@hayal_crtk
|
İnstagram: hayal_crtk Kitap hesabım: kan_kokan_kitaplar
Meriç gözlerini kızadan çekip Metehan'a çevirdi karşısında sinirden kudurmuş bir adet vampir duruyordu ama bu sinirine bir türlü anlam veremiyordu. "Sorun ne Metehan" tehlikeli adam toparlandı Meriç'in sorusu onu kendine getirmişti. "Kıza öyle bakıyorsun ki kana susamış gibisin , gitte açlığını gider" "Aslında kana susamamıştım kardeşim ama akşam ava gidermiyiz" Meriç'in ağzından bal damlıyordu zira Metehan bu kızla aynı ortamda kaldığı her dakika gözü kızın damarlarına kayıyordu. "Olur çocuklarada haber ver" Meriç kafasını sallayıp tam çıkacakken durdu Metehan merakla dostuna bakıyordu. "Melis'in rüyasını anlatmadım" "Avda anlatırsın" Meriç kafasını sallayıp çıktı. MELİS'İN AĞZINDAN Duyduğum boğuk seslerle yüzümü buruşturdum , başım çatlıyordu remen niye her seferinde böyle uyanır ki insan. Hafiften gözlerimi araladım bulanık görünce kapatıp tekrar açtım yataktaydım ve biri üstümü çarşafla örtmüştü telaşla sağıma soluma baktım her şey aklıma tek tek geldi , o şerefsiz Batuhan ve Metehan pantolonumu çıkartmaya çalışıyordu ve ben... ben bayılmıştım ama nasıl bayıldığımı hala hatırlamıyordum. Telaşla doğruldum bacaklarımı yokladım pantolonum üzerimdeydi derin bir nefes verdim bir dakika ben bacaklarımı hissedebiliyordum iyileşmişlerdi. "Avda anlatırsın" Metehan'ın sesiyle o tarafa baktım Meriç dışarı çıkıyordu Metehan'da onun gidişini izliyordu , sinirle yataktan çıktım bana arkası dönük olan Metehan'ın kafasına yastığımı fırlattım "şerefsiz" bağırışımla bana döndü keşke dönmeseydi o sinir ne kardeşim. Elime gelen her şeyi ona fırlatmaya başladım aynı zamandada ona hakaretler ediyordum "pislik , köpek, şerefsiz, domuz, ipne" yüzü sinirle iyice kasıldı. Tıslayışıyla durdum "Asıl ben senin kafanı kırıp beynini ceviz niyetine yerim lan" bu kadar susmak yeterdi adabınca konuşmuştum ama bir yere kadar. Tehditime şaşıran Metehan iki saniyeliğine ciddimiyim diye baktı. "Sanırım sağlam bir dayak istiyorsun" "Ben uyurken ne oldu eğer demezsen seni uykunda boğarım" tamam yapamazdım ama o nerden bilecek ki. "Sen uyurken Pantolonunu çıkardım, haa bu arada bacakların çok sexi" pis pis sırıtmasıyla iyice kudurdum pantolonumu çıkarmış sonrada gidirmişti. "Seni şerefsiz piç" bütün hıncımla gidip Mete'nin göğsünü yumrukladım hiç bişe yapmıyordu engellemiyordu. Bende daha çok vurdum kaslı gövdesine en sonunda soluk soluğa kalınca durdum "Kaşınıyorsun" alayvari sözler kulaklarıma nüksedince elimi kaldırıp Mete'ye sağlam bir tokat geçirecektim ama sırtımın sert bir şeye çarpmasıyla acıyla inledim. Hayvan beni kıyafet dolabıma sertçe itmişti , işin en kötü yanı canım çok yanıyordu. "Bir daha sakın öyle bişe deneme aklından bile geçirme sürtük" öylece kaldım demek ben sürtüktüm demek sırf pantolonumu çıkartmadım diye sürtüktüm, olduğum yerde öylece kaldım. Söylediği şeyler umrumda değildi olamazdı. "Hemen odamdan defol git" parmağımla kapıyı işaret ettim. Bir iki adım yaklaştı dudağının kenarı kıvrılmıştı. "Ya gitmezsem" "O zaman rezalete hazır ol" ne yapacağımı merak ediyordu. Odamın kapısını açıp derin bir nefes aldım. "Metehan anlamıyormusun seni istemiyorum" sesim baya yüksek çıkmıştı. "Anlamadım" iki kaşınıda kaldırmış dudağını büzmüştü. "Nolur daha fazla hırpalama beni yapma" bu sefer daha yüksek çıkmıştı sesim. "Ne yapmaya çalışıyorsun" sinirleniyordu ve onunda sesi yüksek çıkıyordu. Emindim birileri bizi duyuyordu. "Bir daha sana sesimi yükseltmeyeceğim lütfen vurma" ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı. Sinirle üstüme yürümeye başladı. "Ne oluyor burda Metehan" Deniz'in sesiyle oraya döndük. Çok şaşkın gözüküyordu, rolümü hiç bozmadan Deniz'e koştum ve boynuna sarıldım. "Bu pislikle daha fazla aynı ortamda durmak istemiyorum Deniz" deniz saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Seni küçük numaracı dikkat et okulda sakın tek gezme gerçi okulun hepsini arkana alsan da bu pisliğin sana yapacaklarından kurtulamazsın" mal gibi kaldım evet tam olarak mal gibi kaldım Metehan odanın kapısına kadar yürüyüp durdu. Derin bir soluk verip kollarımı Deniz'den ayırdım bir iki adım uzaklaşıp odamın kapısına tutundum kolidorda bulunan insanları önemsemedim Deniz sanki kapıyı yüzüne çarpacakmışım gibi tedirgindi, tabi ona sabah ki bağırmamdan dolayı böyle tedirgindi. "Odaya gelsene" Deniz'in mavi gözleri ışıldadı ve odama geçti. Ağzından dökülen şaşkınlık nidaları odayı inletti. "Bu odanın hali ne" uyanınca Metehana fırlatığım eşyalar odanın 4 bir yanına dağılmış etraf savaş alanına dönmüştü. Sıkıntıyla anlımı sıvazlayıp ofladım. "Hepsi o Metehan şeyi yüzünden" Metehan ona şey dediğimi duysa eminim bide onun için bana kızardı. "Dinlemek isterdim ama ben Melis senden tekrar özür dilerim , beni affe..." Deniz'in sözleri boynuna sarıldığım için bölünmüştü. Bu kızı artık daha fazla üzemezdim çünkü sırf 2 gündür tanıdığı birini üzdüğü için benden defelarca özür dilemişti ve kimse benden yaptığı hata için bu güne kadar özür dilememişti. Deniz gerçekten samimi ve üzülmemesi gereken bir kızdı. "Şşhhh Deniz, arkadaşım olurmusun"? "Her zaman arkadaşınım" yine sarıldık yüzümüzde kocaman gülümsemeler. Hatta uzun zaman sonra bu gülümseme gerçekti, içtendi, düzeliyordum. Denizle odamı toparlayıp konuşmak için yatağa geçtik. "Bu oda nasıl bu hale geldi" Deniz'in sorusuyla afalladım ona pantolon mevzusunu anlatmalımıydım , utanıyordum eğdim başımı. Yine bir yerlerde utanması gereken son kişi utanmıştı yine eğilmesi gereken en son baş eğilmişti. "Aslına yine aynı şeyler kızdırdı beni, sonuçta bende elime geleni fırlattım" "Ve hala yaşıyorsun" güldük ikimizde, Metehan'ı çözmüştüm tehlikeli piçin tekiydi ve ben gülüyordum. "Ona ters gittikçe sana zarar verecek ve inan bana ,yaşattığı acıyı insan izlemeye bile dayanamaz" yüzümdeki gülümseme hüzünlü bir tebessüme dönüştü. "Neyseki talimliyim" güldüm hatta kahkağa attım deli gibi. "Talim?" Deniz'in sorusuna omuz silktim. "Ders başlayacak bence sınıfa inelim" "Tamam ama arkadaş olmamızı kutlayacağız unutma" odadan çıkmadan önce mini dolabımdan bir şeyler atıştırıp öyle sınıfa geçtik. bu kutlama fikri bana pek iyi bir fikir gibi gelmemişti ama yinede Deniz üzülmesin diye kabul ettim ve odadan çıkmadan önce kapı önünde Metehan bana vurma , seni istemiyorum saçmalığının doğru olmadığını sırf Metehan gitsin diye yaptığımı Deniz'e anlatmıştım. Tabi benden böyle bir oyunculuk beklemediği için baya şaşırmış sonrada tebrik etmiş ardındanda Metehan'ın bunun intikamını alacağını kesinkes söylemişti. Zaten Metehan'da beni açık uçlu tehtit etmişti. Ders zili çalınca herkes sınıfa toplanmaya başladı ben Deniz'in yanında oturuyordum Allah'tan. Kapıdan Mete ve diğerleri girince nefesimi tutup önüme döndüm bu 4'lü ile hiç bir zaman anlaşamayacaktım zaten son olaylar yüzünden 4'üde bitmişti gözümde gerçi Mert bana hiç kaba bir söz söylememişti ama sinirle baktığı o mavi gözlerini unatamıyorum. Hepsine küstüm bir nevi. Hocanın gelmesi ile dersler başladı ama ben bitmiştim uyku istiyordum artık ve bu sıra dünyanın en rahat yeriydi helede öğretmenlerimiz ninni gibi ders anlatıyorsa. 💤 💤 💤 "Melis bebeğim kalk" bebeğim mi? "Cidden iyi geldi , ama biraz boynum ağrıyor" Deniz gülümseyip elini salladı. "Olacak o kadar hadi kalk" sınıfta kimse yoktu ve havada kararmaya başlamıştı. Sınıftan çıkıp Deniz'in odasına gittik. "Dışarı çıkmaya ne dersin" "Aslında ben hala yorgunum başka bir gün çıkalım olurmu" cevabıma biraz üzülsede modundan hiç düşmedi Deniz. "O zamaan bu günlük kutlama benim odada olsun bekle" kafamı sallayınca ayağa kalktı Deniz cidden benim aksime çok neşeli ve hareketliydi. "Kalk bakalım" kafamı olumsuz anlamda salladım babamı kaybedeli 30 gün olmuştu daha oynayamazdım. Ama Deniz ellerimden tutup zorla kaldırdı ona babamın öldüğünü henüz söylemek istemiyordum ama yinede kırılmasın diye onunla biraz dans ettim Deniz baya kıvrak hareketlerle dans ederken ben sadece yerimde sallanıyordum ama beni öyle teşvik ediyordu ki kırılmasın diye biraz daha kıvrak oynamaya başladım yüzümüzde gerçek gülümsemeler bangır bangır şarkıyla kimseyi rahatsız etme derdi gütmeden dans ediyorduk. Deniz bir ara üzerindeki tişörtün ucunu düğüm atıp açıkta bıraktı sonra tüm itirazlarıma rağmen benimkinide düğümledi göbeğim açık olsada odada sadece ikimiz olduğumuz için sorun etmedim. "Güzelim harika dans ediyorsun bir ara haber ver iki sarışın ortamı alev alev yakalım" Deniz Batuhan'ın sözlerine gülüp, kafasını olumlu anlamda salladı. "Batuhan utandırma beni" Bulunduğum yataktan ayağa kalkınca 4 erkeğin gözüde bana kaydı yada karnıma. Kafamı eğince göbeğinin açık olduğunu hatırladım ve hemen düğümü açmaya çalıştım ama Deniz öyle sert bağlamıştı ki bir türlü çözülmüyordu. "Gelinsene" Deniz'in teklifiyle 4'ü de içeri girdi ve bu 4 oğlan az önce beni kıvırtarak dans ederken görmüştü cidden rezil olmuştum ve bu aptal düğüm çözülmüyordu. İçeri giren erkeklerin yüzüne bile bakmadım muhattap olmak istemiyordum. "Deniz ben çok yoruldum odama geçiceğim yarın görüşürüz" el mecbur tişörtümde ki düğümle çıkacaktım. "Tamam sen dinlen görüşürüz" odadaki erkeklerin yüzüne bile bakmadan Deniz'e gülümsedim ve tişörtümü mümkün mertebe çekiştirip odadan çıktım. Kolidorda baya öğrenci vardı hatta yüzümü gören erkekler öküz gibi bakarken kızlarda aynı şekil nefretle bakıyordu. Kafamı eğip ilerledim kimseyi görmek istemiyordum. "Melis" bu sesi tanıyordum sınıfa girince yüzüme sinirle bakan Mert'ti hızla arkamı dönüp sabit tuttuğum yüzümle mavi gözlerine baktım. "Ne oldu" Mert eliyle açık kahve saçlarını karıştırdı. Mahçup bir havası vardı. "Bu gün için senden özür dilerim ben sana öyle soğuk davranmamalıydım ama Deniz 'i üzgün görünce kendime hakim olamıyorum o benim için yani bizim için çok değerli" gözlerim şaşkınlıkla aralandı 2. özrüm Mert'ten gelmişti. Deniz gerçekten çok şanslıydı onu gerçek anlamda koruyan 4 öküze sahipti ve beni koruyan, seven ,ilgi gösteren tek kişi ölmüş babamdı ben yanlızdım ama yinede bakışlarımı sabit tuttum. "Özür dileyecek bişe yok ben olsam bende arkadaşım için başkasını kırardım yani öyle yapardım sanırım" Mert'in mavi gözleri ışıldadı "o zaman aramız iyimi" Yüzümde ufak bir tebessümle gülümsedim "iyi" saçlarını karıştırıp iyice yüzündeki tebessümü arttırdı. Elleri bir anda karnıma gidince korkuyla bir adım geriledim ama Mert tişörtümün düğümünü tutup bir adım yaklaştı ve düğümü hiç zorlanmadan çözdü. Eli hiç bir şekilde tenime değmemiş düğümü çözerken dikkatli davranmıştı. "Kıyağım olsun odada düğümü çözemediğini farkettim" bu sefer gerçekten tebessüm edip kafamı salladım. "Sağol Mert ben uyumaya gidiyorum iyi geceler" Mert kafasıyla selam verip tekrar Deniz'in odasına döndü bende kendi odama girdim ve hiç duraksamadan telefonu alıp avukatım Fikret beyi aradım Fikret bey bana şirketler hakkında bir kaç bilgilendirme ve orda olan bir kaç belgeden söz etti. Arabamı sorduğumda ise bu cumartesi geleceğini söylemişti. Telefonu kapattığımda bende bitmiştim ve sonrası deliksiz bir uyku. 🌙♥🌙♥🌙♥ Sabah alarmın sesiyle uyandığımda direk ılık bir duş alıp mini buzdolabından bir şeyler atıştırdım , üzerime siyah bir pantolon ve asker yeşili bir buluz giydim , buluz V yakaydı ama göğüslerimi açıkta bırakmıyordu. Lavaboda genel işlerimi hallettikten sonra çantamı alıp kolidora çıktım. Kolidor tam anlamıyla ağzına kadar doludu üzerimdeki rahatsız edici bakışları takmadan alt kata sınıfların olduğu kolidora indim sonrada sınıfıma geçtim. Çantamı yerime yerleştirirken Mert'in sesini duydum. "Günaydın güzellik" arkamı dönüp Mert'e gülümsedim. "Sanada günaydın Mert" çantasını benim sıramın bir arkasındaki sıraya yerleştirip oturdu. Mert'in mavi gözleri bir anda ışıldayınca sınıfa giren Deniz'i farkettim. İçimden acaba Mert Deniz den mi hoşlanıyor diye geçirmedim değil. Deniz'le de günaydınlaşıp sohbet etmeye başladık. "Uykunu alabildin mi" "Aldım aldım dün akşam deliksiz uyumuşum" "Sevindim o zaman akşam çıkıyormuyuz kutlama için" o sırada sınıfa Metehan ve Batuhan girdi. Metehan delici lacivert (şimdilik lacivert) gözlerini üzerime dikince umursamadan Deniz'e döndüm. "Ne kutlaması" Batuhan'ın merakla sorduğu soruya Deniz cevap verdi. "İkinizinmi arkadaş olmasını" dedi Batuhan merakla. "Aslında hepimizin Melis'le arkadaş olmamızı kutlayacağız" "Biz arkadaş değiliz" tam 4 kişiden aynı anda yükselen sesle sınıfın hepsi bize döndü. Metehan , ben ,Batuhan ve sınıfa ne zaman girdiğini fark etmediğim Meriç aynı anda itiraz etmiştik. "Ama olacaksınız" Deniz'in emriyle yine aynı anda konuştuk. "Asla" "Şimdilik öyle olsun Melis akşam çıkıyormuyuz" Deniz mavi gözlerini 3 oğlanda gezdirdi Metehan umursamazken diğer 2 erkek diken üstünde gibiydi. "Deniz aslında cumartesi çıksak daha iyi olur hem daha fazla zaman geçiririz hemde şehir içinde işlerim var onu hallederim" "Tamam o zaman cumartesi benimsin" Deniz durup gözlerini yine erkeklerin üzerinde gezdirdi "sizde bizimle geleceksiniz kız başımıza bırakamazsınız bizi" Mert'in bir anda kahka atmasıyla hepimiz ona döndük "sarşınım senin olduğun bir ortamda bence erkekler tehlikede" Deniz elindeki kalemi Mert'e fırlatınca Mert susup saçını kaşıdı "ama yinede dışardaki erkeklerin güvenliği için seninle geliyorum" iyice dellenen Deniz sinirle yerinden kalkıp arka sırada oturan Mert'in üstüne çıktı. Evet yanlış duymadınız üstüne çıktı sonrada boğazını şakacıktan sıkmaya başladı. "Ölümün benim elimden olacak KARACA" karaca Mert'in soyadıydı. Sınıftaki herkesin gülmesiyle Metehan çatık kaşlarıyla sınıfta göz gezdirdi o an herkes susmuştu. Peki niye bu kadar korkuyolardı bu çocuktan. Mete'nin gözleri beni bulunca çatık kaşları inip yerini tehlikeli bakışlara bıraktı. Yutkunup Deniz'e döndüm iki bacağının arasındaki Mert'i baya hırpalamıştı en sonunda Mert boğazındaki elleri bileklerinden yakalayıp Deniz'in sırtında birleştirdi. "Güzelim yanlış sularda geziyorsun" "Bırak benide o gözlerini nasıl oyuyorum gör" Deniz dahada hırçınlaştı ve Mert'in üstünden kalkıp yanıma oturdu. Arkadan Mert'in gülüş seslerini duyabiliyordum. Tam o sırada hoca geldi. ● ● ● Öğlen arasına kadar dersler inanılmaz sıkıcı geçsede ilk dersten sonra Metehan ve Batuhan derslere girmediği için rahattım zira bu iki pislikten ölesiye nefret ediyordum beni bayıltıp pantolonumu çıkarmışlardı peki sonra ne olmuştu hala kafam almıyordu , ne kadar ağlamak istesemde ağlamıyor ve susuyordum. Öğlen arası Deniz'le yemekhaneye indik neyseki yemekler güzeldi Deniz kendine tüm yemeklerden bol kepçe koyarken ben pek iştahlı olmadığım için sadece biraz makarna ve salata aldım. Yemekleri alıp yerimize geçince masamıza Meriç ve Mert'te geldi. "Eee Melis okulu nasıl buldun" Mert'in sorusuyla ona döndüm. "Okul güzel ama içindekiler yani insanlar o kadar iyi değil" cevabıma karşılık yüzünde muzip bir gülümseme geçti. "Kastettiğin insanlar sakın Metehan ve Batuhan olmasın" isimlerini bile duymak istemiyordum yüzümü buruşturup çatalımı tabletin kenarına bıraktım. "Onların insan olduğunu sanmıyorum" konuşurken Meriç'e bakmıyordum çünkü onada küstüm. 3'ü birden öksürünce şaşırdım. "Anlamadım insan değil derken" Mertin sorusuyla iyice arkama yaslandım ve Meriç'in gözlerine baktım. "Yani hayvan olduklarını idda ediyorum" "Ne yazık bir hayvanla aynı masada yemek yiyorsun" sesin sahibi kesinlikle Metehan'dı hemen yanımda ki sandalye ye oturdu ve benim çatalımla benim salatamdan yedi. Sinirle yüzümü buruşturdum. "Artık yemiyorum" sinirle masadan kalktım ama bileğime sarılan ellerin beni çekmesiyle kalktığım gibi oturdum. "Nolur Mete vurma bana" Metehan kulağıma eğilip sesimi taklit ederken elimi kurtarmaya çalıştım, yemekhanedeki sessizlikten anladığım kadarıyla herkes bize bakıyordu. "İstersen tekrar bağırayım" sözlerime karşılık yüzünde şeytani bir gülümseme peydah oldu iblisler çığlıklarını saldılar göğe, sonra şeytan kulağıma yaklaştı ölüm kokuyordu nefesi , ölümü fısıldadı parçalanmış ruhuma . İntihar etti ruhum dudağının kıvrılmış kenarına sallandırdı kendini kimse görmedi, yine. "Eğer şimdi bağırırsan güzelim" soğuk nefesini boynumda hissedene kadar yaklaştı. Eliyle siyah saçlarımı çekip boynumu açıkta bıraktı "Akşam yatağımdada bağırırsın" dudağının kıvrılışını izledim sonra , gözleri kızıldı yine hayır hayır bu kızıl değil ateşti "yanarsın , yakarım bu okulda gördüğün kimsede senin gibi bir sürtüğe yardım edemez" kafamı eğdim , kalbim sıkıştı o an, gözlerim doldu, parçalanmış ruhum toz oldu, fırtına koptu içimde , tozları savruldu dört bir yana , arada kalan parçalar kalbime battı , kanadı kalbim , aktı kan , kimse yardım etmedi yine , artık yardıma ihtiyacım yoktu zaten, ölmüş birini diriltemezdiniz. Kafamı kaldırdığımda masadaki herkes bana bakıyordu Batuhan zevkle izlerken , Meriç sabit yüzüyle bakıyordu sürtük olduğumu düşünüyordu, Mert üzgündü tıpkı Deniz gibi. Ve koca bir yemekhane dolusu insan duymamışlardı Mete'yi ama yinede bakıyolardı bize. Hışımla yerimden kalkıp koştum Deniz arkamdan sesleniyordu ama onu bile umursamadım sadece koştum merdivenleri çıktım. Dolmuş gözlerimden yaşlar akmaya inat ediyordu koştum , kalbim orusbu damgası yemişti hemde üçüncü kere koştum , bağırırsam yakılmakla tehdit edilmiştim merdivenleri çıktım. Birine çarpınca popo üstü yere düştüm kime çarğtığıma bile bakmadan kalkıp yine koştum ayaklarım durduğunda odama gelmiştim, kapıyı üzerime defalarca kez kilitleyip dolabımı açtım acilen dolabıma yerleştirdiğim bıçağımı bulmalıydım. Gözüme çarpan parlaklıkla siyah çakımı aldım ve hemen banyoya geçtim üzerimdeki kıyafetleri parçalarcasına çıkarıp sadece iç çamaşırlarımla kaldım. Ve küvetin içine oturup derin soluklar aldım. Bunu yapmalıydım bir şekilde boşalmalıydım yoksa kafayı yiyecektim. Elimdeki çakıyla sağ baldırıma derin bir çizik açtım pürüzsüz bacağımdaki iz gözüme yol gibi gözüktü ,kurtuluş yolu.bacağımdaki kanlar küvetin dibine damlarken diğer bacağımıda aynı şekil kestim. Sürtüksün Metehan'ın söylediği kelime zihnimde yankılanırken bacaklarımı defalarca kez kestim. "Ben" kesik "sürtük" bir kesik daha "değilim" küvetin dibi kan dolmaya devam ederken bu seferde kollarımı kesmeye başladım.
"Sürtük değilim"
"Sürtük değilim"
"Sürtük değilim"
"Sürtük değilim"
"Sürtük değilim"
"Sürtük değilim"
"SÜRTÜK DEĞİLİM"
Boğazım yırtılırcasına bağırdım. Ağlamadım ama hatta gözlerimin dolmasıda gitmişti. Rahatlamıştım ama vücudum kesik doluydu artık kollarım bacaklarım hatta bir iki tanede karnımda vardı. Küvetin dibi kan dolmuştu, elimle kendi kanıma dokundum iç çamaşırlarımda kan olmuştu kesin. Vücudumda dikişlik kesikler olmasına rağmen küvetten çıkıp aynanın karşısına geçtim yüzüme bile kan bulaşmıştı. Tamamiyle kırmızıydım. Derin bir nefes verip duşu ayarladım ve hemen soğuk suyla banyo yaptım kan biraz durmuştu ama hala akan yerler çoktu. Havluyla her yerimi dikkatlice silip üstümü giyindim bilerek bol şeyler giymiştim , kan durmuştu zaten canım acısada umrumda değildi sonuçta şu an rahattım.
Alt kata indiğimde derslerin başladığını farkettim kendi sınıfımın kapısına gelince derin bir nefes aldım ve sinirlenmemem biri bişe dediği zaman artık takmamam gerektiğini hatırlatıp kapıyı çaldım. Hocadan geç kaldığım için özür dileyip yerime geçerken Deniz'in yanına oturdum arkamda Meriç ve Metehan önümüzde ise Mert ve Batuhan oturuyordu.
Deniz kafasını eğip merakla sordu. "Melis neredeydin çok merak ettik ben Metehan'ın söylediği için özür dilerim o aslında bu kadar sert biri değildir" kafamı Deniz'e çevirip gülümsedim.
"Sadece odama çıktım ve orda dinleneyim derken uyuya kalmışım merak edilecek bişe yok Metehan beni üzecek kadar önemli biri değil" sözlerim pek inandırıcı değildi ama Deniz'e odamda kendimi deşiyordum diyemezdim. Deniz kafasını sallayıp gözlerime baktı "peki kıyafetlerini niye değiştirdin" ahh bu kız niye bu kadar meraklı ki.
"Uyanınca terlediğimi farkettim ve duş aldım Deniz niye bu kadar şüphecisin anlamıyorum" Deniz telaşla kafasını sallayıp elini kesiklerle dolu koluma koydu.
"Ben sadece gerçekten iyimisin bilmek istiyorum"
"İyiyim Deniz ben kolay kolay yıkılmam" çünkü yıkılmak için önce kalkmak lazım ben hiç kalkamadım Deniz sevgiyle kolumu sıktı ama canımı yaktığını bilmiyordu acıya karşılık gülümsedim.
"Diğer ders yüzme sosyal etkinlik gibi düşün eğlenceli olacak"
"Derse katılmak zorunlumu ben hiç istemiyorum"
"Karan hoca çok katıdır katılmak zorundasın bikinini hazırlasan iyi edersin" vücudumdaki bu yaralarla mümkünatı yok yüzme dersine katılamazdım peki ne yapacaktım. Sanırım hasta numarası yapabilirdim hem o kadar erkeğin beni bikini ile görmesini istemiyordum. Offf niye her şey bana patlıyordu.
Zil çaldığında Deniz'le benim odama çıktık ben üstüme siyah bir bikini takımı giyecektim tabi onun üstünede ince beyaz bir elbise geçirecek böylelikle elbise uzun kollarıyla ve dizimin yaklaşık bir karış aşşağısında biten eteğiyle hem yaralarımı kapatacak hemde vücudumu örtecekti, zaten bacağımdaki yaralar dizden yukarımdaydı ama kollarımdakilerde dirsekten aşşadada vardı. Üstümü giyip odaya geçtiğimde Deniz yoktu kolidora geçip onun odasına girdiğimde üstünde sadece mavi bir bikini vardı. Ve itiraf etmeliyim çok sexi olmuştu ayrıca mavi gözleriylede uyum sağlamıştı.
"Nasılım bebeğim" gözlerimi yumup açtım.
"Sexi" dediğime karşılıp Deniz ufak bir kahka atıp bana sarıldı.
"Amaç sexi olmaktı zaten güzelim başarmışımda" Deniz saçlarıma bakıp yüzünü buruşturdu "sende bir rahibe kadar alımlı olmuşsun bebeğim ama saçların çok düz" bir anda saçlarıma giren parmaklar ile tüm saçım dağıldı güç bela Deniz'den kaçtığımda saçlarım darmadağındı.
"Deniz ne yaptın sen"
"Saçlarına sexilik kattım bebeğim şu anda ateşli bir öpüşmeden çıkmış gibi duruyorsun" Deniz muzipçe gülerken bende saçlarımı aynada düzelttim. "Hadi gidelim"
"Bekle" Deniz üstüne ten rengi bir tül elbise geçirip yanıma geldi "hadi gidelim" kolidora çıkınca herkes bize bakıyordu ahh hadi ama açıkta yerim bile yoktu. Sonunda yüzme salonuna geldiğimizde herkesin bize bakması bir oldu önümüze dönüp oturacak bir yer bulduk.
"Merhaba güzellikler" Mert yine şen şakraktı yanında Batuhanda vardı.
"Sanada merhaba" Mert gözleriyle beni baştan aşağı süzdü.
"Melis elbisen sana çok yakışmış ama biraz kısa gibi ayak bileklerini görüyorum burdan" yüzümdeki gülümsemeyle kafamı salladım. Mert insanları nasıl güldüreceğini biliyordu ve farkettiğim kadarıyla hiç yavşaklık yapmıyordu.
"Bir sürtük için bulabildiğim en kapalı kıyafet , beni bu günlük manzur gör" sözlerimin odağı Batuhan'dı ve pis pis gülen suratından sözlerimin hoşuna gittiğini anlamıştım.
Biraz daha oturduktan sonra yüzme salonunun kapısından bir adam girdi. Siyah saçlarının öndeki bir tutamı mavi rengine boyanmıştı ve inanılmaz derecede vücudu atletik ve yapılıydı giydiği mavi tişörtün açıkta bıraktığı kolunda sivri dikenleri anımsatan bir dövme vardı. Siyah dövme adamın sol kolunu boydan boya kaplamış ve tehlikeli bir hava katmıştı.
"Karan hoca geldi" bu adam hocamıydı yani. Bir an karan hoca gri gözlerini benim gözlerimle buluşturdu, yüzünde peyda olan gülümseme hiçte dostça değildi. Biraz sonra hepimiz hocanın etrafında daire olduk.
"Bu gün serbest bir şekilde takılabilirsiniz yanlız dışarı çıkmak yok hepiniz burda olacaksınız" Karan hoca kısaca talimat verdi ve gri gözlerini son kez bana değdirip gitti. Cidden yakışıklı bir hocaydı beyaz teni ,saçının ön tarafındaki mavi tutam ve dolgun dudaklar niye okuldaki herkes bu kadar yakışıklıydı ki.
"Melis hadi yüzelim gel" Deniz kolumdan çekelerken onu durdurdum.
"Ben şimdi girmeyim saçlarım çok kötü oluyor yoksa" bahaneme karşılık Deniz yüzünü buruşturdu.
"Saçmalama Melis altı üstü havuz bu, hadi bekletme beni gel"
"Deniz açıkçası ben" kulağına yaklaştım "adet olduğum için yüzemem" sözlerime karşın Deniz baya bir güldü sonra ciddi olduğumu anlayınca elini anlına koyup "bu günlük yırttın sakar" diyerek metehan'ı taklit etti. Ve Mert'in elinden tutup havuza götürdü. Bende oturacak bir yer bulup Deniz'i izlemeye başladım. Üzerindeki tülü çıkarıp havuz kenarına attı. Bu hareketine Mert biraz kızmıştı sanırım Deniz'i kıskanıyordu. Mert'te tişörtünü çıkarıp şortla kalınca ikisi el ele tutuşup havuza atladı. Onlar deli gibi eğlenirken bende kafamı dinlemeye uğraşıyordum.
Havuzun her yeri açık saçık kız doluydu ve hepsi eğilip doğrulurken, niyetlerini baya belli ediyorlardı. Salonun kapısı açılınca içeri Metehan ve Meriç girdi , Meriç'in üzerinde sadece gri bir şort varken üst tarafındaki kaslar ben burdayım diye çığlık atıyordu. Metehan ise aman Allah'ım üstünde sadece siyah bir şort vardı ve şort dizinin hemen altında bitiyordu. Ve üst tarafındaki kaslar ise ahh tam bir mükemmeldi. Mete'yle gözlerimiz çakılınca utançla kafamı başka tarafa çevirdim , resmen yakalanmıştım.
Etraftaki kızların hepsi Metehan'ın olduğu yöne bakınca bende tekrar Deniz lere döndüm. Onlar umursamadan Mert ile eğlencenin dibine vururken Batuhan'da bazen Deniz'in kafasını bilerek suya sokuyordu.
Metehan ve Meriç de havuza girince kafamı önüme eğdim ve gözlerimi yumdum. Sürtük. Metehan'ın sözleri kafamda yankılanırken gözlerimi açtım. Ben sürtük değilim.
"Melis gelde Mert ile yaptığımız harekete bak" Deniz el sallayarak beni çağırırken, çocuk gibi eğleniyordu kalkıp havuzun kenarına gidince Deniz bana mert'in omuzundan nasıl takla attığını göstermeye başladı.
"Deniz harikasınız" Denizin yüzü sevinçle gülerken bana başka figürler göstermeye başladı. Havuzda Metehanda vardı ve elimden geldiğince ona bakmamaya çalışıyordum. O ise inadına bana su sıçratıyor ve sinir ediyordu.
"Aman tanrım Mert dikkat etsene" Deniz'in sinirle çemkirmesiyle ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. "Tırnağınla en sevdiğim bikinimi yırttın" Deniz sinirle havuzdan çıktı. Mavi iç çamaşırının sadece kalça bölümünde ufak bir yırtık vardı.
Deniz üzerine tülünü geçirip sinirle giderken Mert'te yanlışlıkla yaptığını anlatmaya çalışıyor ve Deniz'in arkasından gidiyordu.
"Şhh güzelim beraber yüzelim mi" bizim sınıftan olduğunu hatırladığım bir çocuk bana tam anlamıyla yavşarken. Sinirle kasıldım.
"Ben senin güzelin değilim defol git başımdan" sözlerimle yüzü kasılan sarışın çocuk bir adım üstüme yürüdü.
"Ya seve seve gelirsin yada s*ke s*ke" Sinirle kafamı havuza çevirdim havurdaki Mete , Batuhan ve Meriç ne yapacağıma bakıyorlardı. Hiç yardım edecek gibide durmuyolardı , zaten onlar için ben sadece bir sürtüktüm.
"Defol git başımdan"
"Bir sürtük için fazla ulaşımazsın" yüzünde pis bir gülümseme peyda oldu "tüm okul Metehan'ın söylediklerini duydu sürtük" gülüşü iyice arttı "şimdi beni uğraştırma" kolumdan tutulup çekiştirilirken , kolumu kurtarmaya ne kadar uğraşsamda başarısızdım.
"Bırak kolumu piç kurusu" bir anda durunca gözlerine baktım. Yüzü iyice kasıldı ve gözlerinden ateş çıktı.
"Seni sürtük" bir anda omuzlarımdan itilmem ile kendimi suyun içinde buldum. Ve ben yüzme bilmiyordum. Havuz baya derindi ve ben yüzeye ne kadar çırpınsamda ulaşamıyordum. Zaten havuzdaki kimsede bu sürtüğü kurtarmaya uğraşmıyordu.
Git gide gözlerim kararmaya başlayınca artık çırpınmayıda kestim. Bir kadın batıyordu o an Hayal'ler ölüyordu ,toza dönmüş ruhumun her bir tanesi can çekişirken şeytanlar sevinç nidaları fırlatıyordu. Cehennem ateşine masum bir odun atılıyordu kimse görmüyordu, bu kadın seviniyordu, ayrılık bitti diyordu. Adaletsiz olan herkes yaşarken bu kadını öldüren bedenler gülerken,
bu kadın,
pardon bu sürtük ölmüştü ...
♥
İnstagram: hayal_crtk
|
0% |