Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11.Bölüm(BARIŞMA)

@hayaldeyazar

Murat

 

Ayşe söylediklerime çok üzülmüştü sinirimden ne dediğimi ben bile bilmiyorum ama kalbini çok kırmıştım ağlayarak yatağına gidip yattı.

Sinir ve pişmanlık hissiyle bende yatağa gidip yattım uyku girmiyordu gözüme Ayşe'nin hıçkırıklarını duyuyordum oda uyuyamamıştı. Bir sağıma bir soluma döne döne uyuyakalmışım. Alarımın sesine uyandığım da Ayşe yatağında uzanmış öylece bakıyordu. Dayanamadım laf attım.

 

"Ayşe hadi kalkta kahvaltıya inelim."

 

"Benim canım bişey istemiyor sen in bugün yatacağım ben."

 

Ayşe'nin bu zamana kadar ilk defa yattığını gördüm uykusuzluktan değilde bana kırgınlığındandı üstelemek istemedim odadan çıktım.

 

"Hayırlı sabahlar herkese"

 

"Hayırlı sabahlar oğlum hani Ayşe kızım gelmiyor mu?"

 

"Rahatı yok baba bugün dinlenmek istedi."

 

"Aman hasta olmasında kendine iyi baksın kızım"

 

"Merak etmeyin ağam normaldir gelin ağamın bu halleri ben ona ballı süt yapar götürürüm."

 

Emine ablanın ne dediğini anlamamıştım Ayşe aramızda ki sorunlarımı anlatıyordu yoksa.

 

Ayşe

 

Sabaha nasıl etmiştim bilmiyorum ağlamaktan gözlerim şişmişti kalbim çok acıyordu söyledikleri çok ağırdı atamıyordum içimden sabah ezanını duyunca içim ferahladı Allah benimle dedim ve kalktım namazımı kıldım.

 

Bugün yataktan çıkmak istemiyordum hep yatmak istiyordum Murat'la karşılaşmak istemiyordum.

 

"Gelin hanım müsait misin içeri giriyorum."

 

Gelen emine ablaydı hemen kendi yatağımdan kalkıp Murat'ın yatağına geçtim üstün körü koltuğu düzelttim ayrı yattığımızı görmemesi lazımdı.

 

"Gelebilirsin abla"

 

"Aa Ayşe sen çok salmışsın kendini kızım hadi kalk bir elini yüzünü yıkayalım kahvaltıya da inmedin olmaz ki böyle vitaminsiz kalacaksın."

 

"Midem almıyor Emine abla hiç bişey yemek istemiyorum bugün yatıp dinlenmek istiyorum."

 

"Normaldir kızım olur böyle şeyler ama sen böyle diretirsen dermanın kalmaz hiç şu ballı sütü bari iç."

 

"Abla inan gönlüm almıyor lütfen zorlama"

 

"Tamam kızım şuraya bırakıyorum istediğin zaman içersin bişeye ihtiyacın olursa seslenmem yeter hemen gelirim."

 

"Tamam abla çok sağolasın"

 

Emine ablanın çıkmasıyla geri kendi yatağıma gittim gözlerimi yumup uykuya daldım.

 

Murat

 

Bugün şirkette çok işim çoktu bir kaç evraklarla uğraşacaktım. Ne kadar çok kafamı işe vermeye çalışsam da yapamıyordum aklımdan çıkmıyordu dün ki olanlar Ayşe'nin dediği gibi duygusuz kalpsiz adamın teki mi olmuştum ben , yoksa haklı mıydı herkese gösterdiğim merhameti bir tek kardeşime mi göstermiyordum Allah'ım bu düşünceler beynimi kemiriyordu nasıl kurtulacaktım ben bunlardan.

 

"Bro bu ne hal ya çok dalgınsın bakıyorum da karadeniz de gemilerin mi battı."

 

"Kardeşim hiç havamda değilim sakın bulaşma zararlı çıkarsın."

 

"Hayırdır kardeşim noldu birşeye üzülmüşsün belli anlat bakalım derdine çare bulalım."

 

"Dilan dün doğum yapmış anamla Ayşe'yi ben götürdüm hastaneye ama giremedim kardeşimin yanına yapamadım çok istedim aslında ama olmadı yinede babam bile affetti de bir ben neden affedemedim onların yüzünden Ayşe'yle tartıştık hiç söylememem gereken şeyleri söyledim olay şu ki elimi yüzüme bulaştırdım senin anlayacağın."

 

"Ah be kardeşim o senin kardeşin hala mı kin güdüyorsun ona herkes hata yapar biz hiç yapmadık mı sanki hem herşeyi sevdiği için yapmış şuan çok ta iyi durumda artık yüreğini ve vicdanını rahatlat hem kardeşinle hemde karınla aranı düzelt üstünden şu yükünü at."

 

"Haklısın galiba kardeşim kardeşimle barışmadığım sürece içimden üstümden bu yükü atamayacağım bunun vicdan azabıyla yaşamak istemiyorum."

 

"Hehh işte benim kardeşim hep böyle merhametli bir adamdır sen yine kalbinin vicdanının sesini dinle karınında gönlünü almayı unutma kadınlar hediyeleri çok sever giderken elin boş gitme." diyip göz kırptı.

 

Doğru söylüyordu Asaf'ın dediklerinin aynısını Ayşe de söylemişti ama ben ona hiç hak etmediği şeyler söylemiştim. Hediyeyle neşesini geri getirebilirdim benim için değerli olduğunu anlardı. Şirketten çıktım ilk işim kuyumcuya gitmek oldu hediye olarak aklıma kolye almak geldi onun gibi güzel , kibar bir kolye seçecektim.

 

"Hoşgeldiniz ağam buyrun"

 

"Hoşbuldum Rıfat efendi hanıma kolye bakacağım şöyle güzel zarif bir kolye olsun istiyorum."

 

"Tabi ağam hemen göstereyim modelleri bakın bu özel tasarımdır sayılı sayıda geldi."

 

Gösterdiği kolye tam aradığım gibiydi Ayşe'yi anımsatıyordu. İnce gold zincir küçük küçük pırlanta taşlarından oluşan melek şekli altındada su damlası şeklinde sedef taşı vardı. Ayşe'nin boynunda nasıl durur diye düşündüm 'ne düşünüyorsun oğlum sen kendine gel' diye düşüncemi kafamdan attım.

 

"Tamamdır abi bunu güzelce hediye peketi yap alıyorum birde not ekleyelim."

 

Notun üzerine 'Seni çok kırdığımı biliyorum beni affet. Sen benim hayatıma dokunmuş küçük meleksin.' diye de yazı yazdım parasını ödeyip konağa doğru gittim.

 

Konağa geldim emine ablaya Ayşe'nin nerede olduğunu sordum odasında diye cevapladı bugün hiç çıkmamıştı demekki. Odaya girdiğimde Ayşe hala yataktaydı bana bakıp kafasını çevirdi. Yanına gidip oturdum.

 

"Ayşe yüzüme bak lütfen"

 

"Ne istiyorsun"

 

"Özür dilemek istiyorum yemin ederim ne dediysem sinirimden söyledim gerçekle alakası yok üstümdeki yükü atmaya karar verdim."

 

"Nasıl yani neye karar verdin"

 

"Dilan çıkmış mıdır hastaneden evde midir şimdi?"

 

"Bilmiyorum ama sabah çıkacaklardı."

 

"Benimle beraber Dilan'ın yanına gitmeye gelirmisin?"

 

"Doğru mu duydum ben kardeşinle barışacaksın değil mi?"

 

"Evet Ayşe doğru duydun barışacağım hadi kalk yeğenimizi görmeye gidelim."

 

Ayşe

 

Murat bugün eve erken gelmişti şaşırmıştım ama sormakta istemiyordum yanıma oturdu pişman olduğunu söyledi inanmak istemiyordum ona ama gönlüm inan diye zorluyordu kardeşiyle barışmak istediğini söyledi buna çok sevinmiştim beraber babamların evine gittik. Arabadan indik beraber evin kapısında durup kapıyı çaldım kapıyı açan babam oldu.

 

"Habersiz misafir kabul ediyor musunuz?"

 

"Siz misafir misiniz kızım kendi eviniz buyrun geçin içeriye"

 

Önden ben girdim Murat arkamdaydı Dilan salonda bebeği uyutuyordu.

 

"Dilan seni görmek isteyen biri var"

 

Dilan şaşırmıştı abisini beklemiyordu görünce ne yapacağını bilemedi ayağa kalktığı gibi koşarak abisine sarıldı Murat'ta ona karşılık vererek sıkı sıkı sarıldı kardeşine öyle çok özlemişlerdi ki birbirlerini hasretleri ağır gelmişti yüreklerine ağlamaya başladılar onları izleyen bizde duygulanıp ağladık. Murat abimle de tokalaşıp sarıldı onunlada arasını düzeltmişti işte dedim benim tanıdığım Murat ağa bu.

 

"Dayısının kuzusu nasılda güzelsin sen böyle minicik bu ya"

 

"Hadi alsana kucağına dur ben vereyim" diyip bebeği beşikten alıp Murat'ın kucağına verdim tutmakta biraz zorlandı ona yardımcı oldum.

 

"Allah'ım tez zamanda sizede evlat nasip etsin inşallah yavrularım" bunu diyen babamla ne diyeceğimizi bilemedik Murat'la bakıştık sadece ben 'hayırlısı' diyerek geçiştirdim.

 

"Eee bu minik prensesin adı ne olacak peki"

 

"Berfe koyacağız"

 

"Çok güzel düşünmüşsünüz kar tanesi gibi yüzüde maşallah adıyla yaşasın" diyen Murat'tı.

 

Biraz daha oturduk sonra müsade isteyerek konağa gittik.

 

Ağam sen çık ben bir mutfağa bakayım bugün hiç dolaşmadım ayıp oldu.

 

"Şimdi mutfak zamanı değil sana vermem gereken bişey var yukarı gel"

 

"Ne vereceksin ki ağam"

 

"Bunu senin için aldım bak bakalım beğenecek misin ben çok beğenerek aldım seni anımsattı bana"

 

Elinde kırmızı hediye paketiyle kaplı kutu vardı elime alıp açıp baktım çok güzel bir kolye almıştı çok zarif şık bir tasarımdı bana benzeterek alması hoşuma gitmişti üzerinde birde not vardı af dilemiş benim melek olduğumu kastetmişti.

 

"Çok şık zarif bir hediye seçmişsin çok teşekkür ederim çok beğendim"

 

"Bu kolye herzaman beni sana hatırlatsın"

"Boynumdan hiç çıkarmayacağım söz veriyorum"

 

"Karnım çok acıktı bugün hiç bişey yemedim hadi aşağıya inelim."

 

"İnelim küçük hanım"

 

 

Kolyenin yeri bende hep başka olacaktı ama kalbimde ki sızının geçmesi zaman alacaktı.

 

 

 

 

 

Bölüm sonumuz yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum 😊

 

Loading...
0%