Yeni Üyelik
22.
Bölüm

20.BÖLÜM

@hayaldeyazar

Bölüm şarkısı

Ay parlar, yıldız güler, bak gökyüzünde

Kalbim masallar ülkesi, yarim seninle

Tut ellerimden, gitme benden

Kalbimden, evim ol sen, memleketin ben

Bir hikaye yaz bize, bir sevdamız olsun

Gel güne yaz aşkını, kalp kalbe dolsun

Bir güneş doğdu toprağıma

Sen geldin bahar coşkunluğuyla

Güne yazdım aşkını bir ömür gibi

Bir dileğim vardı hep gözlerin gibi

💕

 

 

Ceylan Rezan'ın duygularını anladıktan sonra konuşup konuşmama hakkında kararsızdı çekiniyordu kocasından ama böyle gitmesini de istemiyordu evli bir kadını sevmek olmayacak birşeydi Naze'ye dikkat ettiğinde ise Rezan'a aşkla bakmadığını gördü ki anlaşılan kocası onu karşılıksız seviyordu bu hiç bir kadının istemeyeceği birşeydi unutmasını isteyecekti kendisini sevmesini karısı yapmasını isteyecekti ömrünü başka bir kadına aşık adamın yanında soldurmayacaktı cesaretini toplayıp konuşmaya karar verdi. Kocası yine terasa çıkmış Ceylan'ın uyumasını bekliyordu ama Ceylan inat etti uyumayacaktı gelmesini bekledi bir kaç zaman sonra kapının açılmasıyla Rezan odaya girdi Ceylan'ı ayakta görünce şaşırdı.

 

"Neden hala uyumadın"

 

Ceylan kocasının gelmesiyle bir iki adım atıp önüne gelip dikildi.

 

"Seni bekledim"

 

Rezan Ceylan'ın yaklaşmasıyla tereddüt etti birde beklediğini söylemişti.

 

"Neden?"

 

"Beni ne zaman göreceksin kabul edeceksin"

 

Rezan sıkıntıyla soluk verip elini saçlarının arasına daldırdı.

 

"Ceylan ilk gün konuştum seninle oluru yok diye"

 

"Olur niye olmasın sen bir şans versen olur severiz birbirimizi tanırız aile oluruz karın olmak istiyorum"

 

"Ceylan sabrımı zorlama kalbini kırmak istemiyorum şu odaya geldiğime pişman etme beni"

 

"Odaya mı geliyorsun sen neredesin ha sabah erkenden çıkıp gece ben uyuyunca geliyorsun ne zamana kadar böyle devam edecek bu"

 

Ceylan Rezan'a biraz daha yaklaşıp eliyle yüzüne dokundu. Rezan Ceylan'ın dokunmasıyla eliyle hemen elini indirdi arkasına dönüp kapıya yöneldi. Ceylan istenmemenin verdiği üzüntüyle gözlerinden yaş akmaya başladı seslenerek kocasını durdu.

 

"Onu seviyorsun değil mi gördüm ben seni gördüm Naze'ye nasıl baktığını gördüm"

 

Rezan karısının dediğiyle mıh gibi yere çakıldı şu kadarcık zaman içersinde nasıl bu kadar çabuk anlamıştı.

 

"Saçmalama yok öyle birşey bir daha böyle birşey dersen seni mahvederim"

 

"Ne yapacaksın babamın evine mi göndereceksin gönder hala kızım ben berdelde bozulur yada öldürecekmisin öldür zaten ölü gibi yaşayacağım bu konakta kim kocasının başka bir kadına aşık olduğunu görmek ister ki"

 

Rezan Ceylan'ın sesinin yükseltmesiyle ona yaklaşıp önünde durdu Ceylan korkusuzca bir cevap beklercesine yüzüne bakıyordu kaçmadı ondan sevdasını herkesten gizlemişti bu zamana kadar kimse görmemişti onu ama Ceylan onu hemen anlamıştı şaşırdı bu duruma gözlerinin içine baktı kahverengi gözlerinin içinde cesaretini gördü aklına Naze'nin deniz mavisi gözleri geldi hemen gözlerini kaçırdı gözleriyle bile ihanet etmek istemiyordu onun sevgisini kalbinde bir ömür taşıyacaktı.

