Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Yeni Okul

@hayal_crtk

İnstagram: hayal_crtk

 

Uyandığımda terden sırıl sıklamdım yine rüyamda babamı görmüştüm, her rüyamda farklı farklı ölüyordu ama hepsinin sebebi ben oluyordum ,ben babamın ölüm sebebi oluyordum .

 

Direk kalkıp telefonun saatine baktım 10 :25 'ti valizlerim hazırdı okul kıyafeti serbest olduğu için bir ay içinde bir çok kıyafet almıştım ağırlıklı olarak siyah renk vardı tabi , bir çokta iç çamaşırı ,bikini ,ayakkabı kışlık bir şeylerde almıştım . Tabi kıyafetin kendisini ürettiğim şirketim olunca neredeyse hepsi bedavaya gelmişti. Hoş pahalı olsada sorun olmazdı .

 

Valizler aşşağı kattaydı beni hava alanına Fikret bırakacaktı . Uçağım saat 13 :00 'da kalkacaktı yani daha rahattım üzerime önceden hazırladığım siyah dar paçamı ve göbeği açık siyah t shortümü giydim .

 

Saçlarım sanki fön çekilmiş gibi dümdüzdü ve gece kadar siyah. saçımı hafif yana attırıp kapüşonlumu giydim fermuarını çekip şapkasını taktım ama saçlarımla yüzümü fazla kapatmadım aynada kendime bakınca bütün bu siyaha inat tenim bem beyazdı ruh gibi ,yüzümdeki tek renk kırmızımsı dudaklarımdı, dolgun dudaklara sahiptim bir erkekle konuşurken gözleri hep dudaklarıma kayardı tabi gözlerimden kopabilirse iri gözlerim vardı upuzun yay gibi kirpiklere sahiptim , küçük ama yüzüme tam oturan bir burnum vardı , şekli muazzamdı .Gözlerimin rengine gelince şu anda siyahtı şu anda dedim çünkü gözlerim renk değiştiriyordu. Bazen deniz kadar mavi , bazen orman gibi yeşil, bazen kahve ,bazende griydi bir rengi yoktu . Gözlerim nasıl isterse öyle oluyordu doktora bile gitmiştim ama o bile nedenini anlamamıştı . Işık yüzünden diyip göndermişti ama benim gözlerimin aynı ışıkta 3 kere renk değiştirdiği olmuştur . Yani bu doktorun tezini çürütür . Gözlerim gibi göz bebeklerimde yani gözümün rengi çabuk anlaşılıyordu .

 

Aşşağıya inip dolaptan bir şeyler atıştırdım sonrada Fikreti arayıp hazırsa gelmesini söyledim yarım saate gelmişti valizleri arabaya yerleştirip hava alanına yöneldik sessizliği bozan o oldu

 

"Melis hanım arabanız bir hafta sonra orada olur sizi ararım"

 

"Anlaştık Fikret bey . Şu gittiğim şehirde hiç evim varmı acaba" diyince düşünmeye başladı

 

"Aslında bilmiyorum ama sizi sonra haberdar ederim"

 

"Tamam teşekkürler Fikret bey yani her şey için şu bir ayda hep yanımda oldunuz sağolun" diyip gülümsedim ama bu içten bir gülümsemeydi .

 

"Bir şey değil Melis hanım her zaman"

Diyip oda gülümsedi .sonunda hava alanına gelmiştik valizleri denetimden geçirip gövlilere verdim .

 

Uçağa yöneldim hostesin yardımıyla yerime geçtim cam kenarıydı bir kaç dakikaya her yer doluydu yanımda benden çok olsa 2 yaş büyük bir erkek oturuyordu , onun yanında da yine kendi yaşlarında bir erkek vardı . Sanırım arkadaşlardı baya muhabbet ediyorlardı, yanımdaki çocuğun kahverengi saçları mavi gözleri ve kirli sakalları vardı yakışıklıydı yani ama ilgimi çekmiyordu onun yanındaki çocuk ise sarışın ,kirli sakallı ve yeşil gözlüydü o da yakışıklıydı .

 

Hosteslerden biri gelip pişmanlık dolu sesiyle

 

"Afedersiniz hanfendi yanlış yerde oturuyorsunuz" diyince yüzüne baktım .

 

"Ama beni buraya sanırım siz oturtunuz ,nasıl yanlış olur " sesim istem dışı sinirli çıkmıştı

 

"Kusura bakmayın efendim numaranız 102 nolu koltukmuş bir anlık dalgınlıkla 103 no yu göstermişim"

 

"Önemli değil peki hangi koltuğa oturayım" dedim sakince

 

"Yanınızdaki beyle yer değiştirseniz sorun hallolur yerlerinizi karıştırmışım" diyip bekledi yanımdaki mavi gözlere baktım

 

"Önemli değil yer değiştirmesekte olur" diyince çocuk

 

"Prosedür meselesi beyfendi elimde olan bir şey değil " diyince 3 'ümüzde koltuktan kalkıp kenara geçtik .

 

Mavi gözlü benim yerime geçince bende ortaya geçtim yeşil gözlü çocukta diğer yanıma geçti ikisinin ortasında oturmak hiç hoşuma gitmemişti ama ses etmedim.

 

Uçak harekete geçeceği zaman anons geldi ve kemerleri taktık mavi gözlü ile yeşil gözlü çocuk arada ben varım diye pek konuşmuyordu bir saat sonra gözüme bir uyku çöktü uyumak istiyordum ama bu iki çocuğun arasında olmazdı en sonunda dayanamayıp uykuya daldım.

 

Uyandığımda gözlerimi yavaşça açıp bulunduğum duruma baktım kafam mavi gözlü çocuğun omuzundaydı bir elim ise göğsünde duruyordu kalbinin ritmini hissediyordum çok hızlı atıyordu , hemen kafamı ve elimi çektim çocuk direk bana döndü belkide zaten bana bakıyordu ,şapkam açılmış saçlarım yüzümün her santimini açıkta bırakıyordu o an farkettim biri saçımı kulağımın arkasına sıkıştırmıştı . Mavi gözlü çocuğa dönüp

 

"Kusura bakmayın içim geçmiş rahatsızlık verdiysem özür dilerim" dedim mahçupça ama yüzümü açtığı için hala sinirliydim yinede belli etmedim

 

"Önemli değil güzelim benim için zevkti " dedi alayla sırıtırken , işte şimdi sinirlenmeye başlıyordum kaşlarım çatılıyordu saçımı eski haline getirip kaüşonu taktım sessizce önüme döndüm

 

"Madem bu kadar güzelsin yüzünü niye örtüyorsun tatlı şey " dedi yanımdaki yeşil gözlü çocuk bu son noktaydı

 

"O tatlı şeyin size acı vermesini istemiyorsanız susun gerizekalılar" dedim tehlike kokan sesimle

 

"Hırçınsında uçak inince bana gidelim mi ne dersin hem sana kendimi daha iyi tanıtma fırsatım olur yakinen" sinirden patlamak üzereydim niye tüm erkekler aynıydı ki . Mavi gözlü çocuğa dönüp yapmacık bir gülüşle

 

"Evinin adresini ver benim işim bitince gelirim . Gideceğim şehirde kimseyi tanımıyorum hem yakınen birilerini tanımaya ihtiyacım var " dedim yüzüme en içten gülümsememi koymuştum o adresi alınca dünya kaç bucak görecekti nasılsa

 

"Adres tam aklımda değil güzelim ,numaramı versem olmazmı"

Salak çoktan tuzağıma düşmüştü

 

"Olur olur ben seni kesin ararım maviş umarım evin boştur " dedim bakışlarım masumdu ama içimde bir şeytan yatıyordu . Numarasını aldıktan sonra yeşilliye döndüm

 

"Eeee sen vermeyecekmisin numaranı"dedim yine masumca

 

"Tabi tabi hemen " salaklar ikiside salaktı resmen maviliye dönünce kaşları çatılmıştı planım onları birbşrine düşürmek değildi daha başka planlarım vardı sinsiye geçip "ikinizede yeterim çocuklar " diyip dudağımı ısırdım ikisininde aklı gitmişti haraketime . Ağızlarından sadece tamam kelimesi çıktı .

