

Keyifli okumalar dilerimm. 💜💜
Dayım arayıp ceset'in Cafer'e ait olup olmadığının araştırıldığını yarın mahkemesi olduğunu ve bugün izinli olduğumuzu söylemişti.
Aşağıya indiğimde havanın çok güzel olduğunu gördüm.
Biraz daha ilerlediğimde Karam, Ayaz, Burak ve Bade'nin kahvaltı hazırladıklarını ve beni beklediklerini gördüm.
Yanlarında Buse'de vardı.
"Günaydın" aralarına dahil olduğumda Bade'nin Buse'ye karşı hoşnutsuz bakışlarını görünce sırıttım ve Karam ile ortalarındaki yerime oturdum.
"Günaydın ay ışığım "
"Günaydın abla "
"Günaydın maviş ay"
"Günaydın Doluş "
"Günaydın"
Gözlerim bize yakın olan kasedeki kahvaltılık sosa takılınca kaşlarım çatıldı.
"Bu sos nereden çıktı? "
Soruma karşı suratında beliren gülümseme ile Buse konuştu."Ben marketten alıp getirdim Karam çok sever"
Gözlerim alaycı bir tavırla kendinden emin küçümseyici duran Buse'ye döndü. "Karam o sosu hayatta ağzına sürmez "
"Hayır çok sever "
Bıkkın bir nefes verip gözlerimi üzerine diktim "Karam'ın maydonoz alerjisi var ve o markanın içinde maydanoz olduğu için yiyemez. Gerçi alerjisi olmasa bile yemezdi çünkü o maydanozdan nefret eder"
Buse bozulurken yan gözle diğerlerinin ve Karam'ın sırıttığını gördüm. Çok hoşuna gitmişti paşamın.
Keyifle çayımı yudumlarken tabağımı doldurmaya başladım.
Bade yan tarafta kulağıma eğilip fısıldamaya başladı. "Ben bu kızı hiç sevmedim. Sen gelmeden önce Karam'ın yanına oturmak istedi ama Karam onu karşıya şutladı. Alt tarafı birlikte çalıştılar diye ona yanlıyor kal- "
Gözlerimi büyütüp küfredecek olan Bade'in ağzına küçük bir parça ekmeği tıkadım.
Ağzındakini yutarken sırıttı. "Sakin ol kalbimin orta köşesi diyecektim" bende sırıtırken "vallahi bak sen çizgini biraz zor bozarsın ama ben birşeyler daha yaparsa kendimi tutamayıp belası olurum" dedi.
"Biliyorum biliyorum az kişi geçmedi elinden ama cidden sana kalmadan ben belası olacağım çok kaşınıyor"
Sırıtması büyürken 'ne sandın' ve 'sende az değilsin" der gibi göz kırptı.
"Konu Karam olunca herşey mübah diyorsun yani"
Susması için bir ekmek parçası daha tıktım ağzına "Badee saçmalama istersen"
"Ne var yalanmı?" diye homurdandı ağzındaki ekmeği çiğnedikten sonra.
"Yalan tabi kadının kendisi çok gıcık, kendini beğenmiş ve kendini bir halt sanıyor. Karam'la alakası yok"
"O konuda haklısın bak, birde geldiğinden beri Karam'ın içine düştü. Bir tek gel evlenelim sana vereyim demediği kaldı gerçi bu evlenmeden de vermeye razı gibi duruyor. "
Gözlerim büyürken boğazıma kaçan çayla öksürmeye başladım. İyileşen gözlerimi üzerine çevirdiğimde canım arkadaşım öyle bir sırıttı ki. "Oha! Bade"
Diğerleri bize dönerken olayı toparlamak adına gülümsedim. "Bade bana bir filmden bahsediyordu da sonu çok saçma ve ters köşeliymiş "
"Eee izleyelim o zaman" diye atıldı hemen Burak.
"Biz onu izledik Burakcığım başka bir film izleriz"
Gözlerim uyarıyla Bade'ye döndü. "Ayrıca o filmin sonu öyle değil Bade'ciğim bahsettiğin karakter hakkın rahmetine kavuşuyordu"
Bade keyifle sırıtırken kafasını salladı. "hı hı hatırladım şimdi "
Kahvaltımızı bitirince hep beraber oyun oynamaya karar vermiştik.
Tabu oynamaya karar verince takımlara ayrıldık. Bade ve Buse benim yanımda erkekler ise karşıdaydı.
Bade, Burak Karam, Buse Ayaz ve ben eşleşmiştik. Bu sıra ile yarışacaktık.
Bade kart çekip anlatmaya başlarken Ayaz yanında süreyi tutuyordu.
"Bardak yere düşünce ne olur? "
"Çatlar, patlar, kırılır "
"Hıh sonuncuya ek ekle "
"Kırılmak "
Böyle böyle bir iki kart daha bilmişlerdi. Son karta geçince Bade aklına gelenle sırıttı.
"Bunu hemen bilirsin bak, Karam ve Dolunay ne?"
Kaşlarım çatılırken gözlerim kısıldı. Sırıtmasından bizimle ilgili birşey olduğunu tahmin etmeliydim.
Burak aklına gelenle bir anda yükseldi. "Aşık, aşk aşk "
Buse ve ben hariç herkes kahkaha atarken Ayaz sürenin bittiğini söyledi.
Toplam 4 kart bilmişlerdi.
Sıra Karam ve Buse'deydi.
Şuana kadar 1 kart bilmişlerdi ve süreleri azalmıştı. "Hakan savcı bizi nereye göndermişti? "
Karam bir an ona boş boş baktı. "Adliyeye? "
"Değil değil, araştırma yapmak için "
"Süreniz bitti " diyerek araya girdi Ayaz.
Buse'nin omuzları düştü. "Çiftlikti "
Ayaz ve bende toplam 4 kart bilmiştik ardından tekrar oynamaya karar vermiştik.
Ama bu sefer bazı takımlar değişecekti. Buse ve Ayaz, Bade ve Burak, ben ve Karam olacaktı.
Buse ve Ayaz 3 tane bilmişti, Bade ve Burak 5 bilmişti ve sıra Karam'la bize gelmişti.
Ayaz süreyi başlatınca bir kart seçtim.
Kelime: Ay ışığı
Yüzümde gülümseme oluşurken gözlerimi Karam'a çevirdim.
Göz göze geldiğimizde gözlerinde parıltılar oluşurken o da gülümsedi ardından dudakları aralandı.
"Ay ışığı "
"Efendim" dedim bilinçsizce ona.
Yoksa bana seslenmemişmiydi?
Gülümsemesi büyürken gamzeleri gözüktü. "Kelime ay ışığı değil mi? " diyerek açıkladı kendini.
Gözlerim irileşirken şaşkınlıkla bakakaldım. Nasıl daha kelimeyi söylemeden bilmişti.
"Olmaz öyle anlatman lazım" diyerek itiraz etti Burak.
Burak'a göz devirip Karam'a döndüm. "Bana en çok kullandığın hitap"
"Ay ışığım"
Diğer kartı çektim.
"Kardeşinin ismi? "
"Yasemin "
Toplam 5 kart bilmiştik. Sonuncu kartı çektiğimde gördüğüm kelimeyle sırıttım.
Çiftlik gelmişti ve Karam'ın tekte bileceğine emindim ayrıca Buse'nin tepkisi beni çok keyiflendirecekti.
Gözlerimi Karam'a çevirdim. O zaten pür dikkat beni seyrediyordu.
Yüzünde bir gülümseme oluşurken "Duman?" diye mırıldandı sorarcasına.
Heyecanla onu onayladım. "Evet evet. Duman nerede? "
Duman bizim sahiplendiğimiz husky cinsi köpekti ve çiftlikte bulunan bir veterinerde tedavi oluyordu.
