Bölüm şarkısı
Sonuna kadar geldim aşkın
Kavuşamadım ben sana
Yetişemedim ben sana
Anlatamadım derdimi
Ağla gönül ağla
Bekledim inan seni hergün
Dayanamadım sevgisiz
Yaşayamadım ben sensiz
Anlatamadım derdimi
Ağla gönlüm ağla
Yazık ettin yazık
Kendinden çok bana
Gücüm kalmadı artık
Her yokluğunda
Aylar gecçsede yıllar
Geçse de bir ömür
Böyle sürse de
Ben seni unutamam
💔
Ezo herkesin yatıp uyumasını bekleyeseye kadar oturmuştu kocası zaten koltukta sızmıştı kayınvalidesi ve kayınpederi gelip nasıl olduğunu sorup çekip gitmişlerdi buradan durmasının artık hiç bir anlamı yoktu ne kızının ne de kendinin bu ailenin gözünde değeri yoktu anlamıştı oturduğu yataktan kalkıp dolaba doğru ilerledi sadece kendi getirdikleri eşyaları alıp çantasına yerleştirdi sonra kızının eşyalarını aldı zaten kızının eşyalarıda ya Berat'ın aldıkları yada ailesinin aldıklarıydı kocası ve ailesinin gram ne eşyası nede hakkı yoktu çantasına doldurduktan sonra fermuarını kapatıp eline aldı sonra uyuyan kızını uyandırmamak için usulca kucağına alıp sessizce odadan çıktı gözünün ucuyla kocasına baktı sızdığını görünce ayaklarının ucuyla basarak hızla hapsolduğu evden çıktı.
Bir kaç adım atıp bahçeden de çıkınca kafasını kaldırıp gökyüzüne parlak yıldızlara baktı gözünden yaş damlasada elinin tersiyle gözyaşını sildi bugün ağlamak yoktu bugün onun kurtuluş günüydü özgürlüğüne kavuştuğu için mutluydu daha fazla beklemek istemediğinden hızla konaklarına doğru yürümeye başladı kalbi korkudan ağzında atsada dua ede ede konaklarına vardı gece yarısı olduğundan herkesi uyandırmamak için kapıyı tıklattı şoförleri Şivan'ın uyanık olabileceğini tahmin etti.
İçi daha yenice geçmeye çalışan adam gece yarısı kapının tıklatılmasıyla hızla üzerini giyinip belinede silahını koyduktan odadan çıktı. Kapıyı açmadan seslendi.
"Kimdir o?"
Ezo Şivan'ın kalktığını duyunca ses vererek kim olduğunu anlamasını sağladı.
"Benim Şivan abi Ezo"
Şivan duyduğu sesle şaşırdı Ezo mu demişti kalbi istemsiz çarpmaya başlamıştı şaşkınlığını bir kenara bırakıp hemen kapıyı açtı karşısında yüzü düşkün dudağının kenarı kan olmuş ağlamaktan gözleri şişmiş kucağında uyuyan küçük kızıyla duran Ezo'yu görünce ne yapacağını bilemedi.
"Ezo bu halin ne?"
Ezo birşey diyemeden içeriye girmek istedi.
"İçeride konuşalım"
Şivan şaşkınlıkla kafa sallayıp kucağındaki kızını kendi kucağına alıp elinden de tutup içeriye avluda ki sedire otturttu. Şivan Ezo'nun yüzünü inceledikçe sinirleri tepesine çıkmaya başladı.
"Bayram piçi mi yaptı sana bunları"
Ezo hızla kafasını salladı ailesinin şimdi uyanmasını istemediğinden Şivan'ın sessiz olmasını istedi.
"Sessiz ol Şivan abi bizimkiler duymasın şimdi"
Şivan hızla ayağa kalkıp bir ileri bir geri adım atmaya başladı.
"Ne demek sessiz ol kimse duymasın Ezo sen ne dediğinin farkındamısın öldürürüm ben o şerefsizi nasıl dokunur lan o sana piç herif"
Ezo ayağa kalkıp Şivan'ın kolundan usulca tutup sakinleştirmeye çalıştı.
"Şivan abi lütfen sabah söyleyeceğim görecekler zaten şimdi nolur sessiz ol odama çıkayım"
Şivan Ezo'nun haline hem üzülüp hem sinirlenirken onu üzmemek içinde uğraş veriyordu.
