mert'in elini tuttu ve ışıldayan gözleriyle Mert'e baktı aynı şekil oda ona bakıyordu. İki aynı tondaki mavi birleşmiş resmen görünmez bir köprüde dans ediyorlardı.

 

"Melis belki hatırlamazsın ama sana teşekkür ederim , Mert'le sevgiliyiz artık" duyduklarıma gözlerimi şaşkınlıkla araladım. Mert'i elektrik manyağı yaparken Deniz acısının yarısını almak için ona sarılmıştı ve şimdi sevgililerdi. Benim sayemde dolaylı yoldan aşklarını gösterek itiraf etmişlerdi ve Deniz bunun için bana teşekkür ediyordu.

 

"Bu.. bu çok güzel yani sevgili olmanız , nasıl oldu ki" dedim heycanla.

"Aslında senin payın büyük" dedi Mert gülümseyerek ve avucunun içindeki Deniz'in eline bir buse kondurdu. Onlar yerine geçerken bende orta sıradaki yerime geçtim. Derslerin başlamasına 5 dakika filan kalmıştı. Telefonumla uğraşıyordum şimdide.

 

"Hişşt yaylan burası benim yerim" kafamı kaldırıp başımda dikilen çocuğa baktım.

 

"Bu günlük burda oturmak istiyorum , yanında otursam olmazmı" dedim beklentiyle. Eminim bu çocuk rüyamdaki Metehan'dan bin kat daha zararsızdır. Gerçektekindende daha zararsızdır... tüm okul Metehan'dan daha zararsızdır. Esmer çocuk bir süre gözlerime şüpheyle bakıp en sonunda kafasını olumlu anlamda sallayıp yanıma oturdu. Tam o sırada sınıfa Metehan ve Batuhan girdi , iki vampirin sert bakışları sınıfta gezinirken karşı karşıya geldiğim gözler yutkunmama sebebiyet verdi. Gri gözlü vampir bir süre gözlerini bende oyalayıp ardından hemen yanımdaki esmer çocuğa odakladı. Sert bakışları dahada sertleşirken adımlarını bize doğru yönlendirmeye başladı. Niye buraya geliyordu ki. İstemsiz yerimde dikleştiğimde oda esmer çocuğun yanında bitmişti. Metehan oldukça kendinden emin bir şekilde elini esmer çocuğun omzuna koydu. Çocuksa bu harekete karşın korkuyla yutkunda. Sert bakışlarını esmer çocuğa odakayan Metehan en sonunda konuştu.

 

"Yaylan burası benim yerim" herkesi etkisi altına alan sesi dudağımı dişlememe sebebiyet verdi.

 

"Tabi abi" hızla konuşan çocuk çantasını bile almadan yanımdan kalktı ve başka bir sıraya ilerledi. Ben olsam bende böyle kaçardım sanırım. Yanıma oturan Metehan giden çocuğun çantasını aldı.

 

"Çantanı unutmuşsun" dedi ve hiç beklemeden çantayı yere attı. Gözlerim bu terbiyesiz hareketle iyice açılırken o devam etti. "Bidaha sırama oturduğunuda görmeyim" esmer çocuk çantasını yerden alıp onaylar anlamda kafasını salladı. "Duyamadım" dedi Metehan elini sanki daha iyi duyacakmış gibi kulağına siper ederek.

 

"Tamam abi" diyen esmer çocuk önlerden bir sıraya ilerleyip oturdu. Anlamadığım bu sıra Metehan'ın değildi ki. Onun yeri cam kenarındaki son sıraydı. Gözlerimi esmer çocuktan çektiğimde bir çift gri gözle karşı karşıya geldim o sert bakışlar şimdide beni hedef almıştı.

 

"Şey.. ben senin yerinden kalkayım" elimi çantama götürdüm. Ama daha çantaya dokunamadan elimi tutan elle gözlerim tekrar vampirin gözlerine kaydı.

 

"Otur oturduğun yerde" sinirli sesiyle elimi hemen elinden çekip önüme döndüm. Hala o saçma rüyanın etkisindeydim ve Metehan'la yan yana oturmamız bile utanmama yetiyordu. Bir süre sonra hoca geldiğinde derse başlamıştık ve yanımdaki vampir yüzünden derse tam olarak odaklanamıyordum. Bir süre sonra dersin bittiğini haber veren zille hemen yerimden kalktım ve bana 'ne oluyor gerizakalı' bakışları atan Metehan'ı umursamadan Deniz'in yanına ilerledim. Deniz'le bir süre sohbet ettiğimizde yanımıza Meriç ve Batuhan'da geldi. Meriç bana aklımı okuyamadığı için şüpheyle ve merakla bakarken Batuhan öldürücü bakışlar atıyordu.

 

"Madem sevgili oldunuz bunu kutlayalım , yıllardır ağzıma sıçtınız çünkü" dedi Meriç gülerek.

 

"Ne yaptılar ki" dedim merakla.

 

"Zihin okuyabildiğim için ağzımdan gizlice laf almaya çalışıyorlardı. 'Meriç desene beni seviyormu' 'Bu gün nereye gitmiş' 'eğer günlüğü nerde söylersen seni paraya boğarım' 'evlensek çocuk istermi' 'benden önce kaç sevgilisi olmuş' 'bana karşı ufakta olsa bir şey hissediyormu' 'ne kadar kan istiyorsun söyle' yıllarca burnumdan getirdiniz ikinizde" Meriç Deniz ve Mert'in sesini taklit etmişti.

 

"Seninde ağzından laf alınmıyordu , sorumun birine cevap vermen için olmadık rüşveti teklif ettim. Namussuz öyle namuslu ki hiç birini kabul etmedi" Deniz'in gülerek dedikleriyle hepimiz güldük.

Ders tekrar başladığında hepimiz yerimize geçtik Metehan'da yanımdaki yerini almıştı.

 

Dersin ortalarına doğru boynumda hissettiğin soğuk nefesle şoka girmiş gibi dondum. Nolur rüyamdaki şeyler gerçekleşmesin. "Boynun.." diye fısıldadı Metehan nefesi tenimi yakmıştı adeta. "Boynunda böcek var"

Rahatlayan bedenim düşündüğüm gibi bir şey olmadığı için sakinleşmişti. O az önce boynunda böcek mi var dedi... Böceklerden korkmazdım ama bu onların üzerimde gezinmesine tepkisiz kalacağımı göstermiyordu. Elimi boynuma götürüp yokladığımda orda hiç bir şey olmadığını farkettim.

 

"Boynumda böcek filan yok" dedim fısıldayarak. Ama tüm vampirlerin bizi duyduğunu biliyordum.

 

"Çünkü örümcek tişörtünde içeri girdi" örümcek? Örümcek mi? Hani şu zehirli olan...

 

"İçerimi girdi"

 

"Evet"

 

"Sen niye bu kadar rahatsın"

 

"Çünkü örümcek benim değil senin üzerinde" ellerini kafasının arkasına koyup duvara yaslandı. En arka sırada olduğumuz için sıramız duvara dayalıydı zaten.

 

Tedirgince tişörtümün yakasını çektirip boşluktan içeri baktım ve küçük örümceği gördüm. Tam kalbimin biraz üst tarafındaydı , örümcek küçük olmasına rağmen baya tehlikeli duruyordu ve bana bakan suratından minik dişlerini görebiliyordum. Çok olsa 25 kuruş kadar büyüktü , sanırım adını 25 koyacaktım. Bütün vücudum 25'i görmemle haraketsiz kalmıştı , ani bir hareketimle beni ısırabilirdi çünkü. Onu nasıl üzerimden alacaktım ki şimdi , ben örümceğe ehem yani 25'e dokunamazdım. Kafamı yavaşça kaldırıp beni izleyen Metehan'a baktım.

 

"Onu nasıl alacağım ben" umarım soruma düzgün bir cevap alabilirdim.

 

"Dilini kullan" yüzünde alaylı bir gülümseme belirdi. Bundanmı düzgün bir şey bekliyordum hah.

 

"Sen kullan dilini" dedim sinirle.

 

"Madem çok istiyorsun olur" yüzünde şeytani bir ifade beliren Metehan yüzünü boynuma götürdü.

 

"Seni pislik demek istediğim o değildi" diyip onu tek elimle durdurdum , diğer elimle tişörtümün yakasını tutuyordum.

 

"Hmm dilimi daha farklı yerlerdemi kullanmamı istersin" muzur bakışları ve sesiyle aklımı karıştıran çocuğa sinirle bakındım.

 

"Keşke aklını daha düzgün yerlerde kullansaydın , hep fesatlığa çalışıyor" fısıldayarak isyan etmiştim.

 

"Sakar sana bakınca herkes fesatlaşır" göz kırpan vampir beni ağzı açık bırakmıştı. Ne diyordu bu çocuk yine.

 

"Terbiyesiz , sadece şu örümceği al başka bir şey istemiyorum"

 

"Dilimlemi?"

 

"Hay dilini... elinle al" bu çocuk tüm devrelerimi yakıyordu.

 

"Sakin ol sakar , örümcek ısırabilir" sırada bana dönen çocuk yavaşça yaklaştı ve bir an eğlenen yüzüyle gözlerime baktı. "Bakalım bakalım örümcek neredeymiş" yavaşça tişörtüme eğilen vampirle hemen geri çekildim.

 

"Bakmadan al" tişörtün altında iç çamaşırımdan başka bir şey yoktu , atlet giymemiştim ve Metehan'ın bana öylece bakmasına izin veremezdim.

 

Kaşları çatılan vampir sinirle konuştu. "Bakmadan nasıl almamı bekliyorsun gerizekalımısın sen" ah hadi ama vampirdi o.

 

"Vampir değilmisin görmedende alabilirsin , kokusu , nefes sesini filan duymuyormusun , bakmadan al" sınıftakilerin bizi duyduğunu biliyordum ama yapacak bir şey yoktu.

 

"Beni kokuyla yer bulan av köpeğimi sandın sen , elim istenmeyen yerlerine değersede beni suçlama" suçlayıcı sözleri dahada korkmama yetmişti.

 

"O zaman alma orda ka... ahhh" göğsümdeki acıyla yerimden sıçradım. 25 beni ısırmıştı.. tüm sınıfın bakışları bana dönsede umursamadan ayağa kalkıp tişörtümü silkeledim. Canım çok acıyordu. O örümceği öldürecektim.

 

"Ahh çıksana be örümcek" dedim isyanla. Hala içimde bir yerlerdeydi.

 

"Herkes bana baksın" Metehan'ın sesi sınıfa hüküm sağlarken ben bile istemsiz ona baktım. Gözleri gri renginden yavaşça maviye dönüyordu. Ve bir anda her yer karardı , tüm sesler kesildi. Vücudum hareket edemiyordu. Sanki ölmüştüm.. Metehan'ın gözlerine bakmamla bu hale nasıl gelmiştim.

Belimin iki yanında el hissettim ve görüşüm o an geri geldi. Metehan dibimde duruyordu ve ellerini belimin iki yanına koymuştu. Üzerimdeki 25'in varlığını bile umursamıyordum o an , kafamı çevirip sınıfa ufak bir göz attığımda gördüklerimle gözlerim iri iri açıldı. Tüm sınıf az önce Metehan'ın durduğu sıraya doğru bakıyordu ve sanki heykel misali kımıldamıyorlardı. Bu tıpkı videoyu durdurmak gibi bir şeydi. Gözlerimi tekrar vampire çevirdiğimde karşılaştığım mavi gözler beni büyülüyordu resmen. Gözleri hala aynıydı ama sanki içindeki irisler parlak mavi rengiyle dahada büyük olmuşlardı.

 

"O.. onlara no.. noldu" kekeleyerek çıkan kelimeler sınıfta yankılanmıştı.

Soruma cevap vermeyen vampir belimin iki tarafındaki ellerini hareket ettirip daha ben ne olduğunu anlamdan tişörtümü çekip çıkardı. Öyle hızlıydı ki karşı bile koyamamıştım. "Aman Allah'ım napıyorsun sen" bağırarak konuştum ve ellerimi göğüslerime siper edip elimden geldiğince göstermemeye çalıştım. Beni yine takmayan çocuk elindeki ters dönmüş tişörtümü inceledi ve aradığını bulamamış olacak ki tişörtümü yere sıktı. Hadi ama ben o tişörte 60 tl para vermiştim. Gözlerini bana diken vampir yavaşça vücudumu inceledi ve sertçe kolumdan tutup arkamı dönmemi sağladı. "Napıyorsun" dedim sinirle. Ama beni 'yine' umursamayan çocuk tekrar ona dönmemi sağlayıp göğsüme siper ettiğim kollarımdan üsttekini zorla çekip örtmeye çalıştığım şeyi açtı. Ve sonunda aradığını bulmuş olacak ki gözleri ışıldadı. Elini göğsüme yaklaştırırken korkuyla geriye çekildim ama o tuttuğu kolumu kendine çekerek buna izin vermedi. parmakları göğsüme yaklaşırken gözlerimi kapattım ve bekledim , bitsin artık. Ancak bir süre sonra tenimde bir şey hissetmeyince gözlerimi açtım. Metehan elindeki 25'e bakıyordu. Tabi ya , amacı 25'i üzerimden almaktı ve şu an gördüğüm kadarıyla onu yere serbest bırakmayı hedefliyormuş ve sonrada ezmeyi... 25'i ezmişmiydi bu az önce. Oda beni ısırmasaydı. Haketti.

 

Gözleri ezdiği örümcekten bana çıkan çocuk derin bakışlarını bir süre yüzümde oyaladı , tişörtümü yere atmasaydı iyiydi. "Tişörtümü verirmisin" dedim çekinerek. Bu halde kimse eğilmemi beklemesin.

Sözlerimi duymazlıktan gelen vampir üzerime doğru koca bir adım atınca panikle geriye adımladım ama zaten duvar dibinde olduğumuz için çıplak sırtım hemen soğuk duvarla buluşmuştu. Tekrar bana yaklaşan vampir aramızda az bir mesafe bırakmıştı. Gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmıyordu. "Ukala bir şeymi oldu" niye rüyamdaki gibi beni köşeye sıkıştırmıştı ki. Gözleri kararan çocuk bakışlarını yavaşça göğsüme siper ettiğim kollarıma indirdi ve kaşları çatıldı. Nolmuştu ki yine..

 

"Noldu Metehan korkmaya başladım"

 

Bir anda iki bileğimede kelepçe misali tutunan eller göğüslerimdeki kolları ordan ayırıp soğuk duvar dayadı. Debelenmeye başladım hemen , ellerimi kurtarmaya çalışıyordum. Ama imkansızdı resmen , debelenmeme sinirlenen vampir iki elimide tek eliyle başımın üstünde sabitledi ve boşta kalan kolunu çıplak karnıma dayadı. "Şşhhh sakin ol" sert sesi ve baskın kelimeleriyle istesemde hareket edemiyordum. Yüzünü yavaşça boynuma götüren vampir soğuk nefesini tenime üfleyip yavaşça aşşağa indi ve tam kalbimin üzerinde nefesi durdu. 25 beni kalbimin üstünden ısırmıştı... bir süre sonra kalbimin üstüne değen dudaklarla adeta nefesim kesildi. Napıyordu bu vampir. Bir süre kalbimdeki ısırığın üzerinde duran dudaklar resmen acıyan yerlerimi iyleştiriyordu.

 

Kafasını kaldıran Metehan gözlerime anlayamadığım bir şekilde bakıyordu. "Kalbin dudaklarımda attı sakar" ve dudağının köşesinde ufak bir gülümseme belirdi. Bu adam kalbimi öperek iyleştirmişti , ısırık acısını hissetmiyordum. Belki bilmeden olmuştu ama güzel olmuştu. Kendime gelebildiğimde zorlanarak kendimi dahada duvara bastırdım. Uzaklaşmalıydı artık. Ama o uzaklaşmak yerine dahada yaklaşıp kulağıma fısıldadı. "Düşündümde sanırım dudağını gerçekten koparacağım" şaşkınlıkla aralanan dudaklarım ve gözlerimle ona bakakalmıştım. Oysa bakışlarını aralanmış dudaklarımdan almıyordu.

 

"Ama resimler yüzünden koparmayacaktın" dedim sesim yavru kedi gibi çıkmıştı.

 

"Vazgeçtim"

 

"Hayvan"

 

"Kesin vazgeçtim"

 

"Bırak beni öküz"

 

"Kalbinden öptüm seni , bırakmam. Yine yaralarlar seni , bırakmam. Başkası ısıramaz seni, bırakmam. Sadece ben ısırabilirim. Bırakmam.

 

Aşk sözleri sanma bunu , ben bencil bir çocuğum oyuncaklarımı paylaşmayı sevmem. Bırakmam"

 

"Ama ben kırık dökük bir oyuncağım , tamir edemezsin"

 

"Öpünce iyileşiyorsun ya , bende öperim" boşta kalan elini yanaklarıma götürdü sıkıca tutup hareket etmemesini sağladı.

 

"Hayrrr" dedim yanaklarımdaki eller yüzünden sesim böyle çıkmıştı. Dudaklarımı öpemezdi.

 

"Çok geç" ve acıyla inledim.

 

Isırmıştı.

 

Cidden ısırmıştı.

 

Beni ısırmıştı.

 

Nasıl yapmıştı.

 

Isırarak yapmıştı...

 

"Seni sadece ben ısırabilirim güzelim... , başkası örümcekte olsa ısıramaz izin vermem. Bırakmam!!!"

 

☀✴☀✴☀✴☀✴

Loading...
0%