"Çiftlik" diye yanıtladı beni.
"Süreniz bitti "
Kazanmış olmanın çocuksu sevinciyle koşup Karam'a sarıldım. "Kazandık "
Düşmemem için sıkıca belimi kavrarken anlıma belli belirsiz bir öpücük bıraktı. "Kazandık güzelim "
Gözlerimi merakla kolları arasında olduğum adama çevirdim. "İlk kelimeyi nasıl bildin?"
"O da benim sırrım olsun" diyip sırıttı ve sol gözünü kırptı.
Şuan nedense onu aşırı öpmek istiyordum ama hem yeri değildi hemde öyle birşey yapmamam lazımdı.
Aklıma gelen fikirle heyecanla Karam'a döndüm. "Bir ara Duman'ı görmeye gidelim mi? onu çok özledim"
Bu fikir çok hoşuna gitmiş gibi baktı. "Gidelim tabiki, ne zaman istersen söylemen yeterli "
Omuzlarım düşerken dudaklarım asıldı ve heyecanım bir balon gibi söndü "Keşke şimdi görebilsek ama göstermezler "
Telefonumun çalmasıyla birlikte gözlerim telefonuma çevrildi. Arayan Gül'dü.
"Efendim Gül?"
"Müsaitmiydiniz savcım?"
"Müsaitim, söyleyebilirsin"
"Otopsi sonuçları kesin yarın çıkarmış Başsavcım iletmemi ve yarın hastaneye uğrmanızı istedi "
"Tamamdır Gül yarın orada oluruz "
"Peki savcım iyi günler "
"Sana da iyi günler"
Telefonu kapattığımda Karam ile göz göze geldik. "Yarın otopsi sonucu çıkarmış bizimde hastaneye uğramamız lazım"
"Olur uğrarız"
Üstümdeki pijamamsı kıyafetlerden kurtulmak için yukarıya çıkıp işimi hallettikten sonra geri aşağıya indim.
Hiç kimsenin olmadığını farkedince kaşlarım çatıldı. Nereye gitmişti bu millet?
Tam birilerine seslenecekken bahçeden veranda'ya gelen Karam'la şaşkınlık dolu bir sevinçle çığlık attım.
Çünkü kucağında Duman'ı tutuyordu.
Heyecanla onlara koşarken Karam'ın gamzeleri gözükecek şekilde sırıttığını gördüm.
Duman kendini Karam'ın kollarından kurtarıp bana doğru koştu. "Nasıl getirdin?"
Biz hasret giderirken ellerini cebine sokup gözlerindeki parıltılarla bizi izlemeye başladı. "Tedavisi bitmişti zaten bize geliyordu bende sen öyle dudaklarını asınca hızlandırıp sana sürpriz yapmak istedim"
"Ayrıca sen istedikten sonra benim için imkansız diye birşey yok ay ışığım. Sen tek sözünle tüm dünyayı ayağına serebilecek bir kadınsın ama bende o dünyayı senin için yakarım "
Eğilip Duman'ın kafasını okşadı. "Değil mi oğlum? Anne için herşeyi yaparız"
Bende eğilip Duman'ın kafasına öpücük bıraktım. Onu çok özlemiştim. "En çok beni özledin değil mi Duman'ım en çok anneyi özledin?" Duman havlayınca kahkaha attım. "Biliyorum biliyorum bende seni çok özledim."
Diğerleri de benim çığlığımla buraya toplanmış olacak ki bir ara Bade'nin "çok yakışıyorlar ne güzel aile olacaklar" dediğini duydum. Buse bozulsun diye söylediğine adım kadar emindim.
✨✨
Gece çok susadığım için mutfağa indim. Su alıp tezgaha oturdum ve suyumu içtim.
Kulağıma dolan belli belirsiz ayak sesleriyle birlikte gözlerimi gelen Karam'a çevirdim.
Benim önünde olduğum dolaba yönlenirken göz göze geldik. "Şu içmek için mi geldin? "
"Evet sen?"
"Bende öyle"
Elini kafamın arkasına koyup hafifçe eğdi ve diğer eliyle dolabı açtı.
Eliyle dolabın bana çarpmasına engel olmuştu. Bu adam cidden beni öldürecekti.
Neden bu kadar düşünceli olmak zorundaydı ki?
Aklıma gelenle birlikte sabahtan beri içimde var olan merakı gözlerime yansıtıp ona baktım "İlk kelimeyi nasıl bildin? Çok merak ettim"
Dolabın kapağını kapatırken ellerini iki yanıma koyup üzerime eğildi ve gözlerime baktı.
"Tek bir bakışın, gülüşün, nefes alışın o an ne hissettiğini, ne istediğini anlamam için yeterli ay ışığım"
"Ayrıca ne zaman sana ay ışığım desem yüzünde evrenin en güzel paha biçilmez gülümsemesi, gözlerinde yıldızlardan bile parlak ışıltılar oluyor ve bu dünyanın en güzel şeyi"
O an sanki kalbim durmuş, nefes almayı unutmuş gibi hissettim.
Öyle tepki verdiğimin farkında bile değildim hatta Ayaz gelmeden önce gülümsemeyi bile unuttuğumu düşünüyordum.
"Seni seviyorum Dolunay" diyerek bana doğru daha çok yaklaştı "hemde herşeyden çok seviyorum, sana aşığım"
Kendime bile itiraf edemesem de bende seni seviyorum Karam, hemde herşeyden çok.
"Korkuyorum Karam, tekrar aynı şeyleri yaşamaktan, güvenip yüzüstü bırakılmaktan, acı çekmekten, sensiz kalmaktan "
"Korkma güzel bebeğim benim hiçbiri gerçek olmayacak, herşey çok güzel olacak bize bunları yaşatan herkesi cehennemin yüz kat dibine göndereceğim"
Kafamı omzuna yaslayıp sakinleşmem için beni bebek gibi sarıp sarmaladı. Gözlerim kapanırken kollarında aşırı huzurlu ve güvende hissediyordum.
Kollarımı beline dolayıp ona daha çok sokuldum.
İki dakika hayata mola versem kimse ölmezdi.
Bana biraz daha yaklaşıp çenemi kaldırdı ve gözümün altına nazikçe zarif bir şekilde öpücük bıraktı.
Ardından anlımı öptü ve ilerleyip dudaklarını şakaklarıma bastırdı. Bir süre kokumu içine çektikten sonra burnuma, elmacık kemiğine, yanaklarıma minik öpücükler bıraktı.
Alınlarımız birbirine yaslanırken dudağımın kenarına da minik içimi titreten bir öpücük bıraktı.
Sonra o güzel dudakları aralandı.
"Moya lyubimaya chast' — eto zhenshchina, v ulybke kotoroy ya vizhu mir. Ty — moya zvezda na nebe."
(En sevdiğim yerim gülümsemesi olan, gözlerinde dünyayı gördüğüm kadın. Sen benim gökyüzündeki yıldızımsın.)
Bir anda kendimin bile beklemediği sabahtan beri istediğim birşeyi yaptım.
Dudaklarımız birleşirken dudaklarım öylece Karam'ın pembe, dolgun dudaklarında durup hareket etmedi.
Ben resmen Karam'ı öpüyordum.
Ağağağağağağağağağağa kalp krizi geçireceğim şimdi.
Nasılsınız canlarım? Umarım iyisinizdir.
Sizce cinayeti kim işledi ve ceset kim?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli. Desteklerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz?💖💖
Senin gibi parlak bir yıldız bu kitabın yıldızına basıp onu da parlatırsa çok sevinirim. ✨✨
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.06k Okunma |
323 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |