@hayal_crtk
|
❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥 Buğulu bir camdan etrafı izlemeye çalışıyor gibiydim , soğuk ve acı tüm bedenimi sarmıştı , sesimi çıkaramıyordum çünkü ağzımı kapatmıştı... sanırım çığlıklarımı duymakta ona acı veriyordu ama durmuyordu da , açlıkla dişini daha derine saplıyordu. Boğuk çığlıklarım onu durdurmaya yetmiyordu ve gücüm tükenmeye başlamıştı bedenim hissizleşiyordu artık. Gözlerim kansızlıktan kapanma noktasına geldiğinde onun boynumdan çekildiğini farkettim ama kımıldayamıyordum artık , büyük elini ağzımdan çeksede tek yaptığım yatmaktı elimi boynuma bile götürecek gücüm kalmamıştı. Gördüklerimi idrak etmekte zorlanıyordum artık sanırım benimle konuşuyordu ama duyamıyordum , bulanık görüyordum hala. Yattığım yerden havalandığımı farkettim ama nereye gidiyordum yada ne yapıyordu bilmiyorum zihnim kapanmak üzereydi sadece net olarak bir şey duyuyordum oda "Ben ne yaptım" diyordu hemde defalarca hiç durmadan. Bulanık görüşüme iki kişi daha girdiğinde kim olduklarını bile seçememiştin , tüm sesler boğuktu artık, yüksek ve boğuk sesler... Ağzımdan aşşağı bir sıvının aktığını hissettim ama ne olduğunu anlayamamıştım, sonra kolumda ufak bir acı... yumuşak bir yere yatırıldım alnımda sürekli gezen bir el vardı, boynumda ki acıyan yarada bir ıslaklık hissettim ve ardı sırada sıcak bir dokunuş sonra ne oldu bilmiyorum ama boynumda ki acı azaldı ve ışıklar benim için tamamen söndü. °°°°°°°°°°°°° Yüzüme vuran ışıkla suratımı buruşturup sağıma döndüm bu seferde acıyan boynumla homurdanarak elimi acıyan yere götürdüm , elime değen bandaj gözlerimi açmama sebep oldu tavanla bakışırken bir an ne olduğunu anlamadığım için aniden yerimden doğruldum ve yataktan çıktım ama çıkar çıkmaz gözlerim karardı ve kendimi yerde buldum. Elimi başıma koydum tüm dünyam dönüyordu resmen , bir kaç dakika sonra biraz daha iyi hissedince kalkıp yatağa oturmayı başarmıştım. Aklıma gelen şeylerle dün yaşadıklarımı hatırladım , Metehan beni ısırmıştı hemde bayıltana kadar durmamıştı , kolyem kokumu gizlemediği için olmuştu tüm bunlar ama anlamadığım kolyem hep boynumdaydı demek ki büyüsü o an bozulmuştu. Odanın kapısı pat diye açılınca gelen Metehan'ı gördüm elim hemen boynuma gitmişti refleks olarak , ayağa kalkıp bana yaklaşmamasını diledim ama beklediğim gibi olmadı aksine Metehan tüm mesafeleri yerle bir edip gelip bana sarılmıştı "iyisin" demişti saçlarımın arasına , sonrada derin bir nefes çekti içine "iyisin sakar" ona sarılmadım ama o bana uzun sarıldı ve sonunda çekildiğinde ellerinin arasına yüzümü alıp gözlerimin en derinine baktı , bakışları boynumda ki bandaja kaydığında yüzü sıkıntıyla kasıldı "özür dilerim" dedi "kendimde değildim sakar günlerdir beslenmemiştim" ona tip tip baktığımı biliyorum ama karşımda ki adam Metehan olamazdı , benden özür diliyordu... Ve açıklama yapıyordu... "Beni öpmeye çalıştın" evet o kadar lafın ve düşüncenin içinde bunu demiştim ona çünkü böyle bir şeyin tekrar olmasını istemiyordum , kafasına göre beni sıkıştıramazdı... Ölebilir di ... Anlamaz gözlerle baktı bana Metehan sanki hatırlamıyormuş gibi. "Öyle mi yaptım" dedi sonra ve bakışları dudaklarıma kaydı hemen , harelerine arzu ve istek bulaştı o an bende istemsiz öptüğüm dudaklara baktım , o dudakları öpmüştüm ve bunu tek bilen bendim. Sadece ben... "Sadece sen değil , artık bende biliyorum sapık seni" duyduğumuz sesle kapıya döndük ve kapıya yaslanıp bizi izleyen Meriç'le bakıştık Metehan ve ben aynı anda öksürük krizine girmiştik. Ne yani Metehan'da mı aklından fesat düşünceler geçiriyordu. "Sakin olun benden laf çıkmaz tabiki yatak fantazinizi anlatmayacağım yada karşınızdakinin dudaklarını ne kadar öpmek istediğinizi" bu sözler Metehan içindi çünkü benim aklımda böyle fantazi vs yoktu.. bir dakika Metehan benimle yatak düşünceleri mi kuruyordu yani. Direk Ukalaya baktım oda bana bakıyordu ve vampirlerin yüzü kızarsa yeminle onun ki kızarırdı o an , ama neyseki benim yüzüm ikimiz içinde kızarıyordu. "Yok öyle bir şey sakar seni ne öpmek nede yatakta bir şeyler yapmak istiyorum Meriç yalan söylüyor" dedi Metehan "Evet yalan söylüyorum ben hatta biriniz ölmüşken diğerinizin ona sapıkça bir şey yaptığıda yalan" meriç direk bana bakarak konuşmuştu Metehan'ı öptüğümü ima ediyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum bu seferde Metehan bana anlamazca baktığında elim beceriksizce saçlarıma gitti. "Evet ukala Meriç yalan söylüyor baksana" diyerek güldüm ama Allah görüyor ya hiç bu kadar sahte güldüğümü bilmem. Metehan sanki kafasına bir şey yeni dank etmişçesine gözlerini ayırdı. "Ölen bensem sapıklık yapanda sendin" Metehan muzurca gülümserken "ne yaptın" dedi ama sadece sustum. Ama o durmadı "ölüme ne yaptın sakar" "Bir şey yapmadım ben , Meriç doğruyu söylesene" kafamı Meriç'e çevirmiştim. Ama o hiç oralı olmadı ve odadan çıkıp gitti , yine yanlız kalmıştık. "Yaptın yaptın" Metehan kollarımdan tutup gülümsedi. "Sapık herif yapmadım bırak beni" dedim "madem Meriç doğru söylüyor o zaman sen beni uygunsuz şekilde düşünüyorsun" "Evet düşündüm , Meriç doğru söylüyor yani bu demek ki sen ben ölüyken bana bir şey yaptın ve şimdi yaptığın şeyden utanıyorsun" ağzım kocaman açıldı ve odadan resmen kaçtım Metehan'da ardımdan geliyordu "nereme dokundun doğru söyle" iki elimle kulaklarımı tıkadım ve medivenleri indim bir anda beni tutup kendine çeken vampir arsızca gülümsüyordu "utanıyorsun sakar , kaçıyorsun" "Kaçmıyorum" dedim ve kaçtım. Günün geri kalanında Metehan beni her bulduğu yerde sıkıştırmış ve ne yaptığımı öğrenmeye çalışmıştı ama ona asla gerçeği söylememiştim , arsız herifin tekiydi. Bahçede bir ağacın arkasında oturuyordum , en son buraya sığınmıştım vücudum yorgunluktan ölüyordu resmen , dün akşam Metehan kanımı emerken durmasının tek sebebi kolyemin kokumu tekrar gizlemesiymiş tamda üstüne Batuhan ve Meriç gelmiş hemde kan serumlarıyla , alel acele kan gurubum olan 0 negatif kanı takmışlar koluma , tabiki hep kan içtikleri için kan gurubumu bilmeleri çok normal , Meriç'in dediğine göre kokusundan bile anlıyorlarmış. Telefonla uğraşırken bir numaranın aradığını görünce merakla kaşlarımı kaldırdım beni yabanı numara aramazdı ki , yinede açıp kulağıma götürdüm. "Alo" dedim karşı tarafa ama ses gelmedi "alo kimsiniz" yine ses gelmeyince sinirlenip kapattım telefonu. Sanırım yanlış bir numaraydı... "Sakar?" Uzaktan duyduğum sesle artık kriz geçirmenin eşiğindeydim evin ordan beni çağıran adam şaka olmalıydı. "Eğer ortaya çıkmazsan çok fena olur" dedi ama ben yinede çıkmadım. "Gece benimle aynı yatakta uyursun bak" ne? Aynı yatak mı? Beni böyle kandıramazdı asla onunla uyumayacağım... "Dediğimi yapacağımı biliyorsun" bu sefer ona izin vermeyecektim "seni dinlemem" kaşlarımı çattım ama ağacın arkasından çıkmadım. "Sakar dedim" sesi artık daha yakından geliyordu. "Sanırım burda değil , bide arka bahçeye bakayım" duyduğum ayak sesleriyle rahat bir soluk verdim. Yerimden kalkıp üstümü sikeledim. "Sonunda gitti , yoksa yine başlayacaktı neremi elledin neremi yaladın diye" söylenerek ağacın arkasından çıktım ve çıktığım an Metehan'la burun buruna geldim , gitmemiş miydi bu adam? Telaşla dudağımı ısırdım ve beceriksizce gülümsedim "Aaa ukala sen burda mıydın?" Oysa o tek kaşını kaldırmıştı bile yüzündeki en belirgin ifade 'bu kıza ne yapsam' dı "geldiğini anlamadım" desemde yüzünde mimik oynamıyordu. "Demek sonunda gitti ha" dedi en sonunda , üzerime bir adım geldiğinde bende geriye bir adım kaçtım. "Demek neremi elledin diye başlayacaktım ha" yine üzerime gelince yine kaçtım "ben sana ne yapayım şimdi Sakar , sen yaramazlık kotanı doldurmadın mı?" Yine üzerime geldi ve ben yine geriye gittim. "Aslında çokta şey yapmamak lazım sonuçta senin kanını emmedim hemde boğazını ısırarak" diye kendimi savundum bir yandan ama sesim kedi gibi çıkmıştı. Bana muzurca bakan Vampir eğleniyor gibiydi "Yada bir öpücükle öldürüp mezara sokmadın dimi" diye üstüme tekrar geldi ve ben tekrar kaçtım. "Yada Ali olup tecavüz etmeye çalışmadım" dedim bende bu sefer kaşlarını çattı. "Yada arkadaşlarına zarar vermedim hemde havuzda kaynatarak" dedi oda üstüme yürüyordu durmadan bende geriye kaçıyordum hep. "Yada sana ve arkadaşlarına sürtük diyip psikolojik şiddet uygulamadım" kaşları dahada çatıldı bana değilde yaptığına öfkeli gibiydi. "Yada tüm okulu elektrikle çarpıp az daha öldürmüyordum" dedi "Yada tüm okulun önünde sana oruspu muamelesi yapıp bide üstüne düşmanıma peşkeş çekmedim" dedim kaşlarımı çatıp. "Yada okula geldiğim an senin üstüne düşmedim" dedi oda. "Yada sırf uyudun diye sabaha kadar klima karşısında titretmedim" bana uzunca baktı ve diyecek bir şey bulamadı "boşuna uğraşma ukala bu yarışı sen kazanamazsın çünkü benim yaptıklarım senin eserin senin bana yaptıklarınsa başkalarının eseri" öfkeyle soludu Metehan "Hep yüzüme vurmasan olmuyor dimi" dedi sonrada ona alayla gülümsedim. "Yaptıkların unutulacak şeyler değil , sen beni bir kere değil çok kere parçaladın , o yüzden benden yüzüne vurmamamı bekleme" uzunca baktı gözlerime haklı olduğumu bilerek baktı , bende haksız olduğunu bilerek baktım diyecek sözü yoktu artık yada ben düşünüyordum. "Sen bu okula adım attığın ilk gün insanlardan en çok nefret eden vampirin üstüne düştün güzelim , nefes alman bile bana battı varlığından nefret ettim , güzel oluşundan nefret ettim , konuşmandan , susmandan , bakışlarından her şeyden nefret ettim belki sen bu kadar dik başlı olmasan sana bu kadar çektirmezdim ama yaptım işte yinede en çok beni etkilemenden nefret ettim" dedi "bir insan beni böyle etkileyip tahrik edemezdi ama sen yaptın ve bunu erkeklerden nefret ederken yaptın bu durumu güzelliğine bağladım ama senden etkilenmemin sebebi bu değilmiş , sen bana her kafa tutuşunda sana sürtük dedim çünkü öyle olmadığını biliyordum bunun seni kıracağını biliyordum çok şey yaptım piç gibi davrandım ve halada davranacağım karakterim böyle demek ki geçmiş geri gelmiyor" koluma uzanıp yanına nazikçe çekti "ben piçin tekiyim Sakar , gözü dönünce her şeyi parçalayan kırıp döken bir ayıyım ama sende az değilsin beni dize getirecek olan tek kadın var , oda sensin güzelim" elleri yanaklarımı buldu "Bu ne demek şimdi" dedim bende anlamayarak oysa bana gülümsedi "Bilmem artık bunu bir düşün ne demek istediğimi kendin anla , bu arada sakar ben sana o kadar şey yaptım ama sen bana sonradan hepsini ödettin" "Yinede burnun sürtmedi iyice" diye kaş çattım oda bana kaş çattı "Senin için öldüm kadın daha ne istiyorsun" yanaklarımı sıkarak konuşmuştu. "Çok kısa öldün ama iki üç gün yetmedi bana" evet ciddiydim , ölmemesi iyiydi ama çok kısa sürmüştü ölümüde. "İstersen benim ölüm nöbetine senin devam etmeni sağlayım" diyen adam sen şimdi görürsün gibisinden kafasını sallamıştı "Yok ben almayayım" ellerini tutup yanaklarımdan ittim ve ondan kaçmaya başladım , eğer orda dursam kesin yine bir şeyler yapacaktı. "Daha öğrenemedin dimi sakar , vampirlerden koşarak kaçamazsın" ama denemek bedavaydı tam evin kapısına gelmiştim ki Metehan bir anda önüme çıktı , yerimde hopladım korkudan. "İndir beni ukala biri görecek yanlış anlayacak" omuzuna bir tane vurdum ama tın demedi "Tüm dünya görüp yanlış anlasa nolur , sanki umrumuzda" kaşlarımı çattım söylediklerine karşın "Benim umrumda be adam" "Sus bakalım umrumuzda değil dediysem bitmiştir , birazdan akşam olacak kendi isteğinle çıkmadığın için bu gece beraber uyuyacağız" asla olmaz "itiraz etmek için o güzel dilini yorma" Salona geçince beni koltuğa bırakan adam yanıma geçti ama ben hemen kalkmıştım "duş almam lazım" diyerek. Mutfaktan elinde bardakla çıkan Meriç eliyle boynumu işaret edip "orayı streçe sar su değmesin" dedi. Ama kesin yaradan sadece iz kalmıştır vücudum yaraları çok hızlı iyileştiriyordu. Bandajı çekip çıkardım ve elimle yokladığımda artık oranın acımadığını farkettim , sadece kabuk bağlamış yaralar vardı . "Canını çok yaktım mı" dedi