Yeni Üyelik
43.
Bölüm

33.BÖLÜM

@hayaldeyazar

Bölüm şarkısı

İnsanoğlunun kaderi

Yaşanmadan sezilmezmiş

Cevahir taşın kıymeti

Ehl olmazsa bilinmezmiş

Dertler girince araya

Bakmazmış göz de karaya

Gözle görünmez yaraya

Değme tabip kâr etmezmiş

Yürekte yare sızılar

Uğrunca ağlar bazılar

Alna yazılan yazılar

İstesen de silinmezmiş

Gönül der ki yazı kalır

Acı diner sızı kalır

Kimi derdin izi kalır

Dert yürekten sökülmezmiş

🥀

 

 

 

Berat karakola geldiklerinde ilk sorguya çekildi ne sorulursa hepsine dürüstçe cevap verdi.

 

"Ben öldürdüm hiçte pişman değilim o şerefsiz yaşamayı haketmiyordu"

 

"Berat Erdağ cinayeti işlediğinizi kabul ettiğiniz için bu gece nezarethane de kalacaksınız yarın mahkeme kararıyla cezaevine gönderileceksiniz"

 

Berat başına gelenden ötürü üzgün değildi tek üzüntüsü karısını ve kızını yalnız bırakmak oldu kim bilir kaç yıl yatacaktı onlarsız zaman nasıl geçerdi bilmiyordu. Komutanın yönlendirmesiyle nezarethaneye getirildi.

 

Galip Karaca yol boyu Naze'nin halini düşündü durdu o gün ki halini gördükten sonra aklından çıkmamıştı onu o hale kendileri sebebiyet vermişti vicdan azabı çekiyordu dediğini ikiletmeden karakola gelip Berat'ın suçsuz olduğuna dair ifade verip en kısa sürede çıkmasını istedi.

 

Naze Mardin'e geldiğinde kimseyi görmeden kızını da alıp odasına çıktı. Herkes onları merak etmişti ama konuşmaya hali yoktu Rezan durumu açıklardı. Ahsen'i de yanına yatırıp kızının kokusuyla uyumaya çalıştı kocası olmadığından gözüne gram uyku girmemişti sabahın erkeninden kalkıp avluda beklemeye başladı.

 

Sabah olduğunda Urfa karakolundan gelen telefonla Berat'ı serbest bıraktılar. Karakoldan çıktığında karşısında bekleyen Rezan'ı gördü.

 

"Rezan senin haberin varmıydı bugün mahkemeye çıkacaktım serbest bıraktılar"

 

"Vardı kardeşim boşver bunları çıktın ya seni bekliyorlar"

 

"O şerefsizler mi çıkarttı beni"

 

"Naze'nin sayesinde oldu"

 

Berat karısının adını duyunca anlamadı.

 

"Anlamadım Naze mi?"

 

"Evet gidince kendin öğrenirsin bekletme"

 

Berat kafasını onaylayıp arabaya bindi. Konağa geldiklerinde kapıdan içeri girince bir karısının ayakta beklediğini gördü.

 

Naze karşısında kocasını görünce koşar adım gidip sıkıca sarıldı.

 

"Çok şükür geldin"

 

Berat karısının yüzünü avuçlayıp alnından öptü.

 

"Geldim delalım"

 

Merdivenlerden inen annesine de sarılıp kızını kucağına alıp öptü.

 

"Bir gün bile zor gelir mi be"

 

Berat sitem edercesine konuştu. Naze sessizce kocasına bakarak cevap verdi.

 

"Gelir gelmez olur mu hiç?"

 

Berat aklına gelenle karısına dönüp sordu.

 

"Rezan dedi ki senin sayende çıkmışım"

 

"Evet Karaca'ların konağına gittim"

 

Berat kaşlarını çatarak karısına baktı.

 

"Ne yaptın ne yaptın"

 

"Senin suçsuz olduğunu söylemeleri için gidip konuştum"

 

"Naze sen nasıl yaparsın bunu onlar senin canına kastetti ya yine birşey yapsalardı"

 

Naze eliyle kocasının yanağını okşayıp sakinleştirmeye çalıştı.

 

"Birşey olmadı zaten yapamazlardı da konuştum geçenki gelen adam da kabul etti"

 

"Galip mi?"

 

"Adını bilmiyorum odur"

 

"Zaten bir tek onu ayırıp diğerlerinin üzerine benzin döküp yakacaksın anca öyle kurtuluruz"

 

"Kapatın artık şunların konusunu siz karışmayacaksınız ne olacaksa ben yapacağım siz kendi ailenizi çocuğunuzu düşünün yeter"

 

Kadir ağa son sözünü söyleyip konuyu kapattırdı.

 

***

Ezo Naze'nin başına gelenlerden haliyli etkilenmişti zaten hamileliği de güzel geçmiyordu kocası etrafa iyi gibi görünsede ona karşı hala koca gibi davranmıyordu kayınvalidesi kayınpederide oğullarını savunup Ezo'yu susturmaya çalışıyorlardı. Ezo sırf çocuğu için hamile olduğu için susup ailesine mutluymuş gibi görünüyordu yine sabredecekti belki kızları doğunca düzelir diye umut ediyordu. En son kontrole gittiklerinde doktor erken doğum olabilir diye uyarmıştı ki üzüntü bunu tetiklerdi Ezo iki gündür ağırdan sancının yanında aniden suyu da gelince panikle kocasına söyledi.

 

"Bayram suyum geldi"

 

Bayram karısının korkuyla bakarak söylediğiyle ona baktı.

 

"Daha erken değil mi Ezo?"

 

"Evet erken sana demiştim doktor erken doğum diyor diye dinlemedin beni zaten 2 gündür sancım vardı konuşmada hastaneye götür çabuk bebeğime birşey olmasın"

 

Ezo hem panikleyip hem sinirle kocasına söyleniyordu zaten bu doğum da onun yüzünden erkenden oluyordu içini korku kapladı ya oda bebeğini kaybederse ne yapardı.

 

Hastaneye vardıklarında doktor muayenesini yapıp hemen doğuma aldı Bayram Ezo'nun doğuma girmesiyle kardeşi Ceylan'ı aradı annesigile haber vermesini istedi. Haberi duyan Hesna hanımlar hastaneye nasıl gittiklerini bilemedi daha geçen gün küçük bebeği kaybetmişlerdi Ezo'nun bebeğinede birşey olmaması için dua ettiler.

 

Hastaneye geldiklerinde biraz bekledikten sonra doğumhaneden doktor çıkmasıyla korkuyla yanına gittiler kötü bir haber duymayı kaldıramazlardı.

 

"Doktor hanım kızımın durumu nasıl torunum nasıl"

 

"Anne ve bebekte iyi durumda erken doğum olduğu için bebeğimiz prematüre doğdu bu yüzden gelişimi için küvezde tutacağız anneyi normal odaya aldık görebilirsiniz"

 

Hesna hanımlar duydukları haberle derin bir oh çekip şükrettiler.

 

Esma hanım ahiretliğinin bugün hiç gelmeyip aramamasıyla şüphelenip telefonla aradı.

 

"Alo Hesna bugün ne geldin ne aradın birşey yok ya"

 

"Hiç sorma ahiretliğim Ezo'nun suyu gelmiş doğum yaptı apar topar onun yanına geldik sanada haber veremedim"

 

"Aaa hadi gözünüz aydın Ezo kızım nasıl iyimi bebekte iyimi?"

 

"Çok şükür iyiler erken doğum oldu diye çok korktuk ama iyiler bebek küvezde duracakmış"

 

"Çok şükür Hesna sağsalim olmuş ya bizde geliriz şimdi"

 

"Görüşürüz ahiretliğim"

 

Esma hanım telefonu kapatıp Ezo'nun doğumunu Naze'ye söyleyip söylememekte kararsız kaldı ilk Berat'a söylemeyi daha uygun buldu.

Odalarına gidip usulca oğlunu yanına çağırdı.

 

"Hayırdır anne noldu?"

 

"Ezo doğum yapmış oğlum yanına gideyim diyorum da Naze'ye diyelim mi kararsız kaldım?"

 

"Biz demesek eninde sonunda öğrenecek zaten anne diyelim oda görmek ister"

 

Esma hanım oğlunun dediğini kafasıyla onaylayıp beraber odalarına girdiler.

 

"Naze kızım Ezo doğum yapmış"

 

Naze kayınvalidesinin dediğiyle şaşırıp anında bedenini korku sardı daha zamanı vardı erken doğum olmuştu durumları nasıldı bebek iyimiydi?

 

"Korkma ikiside iyimiş yengeni aradım erken doğum olmuş ama Ezo'yu normal odaya almışlar bebekte biraz küvezde duracakmış yanına gidelim diyorum gelirmisin sende?"

 

Naze yüreği sızlarken bir yandan da Ezo için sevinmişti kendiside teyze olmuştu.

 

"Tabiki gelirim anne Ezo'yu böyle bir günde yalnız bırakmam gidelim"

 

Naze hazırlanıp kayınvalidesi ve kocasıyla beraber konaktan çıkıp hastaneye gittiler. Hastaneye geldiklerinde Ezo'nun odasına gittiler. Naze odaya girdiğinde ilk gözü ağlayan Ezo'ya takıldı neden ağlıyordu ki kimseyi görmeden hızla yanına gidip sarıldı.

 

"Ezo'm neden ağlıyorsun anne olmuşsun bugün mutlu olman lazım ağlama lütfen"

 

Ezo Naze'nin gelmesiyle sıkı sıkı sarılıp gözündeki yaşları sildi.

 

"Bebeğim küvezde onu bana vermediler Naze ya birşey olursa korkuyorum"

 

"Hayır böyle düşünme sakın bebeğine hiç birşey olmayacak Ezo'm beni düşün çok şükür ki bebeğin sağ"

 

Odada ki herkes Naze'nin dediğiyle yüreği burkuldu Hesna hanımın dolu gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

 

"Ezo şimdi beraber bebeğini görmeye gideceğiz tamam mı ama ağlamayacaksın artık"

 

Ezo başını onaylarcasına sallayıp Naze'nin yardımıyla yataktan kalktı. Hesna hanım kızının kolundan tutmak için geldi aynı zamanda Naze'ye söylendi.

 

"Yavrum sen neden geldin daha iyileşmedin"

 

"İyiyim ben yengem Ezo'yu ve küçük prensesi görmek istedim"

 

Hesna hanım birşey demeden beraber yeni doğan yoğun bakımının önüne geldiler Ezo anne olduğu için onu bebeğin yanına koydular diğerleride camdan bebeği izlediler.

 

Naze içinin burukluğuyla küçük bebeği izledi daha gecen kendi bebeğini toprağa vermişti gözünden akan yaşları sildi Ezo'nun görmesini istemedi. Berat karısına hüzünle baktı nasıl canının yandığını görebiliyordu daha fazla durmasını istemedi yanına gidip gitmelerini söyledi.

 

"Naze'm hadi gidelim"

 

Naze kocasının gelmesiyle onunda kötü olduğunu anladığı için onaylayıp Ezo'yla tekrardan görüştükten kocası ve kayınvalidesiyle beraber hastaneden çıktılar. Konağa geldiklerinde odasına geçip oğlunun eşyalarını çıkardı ördükleri küçücük patikleri eline alıp koklayarak ağlamaya başladı kıyafetlerinin hepsini eline alıp koklayarak bağrına bastı özenle almışlardı ama yavrusuna giydirmek nasip olmamıştı şimdi sadece hayallerinde kalmıştı.

 

2 ay sonra...

 

Olayın üzerinden 2 ay geçmiş normal hayata dönmeye başlasalarda acılar tam dinmemiş sızısı hala can yakıyordu.

Naze oğlunun eşyalarını vermemiş yinede saklıyordu ara sıra kimse görmeden aldıklarına bakıp için için ağlıyordu o gün hocayla konuştuktan sonra alışmaya başlamış kaderine razı gelmişti bütün ilgisini kızına veriyordu Ahsen'in arkasından koşturup duruyordu. Esma hanım ne kadar dikkat etmesini söylesede Naze neredeyse ölümle burun buruna geldiğinden kızının bir daha bu hallere gelmeyeceğini söyleyip oyunlar oynayıp anılarını biriktiyordu.

 

Berat'ta şirketle ev arası gidip geliyordu şirketteyken aklı hep ailesinde kalıyordu en çok acıyı Naze çekmişti ama Berat'ın içini de bilen yoktu hala üzerinden kendi pişmanlığını atamamıştı karısına doktorun 'çocuk sahibi olamayabilir' sözünü söyleyememişti kimseninde söylemesini istememişti duyupta onun içinde üzülmesini istemiyordu. Evine gittiğinde karısıyla kızını görünce içine rahatlama hissi kaplıyordu.

 

Naze Berat'ın geldiğini görünce kızıyla beraber karşılamaya gitti.

 

"Ahsen hadi gel babanı karşılayalım"

 

Ahsen koşar adım annesinin elini bırakıp babasına doğru koştu.

 

"Babaa"

 

Berat kızının koşarak geldiğini görünce eğilip kızını kucağına alıp döndürerek sevmeye başladı.

 

"Babasının gülü Ahsen'im"

 

Naze gülümseyerek baba kızın yanına gitti kocasının yanağından öptü.

 

"Hoşgeldin"

 

Berat'ta karısından aynı şekilde alnını öptü.

 

"Hoşbuldum delalım"

 

Ailecek beraber yemeğe oturdular. Yemeklerini yedikten sonra Naze hevesle Berat'a dönüp sordu.

 

"Berat Ezo''lara gidelim mi Asel'i görürüz"

 

"Gülüm sen yarın kendin gitsen Bayramla karşılaşmak istemiyorum boş boş konuşuyor"

 

"Ama hep ben gidiyorum Ezo senide soruyor lütfen kırma beni"

 

"Sen istiyorsan gidelim madem"

 

Berat el mecbur karısının dediğini kabul etti.

 

Naze sevinip hazırlanmaya gitti hazır olunca ailecek Ezo''lara gittiler. Ezo'nun bebeği 1 ay kadar küvezde kaldıktan sonra hasteneden çıkmıştı Ezo kızına bal anlamında ki Asel adını vermişti kocasıyla araları düzelir diye umuyordu da Bayram hiç baba gibi davranmıyordu artık Ezo da onu takmamaya çalışıyordu onun yüzünden erken doğum yapmıştı sevgisi azalmış eski hali yoktu kızı için katlanıyordu.

 

Geldiklerinde Ezo onları güler yüzüyle karşıladı geldiklerine çok sevinmişti.

 

"Hoşgeldiniz ne iyi ettiniz de geldiniz Ahsen kuşumu özlemiştim"

 

"Hoşbulduk bizde Asel'imizi özledik gelip görelim dedik"

 

"Çok iyi yapmışsınız yenice emdi uyudu uyanır birazdan"

 

"Uyanınca severiz bizde prensesi"

 

"Ben bir çay koyayım" Ezo ayaklanıp mutfağa doğru gitti.

 

Naze hemen kalkıp giden kuzeninin arkasından gitti.

 

"Zahmet etme Ezo biz sizi görmeye geldik"

 

"Ne zahmeti çok mutlu oldum geldiğinize"

 

"Hep benim gelmemle olmaz Asel biraz büyüsün sende geleceksin"

 

"Geleceğim tabi ki zaten zor duruyorum"

 

Naze Ezo'nun dediğiyle birşeylerin ters gittiğini anladı önceden de biliyordu.

 

"Ezo neler oluyor ne var aranızda"

 

"Sıkıntı şu ki aramızda hiç birşey yok"

 

"Nasıl yani siz birbirinizi sevipte ailelerinizi karşınıza alıpta kaçmadınız mı?"

 

"Sevdik kaçtık yani benim için öyleydi Bayramın amacı paraymış geçte olsa anladım"

 

"Asel doğunca da mı düzelmedi?"

 

"Aynı hiç bir değişiklik yok annemi dinlemediğim için çok pişmanım Bayram için onları üzdüm abimin de başını yaktım"

 

"Boşver sen herkesi kendini düşün mutlu değil misin?"

 

"Değilim Naze hiç değilim"

 

Naze Ezo'nun mutlu olmamasına üzüldü keşke Bayram'la görüşmelerine önceden engel olsaydı onun art niyetini düşünememişti. Ezo'ya nasıl bir akıl vermesi gerekti bilmiyordu sessiz kalıp düşünmeye başladı.

 

Ezo'yla beraber çayları salona getirip oturdular. Berat'ın da keyfinin yerinde olduğu söylenemezdi zorla durduğu belliydi.

 

"Bayram çalışıyor musun?"

 

Bayram kendisine sorulan soruyla küstahca konuşmaya başladı.

 

"Yok sizden birşey bekledik sizde bize bir hisse vermediniz ağa damadıyım birde fabrikalarda mı çalışacağım"

 

Berat Bayramın konuşmasıyla gerilmeye başladı.

 

"O hisse olayı senin istediğin gibi hemen olmuyor diploman olması gerekir iş ve dil bilmen gerekir"

 

"Bilmesek ne olur yani siz yapıyorsunuz ya zaten"

 

Berat Bayramın kendini bilmezce konuşmalarına sinir oldu.

 

"Bedavadan para kazanmayı mı hedefliyorsun"

 

Naze Bayramın daha fazla saçmalamasına izin vermeden konuyu değiştirmek için bebeği alıp geldi.

 

"Bu küçük prenses uyanmış"

 

Kucağında getirdiği küçük kızla kocasının yanına oturup sevmeye başladı Ahsen annesinin bebeği sevdiğini görünce kıskanıp annesine sarıldı.

 

"Anneciğim bak buda kardeş seveceğiz tamam mı?"

 

Naze kızının kıskanmasını önleyip elini tutup bebeğin elini sevdirdi.

 

"Çok tatlı değil mi kızım"

 

Ahsen cümle kurarak konuşabiliyordu.

 

"Bizim olsun mu anne?"

 

Naze kızının sorusuyla aklı bebeğine gitti şimdi olsaydı doğmuş olurdu.

 

"Asel Ezo teyzenin kızı ama sen sevmek istediğin zaman gelir severiz onlarda bize gelir"

 

Ahsen annesinin dediğiyle kafasını salladı eğilip bebeğin yanağından öptü.

Naze ve Ezo gülümseyerek kızlarına baktılar.

 

"Oyyy yerim ben sizi"

 

Naze kucağında ki bebeği kocasına uzattı alsın sevsin istedi. Berat küçük bebeği nasıl tutacağını bilemedi tutmakta zorlandı.

 

"Ahsen'den sonra Asel küçücük geldi çok tatlı maşallah"

 

Bebeğin ağlamasıyla annesine uzatıp cebinden para çıkardı Asel için harcamasını istedi.

 

"Berat abi ne gerek var herşeyi var Asel'in"

 

"Olsun sen yinede birşeyler alırsın"

 

Berat ardından karısına döndü.

 

"Naze'm kalkalım hadi"

 

"Olur kalkalım" Naze kocasının dediğiyle ayaklanıp Ezo'yla görüştü.

 

"Ezo'm ne zaman istersen buyur gel"

 

"Gelirim Naze'm sende gel"

 

Berat'ta istemese de Bayramla tokalaşıp evden ayrıldılar. Naze kocasının yüzünden gergin olduğunu anladı.

 

"Gergin gözüküyorsun"

 

Berat karısının seslenmesiyle ona döndü gerginliğini yansıtmak istemiyordu.

 

"Bayrama takıldım bu herif niye böyle Ezo başka adam mı bulamadı sevecek küçük bebeğe Ezo'ya üzüldüm"

 

"Bende üzülüyorum Ezo mutlu değil biliyorum nasıl düzelecekler bilemiyorum yengemle konuşsam mı acaba"

 

"Biz karışmayalım yinede güzelim Ezo doğru zamanda kendisi konuşsun annesiyle sen yine de herzaman destek olursun"

 

"Olurum tabi ki" karı koca konuşarak yolu bitirip konağa geldiler onlar içeri girer girmez arkalarından Esma hanım ve Kadir ağada girdi.

 

"Siz nereden geliyorsunuz anne"

 

"Siz gidince bizde yengenlere gittik oturup sohbet edip geldik"

 

"İyi yapmışsınız anne yengemler nasıllar"

 

"İyiler selamları var bugün torunlarının cinsiyetlerini öğrenmiş onlarda sevinçlilerdi."

 

"Ne güzel nesi olacakmış"

 

Esma hanım Naze'nin merakla sormasının ardında burukça cevap verdi.

 

"Doktor erkek demiş"

 

Naze bebeğin erkek olduğunu duyunca aklına kendi bebeğinin cinsiyetini öğrendiği zaman geldi.

 

Berat karısının durgunluğunu görünce elinden tutup odaya doğru çıkardı.

 

"Allah hayırlısıyla kucaklarına almayı nasip etsin size iyi geceler anne biz odamıza çıkalım"

 

Odaya girdiklerinde karısının gözünden düşen yaşı sildi.

 

"Üzüldün mü?"

 

"Hayır bebeğin erkek olmasına üzülmedim aklıma oğlumuzun cinsiyetini öğrendiğim zaman geldi"

 

"Hep aklımızda olacak ama alışmalıyız Naze'm acısı hafiflese de ikimizin yüreğinde de sızısı kalacak"

 

"Adını bile ne hevesle koymuştuk senin gibi Yiğit olacaktı"

 

"Yiğit'imiz melek oldu ama senin gibi güzel Ahsen'imiz var"

 

"Evet tek sığınağım kızım"

 

Berat karısına sıkıca sarıldı. Naze de başını kocasının göğsüne yasladı en büyük dayanağı kocasıydı.

 

***

 

Sabah olduğunda Ahsen beşikten inmem için annesine seslendi.

 

"Anne , annee"

 

Naze kızının sesslenmesini duyunca yataktan kalkıp kızını kucağına aldı.

 

"Benim prensesim kalkmış mı?"

 

Kızıyla beraber kocasını öperek uyandırdılar.

 

"Günaydın babamız"

 

"Günümü aydınlatan güneşlerim"

 

Berat kendisini uyandıran karısıyla kızının yanağını uzunca öptü.

 

Kahvaltılarını yapmak için aşağı avluya indiler tatlı sohbetlerinin eşliğinde kahvaltılarını yaptıktan sonra Naze kocasını işe gönderdi. Odasında ki bir kaç işleri hallettikten sonra kayınvalidesinin yanına öğlen kahvesini içmeye gitti. Kayınvalidesiyle sohbet edip kahvesini içerken şoför Hüseyin Naze'nin yanına geldi.

 

"Gelin ağam kapıda bir kız var seni soruyor"

 

"Kim ki acaba geliyorum Hüseyin abi"

 

Naze kimin olduğunu merak etmişti ayaklanıp kapıya doğru gitti.

 

Naze konağın kapısına geldiğinde karşısında 15 16 yaşlarında sarışın bir kız çocuğu duruyordu. Kız Naze'yi görünce elini uzatıp adını söyledi.

 

"Merhaba ben Asya Arslan Nazif Arslan'ın kızıyım"

 

Naze kendisine gülümseyerek bakan kıza aynı tavırla gülümserken söylediği isimle anında gülümsemesini soldurdu arkada beliren adamla gözleri ona kaydı.

 

"Baba"

 

 

 

Bölüm sonumuz arkadaşlarım okuyan beğenen herkesten oy ve yorum bekliyorum yıldıza basmayı çok görmeyin fikirlerinizi de belirtmenizi istiyorum ❤️

Loading...
0%