 

"Gözlerini bile kaçırıyorsun okadar mı çok seviyorsun onu ama Naze sana aynı şekilde bakmıyor kocasını seviyor ona aşkla bakıyor"

 

Rezan Naze'yi kaybetmenin pişmanlığıyla yüzleşiyordu onunda konuşup dertleşmeye ihtiyacı vardı tabi karısıyla bunu konuşması ne kadar doğruydu bilmiyordu.

 

"Ben kendi ellerimle verdim onu Berat'a onun aşkı bende hep yaşayacak o kocasını sevsede bu böyle gidecek onun aşkına ihanet edemem ben o yüzden benden kocalık yapmamı isteme"

 

Ceylan kocasının söyledikleriyle kalbi paramparça oldu hiçbir zaman sevilmeyecek olmasına kocasının ona aşkla bakmayacak olmasına çok üzüldü ama pes etmeyecekti Naze'yi unutmasını sağlayacaktı.

 

"Onu unutup beni sevemez misin Rezan ikimize bir şans ver seni mutlu etmeme izin ver"

 

"Ben bu zamana kadar neden evlenmek istemedim biliyor musun Naze'yi unutmak istemiyorum başkasına umut vermek istemiyorum bunların başıma geleceğini biliyordum hep zorladılar herzaman karşı çıktım senide üzmek istemiyorum kapat bu konuları"

 

"Kendine bu eziyeti yapma onları her mutlu gördüğünde kahrolmayacakmısın Rezan lütfen bizde bir aile olabiliriz burdan geri dönüş yok ben istiyorum seninde istemen için elimden geleni yapacağım vazgeçmeyeceğim senden"

 

Rezan Ceylan'ın aile olma konusunda ki ısrarlarından dolayı daha fazla konuşup üzmek istemedi sessiz kalıp yine odadan çıktı yanlış mı yapıyordu evli bir kadını sevmek ne kadar doğruydu hemde kan kardeşinin karısıydı artık en başından sahip çıkıp Berat'ın karşısında durması gerekiyordu şimdi seviyorum diye gezmesinin bir manası yoktu hemde Naze artık Berat'ı seviyorken seviyordu değil mi görmüştü onun Berat'a karşı bakışlarını aşkla bakmaya başlamıştı. Düşündü Rezan sabaha kadar düşündü Naze'nin ağzından duymak istiyordu onu kalbinden atamayacaktı ama Ceylan'la aile olabilmek için Naze'den onu sevmediğini Beratı sevdiğini duymak istiyordu çok zor olacaktı ama bunu yapacaktı nelere katlanmıştı bunada katlanırdı.

 

***

Berat o günden sonra karısıyla baş başa vakit geçirmek için birşeyler düşünmeye başladı evleneli 1 bucuk yıl olmuştu ama konak dışına daha hiç bir yere gitmemişlerdi şehir dışına çıkarsa bir kaç gün sonra yurtdışına çıkacakları için yetişmeyebilirdi onu sonra yaparız diye aklının bir kıyısına not edindi. Düşünürken aklına güzel bir fikir geldi Naze'nin de seveceğini düşündü şirketten erken çıkıp aklındakini yapmaya karar verdi.

 

Kendi çiftliklerinin ilerisinde ağaçlıklar içinde küçük bir şelale vardı orayı kimse bilmezdi Berat'ta bir kaç kez atla dolaşırken suyun sesini duyunca keşfetmişti ara sıra gider çimlere oturup suyun sesini dinler Naze'ye olan sevdasını düşünürdü sevdasına kavuştuktan sonra buraya gelmek aklına gelmemişti ama şimdi sevdası karısıyla gelip baş başa vakit geçirmek istiyordu. Çimlerin üzerine ince bir kilim serip iki tane minder attı buraya gelirken yol üzerindeki pastaneden aldığı poğaça kurabiye yaş pastayı ve ardından manavdan aldıkları kiraz üzüm ve karpuzu tabaklara koyup kilimin üzerine dizdi ufak bir piknik havası yarattı. Herşeyin tamam olduğunu görünce hızla karısını almaya gitti.

 

Konağa geldiğinde avluda kızıyla eğlenen annesini gördü yanlarına gidip annesinin elini öpüp kızını kucağına alıp yanaklarından öptü. Esma hanım oğlunun erken gelmesine şaşırdı kötü birşey oldu diye telaş etti.

 

"Oğlum hayırdır bu saatte ne işin var evde"

 

"Naze'yi bir yere kadar götüreceğim annem biraz vakit geçirelim istedim"

 

Esma hanımın yüreği ferahladı kötü birşey sanmıştı ki oğlu gelinine süpriz hazırlamıştı sevinerek baktı oğluna hiç bir zaman oğlunu kıskanmamıştı oda kocasından sevgiyi aşkı gördüğü için oğlunun da gelinine karşı sevgisini göstermesini istiyordu oğluda böyle sevgi dolu ailede büyüdüğü için karısına sevginin aşkının en güzelini gösteriyordu.

 

"İyi düşünmüşsün oğlum gidin siz Ahsen'e bakarım ben Naze odasında"

 

"Annelerin gülü be sen olmasan ne yapardık biz"

 

Berat annesinin yanaklarından sıkı sıkı öptü.

 

"Deli oğlan seni sizden başka neyim var benim siz iyi olun mutlu olun bu bize yeter"

 

"Çok şükür mutluyuz annem hadi ben çıkayım karımı alıp gideyim"

 

Esma hanım bir hışım merdivenlerden çıkan oğlunun arkasından gülerek baktı.

Naze kayınvalidesinin kızına bakmasıyla odasına çıkıp ütülenen kıyafetleri dolaplara yerleştirmeye başlamıştı kocasının kıyafetlerini koyarken aklına düştü gömleğini koklayıp bağrına bastı nasılda alışmıştı kocasına bu kadar sevebileceğini oda düşünmemişti ama hayat şaşırtmıştı Naze'nin kalbine Berat'ı düşürmüştü. Kıyafetleri koyarken kapının açılmasıyla kapıya baktı kızının geldiğini sandı karşısında kocasını görünce şaşırıp yanına gitti.

 

"Berat neden geldin bu saatte birşey olmadı ya"

 

Berat şaşırıp bakan karısının beline kollarını dolayıp kendine doğru yaklaştırdı.

 

"Yok güzelim birşey olmadı seni özledim seni bir yere götüreceğim onun için geldim"

 

Naze de kocasına karşılık kollarını boynuna doladı kocasının erkeksi kokusu burnuna doldu.

 

"Öyle mi nereye gideceğiz?"

 

"Süpriz gidince görürsün hadi gidelim"

 

Berat karısının elinden tuttuğu gibi odadan çıkardı.

 

"Berat dursana bir üstümü değiştirseydim bu halde mi gideceğim ya"

 

"Ne varmış halinde sen her halinle çok güzelsin zaten baş başa olacağız kimse görmesin hem seni"

 

"Sen varya sen" Naze gülümseyerek baktı kocasına

 

Berat durup karısına doğru döndü belinden tutup kendine yasladı burnunu burununa değirerek konuştu.

 

"Ben varya"

 

Naze odanın dışında yaptığından utandı biri görür diye kocasının kolunu tutup indirdi önünden geçip merdivenlerden inmeye başladı.

 

"Çok fenasın"

 

Berat kaçan karısının ardından çapkın bakış atarak baktı.

 

"Sana fenayım güzelim"

 

Beraber kızlarını öpüp arabaya bindiler. Berat karısının elinin üzerine elini atmış gidecekleri yere kadar tutmuştu yanındayken dokunmadan duramıyordu. Naze de gidecekleri yeri merak ediyordu acaba kocası onu nereye götürecekti gittikleri yol çiftliğin yoluydu hevesle yolun bitmesini bekledi.

 

Araba çiftliğin önünde durduğunda arabadan indiler.

 

"İnci'nin yanına mı geldik?"

 

"İnciyide seversin ama geldiğimiz yer tam olarak burası değil"

 

Naze'nin merakı iyice artmıştı burada başka nereye getirmiş olabilirdi ki kocasının elleri birden gözlerini kapayınca ne olduğunu anlayamadı.

 

"Berat ne yapıyorsun?"

 

"Şiştt oraya gelince açacağım gözlerini"

 

"Yaa ne karıştırıyorsun sen iyice meraklandırdın beni"

 

"Çok az kaldı şimdi açacağım"

 

Naze pes ederek sustu kocasının yönlendirmesiyle gidecekleri yere geldiğini anladı kocasının elleri gözlerinden çekilmeye başlayınca yavaşça açtı gözlerini gördüğü manzara karşısında resmen büyülendi.

 

"Hiiii Berat burası çok güzel"

 

"Beğendin değil mi sende"

 

Naze biraz daha ilerleyip etrafı inceledi küçük incecik akan bir şelale küçük derin dereye akan su mis gibi kokan ağaçlar kuşların cıvıltısı herşeyiyle doğası muhteşemdi. Bu zamana kadar hiç pikniğe gitmemişlerdi kocası bir kaç birşey hazırlamıştı bir nevi piknik yapacaklardı. Kocasının elini tutup minderlerin üzerine oturdular.

 

"Burayı nereden biliyorsun doğası muhteşem ilk defa piknik yapacağım"

 

"Atla dolaşırken farketmiştim bekarken gelip seni hayal ederdim evlendikten sonra yeni geliyorum daha seninle gelmek istedim"

 

Naze elini kaldırıp kocasının kirli sakallarını üzerinden yanağını okşadı.

 

"Sen ne kadar güzel bir adamsın"

 

Berat karısının okşayan elini alıp dudaklarına götürüp avcunun içini öptü.

 

"Seni sevdiğim için öyleyim Naze'm"

 

"İyi ki sevmişsin beni , iyi ki sevmişim seni"

 

Naze kocasının yanına biraz daha sokuldu. Berat yaklaşan karısının yanağından öpüp kolunun altına aldı.

 

"Hadi pastayı keselim"

 

Naze bıçağı eline alıp kocasının da elini tutup elinin üzerine koydu beraber pastayı kestiler.

 

Çatalın birini Naze diğerini Berat aldı birbirlerine gülerek pasta yedirdiler. Naze gülmekten lokmayı zor yutup konuştu.

 

"Liseli aşıklar gibiyiz"

 

"Seninle herşeyi yaparım ben"

 

"Imm en sevdiğimden almışsın meyveliyi çok severim"

 

"Sevdiğini bilirim"

 

"Herşeyimi biliyorsun demek peki sen neli seversin"

 

"Senin sevdiğin ne varsa bende severim"

 

Naze Berat'ın aşık sözlerinin ardından resmen eriyordu.

 

"Yaaa Berat ben olmasan başkası olsada mı böyle diyecektin"

 

Naze dediğiyle pişman oldu kalbine birşey oturdu sanki Berat'ı başkasıyla düşünmek içini yaktı anında yüzü düştü.

 

"Başkası mı senden başka kimseyi gözüm görmedi ki benim sen varsan ben varım yoksan yokum ilkim sensin daha ne diyeyim kadınım"

 

Naze'nin göğsü kabardı bu devirde böyle erkek çok zordu ki Berat Naze'yi kalbinden hissettiğinden beri kimseyi düşünmemişti kocasının da ilki olması onu mest etti her fırsatta aşkınıda söylüyordu her türlü çok şanslıydı.

Yaklaşıp kocasının dudaklarına aşkla kapandı ileriye gitmemek kendini için zorla ayırdı.

 

Berat ayağa kalkıp karısına elini uzattı.

 

"Gel suya girelim"

 

"Gerçekten mi ama ya çok ıslanırsak kıyafetimizde yok"

 

"Islanalım birşey olmaz hava çok sıcak kurur hadi gel"

 

Naze kocasının elinide tutup suya doğru gitti. İlk ayaklarını soktular havanın aksine su serindi tam serinlemelik bir suydu Berat bir kaç adım daha atıp karısınında ellerinden tutup kendine doğru çekti Naze suyun değdiği yerlerde içi ürperdi hava sıcak olsada su deyince soğuk geliyordu.

 

"Üşüdün mü yoksa?"

 

"Biraz ama girdikçe alışıyorum"

 

Berat biraz daha ilerleyip şelalenin altına girdi karısını da yaklaştırıp belini tutup kendine bastırdı. Naze kollarını kocasına dolayıp kendini kocasına yasladı. Elbisesi ıslanıp üzerine yapıştığından göğüsleri belirginleşmişti Berat iç çekip elbisenin üzerinden göğüslerini öpüp ısırdı ellerini kalçasına koyup sıktırmaya başladı.

 

"Berat yapma"

 

"Sana dokunmadan duramıyorum delalım"

 

"Hiç yeri değil"

 

Naze kocasının şehvet dolu bakışlarını anlayıp kollarının altından çıkıp yüzüne doğru su atmaya başladı.

 

"Demek oynaşmak istiyorsun Naze hanım"

 

Berat'ta karısına aynı şekilde su atmaya başladı karısı suda ne kadar koşulabilirse koşmaya çalışıp arkasına dönerek su atıyordu Berat güzel karısını izleyerek su atıyordu Naze'nin gülüşü çıkan gamzeleri gülüşünün ses tonuna bile hayrandı suyun içinde saç savutturması Berat'ı bitirdi bir koşu gidip kalçalarından tuttu kucağına alıp döndürmeye başladı. Naze kocasının yaptığıyla daha da gülmeye başladı döndürmesi çok hoşuna gitmişti kahkaha atarak konuştu.

 

"Berat indir lütfen yoksa düşeceğiz"

 

Berat Naze'nin dediğiyle durup karısını yavaşça bıraktı.

 

"Ben seni düşürürmüyüm hiç"

 

Naze Berat'ın elinden tutup suyun dışına çıkardı bacaklarının dermanı kalmamıştı olduğu yere oturup çimlerin üzerine yattı kocasınında elinden çekip yanına yatırdı elinide hiç bırakmadı. Beraber nefes nefese masmavi olan gökyüzünü izlemeye başladılar.

 

"Berat"

 

Berat karısının naif sesini duyunca kafasını çevirip karısına baktı.

 

"Söyle gülüm"

 

"Eğer Mardin de değilde başka yerde yaşayacak olsan nerede yaşamak isterdin"

 

"Senin olduğun heryerde yaşarım ben"

 

Naze yüzünü çevirip göz devirerek kocasına baktı.

 

"Ya Berat yine mi?"

 

"Evet yine ama senin gözlerin gibi masmavi olan bir denizin olduğu yerde yaşamak isterdim daha sakin bir yerde"

 

"Benimde bir hayalim var öyle biliyor musun?"

 

Berat merak edip hevesle karısını dinlemeye başladı.

 

"Demek hayalin var neymiş o hayalin gerçekleştirelim"

 

"Belki ileride gerçekleşir şöyle Mardin'den uzak şirin bir kasabada denize kıyısında olan küçük bir evimiz büyükçe bir bahçe içine yiyeceğimiz kadar sebze meyve eksek toplasak akşamları mangalımızı yaksak yesek semaverde çayımızı demlesek sen ben kızımız herkesten uzakta sakince bir yaşantımız olsa ne güzel olur değil mi?"

 

"Olmaz mı hiç Naze'm çok güzel olur hemde sen hiç deniz görmedin değil mi?"

 

"Yok görmedim çok merak ediyorum"

 

"Şu yurtdışı olayından sonra ilk işim seni denizi olan memleketleri gezdirmek olsun"

 

Naze hevesle oturup kocasına baktı.

 

"Gerçekten mi gezer miyiz?"

 

Berat kalkan karısının ardından kendi de doğrulup karısının yanağını okşadı.

 

"Tabi ki gezeriz güzelim sen iste yeter ki heryere gideriz"

 

"Çok mutlu oldum gideceğimiz yerleri bir düşüneyim ozaman"

 

"Düşün nereye dersen oraya gideriz yalnız hayalinde bir şey eksik"

 

Naze şaşkın bakarak kocasına sordu ne eksik olabilirdi ki?

 

"Aah ne eksik"

 

"Ahsen'in kardeşleri en az 5 çocuk isterim ona göre"

 

Naze Berat'ın dediğiyle küçük çaplı kahkaha attı.

 

"Allah'ım Berat ya 5 çocuk çok değil mi?"

 

"Neden çok olsun sende tek çocuksun bende tek çocuğum bizim çocuklarımızın bari kardeşleri çok olsun fazla bile olabilir"

 

Berat'ın dediğiyle Naze'nin aklına babası geldi orada yeni yuva kurmuştur diye düşündü acaba kardeşleride var mıydı?

 

"Nasip diyelim ozaman gidelim mi artık Ahsen özlemiştir bizi"

 

"Gidelim güzelim"

 

Naze ayağa kalkıp kocasına elini uzattı Berat'ta elini tutup etrafıda topladıktan sonra yarı ıslak kıyafetleriyle konağa geldiler.

 

Konağa geldiklerinde kayınvalidesigil akşam yemeğini yiyorlardı. Kadir ağa oğluyla gelinin halini görünce şaşırıp sordu.

 

"Oğlum bu ne hal böyle"

 

Naze kayınpederinin sorusuyla biraz utanıp çekindi üstleri başları ıslak dağılmış haldelerdi.

 

"Baba suya girdikte ondan ıslandık biraz tam kurumadı"

 

"Hey Allah'ım ya baba oldun hala çocuk gibisin oğlum"

 

Esma hanım gülerek baktı onlara kocasına kızarcasına konuştu.

 

"Karışma bey onlar daha genç canları ne istiyorsa onu yapsınlar hadi kızım çıkın odanıza"

 

Naze kayınvalidesinin dediğiyle hızla kızını kucağına alıp odalarına çıktılar. Esma hanım da kıs kıs arkalarından gülüyordu.

 

"Ne diye gülersin hanım hallerine bak gören olsa ne der"

 

"Ne güzeller maşallah yavrularıma hep böyle mutlu olsunlar yakında ikinci torun gelir"

 

Esma hanımın dediğiyle Kadir ağanın neşesi yerine geldi.

 

"Öyle mi dersin hanım hadi inşallah bizim olmadı çocuklarımızın bari olsun konağımız çocuk sesleriyle şenlensin"

 

"İnşallah Kadir inşallah yakında güzel haberler alırız"

 

Esma hanım ve Kadir ağa zorlukları başararak kurdukları yuvalarında çocuklarının da mutluluğu için iyi dualarını ettiler.

 

 

Bölüm sonumuz bölüm nasıldı? Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum okuduktan sonra pamuk elleriniz yıldıza basmayı unutmasın 🥰

 

Loading...
0%