Yeni Üyelik
44.
Bölüm

34.BÖLÜM

@hayaldeyazar

Bölüm şarkısı

Mevlam birçok dert vermiş

Beraber derman vermiş

Bu tükenmez derdime

Neden ilaç vermemiş

Diley diley diley yar

Fanidir dünya fani

Alırda vermez yari

Bu tükenmez derdimi

Tabiplerde bilmedi

Diley diley diley yar

🥀

 

 

Naze karşısında babasını görünce nutku tutuldu ağzından sadece 'baba' kelimesi çıkabilmişti anında arkasını dönüp hızla merdivenlerden yukarı çıkıp kendini odaya kapattı. Yatağın kıyısına oturup ağlamaya başladı yanlış görmemişti değil mi gelen babasıydı kaç yıldır gelsin diye beklediği babası artık gelmişti peki ya o kız kardeşimiydi varlığından bile haberi olmayan kardeşiydi şimdi ne yapması gerekti babasının karşısına çıkıp bağıra çağıra neden bırakıp gittiğinin hesabını mı soracaktı? Bırakıp gittiği gün aklına geldi sabah erkenden kaldırmış küçük bir çantaya eşyalarını doldurmuş apar topar amcasının evine getirmişti amcası ve yengesine emanet etmişti Naze'nin yanına gelip 'amcan ve yengen sana çok iyi bakacak onları üzme' diyerek vedalaşıp çekip gitmişti. Naze babasının arkasından koşarak 'baba gitme' diye bağırmıştı ama babası arabaya bindiği gibi gitmişti arkasında boynu bükük bir kız çocuğu bırakmıştı. O kız çocuğu çok iyi bir şekilde bakılıp yetiştirilse de babasının yokluğunu her daim hissetmişti düğününde gelmesini bekledi ama gelmedi gelmesin bir kere bile arasın sesini duyayım istedi ama babası aramamıştı sadece amcasını arayıp kızının nasıl olduğunu sorup kızıyla konuşmadan kapatıyordu. Naze hep içine attı neden sesini bile duymak istemediğini görmek istemediğini özlemediğini düşündü durdu gelsin bir kere de olsun gelsin istedi şimdi babası gelmişti Naze bir kez daha gerçeklerle yüzleşecekti.

 

Esma hanım Naze'nin bir koşu odasına çıktığını görünce korktu hemen Kadir ağaya seslendi beraber inip kapıda kimin olduğuna bakmaya gittiler. Kadir ağa karşısında Nazif'i görünce şaşırdı uzun zaman olmuştu omuydu bilemedi.

 

"Nazif sen misin?"

 

"Benim Kadir abi Naze'yi görmeye geldim"

 

"Hoşgeldin buyur geç"

 

Nazif kızıyla beraber konağın kapısından içeri girdiler.

 

Kadir ağa onları salonda misafir etti.

 

Esma hanım Naze'ye bakmaya gidecekken Kadir ağa durdurdu.

 

"Ben Naze'ye bakayım"

 

"Dur hanım Berat gelince bakar yalnız bırak kızı"

 

Esma hanım kocasının dediğiyle durdu yerine geçip oturdu.

 

"Osman'ın haberi var mı buraya geldiğinden"

 

"Var oraya gittim burada olduğunu söyleyince girmeden buraya geldim"

 

Kadir ağa Nazif'in dediğiyle başını salladı ardından gözleri yanındaki kıza kaydı.

 

"Anladım bu kız kim?"

 

"Kızım Asya"

 

"Tekrardan yuva kurdun öyleyse"

 

"Evet Kadir abi evliyim bir kızım bir oğlum var"

 

"Bunca yıl sonra burada ki kızını görmeye mi geldin?"

 

Nazif üzgünce bakarak konuştu.

 

"Evet Kadir abi abim vuruldu diyince görmeye geldim"

 

"Naze vurulalı 2 ay oldu Nazif"

 

Nazif suçlu olduğunu bildiği için kafasını yere eğdi. Kadir ağa Nazif'i sorguya çekercesine konuşuyordu.

 

Kardeşinin geldiğini gören Osman ağa telefonundan oğlunu arayıp Berat'a haber vermesini söyledi.

 

Rezan amcasının geldiğini duyunca aklı Naze'ye gitti babasını görmüş müydü nasıl bir tepki vermişti bunca yıl babasının yoklukluğunda onunla dertleşmişti şimdi yanında olamayacaktı. Kendi odasından çıkıp Berat'ın odasına girdi.

 

"Berat amcam gelmiş size gidiyormuş gitsen iyi olur"

 

Berat duyduğuyla şaşırdı Naze'nin babasımı gelmişti karısıyla daha yenice düzelirken birde babası gelmişti dağılan Naze'yi nasıl toparlayacaktı. Yerinden kalkıp hızla konağa gitti Naze'nin görmemiş olması için dua etti. Konağa geldiğinde kimseye bakmadan Naze'ye seslendi.

 

"Naze , Naze"

 

Esma hanım oğlunun seslendiğini duyunca salondan çıkıp oğlunun yanına indi.

 

"Naze babasını görünce kendini odasına kapattı"

 

Berat koşar adım merdivenlerden çıkıp odalarına girdi. Yatağın kıyısında yere oturmuş ağlayan karısını görünce yanına gitti.

 

"Naze'm kalk ağlama gözünü sevdiğim yapma"

 

Naze hıçkırıklar içinde konuşmaya çalıştı.

 

"Geldi Berat babam geldi kaç yıldır yolunu gözlediğim babam geldi"

 

"Tamam güzelim kalk hadi yanına beraber gidelim"

 

Naze hızla kafasını salladı.

 

"Hayır hayır gitmeyelim ben gitmek istemiyorum"

 

Berat elleriyle karısının yüzünü avuçlayıp konuşmaya başladı.

 

"Naze'm gidelim yüreğindeki yük birazda olsa hafiflesin sen kendin dedin kaç yıldır yolunu gözledim diye yüzleş gülüm ben yanındayım"

 

Naze kocasının dediğiyle gözündeki yaşları silip ayağa kalktı kocası haklıydı yüzleşirse anca ozaman yüreğinde ki yükten kurtulurdu hesap sormalıydı neden bırakıp gittiğini sormak istiyordu.

 

Osman ağa kardeşi Nazif'in Kadir ağaların konağına gitmesinin ardından onlarda arkalarından gitmişlerdi.

Kadir ağa ve Nazif'in konuşmalarına dahil oldu.

 

Nazif kızının neden vurulduğunu öğrenmeye çalışıyordu.

 

"Kadir abi Naze'yi kim neden vurdu?"

 

Osman ağa kardeşinin hesap sorarcasına konuşmasını duyunca sinirlenip bağırarak konuşmaya başladı.

 

"Sen bunca zaman gelmedin etmedin şimdi kalkmış hesap mı sorarsın ha Nazif"

 

Nazif abisinin sesini duyunca ona doğru döndü.

 

"Hesap sormak değil abi öğrenmeye çalışıyorum"

 

"Öğrenmeye çalışıyormuş bunca yıl neredesin sen koskoca 16 yıl geçti üzerinden bir kere bile aramadın kızını sormadın ne halde diye merak etmedin de şimdi mi ediyorsun"

 

Herkes sessizce abi kardeşin konuşmasını dinliyordu Nazif bu konuda da haksız olduğunu biliyordu.

 

"Ne deseniz haklısınız abi ben size bırakıp gittiğimde siz benden daha iyi bakarsınız sandım ailesi olarak sizi bellesin istedim"

 

"Biz çok şükür baktık evladımızdan ayırmadık üstün tuttuk Naze de bizim yüzümüzü kara çıkarmadı ama o kız hep babasını aradı evleneceği zaman gel dedim gelmem dedim torunun oldu biliyor musun sen hayır"

 

Nazif abisinin dediğiyle babannesinin kucağında duran küçük kıza baktı.

 

"Bu küçük kız Naze'nin kızımı?"

 

"Evet Naze'nin kızı senin torunun hatta bir torunun daha olacaktı ama Naze vurulunca yavruyu kaybettik senin kızın burada neler yaşadı senin haberin var mı ölümden döndü yavrusunu kaybetti doktor bir daha çocuğu olamaz dedi kızım zaten yaralıydı şimdi hiç kapanmayacak yara açıldı bunun en büyük sorumlusu da sensin"

 

Nazif gerçekleri duymasıyla yüzüne tokat gibi çarptı daha gencecik kızı bunları yaşamış olamazdı.

 

Berat ve Naze odadan çıkıp salona geldiklerinde Osman ağa ve Nazif'in konuşmalarını sessizce dinlediler. Naze amcasının son dediğini duyunca başından aşağıya kaynar sular döküldüğünü hissetti. Hayal kırıklığı içinde amcasının dediğini tekrarladı 'bir daha çocuğu olmayacak' elini kocasının elinden hızla çekip gözleri dolu bir şekilde kocasına döndü.

 

"Bana bunu nasıl söylemezsin"

 

Berat'ın korktuğu başına geldi karısının eninde sonunda öğreneceğini biliyordu ama bu şekilde öğrenmesini istememişti daha doğru bir zamanda kendisi söylemek istiyordu ama hayat burdan da vurmuştu. Pişmanlık duygusuyla karısına baktı.

 

"Söyleyecektim Naze'm birde ona üzülmeni istemedim"

 

Naze sitem edercesine konuştu sitemi onu bırakıp giden babasınaydı sitemi ona bu gerçeği söylemeyen kocasınaydı en çokta sitemi hayataydı yine Naze'yi alt etmeyi başarmıştı yavrsunu aldığı yetmemiş birde analığını almıştı.

 

"Üzüldüm hemde çok üzüldüm ne zaman mutlu olsam hayat bana hep sillesini vurdu zaten ne zamana kadar saklayacaktın benden Berat ben her gece bir bebeğimiz daha olsun diye dua ediyordum ki şuan öğrendiğim gerçek yüzüme tokat gibi çarptı"

 

"Allah'tan ümit kesilmez Naze'm deme böyle nolur"

 

Berat karısını kollarının arasına almaya çalıştı ama Naze izin vermedi.

 

"Dokunma bana"

 

Ardından bütün öfkesini akıtmak istercesine babasına bakarak konuştu.

 

"Hele sen , sen neden geldin bunca zaman neredeydin ben 16 yıl boyunca yolunu gözledim senin bir kez olsun gel istedim gelmeyi bırak sen aramadın bile ben senin sesini bile unuttum baba nasıl kıyıpta gittin hiç mi özlemedin beni hiç mi merak etmedin bir insan evladını nasıl bırakır gider he nasıl özlemez gelmek için neyi bekliyordun ölmemi mi cenazeme mi gelecektin?"

 

Nazif kızının yakarışlarına ne dese bilmiyordu karşısında bırakıp gittiği 5 yaşındaki kız yoktu büyümüş anne olmuş bir kadın vardı daha yaşı genç olsada yaşadıkları olgunlaştırmış bir kız duruyordu. Kızının yakarışlarına çektiklerini duyunca gözleri doldu nasılda özlemişti oysa ki yanına yaklaşıp ağlayarak sarıldı.

 

"Naze affet beni kızım affet ben senin yaşadıklarını göremedim yanında olamadım affet yavrum"

 

Naze babasının sarılmasıyla içini dökercesine hüngür hüngür ağlamaya başladı.

 

"Geçen yılları nasıl telafi edeceğiz benim babasızlığımın hesabını kim verecek kolay değil hiç birşey sizin sandığınız kadar kolay değil atlatamıyorum" babasının kollarından çıkıp herkese bakarak konuştu.

 

"Yalnız bırakın beni"

 

Kızını da kucağına alıp odasına gitti.

Berat karısının arkasından gitmek istedi yalnız bırakmak istemiyordu herşeyi beraber atlatmışlardı bunuda atlatacaklarını biliyordu.

 

"Nazee"

 

Kadir ağa oğlunun kolundan tutup gitmesine engel oldu.

 

"Yalnız bırak üzerine gitme yaşadıkları kolay şeyler değil"

 

"Baba kendi başına nasıl atlatacak beraber aşacağız herşeyi"

 

"Hepsi üst üste geldi oğlum Naze'yi de anla"

 

Berat ne kadar karısının yanında olmak istesede gitmedi kendiside söylemediği için suçluydu karısının gözündeki hayal kırıklığı buna şahitti.

 

Osman ağa Naze'nin bildiğini sanıyordu sinirle ağzından çıkmıştı Naze'nin onları dinlediğini bilmiyordu sinirle kardeşine döndü.

 

"Geldin yine herşeyi mahvettin Nazif ne işe yararsın sen kızına yine zarar verdin"

 

"Bana bu olanları söylemedin abi haberim yoktu ben suçluyum ama sende suçlusun ben zaten Naze'yi götürmeye geldim"

 

Berat Nazif'in dediğini anlamayarak tekrar sordu.

 

"Nasıl nasıl anlamadım Nazif amca Naze'yi götürmeye mi geldim dedin?"

 

Nazif karşısında kaşları çatılı duran Berat'a bakarak konuştu.

 

"Evet buraya gelirken ki düşüncem zaten öyleydi Naze'yi Almanya'ya götüreceğim burada yaşadıklarını orada unutur"

 

Berat Nazif'in dediğiyle kan beynine sıçradı Naze onun karısıydı nasıl götürmeyi düşünürdü.

 

"Ne diyorsun sen Nazif amca senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Naze benim karım hiçbir yere gidemez"

 

Kadir ağa oğlunu uyarıp sakince konuşmasını söyledi.

 

"Berat karşında ki normal biri değil kayınpederin doğru konuş"

 

Berat hayret edercesine babasına baktı.

 

"Ne dediğini siz duymadınız mı baba Naze'yi götüreceğim diyor ya benim karımı"

 

"Ne bekliyorsun Berat Naze'nin çocuğu olmayacakmış yarın birgün aşiret erkek çocuğu diye dikilmeyecek mi Naze'nin üzerine kuma mı getireceksin en doğrusu onu buradan götürmem olacak"

 

Berat kayınpederinin ısrarla götüreceğim lafı üzerine sakin kalmaya çalışıyordu ama nafileydi birde kuma olayını açıp gelmişti.

 

"Ne kuması ne çocuğu siz beni delirtecekmisiniz ben herşeyi yoluna koymaya çalışırken önümüze taş koyuyorsunuz ben karımı seviyorum hiçbir yerede göndermem duydunuz mu beni?"

 

Kadir ağa araya girerek ortamı yumuşatmaya çalıştı.

 

"Naze istemediği sürece kimse bir yere götüremez"

 

Berat daha fazla aynı ortamda durmak istemeyerek kendini konağın dışına attı. Delirecek gibi oluyordu ne karısını gönderirdi nede başka kadın düşünürdü bekarken bile düşünmemişti evliyken asla düşünmezdi Naze onun vazgeçilmeziydi.

 

Asya olanları ağzı açık bir şekilde izledi daha önce böyle bir ortamda hiç bulunmamıştı ne tepki vereceğini bilemedi ona göre herkes yabancıydı konuştuklarını bile birazını anlıyordu ama tek bildiği ablasının canının çok yandığıydı. Ortamdan uzaklaşıp ablasının yanına gitmek istedi onunla konuşup yakından tanımak istiyordu. Konağın bir kaç odasına baktıktan sonra ablasının odasını bulup kapıyı tıklattı ses gelmeyince usulca açıp içeriye baktı yatağın üzerine oturmuş ağlayan ablasını görünce içeriye girdi. Yanına yaklaşıp oturdu ablasını incelemeye başladı.

 

"Ne kadar da güzel yüzün var ama o yüzünü hüzün kaplamış"

 

Naze kafasını kaldırıp kendisine merakla bakan kardeşine baktı.

 

"Buraya geldiğimde öğrendim ablam olduğunu öncesinde bilmiyordum annem ya da Arda biliyor mu bilmiyorum babam buraya geldiğimizde söyledi"

 

Naze şaşkınca karşısında ki kıza bakarak sordu.

 

"Arda mı?"

 

"Evet Arda erkek kardeşimiz benden 5 yaş küçük 10 yaşında"

 

Naze kardeşleri olduğuna sevinse mi üzülse mi bilemedi babası bu zamana kadar ondan hiç bahsetmemişti bile en çok ona üzüldü gözünde bu kadar mı değersizdi bir ablanız var diyemeyecek kadar da mı cesareti yoktu.

 

Asya'nın gözleri Naze'nin yanında oturan kızına kaydı.

 

"Kızın da sana benziyor adı ne?"

 

"Ahsen"

 

"Adı da kendi gibi çok güzelmiş"

 

Asya ablasını konuşarak rahatlatmaya çalışıyordu ama Naze konuşurken bile gözünden yaşlar akıyordu.

 

"Canın çok mu yanıyor?"

 

"Hemde çok canımdan can aldılar kalbimde hiç kapanmayacak bir yara açtılar"

 

"Yaşadıklarını duydum hepsi çok üzücü ama artık burada durmayacaksın seni götürmeye geldik"

 

Naze anlamamış şekilde kardeşine baktı ne götürmesi nereye gidecekti burası onun eviydi.

 

"Götürmeye mi nereye?"

 

"Almanya'ya babam enişteme de söyledi gerçi o göndermem dedi ama kararlıyız seni burada bırakamayız"

 

Naze Asya'nın enişte diye kast ettiği kişinin Berat olduğunu düşündü enişte demesi hoşuna gitmişti bir anlık gülümsedi.

 

"Berat mı?"

 

"Evet Berat eniştem babam kuma mı getireceksin kızımın üzerine burada tutamam dedi"

 

Naze Asya'nın dediğiyle anında gülümsemesini soldurdu yüreği dağlandı bu diyarlarda en çok korktuğu şeydi kuma kuma gitmek kuma gelmesi hepsini korkarak dinlerdi kendisi odasına gittikten sonra konuştuklarını düşündü çocuğu olmayacağını öğrenmişti ne bekliyordu ki aşiret illaki erkek çocuk diye diretecekti kuma gelmesini isteyeceklerdi Naze bunu asla kabul etmezdi edemezdi Berat'ı başkasıyla düşünmesi bile onun sonu olurdu.

 

 

Bölüm sonumuz oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ❤️

Loading...
0%