@hayal_edelim
|
Tamam, piknik yapmayı, temiz havayı severim ama sabahın köründe kalkmak zorunda mıyız, isyan .. Eşyaları yerleştirmiş, şu an kim hangi arabayla gidecek tartışması yapılıyordu. Ha ben mi? O sırada ayakta abimin omzuna yaslanmış uyukluyorum. Kararlar verilmiş açıklanırken gözlerimi açtım, o sırada Aziz'le göz göze geldim. Sırıtıyordu, "Hayırdır abi, açıkta bir şey mi gördün, neye gülüyorsun?" diyip yüzüne yumruk atmayı hayal ettim, ne güzel olurdu ama işte yapamadım... Ben, abim, Aziz ve Cansu aynı arabada gidecektik. Diğerleri nasıl gidecek, en ufak fikrim yoktu çünkü onlar bunları anlatırken ben hala uyuma derdindeydim. Arkaya Cansu'yla oturduk, ben bu anı bekliyormuş gibi direkt Cansu'nun kucağına yattım ve uyudum. Yol boyu gülme sesleri ve arada ismimi duydum ama en ufak umurumda değildi... Gelmemize yakın uyandım, etrafıma baktım, nerede olduğumuzu anlamak için .Opet'e benzin almaya uğramıştık. Ben de direkt inip lavaboya gittim, başörtümü tekrar takıp yüzümü yıkadım ve makyaj yaptım. Ne yapabilirim, sabahın köründe uyanıp süslenemezdim, pijamalarımla gelmediğime dua etsinler... Kahve alıp döndüm de sonunda diye 3 birden isyan ettiler: "Napabilirim, hem etrafta 10 dakika bekleseniz ne olacak sanki?" Aziz, "10 dakikadır yoksun, kayboldun sanmaya başlamıştık." "Ne abartıyorsunuz ya, hadi sür arabayı, geç kalacağız." Herkes cidden mi bakışları atarken ben hiçbir şey yokmuş gibi fotoğraf çekip paylaştım... Geldiğimizde herkes bir iş yapıyordu. Ben mi? İş olarak ne yapıyorum? Tabii ki hiçbir şey. Ben buranın prensesiyim, ben emrederim, onlar yapar. Şaka şaka, en son gelmemizde neredeyse ormanı yakacağım için bana iş yaptırmıyorlar. Ne yapabilirim, kimse kömürleri öyle yakmamam gerektiğini söylememişti. Evet, şimdi bakalım Aziz'cimiz nerede; "Aziz, Aziz nerdesin?" Aziz, "Buradayım, su doldurmaya gitmiştim, bir şey mi oldu?" "Şey diyecektim, şu hamak kurar mısın?" Aziz, "Olur, nereye kurayım?" "Farketmez, biraz uzak bir yere olur, sessiz bir yer olsun." Kafasını sallayıp kurmaya başladı. Yemek yenirken çarıcanı söyleyip gitti, ben de hamakta sallanıp telefonla oynamaya başladım. O sırada yine uyuya kaldım, cidden uykuya bağımlı biriyim... Aziz, "Peri, uyan hadi kahvaltı yapalım." "Tamam, kalktım." Yüzümü ona doğru çevirmemle onu dibimde görmem bir oldu. "Seni affetmedim, biliyorsun değil mi?" Aziz, "Biliyorum, nereden çıktı şimdi bu birden?" "Bilmem, birden aklıma geldi." Aziz, "Peki, ne yaparsam beni affedersin?" "Bilmem, orasını da sen bileceksin." Aziz, "Hımm, peki, bunlar beni affetmeni sağlar mı biraz?" Elindeki torbayı uzattı, içinde 20 kadar sürpriz yumurta vardı. "Tamam, şimdi affettim işte." "Yani biraz affetmemi sağlamadı bu." Gelip bana sarıldı, ben de karşılık verdim. "Eğer bir daha böyle bir şey görürsem seni yolarım, sonra da ayrılırım senden." Aziz, "Söz veriyorum, bir daha böyle bir şey yaşatmayacağım. Sen benim her şeyimsin." Gülerek bizimkilere doğru giderken masada onu gördüm. Yüzsüz, bir de gelmiş baş köşeye oturmuş. Şeytan diyor, git saçından tut, yerlerde sürükle. "Aaa,peri cim nasılsın ,görüşmeyeli uzun zaman oldu".. Yol pericim ben arkandayım. |
0% |