Metehan gözleri yara izindeyken , pişmandı yaptığına ama karşıda koyamamıştı. "Evet ama alışkınım bu daha ne ki" dedim gülümseyerek , iki vampir bana sorgularca bakarken umursamadan medivenlere yöneldim "Kağan gelecek birazdan ve Büyücü bölümünden Akın adında bir çocuk , Şahmeran hakkında konuşacaklar büyük ihtimal" Meriç'i umursamadan üst kata çıktım. "Haspam sen kimsinde beni umursamıyorsun" diye arkamdan bağıran vampiri yine umursamadım :D güzel bir duştan sonra kıyafetlerimi seçip hazırlanmıştım üstüme ipli krem rengi saten bir elbise giymiştim elbise midi boydu ve özellikle bel kısmıma çok güzel oturmuştu , omuzlarımdaki ipler kurdele şekilinde bağlanmıştı ve sırtımın yarısına kadar inen ince çapraz iplerden dekoltesi vardı. Ayaklarıma evde giymek için altı temiz olan topuklu beyaz terliklerimi geçirmiştim. Topuklar abartılı değildi ve yürümek kolaydı , saçlarımı kurutup taramıştım ve her zamanki gibi düz bir şekilde omuzlarımdan aşşağı inmek yerine bu gün dalgalı bir hal almıştı saçlarım , bu durumu garipsemiyordum çünkü arada dalgalı ve bazende kıvırcık bile oluyordu bu saçlar , kıyafete göre şekli değişiyordu nedense ama genel olarak düzdü.  (Melisin elbisesi temsili) . Odada işim bittiğinde aşşağı kata inmek için dışarı çıktım ve merdivenleri inmeye başladım ayağımdaki terlikler şipidi şipidi sesler çıkarıyordu , salon görüş açıma girdiğinde Metehan'la göz göze gelmiştim , her zamanki gibi çatık olan kaşları dahada çatıldı , koltuktan kalkamıyordu da çünkü Kağan lar gelmişti ama onlar bana sırtı dönük oturuyordu , salona girdiğimde tüm gözler bana döndü "hoş geldiniz" dedim Kağan'a ve yanında ki Akın denen büyücüye Kağan hafifçe kafasını salladı cevaben bir yandan da gözleriyle beni süzüyordu , beğeni dolu bakışları beni mutlu etmek yerine sadece germişti. Akın denen büyücüyse samimice gülümsedi ve "hoş buldum" dedi gözlerini üzerimde gezdirmemişti bile öyle uzun uzun. "Dön lan önüne Köpek" Metehan'ın Kağan'a çıkışmasıyla bakışlarım ona kaydı , kendini zor tutuyor gibiydi Kağan'ı dövmemek için , pardon öldürmemek için diyecektim. "Dönmezsem ne olur" dedi oda alay eder gibi , Metehan öne eğilip Kağan'ın gözlerinin içine baktı , dudağının kenarı psikopatça yukarı kıvrıldı ve el bileklerini dizlerine koydu. "Denesene" dedi "denesene bir lütfen dene" arkasına yaslanıp "eğlenirdik hem biraz" diye devam etti. Şu an o kadar tehlikeli duruyordu ki dokunsam kalkıp döverdi her halde psikopattı bu adam. Kağan Metehan'a gülümseyip "hiç eğlenceli değilsin" dedi. "Melis'te geldiğine göre konuşabiliriz artık" dedi Meriç , ben tekli koltuktaydım Meriç ve Metehan bir koltukta Kağan ve Akın başka koltuktaydı. Akın denen çocuk uzun ve iri bir yapıdaydı aslında iri demek hafif kalırdı odada ki en heybetli kişi oydu , açık kahve saçlarına zorlasam sarı bile derdim , üzerinde ki bej rengi pantolon ve beyaz lakos tişörtle oldukça uyumlu ve jilet gibiydi saçlarıda düzgünce taranmış ve şekil verilmişti. Ama bu iri yapıda ki adam görünüşüne zıt olarak güler yüzlüydü , hiç te öküzler gibi somurtuk değildi. 'ayıp oluyor ama' zihnimde yankılanan Meriç'in sesiyle istemsiz gülümsedim oysa bu seferde herkese hitafen konuştu "Şahmeran kim ve neden Melis'in peşinde" dedi. Kağan hemen dikleşip sözü devraldı. "Ben o piçin kim olduğunu bilmiyorum ama kolumda ki bu izi o yaptı" dedi ve kolunu gösterdi kolundaki mühür izini herkes görmüştü , bana daha öncede gösterdiği Şahmeran'ın simgesiydi bu üzerinde anlamadığım harfler vardı "o yılan beni ısırdıktan sonra günlerce baygın kaldım o dönemde rüyamda hep Melis'i gördüm , yer altındaki bir krallıkta Şahmeran la evleniyordu" Metehan zaten öfkeliydi bu sözler onu dahada delirtmişti bunu anlayabiliyordum. "Bana bak amına koduğumun köpeği mal mal rüyalar görmüşsün bir bok anlatacakmış gibi bide buraya geliyorsun , gece kıçının açıkta kalmadığını nerden bilelim biz" Metehan adeta dişlerinin arasından konuştu , Meriçse olası bir kavgaya karşı diken üstünde gibiydi. "Aşk olsun Metehan gelip örtseydin" dedi oda alay edercesine gülerek , Metehan da bu gülüşe duygudan yoksun bir gülümsemeyle cevap vermişti. Ortam ne kadar gergin olsada aklıma gelen şeyle kala kaldım , bunca zaman bunu nasıl unuturdum. "Medusa yok!" Ortamda ki tüm gözler üzerime çevrildi "idam gününden beri onu görmedim" yılanım yoktu...! "Başına bir şey mi geldi ki" ? "Bana bak sünepe az aklını kullan , yılanın kaçmış çünkü Şahmeran ayan beyan ortaya çıktı , efendisine dönmüştür" diye bana kızdı Kağan, hışımla ayağa kalkıp saçlarımı geriye ittim "Onun tek efendisi benim , duydun mu beni göt herif" diye bağırdım. Kağan birden ayağa kalkıp tam karşıma dikildi. "Senin o küçük dilini kökünden sökerim şimdi" öfkesi öyle yakıcıydı ki istemsiz korkmuştum , ama geri adım da atmayacaktım "Denesene" dedim bende ama sadece ben değil beni geriye çekip önüme geçen Metehan'da aynı anda böyle demişti. "Sakar benim , ona söylenen her lafta benim , onun söylediği her lafta benim, saçından ayak ucuna kadar benim. Denesene bir ona dokunmayı" şaşkınlıktan gözlerim irileşmişti ne diyordu bu adam yada ne yapmaya çalışıyordu ben kimsenin değildim , köpek miyim ben canım birinin olayım. Bunca zaman her şeyi yapmış beyimiz bu gün beni mi savunacakmış çok bekler o. "Ben kimsenin değilim" diye Metehan'a da bağırdım oysa öfkeden deliriyordu. "Ne demek değilim , ben ölüyken ellemedin mi beni? Artık benimsin işte" diye oda bağırdı , yeminle döverim ben bunu gücüm yetse. Sabahtan beri neremi elledin diye dolanıyor zaten , bir öpücük için çok değil mi bunlarda ya keşke öpmeseydim. 'Yarasayı mı öptün sen?' zihnimde duyduğum sesle ağzım açık kaldı bu sen kesinlikle Meriç'in değildi, bu Kağan'dı ama Kurtadamlar zihin okuyamaz ki. 'Sen benim düşüncelerimi nasıl okuyorsun' diye düşündüm bu sefer. 'bilmiyorum' diyen Kağan'la artık kafayı yemek üzereydim. "Bence bu konuşma sonraya alınsın" diye araya girdi Meriç ve Kağan'la Akın'ı evden yolladı. "Kim bilir kaç kıza bir yerlerini ellettin hepsi senin mi onların" Metehan'a bağırmıştım yine çünkü beni sahiplenemezdi o kadar yaptığından sonra. "Sen onlar mısın? Hem ne biliyorsun elletirken gördün mü?" Diye üstüme geldi oda şu an öyle öfkeliydi ki her an patlayabilirdi ama bende sinirliydim o yüzden kaçmadım ondan. "Sen dedin bakire olmadığını" hemen üste çıkmıştım. "Belki yalan" kafam karman çorman olmuştu ve bu konuşmayı daha fazla sürdüremezdim. O yüzden tuvalet bahanesiyle ordan kaçmıştım. Bakire olmadığını söyleyen kendi , şimdi belki yalan diyor utanmadan , bu kadar yakışıklı bir adamın bakire olması imkansız hem , kendi nefsine hakim olsa bile kadınlar durmazdı bu sefer de. Beni salak yerine koymasına izin vermeyeceğim benimle oynayamaz böyle. Tuvaletten çıktığımda salona ilerledim ama Meriç ve Metehan'ın hararetli konuşması dikkatimi çektiği için durmuştum , seslerini net şekilde duyabiliyordum. "Anlamıyor musun bu normal değil Melis Kurt adam değil , ama onlar birbirinin düşüncelerini okuyorlardı" bu ses Meriç'e aitti. "Ulan gider sikerim şimdi şu köpeği , yüz yüze konuşturmuyorum şimdi de kafasına girip konuşuyor" evet buda Metehan'dı , sorun bizim konuşmamızmış. "Dostum anlasana Kurtadamlar birbirinin düşüncesini izin verdikleri sürece okuyabilir ama Melis Kurt falan değil onun düşüncelerini Kağan okuduysa demek ki Melis Kurt olabilir" Meriç inatçı bir eşşeğe anlatır gibi anlatmıştı. "Meriç , hangi kurtadam Sakar gibi güçlere sahip desene , Kurtadam falan olamaz o , öldürürüm onu" "Kızın ne suçu var" "Sus" diye bağırdı en son Metehan bende sessizlikten dolayı odaya girdim ikiside o kadar düşünceli duruyordu ki bana bakmadılar bile. Metehan telefonla uğraşıyordu ve Meriç'te televizyona bakıyormuş gibi yapıyordu. Gidip Meriç'in yanına oturdum , Metehan bana kaçamak bir bakış atsada pek oralı olmadım , oysa o eğer ben Kurtadam çıkarsam beni öldüreceğini söyleyen adamdı nasıl bu kadar rahattım bilmiyorum ama beni öldüreceğine inanmıyordum belkide.
"Doğru ama Metehan vampir , senin gibi duygu bozukluğu yaşıyor bazen normal bazense çok kötü , çoğu vampirin sadece bir özel yeteneği olur ama Metehan'da baya fazla var. Bahse varım senin yaptığın o tüm büyüleri yapabiliyordur ama haberi yok" dedi Meriç , Metehan öyle düşünceli duruyordu ki keşke aklından geçenleri okuyabilseydim , ne düşündüğünü çok merak ediyordum. "Bunu bana demeliydin" Meriç bir anda öfkeyle Metehan'a bağırdı. "Kimseye anlatmadım dostum gerek görmedim" dedi Metehan "Neyi anlatmadın" "Senin gibi büyü yapabiliyormuş hemde uzun zamandır" bu demek oluyordu ki Metehan normal olmadığının farkındaydı yani aslında yaşadığım her şeyi kendi de yaşamıştı. "Niye anlatmadın bana , yol gösterebilirdin" öfkeyle ayağa kalkıp bağırdım oda öfkeyle ayağa kalktı hemen. "Kediyle köpek gibiydik ne anlatmamı bekliyordun" "Sanki şimdi çok farklısınız" Meriç söylenerek ayağa kalktı ikimizide kolumuzdan tutup yan yana oturttu. "Ailenizden gen gelmiş olabilir türünüzü öğrenmenin en iyi yolu aile Metehan yapman gerekeni biliyorsun ve Melis seninde ailende özel gücü olan yok muydu iyi düşün, şimdi ben okul kütüphanesine gidiyorum sizde akıllı durun" Meriç bize güzel bir ayar verip gitmişti bile bende hemen Metehan'ın yanından uzaklaşmıştım. "Kaç kaç nereye kaçabileceksen daha" diye söylendi Metehan ve ayağa kalkıp mutfağa girdi döndüğünde elinde bir bardak kan vardı , kimse bana o kırmızı sıvının vişne suyu olduğunu söyleyemez. "Yapmam gerekeni biliyormuşum oruspu çocuğuna söylemesi kolay" koca bir yudum aldı ve tam karşımda ayakta durdu "güzelim sence de bu Meriç'i öldürmemin vakti gelmedi mi?" Gözlerim irice açıldı ne diyordu bu vampir. Şaşkınlığıma hafifçe gülümsedi Metehan ve elindeki bardağı sehpaya bıraktı , eğlenen bir hali vardı. "Ben öldürürüm sen gömersin" alay ediyordu "Meriç yerine seni öldürelim toprak özlemiştir seni" diye diklendim oysa yavaşça üzerime eğildi ve ellerini koltuk başlığına koyup yüzlerimizi aynı hizaya getirdi. İyice geriye yaslansamda nafileydi çünkü oda benimle geriye geliyordu. "Yavrum toprak beni özledimi bilmem ama ben seni çok özledim" bakışları dudaklarımdaydı ve daha yeni kan içmesine rağmen gözleri kızıla dönmeye başlamıştı bile. Arzuluyordu beni o yüzdendi bu kızıl renk. Hayır bu kadar yakın olmamalıydık , ben ağaç gazeli gibiydim oysa sönmek bilmeyen bir ateşti ucumu tutuştursa saniyeler içinde yanıp kül olurdum. "İnsan sevdiğini özler , biz ise birbirimizden nefret ediyoruz" dedim , eğlenen ifadesi bir an söndü gibi olsada hemen toparladı. "Ne büyüttün sakar aşık değilim herhalde , şakadan anlamıyorsun hiç" diyip geriye çekildi ve kolumdan tuttuğu gibi nazikçe ayağa kaldırdı beni. "Şimdi gelelim bu gün benden saklandığın için hak ettiğin cezaya , benimle uyuyacaksın" "Asla" diye bağırdım ve kolumu ondan kurtarıp mutfağa kaçtım. "Güzelim hala anlamadın dimi kaçma artık boşuna yoruyorsun kendini" arkamdan bağırmıştı ama olsun savaşmadan teslim olmayacağım. Mutfağa girip kapıyı kilitlemiştim hemen asla bir erkekle uyuyamam. "Sakar kapıyı aç yoksa hem kapıyı hemde seni kırarım" ama hayır açmadım "Önce ayrı yatacağımızı söyle" "Sakar delirtme beni , sabrımın sonuna geliyorum" diye bağırdı korkudan yerimde sıçramıştım "korkma sakar, kalp atışlarını duyuyorum burdan... aç artık kapıyı" bu sefer sakindi ama hala korkuyordum çünkü Metehan bir an sakin bir ansa canavardı.
"Açmayacağııııııııııı" bir dakika , sözlerim yarım kalmıştı çünkü kafama bir şey dank etmişti , Metehan az önce kapıyı mı açmıştı benimle konuşup kapıyı tekrar mı kapatmıştı.
"Ayrı yatsak olur mu" pat diye lafa girdim "ben çok saçma uyuyorum hem" yataktaki adam beni baştan aşşağı süzdü , gözlerinde ki beğeniyi görebiliyordum ne yalan söyleyim ilk defa bir erkeğin beni beğenmesi böyle hoşuma gitmişti. "Aslında bende ayrı yatmayı teklif edecektim ama vazgeçtim" dedi Metehan hala beni inceliyordu , arsız bir hali vardı sanki "Neden" merakla sormuştum çünkü sırf bana inat bunu yaptığını düşünüyordum. "Enayi miyim ben seni bu halinle bırakacağım" alaylı gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı, eliyle yatağa iki kere vurup gel gel yaptı bana ama ben gitmek falan istemiyordum. "Yorma beni güzelim gel işte , yataktan kalkarsam iyi olmaz senin için" bana bu aralar çok fazla güzelim diyordu , önceden dediğini hatırlamıyordum , hem ben nerden güzeli oluyorum bu adamın. "Geliyorum ama temas yok kolyem yine bozulursa ısırmakta yok bide bana kızarsan ıslatıp yine klima karşında oturtmayacaksın" uyarılarıma göz devirdi sürekli geçmişi açmam hoşuna gitmiyordu ama ne ekerse onu biçerdi insan, sanki sıcaktan bunalmışcasına üzerindeki örtüyü kenara savurdu ve ayağa kalkıp bir adım kalasıya kadar bana geldi. Saçlarımı kulaklarımın arkasına itekledi , yüzümü öyle bir inceledi ki her bir santime sanki bir daha bakamayacakmış gibi baktı , sonra elimden tutup yatağa doğru nazikçe çekti beni... hoş bende itiraz etmedim o an bu suskun hali çok farklıydı. "Sakar bundan sonra sana kolay kolay zarar vermem bu Ukala'nın sözü olsun" ciddiydi öyle ki istemsiz bende bir ciddiyete bürünmüştüm , lakin ona inanmıyordum , verdiği sözü tutacağını sanmıyordum yinede bir şey demedim o an "geçmişte olanları geri alamam ama gelecek elimde" bakışlarımı ondan alamıyordum eğer gerçekten dediğini yaparsa bende onu affetmeye çalışırdım ama her şeyi dahada batırırsa elden ne gelir ki. "O zaman benimle ayrı yatmayı kabul edeceksin" "Hayır" tüm hevesim kursağımda kaldı o an bundan kaçışım yoktu en azından sınır çizmeliydim "o zaman yastıktan sınır olacak , geçmek yok" dedim sonrada kalkıp sınırımı çekmeye başladım. Metehan bana alaylı alaylı bakıyordu , sanki çocukla uğraşıyormuş gibi kafasını iki yana salladı. "Sakar sence o yastıklar beni durdurabilir mi bir şey yapacak olsam" bilmiş bey efendi konuşmuştu yine. Yastıktan sınıra ellerimi koyup ona doğru yaklaştım , saçlarım omuzumdan aşşağı salınıyordu , Metehan ne diyeceğimi merakla bekliyordu , saçlarımı tek elimle arkaya ittim ağzımı araladığımda bir şey farkettim Metehan göğüslerime kaçamak bir bakış atmıştı sonrada yaptığını farkedip hemen bakışlarını gözlerime çıkarmıştı ama ben ne yaptığını görmüştüm çoktan. "Ukala sence ben bir erkeğe güvenir miyim?" Kafasına işaret parmağımla iki kere vurdum "bunca zaman geçti hala anlamadın dimi benim erkeklere olan korkumu ve yersiz nefretimi , sence ben erkeklere neden hiç güvenmiyorum düşündün mü?" Ondan uzaklaşıp kendi yastığımı düzelttim. "Düşünmeme gerek yok" öfkeli bakışları ve sinirden çıkan damarlarıyla patlamaya hazır bir bomba gibiydi "en güvendiğinden darbe yemişsin belli" ayağa kalkıp yanıma geldi tam dibime oturdu koca elini yanağıma koyup okşadı bende karışmadım , sanki ihtiyacım varmış gibi hissettim. "İçinde sakladığın anıları anlat bana Sakar" yapamazdım , düşünmek bile bana acı veriyorken bunu yapamazdım kendime.
"Sakar diyeceksin dilin sürçtü herhalde" dedim yüzüne bakarak oysa hala gözü kapalı yatıyordu.
"Haklısın" dedi ve ensesinden tuttuğu gibi gri tişörtünü çıkarıp kenarı attı , ağzım açık ona bakakaldım o kaslar gerçekti dimi , daha öncede görmüştüm ama her seferinde şaşırtıyordu beni , öyle abartı bir kası yoktu şişme balon gibi , hafif olsada yinede ben burdayım diyordu. Metehanla bakışlarımız kesişince hemen kafamı çevirdim "Git üstüne düzgün bir şey giy de gel" diye cırladım ama Allah biliyor ya çok utanmıştım yakalandığım için. Halime gülen vampir banyoya geçmişti bile bu odada onunda bir kaç kıyafeti vardı o yüzden rahattı. Geri döndüğünde sinirden delirebilirdim üstünde yine bir şey yoktu altındaysa siyah bir eşofman altı vardı. "Böyle yatamazsın yatağımda git üstüne tişört giy" yine cırladım ama dinleyen kim gelip yatmıştı bile yerine. "Sus artık uyumam lazım" yalan söylüyordu vampilerler sadece haftada iki kere falan uyuyorlarmış ve sabah olup uyanınca kana çok susamış olurlarmış Metehan asla benle uyumazdı uyuyacak olsa bile.
"Eğer sen bana kendi geçmişini anlatırsan bende sana kendi geçmişimi anlatırım" sunduğum teklife hafifçe sırtıttı. "Uyu melis" dedi "Eğer anlatırsan ölüyken sana ne sapıklık yaptım söyleceğim" bir anda yerinden doğruldu "Önce söyle" "Önce sen ukala" Metehan yerine tekrar uzandı o eğlenceli hali yine solmuştu anlatacaktı sanırım bende sınıra koyduğum yastığa yanağımı dayayıp onu izlemeye başaldım. "Her şeyi anlatmayacağım sadece beni biraz tanımam için anlatıyorum , ailem hala yaşıyor ama yıllardır görüşmüyorum onlarla , ikinci adımı annem koymuş Ali ismini hep severmiş ama babamdan gizli gizli koymuş babam öğrendiğinde baya kavga etmişler" babamın adı da Ali'ydi bende çok severdim o yüzden Ali adını. "Peki ailenin türü ne" "Annem vampir babamsa büyücü , merak etme bizim gibi değiler" hayal kırıklığıyla kafamı salladım. "Ailenle niye görüşmüyorsun peki" benim babam hala yaşasa onu asla bırakmazdım. Hele annem hayatımda olsa gözümden sakınırdım. "Başka soru sor" "Aileni geçelim peki sen geçmişte ne yaşadın ki şimdi bu kadar nefret dolusun" bana ciddi bir bakış attı ve alayla dudağının kenarı kırıldı.
"İyi bok yedin" dedim bende , bana öyle bir bakış attı ki ne dediğimi daha yeni anlamıştım. Elimle ağzımı kapattım hemen. "Kıskandın mı sen" dedi tek kaşını kaldırıp. Olumsuzca kafamı salladım ve vücudumu bir çirkeflik sardı o an evet çirkef olma vaktiydi. "Ne kıskanacağım be bende çocukken ohoooo" yerimden doğrulup arkama yaslandım "bende sarışın bir çocuğu öpmüştüm" evet öpmüştüm yalan değildi.
"Yalan değil ben küçükken bir çocuk vardı benimle yaşıt , nerede olduğumuzu hatırlamıyorum ama onu öptüğümü biliyorum , dudağından öpmüştüm" sonra ikimizde birden barıştık. "Küçükken saçın ne renkti sakar" "Siyah ya senin" "Siyah tabiki" ikimizde derin bir nefes vermiştik çünkü birbirimizi öpmüşte olabilirdik. "O puştu öptün demek ilk kez" "Puşt dediğin çocuktu bende öyle hem senin içinde pek ala aynısını diyebilirim" öfekeyle derin bir nefes aldı. "Soru işi bitti şimdi sen söyle ben ölüyken ne yaptığını" siktir öyle mi söz vermiştim ben. "Uyuyalım hadi uyku vakti" Metehan tek kaşını kaldırıp çizdiğim sınırı yani yastıkları yataktan aşşağı itti kolumdan tuttuğu gibi beni yanına çekip bir anda üstüme çıktı ellerini başımın iki yanına koyup tam gözlerimin içine baktı.
"Ne uyuması güzelim sen susmayı seçtin bende uyumamayı eğer söylemezsen olacaklardan ben sorumlu değilim" tek eliyle yüzüme gelen saçları kenarı itekledi ve boynumu açıkta bıraktı, "acıkmaya başlamıştım zaten" dedi ve boynuma yaklaşmaya başladı.
"Metehan dur" diye bağırdım ama durmadı "Söyleyeceğim tamam ama son bir soruma cevap ver" kafasını salladı "telefonunu kırdığım gün neden çok üzülmüştün içinde ne vardı ki" bir umut cevap vermesin istedim ama beni yanılttı. "İçinde ailemin fotoğrafları vardı ve onlardan da önemlisi seninle olan fotoğraflarım vardı ve bir kaç video" sevmediği ailesinin fotoğrafları için mi canı sıkılmıştı demek ki düşündüğüm kadar basit değildi bazı şeyler. "Sıra sende" bekliyordu tek kaşını kaldırıp. Derin bir nefes aldım. "O gün sen öldün ve ben..." "Evet... Sen" sabır sona gelmişti.
"Şey yaptım...."
"Ama sen çok öfkelisin bana kızıyorsun" korkmuştum evet ya söyleyince bana kızarsa.
"Ne?" Diye bağırdı ve bende bir anda söyleyiverdim korkuyla.
"Dudağından" kafamı sokacak yer arıyordum şu an evet.
"Ve sen beni öperken ben ölüyordum salak gibi" öfkesi kendine gibiydi ama korkudan ölmek üzereydim, ya döverse nasıl beni öptün diye. Bakışları bir anda bana kitlendiğinde düşünceli ve tehlikeli duruyordu , sonra kaşları çatıldı korkudan ne yapacağımı bilemezken ellerini başımın iki yanına dayayıp yüzüme iyice yaklaştı artık düşünceli değil avına odaklanan aslan gibi duruyordu , özür dilesem belki bir şey yapmazdı evet en iyisi özür dilemek.
|
0% |