

Keyifli okumalar dilerim. 💜💜
Karam'ın koluna girip onu arabaya götürdüm. Saat gece yarısına geliyordu ve kaçırılalı yaklaşık 24 saat olmuştu.
Eve geldiğimizde Karam duş alacağını söyleyip banyoya gitmişti bende üstümü değiştirip yatağıma uzanmıştım.
Ne yaşamıştık ya biz?
Düşüncelere dalmışken kapım tıklatıldı. "Müsaitmisin Dolunay gelebilirmiyim? "
"Müsaitim gelebilirsin"
Kapı açılırken içeriye Karam girdi. Üstünde siyah bir eşofman ve aynı renk siyah bir tişört vardı.
Saçları hafif ıslak duruyordu.
"Uyumadığını düşündüm" dedi sessizce.
"Uyuyamıyorum, gelsene" yatakta kayıp ona yer açtım. Karam usulca yanıma gelip yatağa oturdu.
"Ben çok düşündüm. Buse'nin psikolojisi yerinde değildi. Ya beni kurtarmaya çalışırken sana zarar verseydi? O zaman ben kendimi nasıl affederdim? ben sensiz ne yapardım?"
"Bende aynı şeyi düşündüm Karam. İyiyim, iyiyiz ve ben ne sana, ne de kendime birşey olmasına izin vermezdim"
Gözlerini bana çevirdi. "Konuşurken bile o iğneyi sana saplayacak diye ödüm koptu Dolunay"
"Buse'nin sadece yardıma ihtiyacı var Karam o da böyle olmayı istemiyor ve istemedi "
"Biliyorum ama sen benim zayıf yerimsin Dolunay ve sana dokunulursa ortada cehenneme çevrilecek bir dünya bile kalmaz"
Gözlerinde bana bakarken ki yumuşaklık ve şefkat vardı ama arkasında dünyayı yıkabilecek bir adam vardı. Karam benim için herşeyi yapardı.
Başını eğip omzuma yasladı, şuanda o kadar savunmasız ve masum duruyordu ki...
Ona sarılıp rahat bir pozisyon almasını sağladım ve bende başımı omzuma yaslı olan kafasının üstüne yasladım.
"Biraz böyle kalsak olurmu? "
Boğuk ve mayışmış sesiyle birlikte masumca söylediklerine içim giderken tebessüm ettim.
Kollarımı beline dolayıp yanağımın altındaki saçlarına minik bir öpücük bıraktım.
"Dünyanın sonuna kadar böyle kalabiliriz"
Karam yan dönüp bana sarılırken kafasını boynuma gömdü. Derin bir nefes alıp kokumu içine çektiğini hissettim.
"Biliyormusun?" diye mırıldandı uykuya geçeceğini belli eden bir sesle. "Kokun hala sana ilk sarıldığım gibi, hiç değişmemiş. Halen dünyanın en huzurlu, en güzel kokusu" Öyle bir söylemişti ki sanki bana hasret kalmış gibi.
Öyleydi bana hasretti, ona hasrettim. Bizim yıkımımız bizdik aynı şekilde bizim ilacımız yine bizdik...
Elimi dalgalı, genlerindeki Rus'luktan dolayı çok az sarıya çalan saçlarına götürdüm ve okşamaya başladım. Karam'ın nefes alışverişleri düzenleşirken iyice mayıştığını anladım.
"Bana birşeyler anlatsana ay ışığım, bilincimi kaybetmeden önce senin güzel sesini duymak istiyorum"
Saçlarını okşamaya devam ederken mırıldandım. "Ne anlatmamı istersin? "
"Farketmez, sesini duyayım yeter"
Ne anlatacağımı düşünürken zihnime dolan anıyla tebessüm ettim.
"Birgün ilkokuldayken dilek balonu uçuracaktık. Biz ikinci grup olduğumuz için hava kararmaya başlamıştı. Benim balonum en son uçmuştu. "
Karam'ın kaşları havalanırken gülümsedi. "Neden? Karar veremediğin için mi? "
Teşhisine bende gülümsedim. "Aynen öyle birisini seçsem diğeri kalacaktı. Sonra yavaşça balonu havaya bıraktım ve gözlerimin üstünde uzun bir yolculuğa çıktı"
"Demek çocukken de böyleydin "
Sözlerine sırıttım. "Bende ikisini birden yazdım "
Karam uykulu bir şekilde ufak bir kahkaha atarken sırıtışım büyüdü. "Ne yapayım, yoksa diğeri olmayacaktı "
"Peki ne dilemiştin?"
Puslu anılar zihnime çökerken dudaklarım aralandı. "O gün yıldızlar yoktu ve bende birgün o yıldızlara bakıp doya doya izlemeyi diledim hatta onlara dokunabilmeyi "
Kıkırdadım "çocukluk hayali işte "
"Öbürü ise beni kendim gibi sevebilecek biriydi. Yarımdım, eksiktim ve terkedilmiştim. Dışlanıyordum dayım dışında hiçkimse beni sevmiyordu bende o an çocukluk yaptım "
"Birisi benimle gerçekleşti " diye mırıldandı Karam güzel gözlerini bana çevirirken. "Senin dileğin bendim, balonun benimle yükseldi ve beni sana getirdi "
Gerçekten benim dileğim Karam'mış.
Elini kaldırıp yanağımı okşadı ve çeneme öpücük bıraktı. "Sen beni diledin, bende hep seni bekledim. Adını, yüzünü, sesini bilmiyordum seni tanımıyordum ama kalbim hep sana aitti bunu içten içe biliyordum"
✨✨
Karam Kaçırıldığı Zaman Dolunay'ın Ağzından
İçimde fırtınalar koparken fotoğrafa uzunca baktım. Gözlerim Karam'ın boynuna takıldı. Küçük bir iğne izi vardı demek onu böyle bayıltıp kaçırmıştı.
Kendimi toplamalıyım Karam'ın bana ihtiyacı var. Ama ya ona zarar verirse.
Düşüncelerle ellerim titrerken önce Bade'ye aradım.
Telefon 2. çalıştan sonra açılırken kulaklarım arkadaşımın güzel sesi doldu "Efendim canım "
"Bade sana atacağım numarayı ve geldiği yeri araştır "
"Sen iyimisin? Sesin çok kötü geliyor. "
"Buse "
"Ne olmuş ona ?"
"Buse Karam'ı kaçırdı "
Kulağıma Bade'nin şaşkınlık dolu çığlığı doldu. "Ne demek kaçırmış? Şaka mı bu? "
Sinirle dudağımı ısırdım. "Değil birde tehdit edip fotoğraf atmış"
"Ee ama artık ben sıçarım onun ağzına"
"Biz birşey yapamayız Bade, kadın psikolojik hasta pskiyatriden raporu var ve aklı yerinde değil gidip geliyor "
"Olsun " diye mırıldandı kinle. "Bu bana, engel değil"
Bade ile aramamızı sonladırırken polisi aradım.
"Polis hattı, nasıl yardımcı olabilirim? "
"Kayıp ihbarında bulunmak istiyorum"
"Tabiki, 24 saat geçti mi? "
"Hayır geçmedi ama durum acil kaçırılma olayı "
"Malesef belirli bir süre geçmeden birşey yapamıyoruz "
İçimde birşeyler koparken sinirime hakim olmaya çalıştım. "Bana amirini bağla "
"Üzgünüm hanımefendi bağlayamam"
"Ben savcı Dolunay Yıldırım ya şuanda amirini bağlarsın yada karakolunuzu bulup her nerdeyse başınıza yıkarım "
"Tabi savcım hemen"
Adam telefonu amirine verirken tok ve bariton bir ses duyuldu. "Buyrun "
"Ben savcı Dolunay Yıldırım kaçırılma olayı var. Kaçıran şahısın psikolojik rahatsızlıkları var, ne yapacağı belli değil ve tehdit içerikli mesajlar gönderiyor"
"Anlıyorum kaçırılan kişinin bilgileri nedir? "
"Alex Karam Akaydın, 1995 doğumlu... "
Adam'ın sesi kesilirken şaşkınlıkla mırıldandı. "Savcı Karam Akaydın'dan bahsetme ihtimaliniz var mı? "
"Ta kendisinden bahsediyorum. Bana 24 saat gibi zırvalıklardan bahsedeceğinize acele edin. Ortada kaçırılmış bir savcı var gerekirse tüm emniyet birimlerini seferber edin "
"Emredersiniz savcım elimizden geleni yapacağız"
"Elimizden geleni değil fazlasını yapın"
Telefonu kapatıp yola çıkmak için arabama yöneldim.
Üzerinden neredeyse bir gün geçecekti ve ben çıldırmak üzereydim. Nefesim daralıyor, nefes alamıyordum.
Tam umudumu kaybedecekken telefonum çalmaya başladı. Bade arıyordu.
"Buldum " dedi heyecanla. "Dolunay buldum eski terkedilmiş bir binada saklıyor sana 45 dakika mesafede. Adresi hemen atıyorum "
Rahatlayarak nefes aldım. "Birtanesin sen birtane şu olay bitsin kapında kölen olayım"
"Oha, Dolunay Yıldırım benim kapımda köle olacak, demek onu bu kadar çok seviyorsun." aradan geçen birkaç saniyelik sessizlikten sonra tekrar konuştu. Seninle gelmemi istermisin? "
"Gelmene gerek yok ben hallederim"
"Tamamdır, yinede bana haber vermeyi unutma her an tetikte olacağım."
