Yeni Üyelik
37.
Bölüm

34.Bölüm(HANIMAĞA)

@hayaldeyazar

Düğün için hazırlanmaya başladım. İlk önce Ömer ve Yusuf'u giydirdim onlara beyaz gömlek siyah şortlu askılı takım giydirdim birde siyah papyon taktım. Çok tatlı olmuşlardı.

 

"Ayy kızım bunları niye böyle giydirdin nazar değecek yavrularıma maşallah"

 

"Ama çok tatlı oldular anne melekler onları korur"

 

"Maşallah benim kuzularıma hadi ben çocukları indireyim de sende hazırlan aşağı gel" Ruken annenin bu denli çocuklara bakması çok güzeldi. Dediği gibi de olmuştu Ruken anne benim en büyük destekcimdi.

 

Bende üzerime simli gül kurusu renginde abiye giymiştim. Başımı da bağlayıp aşağı indim herkes hazırdı düğün lüks bir düğün salonunda olacaktı.

 

"Her zaman ki gibi çok güzelsin kadınım"

 

"Sende çok yakışıklısın kocam bey"

 

Murat'la birbirimize iltifatlarımızı ettikten sonra arabaya binip düğün salonuna geldik. Bizlere ayrılan masaya oturduk.

 

"Ayşe'm buradaki ortaklarımızda gelmişler hem onları karşılayalım hemde seni tanıştırayım."

 

"Olur ağam" diyip ayağa kalktım Murat elimden tuttu karşı taraftaki masaya gittik.

 

"Hakan bey hoşgeldiniz"

 

"Hoşbuldum Murat bey nasılsınız sizi gördüğüme sevindim"

 

"Bende öyle sizi gördüğüme sevindim sağolun siz nasılsınız eşim Ayşe"

 

Başımla selam verip "Merhaba tanıştığıma memnun oldum" dedim.

 

"Bende öyle Asaf sizden bahsetti birde Seçil var tabi tanışmak bugüneymiş"

 

Seçil'in adını duymamla gerildim Seçil Hakan'ın asistanı oluyordu tabi düğünede gelecek miydi diye düşünürken karşımda Seçil'i görmemle kan beynime sıçradı.

 

"Murat sonunda muradına ermişsin Ayşe'ne kavuşmuşsun" diyerek kahkaha atmaya başladı ne kadar yüzsüz bir kadındı bu böyle.

 

Ben birşey diyecekken Murat araya girdi.

 

"Seçil defol git gözümüzede gözükme sakın"

 

Murat'ın dediğiyle Seçil'in yüzü düştü çekti gitti.

 

Bizde masamıza geçip oturduk ama ikimizde gerdindik.

 

Biraz zaman sonra gelin ve damat salona giriş yaptılar nikahları kıyıldı şahitleride bizdik. Dans müziği çaldı onların dansı bittikten sonra davetlilerde teker teker dansa kalktı.

 

"Güzel karım bana bu dansı lütfeder mi?"

 

Murat elini bana uzatıp dansa davet etti.

Bende elini tutarak davetine icabet ettim. İlk defa dans edecektik açıkçası nasıl dans edilir bilmiyordum.

 

"Ben nasıl dans edildiğini bilmiyorum"

 

"Benimde pek bildiğim söylenemez de yinede bana bırak"

 

Murat bir elinle elimi tuttu diğer eliylede belimi sardı bende onun omzuna elimi koydum.

 

Gözlerimiz birbirimizden hiç ayrılmadı müzik biteseye kadar dans ettik. Gecenin sonunda herkes evlerine dağıldılar bizde evimize geçtik. Yarın sabah yola çıkacaktık günün yorgunluğuyla uykuya daldık.

 

4 yıl sonra

 

Sabah ezanıyla açtım gözlerimiz Murat'ı da uyandırıp namazımızı kıldık. Ömer ve Yusuf 5 yaşındaydılar kendi odalarında kalıyorlardı. Bizimde yanımızda 2 yaşındaki güzel kızımız Zeynep vardı. Zeynep ismini Murat koymak istemişti anlamı babasının süsü demekti.

 

Gerçekten de öyleydi Murat Zeynep'e ayrı ilgi gösteriyordu kızlar babalarına düşkün olur derler ya tamda öyleydi baba kız aşkı vardı onlarda. Bende oğullarımı uyandırmaya odalarına gittim.

 

"Ömer'im Yusuf'um hadi kalkın oğlum kahvaltı vakti" çocuklarımın yanlarına yaklaşıp yanaklarını öperek uyandırdım. Ömer ve Yusuf 4 6 yaş olan diyanetin Kur'an kursuna gidiyorlardı orada hem dini eğitim alıyorlar hemde okul öncesi etkinlikleri yapıyorlardı.

 

Oğlanların odasından çıkıp kendi odamıza geri geldim kızımız Zeynep'inde yanağını öperek uyandırdım. Üzerine kıyafetlerini giydirdim ama hanımefendi daha şimdiden çok süslüydü elbise giyeceğim diye ortalığı inletti. Tabi babası kızının ağlamasına dayanamadı.

 

"Neden ağlıyormuş benim güzel kızım"

 

"Elbise giymek istiyormuş küçük hanım"

 

"Annesi üzme benim prensesimi ne giymek istiyorsa giydir"

 

"Murat kızın olduğundan beri gözün başka birşeyi görmüyor benide ihmal ediyorsun"

 

"Eyvahhh kızım görüyor musun bak annen kıskandı habersiz üzmüşüz anneni" diyerek yanıma gelip yanaklarımdan çokça öptü.

 

"Sen benim en kıymetlimsin seni asla ihmal etmem geceye hazırlan"

 

"Çocuğun yanında deme şöyle şeyler hadi kahvaltıdan bizi beklerler babam söylenmesin"

 

Beraber aşağıya inip masaya oturduk. Tek çoğalan biz değildik Baran ve Zerde'nin de Asmin adında bir kızı olmuştu Zeynep'le aralarında 1 yaş vardı Asmin 3 yaşındaydı ikisi de aynı kreşe gidiyorlardı.

 

Ömer , Yusuf, Asmin, Zeynep hepsi kıkırdaşarak kahvaltılarını yapıyorlardı.

 

"Oyyy benim yavrularımın yavruları ne güzelsiniz siz maşallah" diyen Ruken anneyle tebessüm ettik.

 

"Allah uzun sağlıklı ömürler nasip etsin torunlarımıza" Nasuh babanın dediğine "amin" diyerek karşılık verdik.

 

"Zerde kızım sende tek çocukla kalma tam zamanı bitane daha yapın"

 

"Anne ben istiyorum ama Baran istemiyor"

 

"Baran ne için istemezsin oğlum Asmin'iminde kardeşi olsun bak abingile iki duyguyu da tattılar bence Ayşe dördüncüyüde doğurur."

 

"Ay aman anne öyle deme Allah nasip ettikten sonra olur tabi de Allah isteyenlere nasip etsin yavrularımıza sağlık versin."

 

"Olur olur siz doğurun ben bakarım ailemiz çoğalsın büyüsün."

 

"Nasip diyelim anne" diyip konuyu kapattım. Murat kulağıma eğilip

 

"Karıcığım bak herkes bizden dördüncü çocuğu bekliyor gece bunu bir düşünelim" diyip göz kıptı.

 

"Murat lütfen sus biri duyacak" diyip önüme döndüm.

 

Konaktan hep beraber çıkmıştık. Murat Ömer ve Yusuf'u okula bırakıp şirkete geçecekti. Bende Asmin ve Zeynep'i kreşe bırakacaktım. Artık ehliyetimde vardı her hayalim gibi Murat bunuda gerçekleştirmişti. Ehliyetimi aldığım günde sürpriz yapıp bana araba almıştı. Artık kendi arabamla okuluma öğretmenlik yapmaya gidiyordum. Benim bu hayattaki en büyük şansım Murat'tı. Kendime güvenmemi ben ne istersem herşeyi yapabilceğimi inandırmıştı bana. Şimdi bende öğrencilerme ve halk eğitime gelen kadınlara bunu aşılıyordum. İlk sınıfımı mezun etmiştim bile Kardelen artık ortaokula gidiyordu her zaman ona destek oluyorduk hem maddi hem manevi hafta sonları konağa gelip manevi kardeşleriyle oynuyordu. Hem o hem biz mutlu oluyorduk o bizim manevi kızımızdı her daim onun yanında olacaktık.

 

Öğrencilerime her daim sevgiyle yaklaşıyordum onlara severek ders anlatıyordum. Onlarda beni hiç üzmüyorlardı ödevlerini her gün kontrol ediyordum hepsi hevesle yapmış oluyorlardı. Öğrencilerime bende hem dini hemde milli değerlerimizi aşılıyordum kandil olduğu zaman onlara küçük hediyeler alıyordum kandil simiti dağıtıyordum onlara kandil hakkında bilgi veriyordum. Milli bayramlarımız olduğu zaman hiç bir 23 nisanı gösterisiz geçmiyordum. Durumlarının olmadığını bildiğim için kıyafetlerini ben alıyordum güzel bir gösteri hazırlayıp herkese sunuyorduk. Okul müdürü öğretmenler veliler hepsi çok memnun oluyorlardı buda beni gururlandırıyordu mesleğimi hakkıyla yaptığımı düşünüyordum.

Derslerimin bitimiyle okuldan çıkıp halk eğitime uğradım oradaki hanımlarla sohbet etmek istedim.

 

"Hanımlar kolay gelsin"

 

"Sağolun gelin ağam hoşgeldiniz buyrun"

 

"Hoşbuldum okuldan çıktım da geçerken halinizi hatrınızı sorayım dedim"

 

"Çok mutlu olduk gelin ağam ben size hemen kahve yapayım"

 

"Zahmet etme Fidan abla biraz oturup kalkacağım"

 

"Zahmetimi olur gelin ağam hemen yapıp getiriyorum"

 

Kahve geleseye kadar bende köy hanımlarının yaptıklarını inceledim hepsi çok marifetliydiler.

 

"Maşallah çok marifetlisiniz hepsinin el emeği olması çok güzel"

 

"Hepsi sizin sayenizde gelin ağam siz olmasanız evimizde boş boş oturuyor olacaktık Allah sizden razı olsun"

 

"Ne demek Allah hepimizden razı olsun inşallah bu topraklarda kimse boş oturmasın istiyorum okuyabilen okusun , okuyamayan el işini geliştirsin evine katkıda bulunsun. Görüyorum ki iyi ki açmışız burayı ilerde daha da çoğaltırız inşallah , hafta sonuda derslere bekliyorum mutlaka"

 

"Tabiki geliriz gelin ağam çok sağolasın hakkın ödenmez"

 

"Sizde sağolun Zerde gidelim mi bizi beklerler."

 

"Gidelim gelin ağam"

 

Zerde'yle beraber arabaya binip konağa doğru gittik.

 

"Gelin ağam herkes size çok değer veriyor seviyorlar sayıyorlar onlara bir umut oldunuz."

 

"Bunları duymak çok güzel Zerde birilerinin hayatlarına dokunmak çok güzel"

 

"Siz herkesin gözünde hanımağasınız herkes size öyle saygı gösteriyor belkide gelmiş geçmiş en iyi en kudretli hanımağasınız kimsenin yapamadığını yaptınız okudunuz öğretmen oldunuz kimseyide eğitimsiz kalmasın istiyorsunuz hangi ağa kadını yapar bunu yapmak istese de kimseye söz geçiremez belki ama siz Murat ağamıda Nasuh babamıda ikna ettiniz. Gücünüzü aklınızdan iyi niyetinizi kalbinizin güzelliğinden alarak yaptınız bunu"

 

"Zerde böyle şeyleri düşünmen benim için ne kadar gurur verici ama şuan tek hanım ağa Ruken annemdir duymasın sakın" diyip göz kırptım.

 

"Asıl Ruken annem diyor bunu Ayşe hal ve hareketleriyle tam bir hanımağadır diye"

 

Kim derdi ki Ruken annenin benim hakkımdaki düşünceleri böyle olacak.

Konağa geldiğimizde sofra hazırdı bende çocukları çağırmaya çıkacaktım ki Murat çocuklarla beraber aşağıya iniyordu.

 

"Anne çocuklar size emanet biz bu gece yokuz"

 

"Aah nereye ağam noluyor"

 

"Bu gece bizim Ayşe'm" elimden tuttuğu gibi arabaya bindirdi.

 

Biraz zaman sonra dağ evine geldik.

İçeriye girdiğimde masayı süsletmiş yemek hazırlatmıştı.

 

"Bugün yemeğimizi burada yiyelim istedim"

 

"Çok güzel düşünmüşsün masa harika gözüküyor"

 

"Senin kadar değil , hadi yemeye başlayalım ben acıktım."

 

Muratla beraber yemeğimizi yemeğe başladık günümüzün nasıl geçtiğinden bahsettik.

 

"Sen elleme ben toplarım sen odaya geç hazırlan"

 

"Murat yine ne fikirlerin var acaba"

 

Murat'ın dediğiyle odaya geçtim yine yatağı süsletmiş birde gecelik almıştı. Bu adamın aklı fikri hep böyle şeylerdeydi.

Murat geleseye kadar hazırlandım beklemeye başladım.

 

"Vaovvv sana çok yakışacağını biliyordum güzelim"

 

"Murat sus utandırma beni birde hayal etmiş ya"

 

"Ayşe'm hala mı utanıyorsun ya 3 çocuk doğurdun , hatta bu gece 4. çocuğumuzun temellerini atacağız."

Benim birşey dememe kalmadan Murat öpmeye başladı.

 

 

 

Bölüm sonumuz yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum 😊

 

Loading...
0%