
Yıllar Önce
Eris her zamanki gibi küçük kızı arıyordu. "Yine nereye saklandın, seni küçük haylaz!" Laura, onun görmediğini sanarak diğer çalının arkasına geçti ve kıkırdadı. Eris ise onu görmemiş, duymamış gibi davranmaya devam etti, aksi halde onu ebeleseydi Laura sonuna kadar inkar ederdi, tartışırlardı. "Laura nerede acaba?" Tekrar kıkırdayınca Eris onun olduğu yere yaklaştı ve çalıyı ittirdi. "Yakaladım!" Laura gülmeye devam ederken onda kaçtı. "Yakalayamadın!" Hızla koşmaya başladı, Eris de onu yakalamaya çalıştı. Laura güldükçe Eris mutlu oldu. En sonunda Laura‘nın ayağı bi taşa takıldı ve yere düştü, ağlamaya başladı. "Eyis!" Eris onun yerde oturur halde ağlarken görünce yanına koştu ve dizlerinin üstüne çöktü. "Laura iyimisin?” Laura onun geldiğini görür görmez hemen ona sarıldı ve kafasını göğsüne göğsüne gömdü, artık canı acımıyordu. "Şimdi iyiyim." Eris utançla gözlerini kırpıştırdı, yanakları al al oldu. Hemen Laura'yı sıkıca sardı. "Geçti.. ben yanındayım." Laura kafasını kaldırarak ona baktı ve gülümsedi. "Hep yanımda olacakmışın Eyis?" Eris onun yüzünü avuçlarının içine aldı. "Olacağım Ay ışığı. Sen olacakmısın hep benim yanımda?" Laura kafasını sallayarak, "Olacağım! Seni asla yalnız bırakmayacağım!" dedi. Eris ise ona inandı. Ama nereden bilebilirlerdi yıllar sonra bir yabancı gibi olacaklarını..
Laura'nın bakışları Eris'in arkasına döndü, gözleri şaşkınlıkla açıldı ve parmağıyla bir yeri gösterdi. "Eyis oyada biy şey vay!" Eris onun konuşma şekline güldü, r'leri hiç söyleyemiyordu. "Hayvandır Laura ne olabilir başka?" onun gösterdiği yere baktı, iki tane büyük, çatlamış yumurta gördü. Laura da yumurtaları görünce hızla ayağa kalktı ve yumurtanın yanına gitti, Eris de onu gülerek takip etti. "Eyis şuna baksana! Bunlayı kıyıp tavada pişiyşek nasıl doyayız ama he!" Eris yüzünü buruşturdu, onun midesizliğine katlanamıyordu. "Sence bu tavuk yumurtasına mı benziyor Laura? Aklın fikrin hep miden de!" Laura omuz silkerek meraklı, koskocaman mavi gözleriyle yumurtayı incelemeye devam etti. "Laura, hadi gidelim." Eris tam Laura'nın elini tutmak için hamle yaptı fakat aniden yumurtalar çatladı. İkisinin bakışları yumurtalara döndü. "Eyis! Çatlıyoylay!" Eris şüpheyle yumurtalara yaklaştı, aniden yumurtalardan birinin içinden siyah, kırmızı renkli diğer yumurtanın içinden ise siyah, mavi renkli bir ejderha yavrusu çıktı. "Eyis! Bunlar da ne?" Laura mavi olana dokunmak için elini uzattı fakat Eris onun elini tuttu. "Onlara dokunmamalısın Laura, Onlar ejderha.." Laura'nın gözleri heyecan ve şaşkınlıkla büyüdü. "Ejdeyha mı!? Onu sevmek istiyorum!" Eris gülerek ona baktı, onun şaşkın ve meraklı halini çok seviyordu. "Onları rahatsız etmeyelim." Laura, Eris'e bakarak dudaklarını büzdü. "Onlaya isim veyelim mi? Lütfen!" Eris sıkıntıyla nefesini verdi ama onun heyecanını bozmak istemedi. "Peki, ama dokunmak yok Ay ışığı." Küçük kız, mavi olan ejderhaya yaklaştı, adeta gözleri parlıyordu. "Bunun adı tavuk olsun!" Eris yüzünü buruşturdu ve gözlerini devirdi. "Tavuk diye isim mi olur?" Laura düşünceli gözlerle gökyüzüne baktı, o sırada gökyüzünün gürlemesi ve bulutların kararması bir oldu. "Laura, hadi fırtına çıkacak galiba,saraya gidelim." Laura heyecanla ejderhaya doğru baktı. "İsmi Stormynight olsun!" Eris bu sefer gülümsedi ve çıkacak fırtınayı umursamadan diğer kırmızı ejderhaya yaklaştı. "Senin isminde Shadowflame olsun." Ejderhalar bu isimleri sevmiş gibi kuyruklarını sallayarak etraflarında döndüler. Bu sırada tekrar şimşek çaktı, Eris transtan çıkmış gibi afalladı ve hemen Laura'nın elini tuttu. "Hadi gidelim Ay ışığı'm."
***
Umarım bölümü beğenmişsinizdir, oy vermeyi ve instagram hesabımızı takip etmeyi unutmayınn💓💓
instagram: hayaldenyazarr
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |