@hayal_edelim
|
Tamam, en son bana konuşacaklarımız var demişti ve ben o andan beri yerimde duramıyorum. En iyisi akşama kadar kendimi oyalayacak şeyler bulmak. Cansu'yu arayıp "Cansu, dışarı çıkalım mı? Sana anlatmam gereken olaylar var." dedim. Cansu "10 dakikaya kapındayım, acele et!" dedi. "Tamam," diyip hemen hazırlanmaya başladım. Cansu "Hadi hemen anlatmaya başla, hadi!" dedi. Peri "Dur, bir kafeye gidelim, bir şeyler içerken anlatırım." dedim. Cansu "Ya geldik zaten, hadi çatlayacağım şimdi anlat!" dedi. Ona olan biten her şeyi anlattım, neredeyse 2 saat abisinin dedikodusunu yaptık. Cansu, benim her şeyimi bilen tek kişiydi; annem ve babamın bilmediği şeyleri Cansu bilirdi. Kafeden çıkmış, arabama doğru yürüyorduk. Bir yanda Aziz hakkında konuşup gülüyorduk. İşte o an, kalbimin sanki durmasına, nefes alamamasına neden olucak şeyi gördüm. Elim ayağım titredi o an. Cansu da o yöne baktı, Aziz ile bir kız öpüşüyordu. Ne tepki vermem gerektiğini bilemedim. O an, sanki o da hissetmiş gibi bizim olduğumuz yere baktı. O an göz göze geldiğimizde bir damla süzüldü yanamdan. Arkama bakmadan koşarak uzaklaştım oradan. Ben bu sefer olabiliriz sanmıştım ama o yine benim yerime başkasını seçti. Koştum, çok hızlı koştum, nereye gittiğimi umursamadan, düşünmeden koştum. Sanki koşarsam bu durumdan kurtulabilirmişim gibi ama sadece değişen şey mekan ve zaman oldu. Ne acım geçti ne de gördüklerimi unuttum. Geldim, yer bir parktı, kimse yoktu. Ben de salıncağa binip bir yandan sallanıp bir yandan ağlamaya devam ettim. Ağlamam hıçkırıklara dönüşürken telefonumu açtım. Anneme bu gün eve geç geleceğimi yazıp uçak moduna aldım ve şarkı dinlemeye başladım: Batuhan Kordel "Teşekkür" Yağmurlu bir eylül akşamı Sen biraz sarhoş, ben ise dargın Gözlerim dolu, dilimde bir şarkı Ben senden uzak, sen ona yakın Düşünmedin mi hiç, onu öperken Üşümedin mi hiç, o seni soyarken Çünkü sonbahar, turuncu yapraklar Sigaramı sömüren, hafif bir rüzgâr Teşekkür ederim, her şey için Güven bırakmadın, tebrik ederim Yoksa unutamazdım, aylarca yıllarca Girmeseydi bu aşka, üçüncü bir kişi... Ağlamam burun çekmeye dönüşürken omzumda bir el hissettim. Çocuk "Abla, sen neden ağlıyorsun?" dedi. Peri "Ağlamıyorum ki, sadece sallanırken gözüme toz kaçtı." dedim. Çocuk "Biliyor musun, bir keresinde abim yere düşmüştü, baca uf olmuştu. O da ağlamıştı. Ben ağlamaya başlayınca gülüp 'acımadı, sadece düşünce gözüne toz kaçtığını' söylemişti ama ben acıdığını anlamıştım. Senin de mi bacan uf mu oldu?" dedi. Gülümsedim ve "Hayır, benim bir yerim uf olmadı ama sorduğun için teşekkür ederim. Senin adın ne bakalım?" dedim. Çocuk "Zeynep." dedi. Bazı harfleri çevirememesi onu o kadar tatlı yapıyordu ki, yanaklarını ısırasım geliyordu. Peri "Peki Zeynep, seni sallamamı ister misin?" dedim. Kafasını salladı ve onu salladım. Annesi geldiğinde onunla tanışıp numarasını aldım. Onlara veda edip arabamın bulunduğu kafenin önüne yürümeye başladım. Geldiğimde arabamın önünde o şeyi görmeyi beklemiyordum. Niye böyle bir dram yaratım, en ufak fikrim yok . |
0% |