Bade'nin attığı adrese vardığımda arabayı park edip hızlıca indim. O an polis memurlarının"da geldiğini fark ettim.
Eski, terkedilmiş olan binaya girip adres deki bütün katları dolaştım. En sondaki daireye girmeden önce derin bir nefes aldım.
Allahım ne olur burada olsun ne olur burada olsun.
Kapıya bütün gücümle tekme attım. Kapı büyük bir gürültüyle kırılırken hızla içeriye girdim.
Günümüz
Sabah olmuştu hissediyordum ve hiçbir şey yapmak istemiyordum çünkü Karam'ın kollarında çok mutlu ve huzurluydum.
Gözlerim aralanırken Karam'ın uyuduğunu gördüm. Gözlerinin altında haifif morluklar olsa da bebek gibiydi ve mışıl mışıl uyuyordu.
Çok huzurlu gözüküyordu.
Yanağına öpücük kondurup saçlarını okşadım ve doya doya onu izledim.
O an kalbim usulca çarptı, böyle zamanlarda insanın içi tarifsiz hislerle doluyordu.
Onu kaybetme korkusunun ardından, şimdi burada, yanımda, sessizce nefes alıyor oluşu… Sanki hayat bana küçük bir mucize armağan etmişti.
Kulağımı göğsüne dayayıp bir süre kalp atışlarını dinledim. İşte bu dünyanın en güzel melodisi olmalıydı, Karam'ın kalp atışları.
Karam'ın yavaş yavaş kirpikleri kıpırdanmaya başladı. Gözleri açılırken göz göze geldik.
Uykulu bir bebek gibi çok sevimli duruyordu.
İster istemez tatlılığına gülümserken "günaydın" diye mırıldandım.
Karam'ın dudaklarında gülümseme oluşurken gözlerini tekrar kapattı. "Senin sesinle uyuyup, uyanmak dünyanın en güzel şeyi "
O an sadece biz vardık. Ne acı ne hüzün ne de başka birşey, sadece biz.
"Biraz daha uyuyalım mı? hiç kalkmak istemiyorum "
Karam bana sarılırken ona daha çok sokuldum.
"Uyuyalım güzelim henüz yapacak işimiz yok "
"Öğlen Buse'nin ardından Cafer'in mahkemesi var gitmemiz lazım " diyerek ona yapacaklarımızı hatırlattım.
Yüzünü buruşturup mırıldandığında dudaklarımda bir sırıtış oluştu. "Biliyorum güzelim gideriz"
2 Saat Sonra
"Karar "
Herkes ayağa kalkarken Buse ile göz göze geldik. Psikolojik sorunları olmasa...ona neler yapabileceğimi hiç kimse hayal dahi edemezdi.
Nazikçe gülümsedim ve dudaklarımı oynattım. 'Herşey güzel olacak ve Yağız'ı merak etme, bana emanet "
O da tebessüm edip dudaklarını oynattı. 'Teşekkür ederim belkide hepimiz için en iyisi budur'
"Sanığın psikolojik rahatsızlıklarından dolayı klinikte tedavi altına alınmasına, tedavi bittikten sonra 1 ay ev hapsine ve mesleğinden alınmasına karar verilmiştir "
Hakim tokmağı tok bir sesle vururken karar mühürlendi ve Buse hastaneye götürülmek üzere polislerin koluna girdi.
Onun için en iyi karar buydu. Bir an öncesi tedavi olmalıydı.
Karam ile senkronize bir şekilde mahkeme salonundan çıktık.
Göz göze geldiğimizde bana kafasını salladı ve yandaki mahkeme salonuna ilerledi.
Biraz bekledikten sonra üstüme kararlı bir şekilde cüppemi giydim. Bugün bitmemiş bir hesap daha vardı.
Adımlarım kendinden emin bir şekilde salona ilerledi. Kapıyı açıp içeriye girerken herkesin gözleri bana döndü.
Hakime dönüp selam verdim. "Geç kaldığım için kusura bakmayın ben savcı Dolunay Yıldırım, Cafer Ünal'ın davasına bakan savcı."
Etrafta fısıldalaşmalar olurken dudaklarımı kıvırdım.
Herkes benim kim olduğumu öğrenecekti.
Ve evet bu dava sadece küçük bir başlangıçtı.
Hellooo
Nasıldınız canlarım? Umarım iyisinizdir?
Bölümü nasıl buldunuz?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli. Desteklerinizi bekliyorum. Seviliyorsunuz. 💖💖
Senin gibi parlak bir yıldız bu kitabın yıldızına basıp onu da parlatırsa çok sevinirim. ✨✨
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.06k Okunma |
323 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |