@hayal_edelim
|
Bir el salması insanı ne kadar korkutabilir ki, beni olduğum yerde titreticek kadar korkutmuştu. Abim titrediğimin farkına varmış olmalı ki, ilk arkasını dönüp baktı, sonra bana seslenmeye ve konuşmaya başladı. Fakat ne benden yanıt ne de tepki alabildi; bense sadece biraz önce bana el salan kişinin olduğu yere bakıyordum. Can, "Abicim bana bak, peri korkutma beni, lütfen kendine gel." Peri, "Abi oradaydı, orada bana el saldı ve gitti, abi çok korkuyorum." Bir elimle neredeyse yarım saattir dönüp baktım, yeri gösteriyor, bir yandan da durmadan ağlıyordum. Sanki ağlarsam her şey düzelecekmişçesine. Can, "Tamam abicim, korkma, içeri geçelim, ben her şeyi halledeceğim." Sadece kafa sallayabilmiştim. Evde kimse yoktu, o yüzden kimseye açıklama yapmak zorunda olmadığım için biraz da olsa rahatlamıştım. Odama geçtim de Aziz'den bir sürü mesaj ve arama olduğunu gördüm. Ona sadece "Sonra konuşalım" yazıp uyudum; şu an ne konuşmaya ne de birine açıklama yapmaya halim vardı. Sabah uyandım, güzel bir duş alıp kahvaltıya indim. Abim çoktan her şeyi annem ve babama anlatmış, fazla halimi sorgulamadılar. Kahvaltım bittikten sonra odama çıkıp telefonumu aldım, Aziz'i arayıp bütün olup biteni anlattım. Sakindi ya da bana öyle geldi; fazla korkmamamı söyleyip bu konuyu halledeceğini söyledi. Ona korkmadığımı, sonuçta ne olursa olsun yanımda beni koruyacak üç tane kahramanım olduğunu söyledim. Konuşmamız bittiğinde bu akşam buluşmak için sözleştik. Günüm sakin geçti, terapi niyetine bütün evi baştan aşağı temizledim; şimdi daha iyiyim diyebilirim. Akşam buluşmamız için düz bir siyah elbise ve zarif bir çanta taktım, kendime zarif bir makyaj yapıp hazırlığımı bitirdim. Buluşma saatimiz geldiği için evin önüne indim. Tam telefonumu çıkarmış, Aziz'i arayacakken mahalleye farları sonuna kadar açık bir araba girdi; Aziz'in arabasıydı bu, o yüzden aramaktan vazgeçip arabaya doğru yürümeye başladım. Sürücü kısmına gelip camı tıkladım; o sırada arabadan Aziz inmeye başladı fakat bu Aziz değildi. Bir adım geri çekilip, "Pardon, ben başkasıyla karıştırdım arabanızı," dedim. Tam arkamı dönüp giderken, "Önemli değil, zaten ben de seni almak için gelmiştim, Peri," dedi. İşte o an yine aynı şey oldu: korku, nefes alamama ve titreme. Tam koşacakken ağzımda ve burnumda bir baskı hissettim ve sonrası karanlık... Allah bilir ne oldu, gitti gitti gül gibi perimiz gitti. 😭 |
0% |