 

sonra anons geldi uçak iniyordu . Uçak durunca herkes yavaşca inmeye başladı valizleri alıp beni bekleyen şöförü aradım çıkışta bekliyormuş peki bu kadar valizi nasıl taşıyacağım ben 5 tane valiz tıklım tıklım dolu

 

"Şşşıııt güzellik " sese bakınca maviş olduğunu anladım bu enayiler bana yardım ederdi

 

"Maviş ,yeşilli bana yardım edermisinizşöför dışarda bekliyor çok fazla valiz var raşıyamıyorum " yeşil gözlü hemen atlayıp

 

"O nasıl söz güzellik tabiki " diyip iki valizi aldı diğer ikisinide mavili alınca banada 1 valiz kaldı salaklar resmen şöförün yanına gidince hemen yanımıza gelip

 

"Melis hanım çağırsaydınız yardım ederdim " dedi mahçupça 40 'lı yaşlarda saçına ak düşmüş ama fiziği yerinde bir adamdı çok babacandı

 

"Önemli değil enay... yani arkadaşlar yardım etti " dedim zor toparlamıştım maviliyle yeşilliye veda edip valizleri bagaja koyduk arka koltuğa geçip şöförün binmesini bekledim

 

"Okula değilmi efendim "

 

"Evet çabuk olalım lütfen" ciddiydim herkese az önceki o iki salağa hayatlarının dersini verecektim bşr daha kimseye sarkamazlardı benden sonra sinirle tısladım "o*uspu çocukları"

 

"Bir şeymi dediniz efendim "

 

"Ha aa şey okul uzaktamı dedim de "

 

"Aslında biraz uzak ormanın içinde şehre baya uzak diyebiliriz"

 

"Anladım " son konuşmamız olmuştu dahası saatler süren bir araba yolculuğu

 

● ● ●

 

Araba ormanın en ıssız yerinde durmuştu , hava çoktan kararmıştı . Saat 21:00 ,dı hangi salak ormanın ortasına okul yaptırır ki burası aşırı ıssızdı ama yollara asfalt dökülmüştü buda medeniyetin tek göstergesiydi arabadan inince gördüğüm manzara ile ağızım açık kaldı .

 

Karşımdaki okul çok büyüktü sanırım 4 katlıydı , koyu renklere sahipti , okulun etrafını uzun duvarlar çevrelemişti . Şöför tek tek valizleri indirdi bende yardım ettim . Valizlerin 3 'ünü o 2 'sini ben aldım ve okula girdik yüzüm olabildiğince örtülüydü kapüşonun şapkası sağolsun, okulun içine girince herkes bize bakıyordu daha çok yanımdaki şöföre . Boş verdim müdürün odasını bulunca şöförüm bana dönüp

 

"Efendim ben gideyim artık iyi akşamlar" dedi ben başımı sallayınca hemen çıkışa yöneldi derin bir nefes alıp kapıyı çaldım ve içeri girdim içeride 30 'lu yaşlarda bir adam vardı

 

"Merhaba ben ... " cümlemi bitiremeden konuşmaya başladı

 

"Hayal Melis Ateş yeni nakil öğrencisi okula hoş geldin Eda hanım sana odanı gösterir yarın derslere başlarsın" gözlerini üzerime dikmiş dudağındaki hafif kıvrımla konuşuyordu hiçte iyi birine benzemiyordu bende gözlerimi dikip "Hayal Melis değil efendim sadece Melis iyi akşamlar" dedim ve tam çıkacakken

 

"Melis Ateş kendine dikkat et , kolyen güzelmiş çıkarmanı tavsiye etmem . İyi akşamlar " bu sözlerde ne demekti kafamı arkaya çevirdim yüzünde hafif bir sırıtış vardı . Umursamadan dışarı çıktım .

 

Dışarıda yine 30 'lu yaşlarda bir kadın vardı .

 

"Ben Eda odan en üstte beni takip et "

2 valizi o almıştı diğer 3 'ü bana kalıyordu askılı olanı koluna taktım diğer iki çekçekliyide ellerime aldım ve takip etmeye başladım basamakları 3 valizle çıkmak çok zordu Eda denen kadın çoktan gözden kaybolmuştu baya hızlıydı . Zorla 3. Kata gelmiştim .

 

Basamakları çıkarken valizim bir şeye takılmıştı . Tam döndüğüm sırada ayağım valize takıldı aşşağ gelişi güzel düşerken kendimi betona hazırlamıştım ama kendimi birinin üstünde bulunca baya afalladım . Gözlerimi yavaşça açtım ve bir çift siyah gözle karşılaştım bem beyaz tenine zıttı gözlerinin rengi . Hemen kalkmaya çalıştım ellerim göğüsünün üstünde duruyodu kaslarını rahatlıkla hissedebiliyordum ve şu an bir erkekle çok yakındık kaşları çatıktı .

 

"Be ben ayağam kaydı özür dilerim" dedim ve hemen üstünden kalktım çoğu kişi bize bakıyordu fısıldaşmalar bile vardı hemen elimi uzattım . Sinirli yüzünü bozmadan elime baktı ve hemen ayağa kalktı . Boyu en az 1.90 dı siyah saçları bembeyaz teni ve yapılı vücuduyla bu zamana kadar gördüğüm bütün erkeklere taş çıkarırdı . Siyah düz saçları önüne geliyordu eliyle bir çırpıda arkaya attırıp gözlerini gözlerime dikti .

 

"Beni tanımadığın çok açık sakar şey "

Bütün ihtişamıyla ben tehlikeliyim diyordu , bir anda üzerime bir adım attı bende tepki olarak bir adım geri attım dudağının kenarı tehlikeyle kıvrılırken

 

"Bir daha olmasın yakarım" diyip merdiven basamaklarını hızla çıkıp gitti bu neydi şimdi kimseyi umursamadan zorla en üst kata çıktım. Eda'yı görünce ona yürüdüm .

 

"Odan burası anahtar üstünde bir şeye ihtiyacın olursa bana deme " diyip gitti gıcık kadın odaya girip dolaba eşyalarımı yerleştirdim işim uzun sürmüştü midem açlıktan ölüyordu odada mini dolap vardı atıştırdıktan sonra hemen kısa bir duş aldım pijamalarımı giyip derin bir uykuya daldım

 

● ● ●

 

Aptal alarm yüzünden uykunun en tatlı yerinde uyandım bir şeyler atıştırıp giysi dolabımı açtım hayatımın kararını verdim o an yüzümü saklamayacaktım eğer güçlü olacaksam yüzümü örtmemem gerekiyordu . Siyah dar paçamın üstüne yine siyah t short ümü giydim siyah düz saçlarımı yan attırıp yine siyah spor ayakkabılarımı geçirdim bütün bu siyaha asi beyaz tenimle şimdi hazırdım.

 

okul çantamı takıp odamın dışına çıktım ve kapıyı kilitledim arkama dönünce sarışın , mavi gözlü bir kız bana bakıyordu yüzü çok güzeldi . Gülümseyişi ilk baharın gelişini müjdeleyen kır çiçekleri gibiydi , narin ve umut dolu .

 

"Merhaba ben Deniz Akay müdür gönderdi bizimle aynı sınıftaymışsın"

Elini uzatmıştı gülümsemesi içtendi bende elimi uzatıp gülümsedim .

 

"Melis Ateş "

 

"Gel benimle Melis okula bayılacaksın dersin başlamasına daha var "

 

"Deniz benimlemi gezmek istiyorsun"

Desim bir çırpıda

 

"Şey yalnızmı takılmak istiyorsun ben özür dilerim gidiyo... " cümlesini bitirmesine izin vermeden ben konuştum .

 

"Hayır hayır beni fazla sevmezlerde ondan dedim , hadi beni sınıfa götür arkadaşlarınla tanıştır" ikimizde gülümsüyorduk bir aşşağı kata indik ve sınıflardan birine girdik .

 

"Burası senin sınıfın tabi benimde, birazdan seni diğer 4 arkadaşımla tanıştırrım 6 kişi oluruz hepimiz " şen şakrak bir kızdı ve bana iyi geliceği kesindi .

 

"Hah bak geldiler " Denizin sesiyle arkama döndüm . Ben 4 tane kız beklerken 4 tane taş sınıfa giriş yaptı ama işin gıcık tarafı dün üstüne düştüğüm çocukta aralarındaydı .

 

"İşte benim yakışıklı arkadaşlarım " diyip yanımıza çağırdı o ukalanın gözleri bendeydi diğerlerininde tabi

 

"Melis bu Metehan Yakar " gösterdiği ukaladan başkası değildi .

 

"Mete bu da Melis Ateş " Mete alaylı gözlerle beni süzerken

 

"Demek sakar kızımız bu sınıftaymış"

Dedi sözlerinden tehlike fışkırıyordu

 

"Demek o ukala senin arkadaşınmış Deniz " benim sözlerimde ise alay vardı .

Bir anda beni sırayla kendi arasına alıp kulağıma fısıldadı .

 

"Biraz daha konuşursan bu ukala seni öldürür" fısıldayışı Azrailin nefesi gibiydi soğuk ve ölümcül , kalbim hızlanıyordu nefesim gibi bana aşırı yakındı . Nefeainin boynumda bıraktığı soğukluk içimi ürpertiyordu .

 

"Çekil şurdan " diyip ittim ama itişim hiç işe yaramadı aksine bana daha da yaklaştı . Adi piç çok güçlüydü

 

"Ben , sen isteyince gitmem kendim isteyince giderim tamammı sakar " tıslamıştı adeta ama boyun eğemezdim ,tam bacak arasına dizimi geçirmeye hazırlanırken

 

"Sakın o aklından geçeni yapma . Mete sende bırak şunu , kız korkudan ölecek şimdi" Mete bir anda önümden çekildi az önce konuşana baktım siyah saçları orta beyazlıkta teni ile baya yakışıklıydı

 

"Melis Meteye bulaşma biraz terstir canını yakar sonra . Neyse bak bu Meriç Kılıç " Meriç denen çocuk Mete'ye vurmadan vuracağımı anlamıştı . Düşüncemi mi okumuştu yoksa, başka türlü anlamasının imkanı yok

Kafayımı yedim acaba

 

"Merhaba" konuşan Meriçti

 

"Merhaba" dedim nazikçe . Yüzünde bir sırıtış vardı.

"Bu da Batuhan Güçlü " sarı saçları beyaz teni ile bu da baya yakışıklıydı. Başımla selam verdim.

 

"Son olarak Mert Karaca" onada başımla selam verdim . Mert ve deniz hariç hepsinin yüzü somurtkandı. Hoca gelince hepimiz yerimize geçtik ben denizin yanına cam kenarda sondan bir öne oturdum arkamızda Mete ve Batuhan, önümüzde ise Mert ve Meriç vardı . Sınıftaki gözler çoğunluğu bana bakıyordu ilk iki ders böyle geçti zil çalınca Deniz 'e döndüm

 

"Ders ne"

"Beden , spor salonuna inecez hadi gel"

 

"Tamam " spor salonu en alt kattaydı ve kocamandı .

Meteker direk basketbol oynamaya başladılar . Denize dönüp

 

"Biz ne yapalım" dedim sporla aram baya iyiydi

 

"Bilmem bir top bulup paslaşabiliriz ikimiz " diyince yüzümü buruşturdum , çok sıkıcıydı

 

"Basketbol oynamaya ne dersin Deniz ,hem şu dörtlüyle de kaynaşmış olurum " yüzünde endişe vardı . Ama hemen toparlanıp gülümsedi .

 

"Olur bi soralım " diyip 4 ' lü nün yanına gittik biraz izleyince hem çok sert hem de hızlı oynuyorlardı

Fazlamı hızlılardı acaba

 

"Beyler 2 oyuncuya daha yer varmı acaba " Deniz in sorusuyla 4 'üde bize döndü Mert bana gülümseyerek bakarken diğer 3' ü sinirle bakıyordu Batuhan 'ın bakışlarında sinirin yanında alayda vardı ,acaba ters bir hareketmi yaptım , Mete ise gözleriyle öldürüyordu resmen piç bende ona ölümcül bakışlar attım

 

"Olmaz yanındaki sakar bir yerini filan incitir uğraşamam şimdi" konuşan Mete' den başkası değildi it

 

"Fazla sert oynamazsanız bir şey olmaz " dedi Deniz

 

"Olmaz dedim Deniz üsteleme " işte şimdi damara basma sırası bendeydi

 

"Boş ver Deniz kaybederim diye korktu sanırım üstelemeyelim" gurursuz biri olsa susar bakalım ne yapacak Mete. Denizi tutup götürecekken

 

"Damarıma basmaya çalıştığını biliyorum sakar , madem bu kadar oynamak istiyosun oynayalım ama iddasına varmısın " dediğinde şaşırdım

 

"Ne " ağızımdan istem dışı kaçmıştı

 

"Kaybederim diye korkuyorsun sanırım üstelemeyelim"

 

"Beni kendi silahımla vuracağını sanıyorsan yanılıyorsun idda şu kaybeden kazananın istediği bir şeyi yapacak varmısın" herkes şaşkındı beni tanımıyolardı daha ama tanıyacaklardı

 

"Ne istersem yapacaksan ben varım" bu pisikopat her şey isteyebilir , geri adım yok ama

 

"Anlaştık hadi başlayalım" Mete'nin yüzünde teklikeli bir gülümseme vardı

 

"Deniz benimle" dedi Mete . Mert , Batuhan ve Meriçe döndüm hiç biri benim takımda olmak istemiyordu sanki

 

"Şey kimseyi zorlayamam katılmak isteyen " hiç umudum yoktu

 

"Ben senin takımdayım " konuşan Mert 'ti gülümseyerek yanıma geçti

 

"Mete ben seninleyim " Batuhan Mete'nin yanına geçti

 

"Anlaşılan bende Melis'leyim " Meriç istemeyerkte olsa yan tarafıma geçti

 

"İlk 10 olan kazanır başlayalım" dedi Mete

 

"Dur bakalım Mert'ten emin değilim ama Meriç benim takımda olmak istemiyor nereden bileyim size yardım etmeyeceğini onlarıda iddaya dahil ediyorum şimdi başlayabiliriz "

Maça başlamıştık top Meriç 'teydi herkesin hamlesini önceden biliyor gibi tek tek aşıyordu basket topunu sektirerk ilk basketi attı 1 .0 öndeydik top Mete' ye geçti tam önünde durdum baya hızlıydı topu almaya çalışıyordum ama çok hızlıydı

 

"Bir dahakine denginle oyna insan" bu neydi şimdi kendi insan değilmiş gibi konuşuyor, tam topu alacakken olduğu yerden basket attı . Bu güç nereden geliyordu lan .Bu sefer bendeydi sektirerek karşı potaya gidiyordum önüme Mete geçiti hızlı bir hareketle topu alacakken ondan önce davranıp hemen arkasına geçtim önüm boştu bu basket baya kolay olacaktı .

 

Zemine bakarak potaya koşuyordum önüme birden Batuhan çıkınca az kalsın topu bırakıyordum ne ara geldi buraya hiç bir fikrim yok , arkama dönüp birine pas verecekken Mete'yi görmem bir oldu ikisi arasında sıkışmıştım ikiside üstüme gelmeye başladı ne yapacaktım tam sağa gidecekken Mete önümü kapattı Batuhanında diğer tarafı kapattığına adım kadar emindim

 

"Bir kıza iki erkek iyiymiş " diyip piç gülüşü yaptım . Bakalım güzelliğim bir işe yarayacak mı ? şimdi , önüme gelen uzun saçlarım yüzümü kapatıyordu elimle yavaşça arkaya ittim alt dudağımı ısırdım en alımlı bakışlarımı attım . Mete'nin bir an afalladığını görünce hemen yanından geçip potaya ilerledim ve basket attım . Mete ile Batuhan a dönünce baya bozulmuşa benziyorlardı

 

"Bir dahakine denginle oyna ukala " diyip topu sertçe Mete'ye attım çok sinirlenmişti.

 

Bayadır oynuyorduk durum 9.9 du atan kazanıyordu top Batuhan'daydı

Önüne Mert geçti. Soluma bakınca Mete bana bakıyordu sanki yiyicekmişim gibi

 

"AMK içimden geçiyorsun lan " duyduklarım şakadır inşallah , Batuhan' a dönünce bana bakıyordu . Mert elinde topu sektirerek .

 

"Lan it demin görünmez olup kızın önüne geçince suç değil bu mu suç " ne oluyor lan . Birden Mert 'te durdu bana bakıyorlardı

 

"Yani aynı içimden geçiyo gibi top çalıyorsun şerefsiz" Batuhan baya endişeliydi ya da ben öyle sanıyordum

 

"Ya sen , bir orda bir burda görünmez gibi dolanıyorsun pezevenk " şakasına söyleniyolarmış ,ya ne olacaktı toplu birlik ışınmı çıkaracaklardı

Mert topu bana atınca devam ettik son sayıydı önüme Mete geçince durdum yavaş yavaş üstüme geliyordu bir kaç adım geriledimbirine çarpınca durdum bakınca Batuhan'dı

 

"Korkma ufaklık yemem seni " sinsilik akıyordu resmen sözlerinden . Yine ikisinin arasındaydım topu Meriç 'e attım ama Mete hızlı bir hareketle topu kaptı . Hızla potaya gidiyordu ve gördüğüm kadarıyla attıklarının hepsi tutuyordu .

 

Önüne Meriç geçti bende diğer tarafa geçtim ikimizden birini aşması gerekiyordu tabikide beni seçti, omzuma omuzunu bilerek geçirdi ben yere düşerken o çoktan son sayıyı kazanmıştı . Kaybetmiştim ayağa kalkınca salondaki herkesin bana baktığını fark ettim . Kıyafetlerim mi açıldı diye baktım ama hayır , yüzümdemi bir şey vardı acaba

 

"Lanet olsun dayanamıyorum " konuşan Batuhan 'dı

 

"Bende dayanamıyorum hiç böyle bu kadar susamamıştım lanet koku" Meriç resmen isyan etmişti ,ne oluyor lan korkmaya başlıyordum Mete 'ye dönünce gözleri kıp kırmızıydı spor salonundaki herkesin gözleri kıp kırmızıydı

 

"Nesiniz ya siz " Herkes üstüme yürümeye başladı o an farkettim kolyem düşmüştü .

 

Birden Mete beni duvara yapıştırdı gözleri boynumla gözleri arasında gidip geliyordu yutkunup

 

"Sakin ol" dedi gözleri hala kırmızıydı elleride buz gibi birden beni kucağına aldı

 

"Sıkı tutun " dedi ve koşmaya başladı , boynuna sıkıca sarıldım gözlerimi açınca en üst kattaydık nasıl olur daha demin en alt kattaydık bir insanın bu kadar hızlı olması imkansız . Hala kucağındaydım odalardan birine yaklaşıp

" kapıyı aç "dedi yavaşça kapıyı açtım burası benim odam değildi çoğunluğu siyahla döşenmişti içeri girip kapıyı ayağıyla örttü

 

"Az önce aşşağıda ne oldu ve sen niye bana yardım ediyorsun"

Dediğim anda kendimi yerde buldum adi beni yere atmıştı

 

"Sana yardım ettiğimi nerden çıkardın belkide seni sadece kendime istiyorum" gözleri hala kırmızıydı , yavaş adımlarla üstüme gelmeye başladı yerde sürünerek geri geri gidiyordum Mete 'nin her adımında kalbim daha da hızlanıyordu korku beni ele geçiriyordu , karşımda ki adam tehlikenin beden bulmuş haliydi , yutkundum sırtım yatağa değince durmak zorunda kaldım

 

"Ne yapacaksın bana " yüzünde şaytanın izlerini taşıyan tehlikeli gülümsemesi vardı . Yavaşça ayağa kalktım tam karşımdaydı . Gülümsemesi şeytanı kıskandırırdı Öyle ki karşısında titrememek için çaba sarf ediyordum uzun boyuyla benden üstünlüğü korkmama yetiyordu birden beni yatağa itti daha ne olduğunu anlamadan üstüme çıktı Gözleri Hala kırmızıydı eğleniyordu ama beni de bu korkutuyordu

 

"Ne yapmamı istersin" 3 kelime bir insanı ancak bu kadar korkutur du.

 

Evet arkadaşlar okuyalım sayfamızda önerelim paylaşalım 3000 kelimelik bu bölüme gelsin yorumlar gelsin oylar

 

Devam etmemi isteyen belirtsin lütfen

 

Destek atalım kitaba

 

Sırf yorum olsun diye yazmayalım ne kadar kötü olursa olsun gerçek düşüncenizi yazın

 

Sevgilerle canlar

 

Erkek baş rol hakkında ne düşünüyosunuz

 

Loading...
0%