Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10.Bölüm(MİNİK YEĞENİMİZ)

@hayaldeyazar

Yine bir gecenin daha sabahına uyanmıştım her zaman ki gibi abdestimi almış namazımı kılmıştım. Dolaptan günlük kıyafetlerimi çıkarıp üstümü giyindim Murat'ın kıyafetlerinide hazırlayıp aşağı mutfağa indim.

 

"Hayırlı sabahlar Emine abla kolay gelsin"

 

"Sağolasın gelin hanım nasılsın bugün daha iyisindir inşallah"

 

"Evet abla şükür iyiyim dün tansiyonum oynadı heralde"

 

"Öyledir kesin sen yinede ihmal etme doktora gidip görün belki üstüne görmüşsündür"

 

"Anlamadım abla üstüne görmüşsündür derken ne demek istedin."

 

"İlerde anlarsın gelin hanım hadi sofrayı kuralım."

 

Emine ablanın ne demek istediğini anlamamıştım dediği şeyi ne mana da söylemişti acaba belki de tansiyonla alakalı bir durumdur.

 

Kahvaltı masası hazırdı herkes teker teker gelip yerlerine oturmuştu sakin bir kahvaltı yapıyorduk Emine abla elinde telefonla geldi.

 

"Gelin hanım telefon sizedir halanız arıyor"

 

Sabah sabah hayırdır inşallah diyip müsade isteyip masadan kalktım elime telefonu aldım

 

"Alo halam nasılsın"

 

"Çok şükür kuzum iyim sen nasılsın"

 

"Şükür bende iyiyim halam hayırdır inşallah bu saatte kötü birşey yok değil mi?"

 

"Hayır kızım hayır hadi gözünüz aydın hala oldun Dilan sabaha karşı doğum yaptı nur topu gibi bir kızımız daha oldu."

 

"Oyy halam ne kadar da güzel haber verdin sen öyle hastanede misiniz?"

 

"Evet kızım bugünlük hastanedeyiz yarın tabucu olacağız nasipse"

 

"Tamam halam bugün nasip olursa gelirim inşallah çok sağolasın haber verdiğin için"

 

"Sende sağol kuzum benim hadi evdekilere çok selam bu arada Ruken hanımda gelsin Dilan annesini sual ediyor."

 

"Olur hala ben söylerim hanımağama Allah'a emanet olun"

 

Telefonu yerine koyup mutlulukla masaya doğru gittim.

 

"Ayşe kızım bir sorun yok değil mi herşey yolundadır."

 

"Çok şükür yolunda baba hala olmuşum Dilan doğum yapmış bir kızımız oldu."

 

Dediklerimle Nasuh babanın yüzü düştü sevindi mi üzüldü mü bilemedim ama kızını çok özlemişti onu gözlerinden görebiliyordum.

 

"Hayırlı evlat olsun inşallah" diyen nasuh babaydı.

 

Ruken hanım hem ağlıyor hem seviniyordu anane olmuştu oda çok özlemişti kızını bulduğu fırsatlarda gidip görüyordu ama ana yüreği okadarcık görmek yetmiyordu.

 

"Vay benim kara kuzum ana mı olmuş ben kızımın yanında olamadım vay ben ne yapayım şimdi vah yavrum kadersiz kızım. İzin ver ağam gideyim yanında olayım kızımın"

 

Ruken hanımın dediğiyle hepimiz Nasuh ağaya baktık ama ben Murat'ın tepkisinide çok merak ediyordum sessizliğini hiç bozmamıştı babasının ağzından çıkacak söze bakıyordu.

 

"Dilim gitme demek ister ama gönlüm el vermez kızımız bir hata yaptı yaptığı hatanın bedelini de bizi görmeyerek ödedi oda çok özledi bizde çok özledik affettim ben onu hatasıyla da kızım git gör hanım kızımızın yanında ol."

 

Ruken hanım sevinç çığlıkları attı yerinde duramadı yukarı hazırlanmaya çıktı. Murat'ın merhamet huyunu kimden aldığı belliydi Murat her yönüyle Nasuh babaya çekmişti.

 

Murat sessizce masadan kalkıp gidiyordu arkasından bağırdım.

 

"Murat"

 

Adıyla seslenmeme şaşırmıştı arkasını döndü.

Koşar adımla yanına gittim.

 

"Ya sen , sen hala kardeşini affetmedin mi yetmedi mi çektiğin hasret yine sessizce çekip gidiyorsun yapma bunu kendine"

 

Bana sinirle baktı bakışından içim titredi.

 

"Ayşe benim kardeşim yok bu konu benim için çoktan kapandı bir daha konusunu açma gidip göreceksen git gör beni karıştırma"

 

"Hayır kapanmadı o senin kanından canından nasıl silip atabildin Nasuh babam bile affetti sende ki bu büyüklük niye?"

 

"Çekil önümden Ayşe şirkete gecikiyorum daha fazla uzatma kötü olur."

 

"Allah kibirli insanları sevmez sen öyle biri değilsin herkese gösterdiğin merhameti kardeşine de göster merhamet bizi insan yapan duygudur sen çok iyi birisin kalbini böyle karartma" diyip arabanın kapısını açıp ön koltuğa oturdum.

 

"Hadi seni bekliyorum sensiz hiç bir yere gitmeyeceğim bak Ruken hanımda geliyor bizi sen götüreceksin."

 

"Ayşe sabrımı zorluyorsun bana emir verme in şu arabadan Kasım sizi götürür."

 

"Beni hep yanlış anlıyorsun sana emir vermiyorum doğruyu gösteriyorum doğru olan bu hadi bak bekletiyorsun bizi"

 

"Karının sözünü dinle ve bizi sen götür oğlum ana hakkım için"

 

Bunu diyen Ruken hanımdı bana hak vermesine çok şaşırmıştım ama beni düşündüğünden değil evlatlarını düşündüğü için demişti bunu.

 

"Off sen benim başıma nasıl bir belasın böyle ha senden çekeceğim var benim"

 

"Tatlı belayım tatlı şuna bak benim gibisini bulmuş birde bunuyor." dedim gülümseyerek ortamı biraz da olsa rahatlamıştım ama Murat gergindi yol boyu hiç konuşmadı. Hastaneye yolu üzerinde çiçekçi görmüştüm.

 

"Ağam durur musun burda lütfen"

 

"Noldu Ayşe niye duruyoruz burda"

 

"Çiçek almak istiyorum halası olarak çocuğa daha hiç bişey almadık hazırlıksız gidiyoruz zaten bari çiçek alalım."

 

"Hey Allah'ım ya al onuda al beni dinleyen kim zaten kafana göre iş yapıyorsun."

 

Çiçekçiye girdik çok güzel çiçekler vardı rengarenk etraf mis gibi kokuyordu.

 

"Buyrun nasıl bişey bakıyorsunuz?"

 

"Yengem doğum yaptıda ona uygun çiçek bakıyordum."

 

"Bebek kız mı erkek mi?"

 

"Kız bebeğimiz oldu"

 

"Yeni doğum yapan kişilere genellikle böyle yapay çiçekler alınıyor isterseniz bir bakın."

 

Kadının gösterdiklerinden birini beğenmiştim şeffaf vazo içinde pembe taşlar üzerinde pembeli beyaz yapay orkide oyuncak bebek ve üstünde pembe tül vardı.

 

"Bu güzelmiş demi ağam bunu alalım"

 

"Neyi istiyorsan hadi al da gidelim."

 

"Ozaman bu çiçek olsun birde kart istiyorum kendim yazı yazacağım."

 

Kartın üzerine "Aramıza hoşgeldin minik prenses. Halan ve dayın sen çok sevecek." diye yazı yazıp çiçekçiden çıktık biraz sonra hastaneye vardık. Ruken hanım bizi beklemeden koşar adımlarla Dilan'ın odasına doğru gitti ardından ben benim arkamdan Murat geliyordu.

 

"Oyyy benim kara kuzum ana olmuş güzel yavrum benim ağrın sızın var mıdır nasılsın."

 

Ruken hanım ilk Dilan'a gidip sarıldı anne şefkatiyle öptü kokladı kızını bu kadın bu kadar şefkatliyse bana neden şefkat hiç göstermiyordu. Odaya girdiğimde herkese selam verdim görüştüm arkama dönüp Murat'a baktım ama yoktu dışarı çıkıp baktım kapıda bekliyordu.

 

"Ne yapıyorsun burada gelsene içeri"

 

"O odaya girmeyeceğim sizi getirdim yeter hadi git gör sen sonrada gidelim işler beni bekler."

 

"Buraya kadar gelipte kardeşini görmeden mi gideceksin Dilan ne kadar üzülür biliyormusun sen?"

 

"Ayşe vaktin azalıyor hadi gir içeri"

 

"Beni hayal kırıklığına uğrattın sen git işlerin beklemesin Kasım abi bırakır bizi."

 

Murat'ın gitmesiyle odaya geri döndüm Ruken hanım yüzüme bakıyordu gelmedi manasında kafamı salladım sessizce akıttı gözyaşlarını kızına belli etmeden ağladı. Küçük bebeğin ağlamasıyla herkes ona döndü karnı acıkmıştı nasıl da ağlıyordu öyle canı acırcasına kucağıma aldım öpmeden kokladım kokusunu mis gibi kokuyordu.

 

"Ah halam aynı sen vallahi kız halaya benzer derlerdide bu kadarını beklemezdim küçük Ayşe bu" diyen halamdı herkes gülümsedi.

 

"Kaderi benzemesin hala çok daha güzel kaderi hayatı olsun inşallah."

 

Ziyaret saati bitmişti eve doğru yola çıkacaktık Ruken hanım Dilan'ın yanında kalmak istedi onu yalnız bırakmamak yardım etmek istedi. Bende kendim çıktım hastaneden Kasım abi bekliyordu beni arabaya binip konağa doğru yol aldık.

 

Yol boyu Murat'ı düşündüm nasıl bu kadar katı olabilmişti aklım almıyordu. Araba konağın önünde durdu arabadan inip içeri girdim emine abla avluyu süpürüyordu Dilan'ı ve bebeği sordu iyi olduklarını ve akşam yemeğe inmeyeceğimi söyleyip odama çıktım.

 

Murat'ın böyle yapması beni çok üzmüştü üzüldüğümde sinirlendiğimde bişey yiyemiyordum midem almıyordu odam da yatıp dinlenecektim ki düşünceler beynimi esir aldı kafamı dağıtmak için kitap okumaya başladım.

 

Kitap okurken saatin farkına varmamıştım gece yarısı olmuştu kitabımı kapatıp yatacaktım o sırada kapı açıldı gelen Murat'tı yüzüne bile bakmadan yatağımı yapmaya başladım.

 

"Onların yüzünden bana surat mı yapacaksın."

 

"Onlar dediğin kişiler biri benim abim diğeri senin kardeşin ve yeni doğmuş küçücük yeğenimiz nasıl bu kadar katı olabiliyorsun onlara karşı."

 

"Onların yüzünden hayatım mahvoldu onlar mutlu olsun diye biz mutsuzluğu seçtik."

 

Dedikleri canımı çok yakmıştı benimle olmaktan mutsuzdu demekki daha fazla tutamadım kendimi gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

 

"Tek hayatı mahvolan sen değilsin benimde hayatım mahvoldu buna mecbur bırakıldık"

 

"Mahvoldu öyle mi benim yerimde başka birisi olsaydı şimdiye çocuğun kucağındaydı sana gösterdiğim merhameti kimseye göstermedim."

 

Allah'ım bu söyledikleri gerçekmiydi dedikleri kalbime hançer gibi saplanmıştı demekki bana acıdığı için öyle davranıyordu

.

"Demek bana acıdığın için öyle davranıyorsun öyle mi?" kırgın bir ifadeyle söyledim bunu gözlerine bakarak anında değişti surat ifadesi sinirden pişmanlığa geçti.

 

"Hayır öyle demek istemedim yanlış anladın beni"

 

"Ben seni gayette doğru anladım izah etmene gerek yok" diyip yatağıma geçip yattım ama uyuyamıyordum gözyaşlarım sel gibi akıyordu çok gücenmiştim söylediği kelimelere beni hiç bir zaman sevmeyecekti bende bunun için uğraşmayacaktım hayatıma önüme okulama bakacaktım yeri ve zamanı geldiğinden buradan da gidecektim.

 

 

 

 

 

Bölüm sonumuz yorum ve oylarınızı bekliyorum 😊

 

Loading...
0%