"Ah be Ezo o Bayram itinden koca olmayacağı belliydi seni uyarmak istedim hele o kaçtığın gece keşke önüne geçip engel olsaydım"
Yıllardır kalbinde sakladığı sevdasını dile getirememişti kaçtığı gece de engel olmamıştı sevdiği kız gözünün önünden uçup gitmişti.
Ezo duygu dolu gözleriyle Şivan'a baktı keşke durdursaydı da bunları yaşamasaydı.
"Keşke engel olsaydın Şivan abi keşke ailemi çiğneyipte o şerefsize kaçmasaydım hayatımı mahvetti bundan sonra hayatımda ona yer yok tek kızım var"
Ezo sözlerini de söyledikten sonra kızıyla beraber odasına doğru çıktı. Şivan da çantasını alıp yanında odasına kadar eşlik etti.
"Senide rahatsız ettim kusura bakma"
Şivan hızla kafasını salladı.
"Ne rahatsızlığı o nasıl söz Ezo senin canın yanmış benimkini sor birde" Şivan ne dediğini anladığında konuyu değiştirmeye çalıştı. "Yani üzüldüm böyle olmasını istemezdim neyse gir hadi sen"
Ezo zaten kafasının karışıklığıyla ne diyeceğini bilemediğinden kafasını sallayıp içeriye girip kapıyı kapattı.
Şivan giren kızın ardından aklında Bayram'a yapacaklarını düşündü kendi kafasına göre hareket etmemek için Rezan'ın kapısını hafiften tıklattı. Rezan gece yarısı kapının tıklatılmasıyla hayra alamet olmadığını anladı yenice uykuya dalan oğlunu uyandırmamak için hızla üzerini giyinip kapıyı açtı.
"Hayırdır Şivan bu saatte?"
"Ağam kusura bakmayasın ama konu önemli sabahı beklemek istemedim aşağı gel konuşalım"
Rezan kapıyı kapatıp Şivan'la beraber aşağıya indiler.
"Noldu bakalım söyle?"
Şivan sıkıntıyla nefes alıp verdi.
"Ağam deminden Ezo geldi"
Rezan kardeşinin adını duyunca kaşları çatıldı bu saatte bu kızın burada işi neydi?
"Ne diyorsun sen Şivan Ezo buraya bu saatte nasıl gelir nerede?"
"Şimdi odasında ağam ama hali kötüydü Bayram şerefsizi kızı hırpalamış oda kucağında kızıyla beraber buraya gelmiş kimseyi uyandırmak istemedi odasına çıktı bana kalsa gidip Bayramı gebertirimde senin haberin olmadan ellemek istemedim"
Rezan duyduklarıyla kan beynine sıçramıştı canına mı susamıştı bu herif kardeşine ağa kızına nasıl dokunurdu.
"Sen burada beni bekle ben Ezo'yla konuşup geleceğim"
Rezan hızla Ezo'nun odasına çıktı yeğeninin uyumuş olabileceğinden usulca kapıyı tıklattı. Ezo Şivan'ın geldiğini sanarak kapıyı açtı karşısında abisini görünce istemsizce gözyaşları akmaya başladı.
Rezan kardeşinin halini görünce içi sızladı sinirini bir kenara bırakıp kollarıyla kardeşini sarmaladı.
"Ah Ezo'm bu halin ne o pezevenk sana bunu nasıl yapar ölüm onun hakkıdır"
Ezo abisinin kollarından çıkıp hızla başını sağa sola salladı.
"Hayır abi Asel'i düşün nolur onun babası Allah'ından bulsun pislik sen birşey yapma lütfen"
Rezan yatağın üzerinde masumca uyuyan küçük çocuğa baktı. En başından yılanın başını ezecekti de işte kardeşi engel olmuştu şimdide hem karısının kardeşiydi iki ucuda boklu değnekti.
"Sen bunları düşünme Ezo'm kızına iyi bak Bayram bunu çoktan haketmişti"
Ezo hızla çekip giden abisinin ardından öylece bakakaldı elini o pislik Bayram'ın kanına bulamasını istemiyordu abisinin ne kadar sinirli deli biri olduğunu da bildiğinden elinden sadece onun için dua etmek geldi.
Rezan merdivenleri hızla indikten sonra arabanın yanında bekleyen Şivan'ın yanına geldi beraber arabaya binip Bayram'ların evine gittiler. Rezan'ın kardeşinin halini gördükten sonra bütün sinir hücreleri uyanmıştı kafasında Bayram'a uygulayacağı türlü işkencelerin senaryolarını kuruyordu. Kafası dalgınken geldiklerini bile anlamadı.
"Ağam geldik"
Şivan da en az Rezan kadar sinirli olduğundan arabayı durdurur durdurmaz hemen arabadan inip Rezan'ın inmesini bekledi ona kalsa şimdiye çoktan Bayram'ın canını almıştı da yinede sabırlı olup beklemeyi seçti bu zamana kadar hep göz yummuş sabretmişti Ezo'nun iyiliğini mutluluğunu istemişti ama şerefsiz Bayram onu hiç haketmemişti.
Rezan arabadan iner inmez sert bir tekmeyle demir kapıyı kırıp bağırarak içeriye daldı evin içerisine girdikten sonra hızla odalara bakmaya başlarken salonda yeni yeni ayılmaya çalışan Bayram'ı görmesiyle yanına hızla gidip yüzüne kafa atması bir oldu. Bayram zaten daha tam ayılamamışken yediği kafadan sonra tekrar yere yığıldı. Rezan onun sarhoş halini görünce daha da delirdi tepesine çıkıp yumruklarını yüzüne indirmeye başladı.
"Lan seni şerefsiz adi sen benim kardeşime nasıl dokunursun piç herif"
Rezan durmadan yumruklarını indirmeye devam ediyordu sesleri duyup korkarak gelen kayınvalidesi ve kayınpederinin yakarışlarını bile duymuyordu. Kayınpederi Cahit yinede yapmaması için Rezan'ın kolundan tutup ittirmeye çalıştı. Rezan hızla yüzünü dönüp işaret parmağıyla uyarırcasına bağırdı.
"Sakın karışmayın yoksa sizi de mahvederim siz buna nasıl göz yumarsınız ha sizin kızınızın rahatı beyi yokken benim kardeşime bunu nasıl reva görürsünüz"
"Rezan ağam yapma dur hele oturup konuşalım karı kocadır onlar düzelirler bu kadar büyütmeye gerek yok"
Rezan kayınpederinin dediğiyle Bayram'ın üzerinden kalkıp Cahit'in yakasından tutup duvara çarptı.
"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu he siz kimin kızını gelin diye aldığınızdan haberiniz var mı lan mahvederim sizi başınıza yıkarım bu evi laflarını bilde konuş"
Şivan onları izlerken Bayram'ın hareketlenip cebinden çakısını çıkardığını görünce sertçe karnına tekmeyi atıp tekrar yere serdi bu seferde Şivan hem yumruklarını hemde tekmelerini savutturdu Bayram'ın ne konuşmaya ne de kalkmaya hali kalmamıştı sanki ölü gibi yatıyordu.
"Lan ben sana o kıza yanlış bir hareketini görürsem seni öldürürüm demedim mi lan?"
Şivan hem tekme atıp hemde ileriye kaçmadan aklından geçenleri söylüyordu Bayram'ı az çok biliyordu Ezo'yla konuştuğunu duyduğunda başta hazmedemedi Ezo'nun Bayram gibi ipsiz sapsız tekin olmayan biriyle görüşeceğini hatta seveceğini akıl bile edemedi ama bir gece yarısı onu Bayram'ı kaçarken görmüştü engel olmak istesede sırf Ezo'nun mutluluğu için elinden onları izlemekten başka birşey gelmedi Bayramı hep takip ettirdi nasıl davrandığını hep izledi bir ara onu bir kenara çekip uyarmıştı Ezo'ya hiç bir şekilde yanlış bir hareketi olmayacaktı ama Bayram bu sözünü çiğnemişti.
Rezan daha fazla dayanamayarak belindeki silahını çıkarıp Bayramın başına hizaladı.
"Seni gebertmeden bana rahat yok"
Kayınvalidesi ağlayarak Rezan'ın önüne geçerek oğluna siper oldu.
"Allah aşkına yapma ağam biz ettik sen etme ne olur bizlere acımıyorsan yeğenine acı o küçük sabi babasız mı kalsın he yapma Allah'ın adını andım sizinde küçücük çocuğunuz var Ceylan ne yapar abisini öldürünce nasıl durur yapma ağam"
Rezan bu sözleri dinleyip yüreğini yumuşatmak istemiyordu hem Ezo'nun dediğine hemde Ceylan'ı düşünerek Bayram'ı vurmaktan vazgeçti.
"Eğer ki bu şerefsiz bir daha kardeşimin karşısına dahi çıkmayacak yoksa bu sefer acımadan gebertirim onu duydunuz mu beni?"
Kayınpederi hemen konuya girdi.
"Aman ağam nasıl olur Ezo bu evin gelinidir Bayramın karısıdır nasıl karşısına çıkmaz"
Rezan sinirli bakışlarını kayınpederine çevirdi biraz daha konuşursa bu adamıda gebertecekti.
"Siz benim ne dediğimi duymadınız heralde bu evlilik bitmiştir Ezo bundan sonra Arslan'dır sizinle hiç bir ilgisi yoktur"
Rezan çıkıp gidecekken kayınpederinin dediğiyle durdu.
"Bu evlilik berdel oldu Rezan ağa Ezo bu eve gelmiyorsa Ceylan babasının evine geri dönecek ozaman berdel bozulur"
Rezan sakin kalmaya çalışarak arkasına dönerek bir iki adım yürüyüp kayınpederinin önüne dikildi.
"Bak Cahit sabrımı zorlama Ceylan benim karım onu benden kimse alamaz sen dahil" son sözünüde söyledikten sonra evden çıktıktan sonra arabaya binip konağa geri döndüler.
Ezo kızının uyumasından sonra odada daha fazla duramadı avluya inip abisigilin gelmesini bekledi her ne kadar kızına babalık yapmasada onu babasız bırakmak istemiyordu içinden birşey olmaması için duasını etti. Avlunun içinde bir iki gidip gelirken kapının açılmasıyla korkar adımlarla yanlarına gitti gelen iki adamında gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki korkarak sorusunu sordu.
"Birşey yapmadınız değil mi abi?"
İlk bakışlarını abisine yöneltti sinirden çenesinin gerildiğini görebiliyordu ses etmeyince ona bakan Şivan'a döndü.
"Şivan abi?"
Şivan Rezan'a bakıp birşey demeyeceğini bildiğinden söze girdi.
"Yapmadık ama o ölümü çoktan haketmiş Ezo"
Ezo gözlerini yumup derince bir nefes alıp verdi.
"Size birşey olmamış ya Allah'ından bulsun belasını"
Rezan kardeşinin ne zamandan beri Bayram'dan çektiğini merak ediyordu sediri gösterip oturmasını söyledi.
"Şöyle geç Ezo seninle konuşalım"
Şivan iki kardeşi yalnız bırakmak için yanlarından ayrıldı.
Ezo ürkek hareketlerle abisinin yanına oturup yüzünü ona doğru döndü.
"Söyle bakalım Ezo bu şerefsiz sana ne zamandan beri böyle davranıyor?"
Ezo evliliğinin en başından beri olan anılarını göz önüne getirdi ilk defa şiddet uygulamıştı ama ilgi alakası hiç yoktu hatta kocasından evlendiğinden beri çekiyordu.
"İlk defa elini kaldırdı abi böyle birşey yapmasına asla izin vermem yanında da durmazdım da ama ilgi alakası hiç yoktu kızımızla bile ilgilenmiyordu sevmiyordu eksiklerini almıyordu zaten onun tek amacı para yemekmişti benim ağa kızı olmam onun için şanstı bu yüzden sizden hep şirket hissesi istiyordu istediğini alamayınca da böyle oldu benimle beni sevdiği için değil ağa kızı olduğum için evlenmiş"
Ezo gözünün önüne getirip yaşadıklarını anlatırken sona doğru sesi çatallaşmaya başladı en büyük pişmanlığı ailesinin yüzünü yere eğdirmek ve abisini istemediği bir evliliğe zorlamak olmuştu.
"Affet beni abi sizin başınızı öne eğdirdim seni istemediğin bir evliliğe mahkum ettim affet" ağlayarak abisine sıkıca sarıldı.
Rezan kardeşinin pişmanlığını görebiliyordu zamanında ona o şerefsizle olmayacağını demişti ama kardeşi onları hiçe sayıp kaçmıştı ilk zamanlar konduramasa da affetmesede zamanla içinde ki buzlar erimeye başlamıştı şimdi ki halini de görünce daha fazla dayanamadı oda sıkıca sarılıp saçlarından öptü.
"Sana ben dedim demiştim demeyi çok isterdim Ezo'm ama öyle demeyeceğim ben senin arkandayım ne olursa olsun senin arkanda abin var sen yalnız değilsin"
Sabah ezanına kalkan Hesna hanım avludan gelen sesleri işitince kimin bu saatte konuştuğunu anlamak için odasından çıkıp ağır adımlarla aşağı indi seslerin biri Rezan'a diğeri ise Ezo'ya ait olduğunu duyunca şaşırdı kızının bu saatte burada ne işi vardı abi kardeşin sedirde oturmuş konuştuğunu görünce kaşlarını çatarak seslendi.
"Ezo"
Ezo annesinin sesiyle arkasını dönüp bakışlarını kaçırdı.
Hesna hanım kızının yüzünü görünce elleriyle ağzını kapatarak ufak çaplı çığlık attı hemen yanına gidip yüzünü avuçlayıp izlemeye başladı.
"Ezo'm bu ne halin ha güzel kızım noldu sana de hele annene"
Hesna hanım hem ağlıyor hemde kızını soru yağmuruna tutuyordu Ezo'nun anlattıklarını duyunca başından aşağıya kaynar sular döküldü bunlar başına nasıl gelebilmişti o kızlarını oğlunu el bebek gül bebek büyütmüştü kimseye ezdirmeden herkesin parmak gösterdiği çocuklar olarak yetiştirmişti şimdi canının bir parçası hiç haketmediği şeyler yaşamıştı kollarının arasına alarak kızına teselliler vermeye başladı.
Rezan daha fazla yanlarında durmayarak odasına gitti kapıyı açıp içeriye girdiğinde yeni yeni uyanmaya başlayan oğlunu beşikten alıp sevmeye başladı. Ceylan küçük bebeğin ağlama sesini duyunca gözlerini açtı karşısında üstü giyinikli kucağında oğluyla konuşan kocasını görünce şaşırdı.
"Rezan bu saatte nereden geliyorsun?"
Rezan Ceylan'ın sesini duyunca kucağında ki oğlunu annesine doğru getirip onun kucağına verdi.
"Sabah öğrenirsin Yiğit'in karnı acıkmış sen onu doyur" düz ve sert ses tonuyla konuşup odadan çıkıp yukarı terasa çıktı.
Gün doğmaya başlarken olanları düşündü bundan sonra o eve Ezo gitmeyecekti evli kalmaları mümkün bile değildi ya berdel bozuldu diyerek Ceylan da giderse ne yapardı ama Rezan ne Ezo'yu nede Ceylan'ı asla vermezdi.
***
Olayın üzerinden bir kaç günün geçmesinin ardından konakta ki herkes ne olacağını düşünüyordu Rezan kesin bir dille Ezo'yu boşatacağını söylemişti Osman ağa kızının haline ne kadar üzülsede her zaman arkasında olsa da yinede kızına boşanmak istediğini sormuştu Ezo da Bayramla hiç bir bağlarının kalmadığını zaten evliliklerinin sürmediğini söyleyerek boşanmak istediğini söyledi. Bunun üzerine Osman ağa aşiret ağalarına haber salıp kızının boşanacağını bildirdi. Mardin aşiret ağası olan İbrahim Hancı konağa gelip konuşmak istediğini söyledi.
İbrahim Hancı ve eşi Gülizar Hancı Arslan konağına geldiler. Erkekler yukarı salona çıkarken hanımlarda oturma odasına geçip sohbet etmeye başladılar.
Gülizar hanım karşısında oturan esmer güzeli kızı baştan aşağı süzdü bu konağa onu gelini almak için gelmeyi ne çok istemişti.
"Ezo kızımızın başına gelenlere hepimiz üzüldük senin için hayırlısı olsun kızım"
Hesna hanımda karşısında ki kadına hak verircesine konuştu.
"Ya öyle Gülizar hanım eli yüzü düzgün işinde gücünde dengi dengimize bir damat çok istemiştim ya olmadı göreceklerimiz varmış"
Ceylan kayınvalidesinin dediğiyle ters bakışlarını ona doğru yolladı her fırsatta kayınvalidesi denk olmadıklarını yüzlerine vurup duruyordu zaten bu olaylardan sonra biraz daha mesafeli olmuştu.
"Herşey tek taraflı olmaz bazen"
Ezo anlamsızca yanında oturan kıza doğru döndü ne yani şiddet uygulayan abisini mi savunuyordu?
"Bir gün abimden tokat yersen neler yaşadığımı ozaman anlarsın ki benim abim bir kadına el kaldıracak kadar alçak değil"
Ceylan tam ağzını açıp birşey diyecekken Hesna hanım araya girip olayı yatıştırmaya çalıştı.
"Ezo mutfağa git bir bak bakalım , Ceylan sende çocuğunla ilgilen hadi kızım acıkmıştır"
Ceylan da Ezo da misafir kadının yanında tartışmamak için odadan çıktılar.
Hesna hanım ve Gülizar hanım kendi aralarında sohbet ederken adamlarda salonda neler olup olmayacağını konuşuyorlardı.
"Osman ağa Ezo boşanacak dersin ama bilirsiniz ki Ezo Bayram'a kaçtı ve bunun karşılığın da berdel sağlanıp Ceylan bu eve gelin geldi"
Rezan konuşulanlar dönüp dolaşıp kendi ailesine gelince sinirleri gerilmeye başladı.
"Ee İbrahim ağa ne olacak peki?"
İbrahim ağa Rezan'ın tavrına karşılık dik duruşunu bozmadan ağır aksanıyla devam etti.
"Eğer Ezo boşanırsa berdel bozulur Ceylan da babasının evine döner"
Rezan sakin kalamayarak sinirle söylenmeye başladı.
"Ezo boşanacak başka yolu yok siz ne yapmaya çalışıyorsunuz he bende Berat gibi mi yapayım karımıda alıp başka şehre mi göç edeyim siz bunu mu istiyorsunuz töre töre töre ilk başta beni istemediğim bir evliliğe zorladınız kabul etmemek için diretsemde dinlemediniz tam herşey yoluna girmeye başladı yenice bir aile kurduk hop o aileyi bozmaya çalışıyorsunuz Ceylan hiç bir yere gitmiyor"
Osman ağa her zaman ki gibi gene dellenen oğlunu sakinleştirmeye çalıştı.
"İbrahim ağa Ezo mutlu olmadığı için boşanıyor Rezan mutlu böyle birşeyi kabul edemeyiz Ceylan'da gitmek istemez"
İbrahim ağa streslice bir nefes alıp verdi Rezan'ın dediğinden dönmeyeceğini biliyordu herkesede baş kaldırıp konuyu kapatacağını da biliyordu.
"Osman ağa isteğiniz olur Ezo boşanır lakin dul bir şekilde durması ne kadar münasip"
Bu sefer hiddetlenen Osman ağa oldu hiç bir zaman evlatlarına laf söyletmezdi.
"İbrahim ağa benim kızımdan yana çekincem yoktur her zaman başımın üzerinde yeri vardır alnıda aktır Ezo istemediği sürece hiç kimseyle evlenemez konu kapanmıştır Ezo boşanacak Rezan ve Ceylan'ın evliliği devam edecek bitti"
Osman ağa son sözünü söyledikten sonra ne İbrahim ağa nede Rezan ağzını açıp tek kelime bile etmedi.
Osman ağa ve İbrahim ağa sohbet ederken Rezan da yanlarından ayrılıp odalarına gitti oğluyla ilgilenen karısını görünce yanlarına gidip oturdu önce oğluna doğru eğilip mis gibi kokusunu burnuna çekip hafiften yanağına öpücüğünü kondurdu. Kafasını kaldırıp karısının yüzüne baktı ona karşı sevgisini gösteremese de Ceylan'a değer veriyordu yakınlaşıp alnına öpücüğünü kondurdu ama Ceylan'dan beklemediği hareketle karşı karşıya geldi. Ceylan kocasını göğsünden ittirip yüzünü çevirdi. Rezan karısının tavrı karşısında anlamsızca yüzüne baktı çenesinden tutup kendine döndürdü.
"Ne oluyor Ceylan?"
Ceylan hayret edercesine yüzüne baktı birde soruyormuydu?
"Birde soruyor musun Rezan ağa neler oluyor görmüyor musun abimin evliliğini bitiriyorsunuz sen gidip öldürmekle tehdit ediyorsun hatta öldüreseye kadar dövüyorsun yetmiyor babama saldırıyorsun annen zaten her fırsatta denk olmadığımıza dair laf sokuyor aşiret ağası berdeli bozmak için geliyor sen kalkmışsın neler oluyor diyorsun e söylesene Rezan berdel bozuldu mu gidiyor muyum babamın evine"
Rezan sinirlenen karısını sakinleştirmek istedi elinden tutup otutturmaya çalıştı ama Ceylan tuttuğu elide hızla çekti.
"Öyle birşey olmayacak berdel bozulmuyor babanın evine gitmeyeceksin senin evin burası benim yanım"
Ceylan sinirinden ufak çaplı kahkaha attı.
"Demek berdel bozulmuyor he sonrasında ne olacak Rezan beni ailemin yanına hiç zaman göndermeyeceksin izin vermeyecek misin?"
Rezan karısının kavga etmek istediğini anladı daha fazla uğraşmak istemedi.
"Yeter Ceylan ne istiyorsun ya tabi ki sürekli gitmene izin vermem Ezo'ya neler yapmışlar onun yerinde sen olsaydın ne yapardın he aileni savunma sakın boşanma yok"
Ceylan karşısında rahatça konuşan adamla daha da sinirlendi artık içindeki herşeyi dökmek istiyordu çok bile katlanmıştı.
"Boşanmak yok öyle mi söyle aşiret ağasına berdel bozuluyor ben boşanmak istiyorum Rezan ağa bundan sonra senin karın olmak istemiyorum çok bile katlandım"
Rezan duyduklarını idrak etmeye çalıştı oturduğu yerden kalkıp karısına baktı boşanmak mı istiyordu?
"Boşanmak mı istiyorsun?"
Ceylan tek bir nefeste cevabını verdi.
"Evet boşanmak istiyorum"
Rezan sinirinden bir o yana bir bu yana odanın etrafında gidip gelmeye başladı.
"Ben sen bana bir aile verdin diye herkese rest çektim be Ceylan benim karım hiç bir yere gitmeyecek dedim sen şimdi boşanmak istiyorsun öyle mi bunu dedin ya bana benim için bittin Ceylan"
Ceylan sinirinden akan gözyaşlarına aldırmayarak içinden geçenleri bir bir akıttı.
"Zaten varmıydım ki Rezan bir kere ya bir kere bile seni seviyorum demedin diyemedin dokunuşların bile hep zorunluluktan oldu sen benim çocuğumun adını bile sevdiğin kadının ölmüş çocuğunun adını koydun ve ben artık bunlara katlanmak istemiyorum daha fazla birbirimize zarar veremeyiz biliyorum sevmiyorsun sevmeyeceksin de beni oyalama"
Rezan karısının ağzından çıkan sözlere şaşırdı değer veriyordu her fırsatta da göstermeye çalışıyordu kendisi için ne kadar zordu ama yinede mutlu olmak için çabalıyordu.
"Demek katlandın öyle mi sen bana sevgini çok mu gösterdin Ceylan lan sen zaten evlendiğimizde biliyordun bunları ben sana bu evliliği gerçek yapmak istemediğimi söyledim sen istedin bizi aile yaptın şimdi kalkmış istemiyorum diyorsun söylesene sizin amacınız neydi?"
İki karı kocanın sesi odanın dışına çıktığından herkes odanın önüne toplaşmıştı Osman ağa ve Hesna hanım odaya girip girmemekte kararsız kalmışlardı yere atılan eşyaların seslerini ve durmadan ağlayan bebeğin sesini duyunca girmekte karar verdiler.
Ceylan eline aldığı vazoyu sertçe Rezan'ın ayağına doğru fırlatıp kırdı.
"Ceylan kendine gel çocuk bas bas ağlıyor yapma"
Rezan çığlık çığlığa ağlayan çocuğu kucağına alıp sakinleştirmeye çalıştı.
"Bitti diyorum anlıyor musun Rezan bitti boşa beni istemiyorum seni hakkım olanıda ver"
Osman ağa ve Hesna hanım onları öyle görünce ne yapacaklarını şaşırdılar Osman ağa oğlunun yanına giderken Hesna hanım gelinin yanına geldi.
"Ceylan kızım sen neler diyorsun böyle berdel bozulmuyor"
Ceylan hızla kayınvalidesine dönüp sertçe bakışını attı.
"Sen hiç karışma Hesna hanım en başından istemedin zaten bizleri al istediğin oluyor kızında oğlunda boşanacak"
Rezan karısının annesine hadsizlik yapmasına izin vermeyecekti.
"Ceylan yeter artık"
Ceylan komidinin üzerindeki çerçeveyi de alıp yere attı.
"Hayır yetmez biz boşanacağız"
Osman ağa gelininin hareketlerine nasıl tepki vereceğini şaşırdı.
"Kızım sakinleş bir neden boşanmak istiyorsun oğlum ne yaptı sana?"
"Görünenler ortada zaten Osman ağa bizi boşayın ve hakkım olanı verin"
Rezan karısının üst üste boşanacağız lafına iyice hiddetlenip ona istediğini verdi madem boşanmak istiyordu gitmek istiyordu durdurmayacaktı.
"Boşanacağız"
Biraz daha ilerleyip karısının önünde durdu.
"Boş ol boş ol boş ol"
"Şimdi çıkıp avukata gideceğiz ve sen bundan sonra bu konağın önünden dahi geçmeyeceksin şu sabinin yüzünü dahi görmeyeceksin"
Rezanın dedikleriyle herkes şok olmuş bir şekilde bakakaldılar. Ceylan gözlerinden akan yaşı silip başını dikleştirdi.
"Elbette çocuğumu göreceğim bu benim hakkım"
Rezan işaret parmağını sallayarak kesin dille konuştu.
"Ben izin verdiğim kadar göreceksin hakkından önce çocuğunu düşünseydin"
Ceylan hala ağlamaklı olan çocuğuna bakakaldı. Osman ağa araya girdi.
"Siz ne yaparsanız yapın ama bu çocuğa zarar verirseniz ikinizede mahvederim sen Ceylan madem boşanmak istiyorsun boşanın Rezan hakkınıda versin çocuğunuda istediğin zaman elbette gelip göreceksin o daha süt bebeği"
Rezan babasının dediği üzerine hemen söze girdi.
"Alacağı parayı çocuğundan önce düşünen bir anneye çocuk vermem ben buda benim son sözümdür istediğim zaman görür" ardından Ceylan'a döndü.
"Topla eşyalarını önce avukata ordan babanın evine gideceksin"
Hesna hanım olanlara gözyaşlarıyla izledi neler oluyordu böyle daha anne kuzusu torunu anasız mı kalacaktı yüreği el vermezdi Ceylan evladını nasıl düşünmezdi iki evladınında evliliği bitmişti neye üzüleceğini şaşırdı.
Torununu da alıp odadan çıktı. Ceylan eşyaları topladıktan sonra Rezan'la beraber avukata gidip dilekçe verdiler ilk celsede bitmesini istediler.
O günden sonra Arslan konağında iki boşanma gerçekleşti. Ezo boşanmasına sevinirken Rezan ne hissettiğini bilmiyordu evliliğini bozmak istemesede bozulmuştu artık olan olduğu için sadece oğluyla ilgilenecekti bundan sonra evliliğin e'sini bile duymak istemiyordu. Ezo kendisinden ötürü evlenip ve yine kendisinden ötürü boşanan abisinin yüzüne bakamıyordu aynı ortamda bile duramıyordu kendisini suçluyordu. Rezan bunu farkettiğinden kardeşiyle konuşmak istedi.
"Ezo kendini suçladığını biliyorum buna son ver"
Ezo mahcup bakışlarıyla abisine baktı.
"Abi böyle olmasını asla istemezdim senin hayatını mahvettim ben" diyerek ağzından bir hıçkırık kaçtı ağlamaya başlamıştı.
Rezan kardeşini kollarının arasına aldı.
"Seninle alakası yok o boşanmayı istemeseydi ben onu babasının evine göndermeyecektim böyle olmasını o istedi yapacak birşey yok"
Ezo hıçkırıklarının arasında zorla konuşarak cevap verdi.
"Keşke ben ona kaçmasaydım sende Ceylan'la değil başka biriyle evlenmiş olurdun hatta mutlu bir evliliğin bile olurdu abi herşey benim hatam"
Rezan hızla başını iki yana salladı.
"Bu bizim kaderimizmiş Ezo eğer Ceylan'la berdel olarak evlenmeseydim asla evliliği düşünmezdim mutluluk bana haramdı Naze'yi Berat'a verdiğimden beri mutluluk nedir unuttum ben bir tek Yiğit'in doğuşu mutlu etti beni"
Ezo abisinin dedikleriyle yüreği sızladı Naze'yi unutmadığını biliyordu anlaşılan o ki unutamayacaktı da..
Bölüm sonumuz Rezan ve Ceylan için okuyan arkadaşlarıma hayal kırıklığı olmuş olabilir ama Rezan Ceylan'ı sevseydi bir anlamı kalmayacaktı bana göre bir sevda yarım kalmalıydı bu hikayeye 3 kişi olarak başlamıştım öylede devam etmesini istedim o yüzden bana kızmayın lütfen 🥲 Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ❤️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
62.5k Okunma |
5.02k Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |