Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21. Kanlı Yazılar

@hayal_crtk

İnstagram : hayal_crtk

 

Ölü ruhlar mezarlığı gibiydi , benlikleri en saf hallerindeydi. Kimsi acıydı , kimisi öfke , kimside sadece aşık...

 

✴✴✴✴✴✴

X

 

Elindeki telefonu havaya kaldırıp ikimizi bir aynı kareye sığdırmaya çalışan vampir kameraya bakıp gülümsememi bekliyordu , peki o neden kameraya bu kadar garip bakıyordu. Beni güldürmeye çalışan adam neden bu kadar endişeli gözüküyordu , hayır endişe değil , onda pişmanlığın ölü hayeleti dolanıyordu çok saftı , ama aynı zamandada orda olup olmadığını bilmeyeceğiniz kadar silik.

 

"Kamerana gülümsemeyeceğim Metehan" dedim donuk, suratsız bir şekilde , daha şimdi o kamerayla sana şov yapacağım diyen ben değilmiydim oysa ki. ne kameraya gülümseyecektim nede Metehan'a. Bana o kadar basit imalarda bulunup adımın ayaklar altına alınmasına neden olan adamın ne kamerasına nede kendine artık gülümsemeyecektim. Onun için gurur önemli olmayabilirdi ama benim için öyle değili gurulu biriydim ben , ama sabır etmiştim her dediğini umursamama denizlerime atmış ve boğulmalarını beklemiştim , onlar can çekişip ölürken kendi ruhumun toza dönüş yanmış küllerinden kaybetmiştim yine. Lakin son dediği laflar bana değil ailemeydi , her şeyi geçmiştim ama ailemi geçemezdim. Bu sefer affetmeyecektim. "O fotoğraflarıda kime göstereceksen göster , zaten yeterince adımı iki paralık ettin. Bu fotoda senin en büyük delilin olsun" dedim ve onun çatılan kaşlarını umursamadan , masaya doğru ilerlemeye başladım. Ama bir elimin ona bağlı olduğunu unuttuğum için masaya yaklaşamamıştım bile.

 

"Büyük laflar etmeyi bırak sakar , elimden her an kaza çıkabilir" ona döndüğümde duygusuzca baktım gözlerine.

 

"Beni korkutuyorsun Metehan , ama aynı zamanda ruhumuda çalıyorsun. İçimdeki korkuda bunun içinde uçup gidiyor. O yüzden elinden çıkacak hiç bir kaza beni korkutamaz , en fazla ölürüm" dedim ve Deniz'den rica ederek fermuarını açtırdığım kostümden çıktım. Gözlerim Metehan'ı esiri yaptığında ilk kez onu öfkeli değil bu kadar garip görüyordum , sanki o küçük bir çocuktu ve en sevdiği oyuncağı ellerinden kayıp gitmişti. Avucunda sıktığı kostüm tamda ellerimizin birleştiği kısımdı. Elinden kayıp giden oyuncağın kefenini tutuyordu sanki. Peki kendi neden o kefenin içindeydi hala. Oyuncağı önemsemiyordu ki , oyuncağına hep zarar veriyor , eziyor , parçalıyor sonrada yırttığı yerleri beceriksizce dikmeye çalışıyordu. Bu kadar sevmediği oyuncak ondan gittiyse mutlu olmalıydı ama değildi.

 

●°•●°

 

 

Saatler ilerleyince uykum geldiği için eve girmiştim ama Deniz'in kuş tüğü yatağı bile uykumu getirmiyordu. Canım acımıyordu ama ruhum can çekişiyordu sanki. Daha fazla yatakta kalamayacağımı farkedince üzerimdeki partiden kalma kıyafetleri umursamadan evin çatısına çıkan merdivenlere yöneldim. Deniz gardrobundan giyinebileceğimi söylemişti ama üstümü değiştirmek istememiştim nedensizce. Karanlık çatıya çıktığımda çatının düz zemininde temkinlice ilerledim , esen serin bir rüzgar saçlarımı ordan oraya savuruyordu , saçlarım her yüzümü okşamasına sanki tokat yemiş gibi hissediyordum. Çatının ucuna geldiğimde oturup ayaklarımı sarkıttım aşşağıya , yanlızlığı iliklerime kadar hissetmek istiyordum o an. Hissettimde , yanlız olduğum en gerçek şeydi.

 

"Ben... özür dilerim" derin bir nefes aldım ve kafamı eğdim. Kafamı yıdızlarla kaplı gökyüzüne kaldırdığımda özlemle iç çekti. "Özür dilerim baba , ben sana layık bir evlat olamadım" gözümden bir damla yaş süzüldü hemen. Babamı hatırlamak bile acımı en derinlerden çıkarıyordu. "Ben... baba ben , senin burda olmamana ilk kez seviniyorum belkide. Burda olsaydın kızının sürtük lakabı almış olmasına dayanamazdın çünkü." Göz yaşlarım ırmak misali akarken hıçkırarak ağladım. "Yaşadıklarıma rağmen o lakabı her duyduğumda canım yanıyor , onları durduramıyorum baba" göz yaşlarımı sildim. "Bir oğlan var , Metehan.. , canımı yakıyor ama bana vurmuyor , saçımı yoluyor ama kesmiyor , bazen iyi bile davranıyor hatta biliyormusun baba , bu gün sevgilim miş gibi davranıp beni korudu" gülümsedim. "Ama -hıçkırık ve gözyaşları- ardı sıra bana basit olduğumu söyledi" gök yüzündeki en parlak yıldıza baktım. "Hayır onun dediklerine hiç aldırmadım , ama baba o artık bana değil sanada laf etmeye başladı ve derinlerde verdiğim savaşı kaybediyorum baba , karanlık kazanmak üzere. Melis çok iyi biri değil ama o karanlık çok kötü. İçimde korkunç bir kötülük olduğunu biliyorum , peki benim içimdeki iyilik nerde baba -ağladım- neden onu hiç görmedim babam , içimde böyle bir kötülük varsa iyilikte olmalı ama ben ondan hiç bir iz bulamıyorum." Çatının ucundan çekilip ayağa kalktım. "Yıllar önce benden bir şey çaldıklarını biliyordum baba , ama hayır onlar çalmamış , onlar öldürmüş , iyiliğimi öldürmüşler. Melis iyi biri ama aynı zamandada kötü , o iki tarafın ortası Hayal'se çok kötü , acımasız iyi değil. Peki benim saf iyilik kokan yanım nerde babam." Tükenmiş hissetsemde durmadım. "Bu gün biri daha öldü baba , ben Melis'in öldüğünü hissettim. O acı çekerek öldü , şu anda kimim bilmiyorum bile , karanlık beni ele geçirmeye çalışıyor kazanmak üzere, biliyorum" gözlerimi yere indirdim. "Bana yardım edecek kimse yok , seni çok özledim baba , en kısa zamanda yanına gelirim umarım"

 

"Gitmen için seni bırakacağımı kim söyledi" arkamdan duyduğum sesle irkilerek o yöne döndüm ama zifiri karanlıkta seçebildiğim sadece kızıl gözlerdi. Metehan ne arıyordu burda.

 

"İzin alacağımı kim söyledi peki" dedim onu tersleyerek. Ben onu göremesemde o beni net bir şekilde görüyordu biliyorum , göz yaşlarımı daha fazla görmesin diye hemen arkamı döndüm ve ellerimle yüzümü sildim.

 

"İzin alıp almaman zerre umrumda değil sakar" bana yaklaşan adım seslerini duydum. "Ben bildiğime bakarım o kadar" üşüdüğümü hissedip kollarımı göğsümün altında bağladım. Hava serindi biraz.

 

"Dediğim her kelimeyi duyduğunu biliyorum" dedim konuyu değiştirmek için. Hayalden bahsedişimi duyduğunu biliyordum , her şeyi hatırladığımı anlamış olmayıdı ama buna rağmen tepkisiz kalıyordu.

 

"Her nefes alıp verdiğinde vücuduna giren oksijen miktarını bile biliyorum" yanıma daha fazla yaklaştığını duydum. "Ama dediklerinin hiç birini duymadım sakar , sende unut" vücuduma arkadan sarılan kollar çıplak belimi bir anlığına dahada üşütmüştü. Hemen ellerimi Metehan'ın güçlü kollarına koyup benden ayrılmasını sağladım. Ama biliyordum ki bana izin vermese ondan ayrılamazdım.

 

"Unutacağım şeyler yapmadın Metehan , o yüzden karşıma çıkma benim" dedim tekrar gök yüzüne kaydı bakışlarım.

 

"Bana adımla seslenmekten vazgeç sakar" hırsla söylenen vampir aniden beni omuzlarımdan kavrayıp kendine çevirdi. Karanlıkta ay gibi parlayan kızıl gözlerini görebiliyordum sadece. "Ben ukalayım"

 

"Bende sadece bir sürtüğüm , o yüzden sana sıfat takmak haddime değil" diyerek ondan yine uzaklaşmaya çalıştım ama bu sefer izin vermedi. Yüzüme doğru eğildiğini yaklaşan kızıl gözlerinden anladım.

 

"Sana arada sırada basit kız muamelesi yapıyorsam ne var yani" gözlerim hayal kırıklığıyla yere inerken içimi bir nefret kapladı. "Bu günmü küsmek aklına geldi"

 

Saat 03 : 41

 

Metehan'ın suratına tokat attığım ilk an...

 

Bu günün daha başında korkularımdan birine tokat atmıştım , ama pişman değildim , haketmişti. Yeminle rahatlamıştım.

 

"Sen dün bana değil aileme basit muamelesi yaptın , babama ve anneme bir canavar gibi saldırdın. Ben sana bu gün küsemdim , dünde küsmedim ben seni dün sildim Metehan" dedim ve aşşağı inmek için damın diğer ucundaki merdivenlere ilerledim. arkamda nasıl bir bomba bıraktım bilmiyordum ama umursamadım. Tam merdivenlere geldiğimde arkamda seslendi Metehan.

 

"Sana silidiğin şeyi kanla yazdıracağım sakar" durmaksızın ilerleyip aşşağı kata indim ve yatak odasına geçip yatağa uzandım. Uzun bir gün olacaktı.

 

 

 

 

 

 

İNSTAGRAM : hayal_crtk

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%